Son Konu

Atatürk'ün Çocukluğu'na Dair etkileyici Hikayeler

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler



ATATÜRK ’ÜN ÇOCUKLUĞU 1

Mustafa, annesi ve kız kardeşi ile birlikte dayısının çiftliğine gitti Akşamüstü çiftliğe vardıklarında dayısı onları fazla samimi olarak bir şekilde karşıladı Halhatır sormalardan, iltifatlardan sonra akşam yemeği yendi Yemekten daha sonra bir saat değin daha sohbet edildi ve arkasında geceyi vermek üzere odalarına çekildiler

Ertesi sabahleyin sabahın erken saatlerinde dayısı Mustafa ’ya çiftliğin her tarafını gezdirip gösterdi Öğle vaktine doğru bakla tarlasına gittiler Tarlanın kenarına geldiklerinde dayısı parmağı ile tarlasındaki tohumları yemekte olan kargaları göze çarpan ederek: “ Bak Mustafa, şu kargaları görüyor musun? İşte bunlar bizim baş düşmanımız Ben uğraşayım, çalışayım, onlar gelsinler tohumları yesin bitirsinler Oh ne ala, ne ala! Kimseye faydası olmaz şu karga murdarının Yaptıkları anca hasar, ziyan bir de şu korkuluğun omuzlarına, kafasına konarlar “ gak gak “ diye öterler yüzlü yüzlü Korkuluğun sadece adı korkuluk Şu hale bak Dört beş karga omuzlarına konmuş, yemişler tohumları, doymuşlar, güneşleniyorlar Gel Mustafa, kovalım şunları “ diye söylendi

Mustafa ile dayısının geldiklerini gören kargalar uçup gittiler sonra dinlenmek için bir ağacın altına otururlarken Mustafa, dayısına: “ Dayıcığım, bu tarla hep böyle midir? “ dedi “ Yani içinde çalışan, bekleyen olmadığı zamanlar kargalar tohumları yerler mi? “

Dayısı:

“ Yerler Mustafa ’m yerler Bunlar sahipsiz bir tarla görmesinler Onu, yirmisi toplanır gelir Böyle gündüzleri tarlada beklemezsen birkaç haftaya kalmaz toprakta bir tek tane bırakmazlar dedi Bunun üstüne Mustafa konuyu toparlama ihtiyacı hissetti: “ Peki dayıcığım, o zaman kargalar tohumları yiyip bitirmesinler diye sabahleyin akşama kadar bekçilik yapmak zorunda kalıyorsunuz “

“ Aynen dediğin gibi oluyor Mustafa Çiftlikte yapılacak bir sürü iş varken, ben buraya gelip karga peşinde koşuyorum Ne yaparsın fakat, bu bakla tarlası çok önemli Baklalar olgulaşınca keza kendimize yemeklik oluyor, ayrıca de arabaya yükleyip pazarda satıyorum; iyi de para ediyor “

“ Demek fakat burada bekçilik yerine getirmek işleriniz için büyük engel teşkil ediyor, sevgili dayıcığım O halde izin verirseniz yarından tezi yok kardeşim Makbule ile gelip burada bekleriz Siz de çiftlikteki işleri yoluna koyarsınız Kargaların tarlanızdan bir tek tohum yemelerine müsade vermeyeceğimi bilmenizi isterim “

“ Hay, sen aklınla bin yaşa, Mustafa! Bak bu hiç aklıma gelmemişti Daha önce daima düşünüp de içinden çıkamadığım bu büyük sorunu kolayca çözüverdin Bugün akşama değin burada kalırız Tarla bekçiliği nasıl yapılır tamamen öğrenirsin Zaten zorlama bir tarafı değil canım Birazcık özenli olup kargaları kollaman tatmin edici Akşama çiftliğe dönünce annene ben söylerim Onun da rızasını edinmek lazım “

Ertesi sabah erkenden yengesinin hazırladığı börekleri bir torbaya koyan Mustafa kız kardeşi Makbule ile birlikte dayısının bakla tarlasına geldi Gelir gelmez de, tarlaya inen kargaları kovalamaya başladılar Öğle vaktine dürüst ikisi de çok yorulmuştu Bunun sebebi: bir defa tarla oldukça büyüktü Bir tarafa üç beş karga tohumları yemek yemek için gelseler Mustafa ile Makbule derhal koşuyorlar kargaları kovalıyorlardı Aynı kargalar uçuyorlar, tarlanın öteki tarafına iniyorlardı Tarlanın bir başından bir başına koşup durmak onları yormuştu İşin içine diğer kargalar da karışınca koşul en ince ayrıntısına kadar çekilmez hal almıştı Öğle vakti bir köşede oturup yengesinin hazırladığı börekleri yerlerken Mustafa Makbule ’ye sorunu kökünden halledecek bir usul bulduğunu söyledi ve şunları ekledi: “ Makbule, kargaların bize oynadığı oyunun bilmem haberdar mısın? Biz bu tarlaya kazanç gelmez deneyimsiz olduğumuzu anladılar Kullanmak istediğim yöntem oldukça kolay Tarlanın ortasında yer alan kulübenin içinden tarlayı enlemesine bölen bir çizgi çektiğimizi farz edelim Bu çizgi tarlayı iki eşit parçaya böler Yukarı tarafta kalan parça biraz yatkın, burası benim olsun Altında tarafta kalan parça dümdüz, burası da senin olsun Herkes kendi bölgesindeki kargaların kovalanmasından sorumlu olacak Eğer kendi bölgenin ortalarına yakın bir yerde durmaya özen gösterirsen sabahki yorgunluğunun iki kat azaldığını fark edeceksin Hemen konuyla ilgili bana sormak istediğin bir şey var mı? “

“ Ne diyebilirim ki Mustafa abi Sen yapmamız gerekeni bütünüyle anlattın Burada bana düşen görev anlattıklarını eksiksiz olarak uygulamamdır “

“ Bravo sana Makbule Senin gibi laf dinleyen, kavrayışı adaleli bir muavin ile amaçlamak benim için şereftir Bu başarı yalnızca benim değil, ikimizin başarısı olacaktır Şimdi birazcık acele edelim, böreklerimizi yiyelim de işe başlayalım Bak kargalara, meydanı abes bulunca nasıl da çoğalıverdiler Ola Ki şu lahza için tarlanın üstünde uçmaktan başka bir şey yaptıkları değil lakin eğer telaş etmezsek birer ikişer tarlaya inmeye başlayacaklarına eminim Dayıma, kargaların tarlanızdan bir tek tohum yemelerine müsade vermeyeceğim, diyerek laf vermiştim “

Mustafa ’nın kendi buluşu olan usul başarılı oldu Akşamüstü hava kararmaya başladığında kargalar geceyi geçirmek için konaklama yerlerine giderlerken aç ve yorgundular Çiftlikte yenen akşam yemeğinden sonradan Makbule, o gün olanları ve kargaların ağlayan ve acınacak halde bir şekilde gidişlerini anlatırken, odada bulunanlar kahkahalarla gülmekten kendilerini alamıyorlardı Annesi Zübeyde Hanım, “ Benim Mustafa ’m çok akıllıdır “ diyerek sarı saçlı, mavi gözlü oğlunu gururla alnından öperken, Mustafa vakur halini hiç bozmadan duruyor, sadece gülümsemekle yetiniyordu *
 
Üst Alt