Son Konu

AKNE (SİVİLCE) HASTALIĞI Akne nedir?

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Yüz, boyun, sırt ve gövdede yer alan, yağ bezlerinin aktivitesinden kaynaklanan, ciltten kabarık olarak
görülen, zaman zaman içi iltihaplı olabilen sivilcelerdir. Ergenlik döneminde en sık görülen dermatolojik
hastalıktır. 12-18 yaşları arasındaki bireylerin yaklaşık %40’ında görülür.

Aknenin oluşmasına neler neden olur?

Oluşumunda bir çok faktör rol oynar. Genetik olarak yatkın kişilerde yağ salgısının deri dışına atıldığı kıl-
yağ bezi kanalında kalınlaşma ve buradaki hücrelerin yapışkanlığından dolayı kanalın tıkanmaya meyilli

olması önemli bir faktördür. Diğer faktörler ergenlik döneminde artan yağ salgısının ( sebum) bu kanalda
birikerek komedon adı verilen siyah ya da beyaz noktaları oluşturur.masıdır. Gözeneklerin tıkanmasında
genetik faktörler kadar fiziksel faktörler de rol oynar. Fiziksel faktörler arasında sürülen yağlı kremler,
sıcak hava, terleme artışı, makyaj ve uygun cilt temizleyicilerin kullanılmaması sayılabilir. Akneye yol
açan diğer sebepler arasında ise; bu tıkanan gözeneklerdeki sebuma bakterilerin yerleşmesi ve burada
bir yangıya yani inflamasyona neden olması gelir. Bu şekilde oluşan aknede cildimizde kızarıklık ve
iltihaplanmış sivilceler görülebilir.

Aknenin nedeni karaciğer bozukluğu mudur?

Akne ile karaciğer bozukluğu arasında bir ilişki bulunmamaktadır ve bu iki hastalık arasında kurulan sıkı
bağ tamamen bir hurafeden ibarettir.

Aknede genetik bir yatkınlık var mıdır?

Ailesinde şiddetli akne sorunu olan bireylerde akne daha yoğun görülebildiği gibi hiç akne görülmeyebilir.
Fakat yine de genetik bir yatkınlık söz konusudur.

Diyet ile akne arasında bir ilişki var mıdır?

Yapılan bazı bilimsel çalışmalarda akne ile yediğimiz gıdalar arasında direk bir bağlantı bulunamamıştır.
Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda yüksek glisemik indeksi olan gıdalarla (Glisemik indeksi
yüksek olan besinler kan şekerinin hızla yükselmesine ve bunun sonucunda da pankreasın depolanmış
insülininin hızla kana verilmesine ve kandaki insülin miktarının hızla yükseltmesine sebep olur) aknenin
tetiklendiği belirtilmektedir. Bu yüzden bu tür gıdaların aşırı miktarda alınması ve tek yönlü olarak
kullanılması önerilmemektedir. Yüksek glisemik indeksi olan gıdalar; patates, beyaz ekmek, beyaz pirinç,
beyaz şeker, işlenmiş meyve suları, muz (olgun), karpuz, krakerler, mısır cipsi ve mısır gevreğidir. Bunun
dışında bazı hastalar çekirdek, yağda kızartma, çikolata gibi yağlı, kalori değeri yüksek ve hemen kana
karışan gıdalardan sonra akne şiddetinde bir artma tariflemektedir, bu hastaların akne şikayetini
arttırdığını düşündüğü bu tip gıdalardan uzak kalmasında fayda vardır.

Adet düzensizliği ile akne arasında bir bağlantı var mı?

Eğer bayan hastada akne ergenlik döneminde olmadığı halde ileri yaşta başlıyorsa, beraberinde adet
düzensizliği, kilo vermede zorlanma, çene, karın, sırt ve meme başı çevresinde aşırı kıllanma

şikayetlerinden bir veya birkaçı varsa hormon bozukluğu açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu
hastalarda özellikle yumurtalık kisti, yani polikistik over hastalığından şüphelenilir. Bu hastalıkta sivilce
şikayeti oldukça dirençlidir ve tedavisi erkeklerde kullanılan akne tedavisinden oldukça farklıdır. Genel
olarak unutulmaması gereken ise adet dönemlerinde çoğu bayanda akne şikayetinin artabileceğidir, bu
hormonların neden olduğu doğal bir süreç olup bir hastalık belirtisi değildir. Ayrıca gebelikte de
hormonların etkisiyle akne şiddetlenebilmektedir.

Akneyi sıkmak önerilir mi?

Hayır, kesinlikle akneyi sıkmak, oynamak önerilmez. Bazı akne tiplerinde ancak doktor gözetiminde akne
lezyonları boşaltılabilir. Kurcalanan aknede iltihap yayılabilir, kızarıklık artabileceği gibi, iz kalma riski de
artar.

Akne nasıl tedavi edilir?

Akne gibi çok yaygın görülen bir hastalıkta bir çok tedavi alternatifi mevcuttur. Hafif aknelerde sadece
yıkama ürünleri ve kremler yeterli olabilirken orta-ağır aknede ve hormonal aknede ağızdan hap
kullanımı gerekir. Bu haplar arasında en çok kullanılanlar antibiyotikler, A vitamini türevi ilaçlar ve doğum
kontrol ilaçlarıdır, fakat bunlar doktor gözetiminde ve kontrolünde uygulanmalıdır. Bunun dışında lazer,
kimyasal cilt soyma (peeling), deri içine iğneyle ilaç verilmesi de kullanılan yöntemler arasındadır.
Unutulmaması gereken her hasta birbirinden farklıdır ve her hastanın tedavisi ayrıdır.

Günümüzde akne tedavisinde başlıca 4 yol izlenmektedir.

1) Destekleyici tedavi: Bu tedavide hastalara deriyi temizleyecek çok sayıda temizleyici kozmetolojik
ürünler, sindetler, gül suyu, soda ve sabunlar önerilmektedir.
2) Topikal tedavi: Bu basamakta komedolitikler (azelaik asit, retinoik asit, benzoil peroksit, salisilik asit
vb), antibiyotikler (tetrasiklin, nadifloksasin, klindamisin, sodyum sulfasetamid, azitromisin) veya bunların
kombinasyonları doktor gözetiminde önerilmekte ve belli bir süre kullanılmaktadır.
3) Sistemik Tedavi: İlk iki tedavinin yetersiz kaldığı olgular sistemik tedavilerle tedavi edilmektedir. Bu tedavi çok etkili olmasına rağmen çeşitli yan etkileri de bulunmaktadır, ancak bu yan
etkilerin çoğunluğu tedavi esnasında veya sonrasında kaybolmaktadır. O nedenle mutlaka her türlü
şikayetiniz üzerine sizi takip eden hekime başvurmanız gerekmektedir. En önemli yan etkisi deride
yaptığı kuruluğa bağlı etkilerdir. Kan yağlarını arttırıp, nadiren karaciğer testlerini olumsuz yönde
etkileyebilmektedir. Bu nedenle genellikle hekiminizin kararıyla belli aralıklarda kan tetkiki yaptırmanız
gerekecektir. İlacı kullanırken en önemli nokta kesinlikle gebe kalmamanızdır. Doğurganlık yaşında olan
bayanların en az iki korunma yöntemiyle korunmaları önerilmektedir. Tedavi öncesi mutlaka gebelik testi
yaptırılmalıdır, tedavi boyunca gebelik testi yapılması istenebilir. Tedaviyi kestikten 2 ay sonra gebe
kalınabilir.
4) Diğer yöntemler: Aknenin güneş maruziyeti sonrası hafiflemesi nedeniyle günümüzde çeşitli ışık
tedavileri ve lazer tedavileri kullanılmaya başlanmıştır. Bu amaçla KTP (potassium titanyl phosphate)
lazer, 585 ve 595-nm pulsed dye lazer, diod lazer, radyofrekans ve fototerapi ile ilgili yapılan çalışmalar
bulunmaktadır. Bu tedavilerin etkinlikleri farklı ve tartışmalı olup maliyetleri de yüksektir. Özellikle akne
skarlarının tedavisinde ablatif (deriyi soyarak tedavi eden) ve nonablatif lazerler başarıyla

uygulanmaktadır.
5) Kombine tedavi: İlk dört maddede bahsedilen tedavilerin çeşitli kombinasyonları hekim tarafından
önerilebilmektedir.

Güneş ile aknenin ilişkisi var mıdır?

Güneş ışınları akneyi hafifletebilmektedir. Ultraviyole inflamasyonu baskılayarak etkili olmaktadır. Ancak
cilt tipine uygun, yağsız güneşten koruyucu ürünler tercih edilmeli ve direk güneş altında durulmamalıdır.

Akne tedavi edilmese de olur mu?

Akne kronik olması, psikolojik stres oluşturması, tedavi edilmeyince kalıcı izler bırakabilmesi nedeniyle
tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Eşlik eden farklı hastalıkların bulunabilmesi, bazı ilaçların akne
oluşturması ve piyasada uygunsuz çok sayda ürünün akne tedavisinde denemesi gibi pek çok nedenden
dolayı mutlaka bir doktor tarafından tercihen de (özellikle şiddetli olgular) dermatoloji uzmanı tarafından
tedavi edilmesi gereken hastalıktır. Tedavi için başvuruda bulunmayan hastalar genellikle hastalığının
geçeceğine dair inancını yitiren veya akneyi bir hastalık olarak görmeyip tedavisiz geçeceğini düşünen
kişilerdir. Bu yüzden beden ve benlik kaygısının yüksek olduğu ergenlik döneminde görülen, hastaların
psikolojisini de etkileyen bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmeli ve dermatoloğa
başvurarak uygun tedavi yollarını araştırmalıdır. Ayrıca verilen tedavilerin etki göstermesi için en az 2-3
hafta geçmesi beklenmelidir. Bu nedenle tedavide en önemli nokta; sabırlı olmak, hekimle uyumlu olmak,
verilen önerilere uymaktır. Hastanın uyumlu olması çok sayıda tedavi seçeneği olan bu hastalıkta
istenilen sonuca ulaşılmasını kolaylaştıracaktır.


 
Üst Alt