Son Konu

Adelet Bakanlığı'ndan Boğaziçi Tutuklamalarına Yönelik Savunmada Skandal İfadeler: 'Eşcinsellik Haram'

Garfield

Yeni Üye
Katılım
9 Ocak 2022
Mesajlar
171,000
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
45
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
s-1cd219f92e78d9fe69266ac629211bf97c0da1c5.jpg


Adalet Bakanlığı, Kabe soruşturması kapsamında yapılan tutuklamalara ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne verdiği cevapta, eşcinselliğin İslam'a göre haram olduğunu belirterek tutuklamaların kanuna uygun olduğunu savundu.





Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasının ardından ülke genelinde başlayan protestolar sırasında üniversite kampüsünde açılan bir sergide Kabe fotoğrafı üzerine Şahmeran tasviri ve LGBTİ+ bayrağı bulunan görselin yere serildiği iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında üniversite öğrencileri Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Uğuzeş tutuklandı. Hazırlanan iddianamede, "suça konu eylemin kin ve nefrete tahrik amacını desteklediği, soyut bir saygısızlığın ötesinde bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya elverişli olduğu" ve "kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı" ifade edildi. İddianamede, 2'si tutuklu 7 öğrenci hakkında "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" üç yıla kadar hapis cezası istendi.



DW Gündem'de yer alan habere göre, 30 Ocak'ta tutuklanan İTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi Uğuzeş, 17 Mart'ta tahliye edildi. Üniversite öğrencisi Uğuzeş, Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan sergide Kabe resmini içeren görselin yere serilmiş olması nedeniyle tutuklandığını ancak afişin asılmasına veya yere serilmesine katkıda bulunmadığını, sadece sergi esnasında orada bulunduğunu belirterek, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle  avukatları Levent Pişkin ve Deniz Yıldız aracılığıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

Bakanlıktan beklenen cevap, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanı Dr. Hacı Ali Açıkgül tarafından kaleme alındı. Bakanlık, yargılanan öğrencinin "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı nedeniyle tutuklandığını, dolayısıyla tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunduğunu savundu. Cevapta, "Söz konusu resmin ve yazının kamu düzeni açısından ne şekilde somut bir tehlikeye sebebiyet verdiği soruşturma belgelerinde açıkça ortaya konulduğu müşahede edilmektedir. Başvurucunun tutuklanmasına ilişkin kararın başkalarının haklarının korunması ve kamu düzeninin korunması yönünde meşru amaçlar taşıdığı değerlendirilmektedir" denildi. 

Adalet Bakanlığına göre Uğuzeş'in "suç işlediğinden şüphelenilmesi için inandırıcı nedenlerin ve kuvvetli suç şüphesinin bulunmadığı halde tutuklandığı" iddiası temelsiz. İsnat edilen suç göz önüne alındığında uygulanan tutuklama tedbirlerinin ölçülü olduğunun belirtildiği bakanlık yazısında, "Adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varılmasının, keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez" ifadelerine yer verildi.

'Düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya elverişli...'



Bakanlığın verdiği cevapta, iddianameden "kopyala-yapıştır" yapıldığı ve birebir aynı ifadeler kullanıldığı görülüyor. Eşcinselliğin İslam dini literatüründe "yasak" ve "haram" kabul edildiğinin belirtildiği cevapta, "İslam'ın tek yaratıcı olan Allah inancı ve tevhid inancına aykırı olan 'Şahmeran' figürünün yine İslam'ın ve Müslümanların yeryüzündeki en kutsal mekan olarak kabul ettiği Kabe'nin tasvir edildiği bir resim üzerine yapıştırılması suretiyle oluşturulması ve sergilenmesi değerlendirildiğinde, gayri muayyen kişilere yönelik alenen yapılan soruşturmaya konu eylemlerin LGBT olarak anılan bir sosyal kesim ve Türk toplumunun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman vatandaşlar açısından halkın sosyal sınıf bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik edici nitelikte olduğu iddianamede de olgusal temelleriyle birlikte ortaya konulmuştur" denildi

Adalet Bakanlığı, soruşturmaya konu görselin "bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olduğu ve halkın bir kesimini yoğun bir biçimde kin ve nefrete tahrik ettiğini" de savundu.
 
Üst Alt