Son Konu

Zanaat nedir kime zannatkar denir öğrenelim

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Zanaat nedir kime zannatkar denir öğrenelim zanaat nedir kime zannatkar denir Merhaba Sevgili Melek'ler ve bizi ziyaret eden sevgili misafirler, sizler için bu yazımızda zanaat ve zanaatkar kelimelerinin açıklamasını yapacak ve tarihten bu güne zanaat hakkında fakat bilgileri aktaracağız 1549342643 1549342643 zanaatnedirkimezannatkardenirogrenelim5c5917b7b6e9czanaatnedirkimezannatkardenirogrenelim5c5917b7b6e9czanaatnedirkimezannatkardenirogrenelim5c5917b7b6e9c Zanaat Nedir Zanaat Kelimesi fazla sık kullanılan bir terimdir El becerisi ve sanat olarakta Eski dilde bir meslekte uzmanlaşan o mesleğin erbabı olan kişilere Zanaatkar Denilirdir Bugün sizlere Zanaat Konusu ile ilgili bilgiler sunacağız Zanaat: El becerisi ile yapilan kayıtlı meslek 1 Maddi ihtiyaçları karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte tecrübe gerektiren, pratik data ve el ustalığı ile yapılan iş 2 İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini yerine getirmek için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve beceriklilik gerektiren iş, sınaat Zanaat Nedir Zanaat Hakkında Bilgi? İnsanların maddî ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan, eğitim ve deneyim gerekti ren işe zanaat adı verilir Zanaatın hUner, beceri anlamı da vardır Bir işle, bir meslekle uğraşan yahut bir işte ustalığı ve mahareti olanlara da “sanatçı denilir İbn Haldun, insanların geçim yollarından söz ederken çiftçilik, sanat (zanaat, h itfa) ve ticareti tabiî geçim yolları olarak zikreder Ona tarafından zanaatlar genellikle insan toplumlarının göçebelikten medenî şehir hayatına (bedevîlikten hadarîliğe) geçmeleri ile birlikte ortaya çıkar Dolayısıyla zanaat büyük kasaba hayatının natürel bir sonucudur İbn Haldun, zanaatleri üç kısma ayırır: 1ister zarurî olsun ister olmasın insanların geçimi ile ilgili olan zanaatlen Dokumacılık, ipekçilik, marangozluk, demircilik gibi 2 İnsanın özel iğini teşkil eden düşünceye âit ilim ve zanaatler: İstinsah, deri, müzik, şiir ve ilim tahsili gibi 3 Siyasete (sevk ve idare) bilerek olan zanaatler: Askerlik gibi İbn Haldun, ayrıca zanaatleri (sanatları) basit ve mürekkep olarak ikiye ayırır Zarurî ihtiyaçlarla ilgili sanatları kolay, lüks (kemâli) ihtiyaçlarla ilgili olan lan da mürekkep sanallar olarak ifâde eder Halkın kaygusu sadece zarurî ve hayatî İhtiyaçlarını temin düşüncesine yönelirse marangozluk, demircilik, terzilik, kasaplık, tekstilcılık gibi kolay zanaatler ortaya çıkar Medeniyet gelişip millet lüks olan şeyleri istemeye başlayınca zanaatlerde de gelişme ve çeşitlenme görülür Daha zarif ve kalitesi üstün işler yapılmaya başlanır Kuyumculuk, ipekli dokumacılığı, ciltçilik, kaligrafi, tezhip, mûsikî ve şiir böyledir Osmanlılar, meslek, zanaat anlamında “hirfet (çoğulu “hiref) kelimesini de kullanmışlardır Osmanlılar devrinde, çeşitli zanaat kolları ve bu zanaatlere mensup olanlar için eski Ahi geleneklerine yan kalınarak bazı usûl ve kanunların tanzim edildiği görülür XIX yüzyıl sonlarında istanbul’a gelen Fransız mozaikçisi ve ressamı Pretextat Lecomte, 1903 yılında yayınlanan ‘Arts et Metiers en Orient’ adındaki eserinde Türkiye’de karşılaştığı zanaatlerden çinicilik, hâkk, mâden işleri, dökmecilik ve bakırcılık, camcılık, taş yontuculuğu, nakış, kalemkârlık, halıcılık, kumaş ve kadifecilik, saraçlık, kunduracılık, silâh işçiliği, ahşap işleri, telkari, cevahircilik, mühür yapımcılığı, minekârlık, tesbihcilik, kayık imâli, lokum, helva ve şekerleme yapımı hakkında bilgi vermektedir Anonim bir Kanunnâmei ehli hiref te ise kasaplar, aşçılar, başçılar, işkembeciler, börekçiler, şerbetçiler, lokmacılar, bakkallar, yoğurtçular, helvacılar, akideciler, terziler, astarcılar, abacılar, dellallar, iplikçiler, esirciler, papuççular, eskiciler, debbağlar, mumcular, oduncular, bez boyacıları, hamamcılar ve berberlerden bahsedilmektedir Eski Türk geleneğinde her zanaatin bir “piri (birincil ustası) olduğu kabul edilir Bu inanışa kadar terzilerin pîri îdris (as), marangozların pîri Nuh (as), debbağlann pîri ise Ahi Evran’dır Bazı peygamberler ve din büyüklerinin bu anlayış içinde çeşitli zanaatlerin pirleri olarak düşünülmeleri, hemen tüm zanaatleri bünyesinde toplamış olan Ahi teşkilâtına (daha sonra esnaf loncalarına) dinî bir kişilik de kazandırmıştır Eski zanaatkarların, yaptıkları işlere dinî bir vecd içinde sarılmalarının bir nedeni de bu inanıştır Günümüzde zanaat denilince genelde küçük sanatlar anlaşılır Şiir, müzik, resim, heykel, hat, tezhip gibi zanaatler ise “hoş sanatlar kavramı içinde ele alınır Sanayi devriminden sonra zanaatler kayda değer ölçüde sarsılmıştır Matbaanın, istinsah ve hat sanatını etkilemesi gibi Modem endüstrinin natürel sonucu olarak ortaya meydana çıkan hızlı imalât her ne kadar böylece çok zanaatin ortadan kalkmasına ya da zayıflamasına neden olmuşsa da, yeni bir takım zanaatlerin ortaya çıkışı da yine bu devirde olmuştur Mesela saraçlık ve nalbantlık bir fazla yerde değil olmuş, fakat modem teknoloji bunların yerine araba tamirciliği, kaportacılık, boyacılık gibi yeni zanaatlerin teşekkülüne zemin hazırlamış*tır Bu gelişmeler, Marksistler kadar savunulan, büyük endüstri ve kapitalizmin zanaatlerle birlikte orta sınıfı değil edeceği tezini tartışılır hâle getirmiştir Osman ÇETİN Bk: Ahilik, Lonca Zanaatkar Kime Denir Zanaatkâr ya da zanaatçı, sermayeden fazla nitelikli emeğini kullanarak mal üretiminde yer alan birey Zanaatkâr, zanaatle uğraşan kişi anlamına gelir Zanaat ise Türkçe’de el ustalığı isteyen işler1 anlamıda kullanılmaktadır Türkiye’de zanaatkâr deyimi daha fazla esnafla birlikte, esnaf ve zanaatkâr biçiminde kullanılmaktadır Burada esnaf, görece küçük bir sermayeyle daha fazla emeğini kullanarak mülk ya da hizmet üreten birey anlamındadır Zanaatkâr deyimi ise esnafa göre daha gizli ayrıntılı olup, maddesel ya da estetik ihtiyaçları yerine getirmek üzere mülk üreten esnaf anlamına gelmektedir  
 
Üst Alt