nicebayan
Yeni Üye
yunus emrenin hayatı ve eserleri
Yunus Emrenin hayatı
Yunus Emre İsmail Hacının torunudur ve Karaman ’da H:638M:1240 yılında dünyaya gelmiştir Doğum ve vefat tarihlerin tam olarak bilinmemekle birlikte bu tarihler tahmini olarak yazdığı kitap olan Risüaletünnushıyye ’ den çıkarılmaktadırYunus Emre ’nin dedesi İsmail Hacı Horasan ’dan Anadolu ’ya göç etmiş ve Karaman oğullarından halen Karaman ’a 29 km uzaklıkta bulunan eski yerde geniş bir arazi satın aldığını Başbakanlık arşivlerindeki Yavuz Sultan Selim İl yazıcı defterinden öğreniyoruz Yer Alan belgedeki isimler az değişikle halen günümüzde kullanmaktadır Karaman oğulları beyliğini seçmelerinde onlarla olan akrabalık bağlarının bulunmasından kaynaklanmaktadır İsmail Hacı topluluğu Horasan ’dan gelip Larende ’ nin 29 km doğusunda, acilen Yeşildere Kasabası sınırları içerisinde bulunan vadiye yerleştikten sonradan burada bir zaviye kurdu Yunus Emre aynı zamanda buradan elde ettiği gelirlerle her gün yüzlerce muhtaca destek etmiştir Daha sonraları gerek kendi köyü olan Karyei Yunus Emre ’de gerekse Karaman ’da kiriş haneleri ve vakıflar zaviyeler kurmaya devam etmiştirOsmanlı devleti zamanında Yunus Emre ’nin mezarının Karaman ’da olduğuna dair belgeler ve deliller mevcut ve o zamanlar aksini söyleyen bir kimse yoktuÖte taraftan yine tarih araştırmacıları Yunus Emre ’nin tahsilini Konya ’da yaptığını ve kendisinden 3540 yaş büyük olan Mevlana ’dan ders aldığını belirtiyorlar Bu şart ister istemez Yunus Emre ’nin Karaman ’da bulunduğunu kuvvetlendiriyor Zaten Yunus Emre bu durumu şiirlerinde: “Mevlana hüdavendigar bize nazar kılalı, anın görklü nazarı gönlümüz aynasıdırMevlana meclisinde saz ile işret oldu, Arif maniye daldı, fazla biledir ferişteh diye belirtir Ama bir defa Hacı Bektaşi Veliden bahsetmez Osmanlı Devletinin aşağı yukarı her tarafını gezen meşhur Türk Seyyahı Evliya Çelebi 1648 yılında Karaman ’a gelmiş camileri ve türbeleri gezmiştirİşte Evliya Çelebi burada Yunus Emre ’den de bahsetmiş ve şöyle demiştir:Kirişçi Baba Camiinde, Yunus Emre hazretlerinin mezarı bulunmaktadır vssırası gelmişken öteki bir doküman var fakat hayli alaka çekicidir Halen Başbakanlık arşivi 18304 numarada belirtilen yer alan bu doküman; kısaca Yunus Emre ’nin türbesinin aydınlatılması için ödenek ayrılması hakkında 1235 tarihinde yazılmıştır
Bütün bu belgelerde Yunus Emrenin Karamanlı olduğu kesin olarak eskiden beri biliniyorduTarih hiç yalan söylemez
Takriben 700 yıldır Şiirleri Türk milleti göre dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır Sahiden de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde etik, hikmet, din, aşk gibi konuların anında hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur Mısralarında didaktik etik telkinlerinde bulunan Yunus Emre, gönül kırmamakkonusuna öbür bir tartı verir ve üstün bir değerolarak şiirlerinde bu konuyu dikkatle işler giderken Yunus Emre'yi öne çıkaran bir diğer önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri kanımca kendi hayatında uygulamasıdır Din işlenmiş olunca doğar muhabbetdiyen Yunus, İslam'ın dayanıklılık, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi öneri eder Yunus'un sanat anlayışı, dini ve ulusal değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe'nin en hoş ve en dinç özelliklerini kullanarak çevirmen olur Gerçekte de 11,12 ve 13 asırlarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında fazla yayılan tasavvufun Türk şairleri aralarında iki büyük sözcüsü vardır: Türkistan'da , Anadolu'da Yunus Emre Yunus Emre'nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini alt etmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe aleyhinde çıkmaktır Yunus Emre bununla beraber bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir Bu anlamda Mevlana'nın bir benzeridir O'nun Mevlana kadar fazla tanınmayışı ise, bir yana kullandığı dil olan Türkçe'nin Batı'da Farsça dek bilinmemesi, öte taraftan da Türk aydınlarının O'nu dikkatsizlik etmesindendir Yunus'taki insanlık sevgisi, az kalsın kendisiyle özdeşleşmiş sevgi felsefesinin bir parçası ve hatta sonucudur Nitekim Yunus'un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürüdür Yunus Emre'ye kadar ırk, din, mezhep, millet, millet, renk, mevki, derslik farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler oysa ki insanoğlu ruh yönüyle Allah'tan gelmektedir; öyleyse ırk hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus'un bir diğer kayda değer tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hükümetsizlik içinde çalkalanan ve Moğol istilaları ile mahvolan Anadolu topraklarında ortaya meydana çıkan sapık batınî cereyanların hiçbirine kapılmadığı gibi, bu akımların Türklerin bütünlüğüne zarar vermesi tehlikesi karşısında da yasaklayıcı bir rol üstlenmiştir Bu bakımdan bakıldığında Yunus Emre, ayrıca Türk şiirinin kurucusu, keza de ulusal birliğin önemli tutkallarından biridir Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla milli bir ustadır *
Yunus Emrenin hayatı
Yunus Emre İsmail Hacının torunudur ve Karaman ’da H:638M:1240 yılında dünyaya gelmiştir Doğum ve vefat tarihlerin tam olarak bilinmemekle birlikte bu tarihler tahmini olarak yazdığı kitap olan Risüaletünnushıyye ’ den çıkarılmaktadırYunus Emre ’nin dedesi İsmail Hacı Horasan ’dan Anadolu ’ya göç etmiş ve Karaman oğullarından halen Karaman ’a 29 km uzaklıkta bulunan eski yerde geniş bir arazi satın aldığını Başbakanlık arşivlerindeki Yavuz Sultan Selim İl yazıcı defterinden öğreniyoruz Yer Alan belgedeki isimler az değişikle halen günümüzde kullanmaktadır Karaman oğulları beyliğini seçmelerinde onlarla olan akrabalık bağlarının bulunmasından kaynaklanmaktadır İsmail Hacı topluluğu Horasan ’dan gelip Larende ’ nin 29 km doğusunda, acilen Yeşildere Kasabası sınırları içerisinde bulunan vadiye yerleştikten sonradan burada bir zaviye kurdu Yunus Emre aynı zamanda buradan elde ettiği gelirlerle her gün yüzlerce muhtaca destek etmiştir Daha sonraları gerek kendi köyü olan Karyei Yunus Emre ’de gerekse Karaman ’da kiriş haneleri ve vakıflar zaviyeler kurmaya devam etmiştirOsmanlı devleti zamanında Yunus Emre ’nin mezarının Karaman ’da olduğuna dair belgeler ve deliller mevcut ve o zamanlar aksini söyleyen bir kimse yoktuÖte taraftan yine tarih araştırmacıları Yunus Emre ’nin tahsilini Konya ’da yaptığını ve kendisinden 3540 yaş büyük olan Mevlana ’dan ders aldığını belirtiyorlar Bu şart ister istemez Yunus Emre ’nin Karaman ’da bulunduğunu kuvvetlendiriyor Zaten Yunus Emre bu durumu şiirlerinde: “Mevlana hüdavendigar bize nazar kılalı, anın görklü nazarı gönlümüz aynasıdırMevlana meclisinde saz ile işret oldu, Arif maniye daldı, fazla biledir ferişteh diye belirtir Ama bir defa Hacı Bektaşi Veliden bahsetmez Osmanlı Devletinin aşağı yukarı her tarafını gezen meşhur Türk Seyyahı Evliya Çelebi 1648 yılında Karaman ’a gelmiş camileri ve türbeleri gezmiştirİşte Evliya Çelebi burada Yunus Emre ’den de bahsetmiş ve şöyle demiştir:Kirişçi Baba Camiinde, Yunus Emre hazretlerinin mezarı bulunmaktadır vssırası gelmişken öteki bir doküman var fakat hayli alaka çekicidir Halen Başbakanlık arşivi 18304 numarada belirtilen yer alan bu doküman; kısaca Yunus Emre ’nin türbesinin aydınlatılması için ödenek ayrılması hakkında 1235 tarihinde yazılmıştır
Bütün bu belgelerde Yunus Emrenin Karamanlı olduğu kesin olarak eskiden beri biliniyorduTarih hiç yalan söylemez
Takriben 700 yıldır Şiirleri Türk milleti göre dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır Sahiden de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde etik, hikmet, din, aşk gibi konuların anında hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur Mısralarında didaktik etik telkinlerinde bulunan Yunus Emre, gönül kırmamakkonusuna öbür bir tartı verir ve üstün bir değerolarak şiirlerinde bu konuyu dikkatle işler giderken Yunus Emre'yi öne çıkaran bir diğer önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri kanımca kendi hayatında uygulamasıdır Din işlenmiş olunca doğar muhabbetdiyen Yunus, İslam'ın dayanıklılık, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi öneri eder Yunus'un sanat anlayışı, dini ve ulusal değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe'nin en hoş ve en dinç özelliklerini kullanarak çevirmen olur Gerçekte de 11,12 ve 13 asırlarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında fazla yayılan tasavvufun Türk şairleri aralarında iki büyük sözcüsü vardır: Türkistan'da , Anadolu'da Yunus Emre Yunus Emre'nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini alt etmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe aleyhinde çıkmaktır Yunus Emre bununla beraber bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir Bu anlamda Mevlana'nın bir benzeridir O'nun Mevlana kadar fazla tanınmayışı ise, bir yana kullandığı dil olan Türkçe'nin Batı'da Farsça dek bilinmemesi, öte taraftan da Türk aydınlarının O'nu dikkatsizlik etmesindendir Yunus'taki insanlık sevgisi, az kalsın kendisiyle özdeşleşmiş sevgi felsefesinin bir parçası ve hatta sonucudur Nitekim Yunus'un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi Yaradılanı hoş gör Yaradan'dan ötürüdür Yunus Emre'ye kadar ırk, din, mezhep, millet, millet, renk, mevki, derslik farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler oysa ki insanoğlu ruh yönüyle Allah'tan gelmektedir; öyleyse ırk hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus'un bir diğer kayda değer tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hükümetsizlik içinde çalkalanan ve Moğol istilaları ile mahvolan Anadolu topraklarında ortaya meydana çıkan sapık batınî cereyanların hiçbirine kapılmadığı gibi, bu akımların Türklerin bütünlüğüne zarar vermesi tehlikesi karşısında da yasaklayıcı bir rol üstlenmiştir Bu bakımdan bakıldığında Yunus Emre, ayrıca Türk şiirinin kurucusu, keza de ulusal birliğin önemli tutkallarından biridir Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla milli bir ustadır *