Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Hak aranacak yegane yer yargıdır. Bu noktada kimsenin kendisini hakim, savcı yerine koyma, mahkeme yerine geçme yetkisi yoktur" dedi. Gül'ün tabirleri İçişleri Bakanı Soylu'nun yargıya yönelik bildirisine karşılık olarak yorumlandı.
Türk Ceza Hukuku ıslahatı kapsamında, 1 Haziran 2015’te, temel ceza kanunlarının yürürlüğe girmesi münasebetiyle her yıl tıpkı tarihte düzenlenen Türk Ceza Hukuku Günleri’nin 16’ncısı başladı.Etkinlikte konuşan Adalet Bakanı Gül, yürütülen faal soruşturmaların ehemmiyetini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Elbette soruşturmada temel olan kapalılıktır. Lakin bu kapalılık, hakikati toplumdan kaçırmak manası taşımaz. Bu sürecin gayesi; bir yandan kişi onur, onur ve haysiyetini korumak, öteki yandan soruşturmanın somut kanıta dayalı olarak tesirli yürütülmesini sağlamaktır. Hasebiyle bir hata tezini ve işin aslını araştıracak olan savcılarımızdır. Kanunlar çerçevesinde, kanıtlar ışığında adil kararı verecek olan da yargıçlardır, mahkemelerdir. Hak aranacak yegane yer yargıdır. Bu noktada; kimsenin kendisini hakim-savcı yerine koyma, mahkeme yerine geçme yetkisi yoktur. 'Bırakalım yargı vazifesini yapsın' diyorsak -ki bu mevzuda hepimiz birebir fikirdeyiz- o halde yargının misyonunun kanunları uygulamaktan ibaret olduğunu da unutmamalıyız."
"Kanunu uygulayan hakim ve savcının gaye gösterilmesi mazur görülemez"
"Hakim, bilhassa de ceza hakimi, bir yaptırım kelam konusu olduğunda kanunun lafzını tekrar etmek zorundadır" diyen Gül, şöyle devam etti:
"Hakimin adeta 'pozitif kanun koyucuya' dönüşmesi hiçbir halde kabul edilemez, sistemimizde aslında bu mümkün de değildir. Yargının kendi natürel ve doğal mecrası içinde çalışması beklentisi, bu olağan ve doğal işleyişe saygıyı da gerektirir. Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin itham edilmesi, gaye haline getirilmesi hiçbir biçimde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir. Kanunu değiştirme muhtaçlığı ortaya çıkmışsa kanunda bir eksiklik olduğu düşünülüyorsa bu sürecin adresi aşikardır. Ortaya çıkan toplumsal yahut türel gereksinimler doğrultusunda kanunu değiştirmek yahut düzenlemek Meclis'in misyon ve yetkisindedir."
Soylu'ya mı cevap verdi?
Adalet Bakanı Bakan Gül'ün açıklamaları İçişleri Bakanı Soylu'nun yargıya yönelik iletisine karşılık olarak yorumlandı.
Habertürk yayınında Sedat Peker'in tezleri üzerine konuşan Soylu, yargıyı işaret etmişti. Peker'in kardeşi Atilla Peker'in Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili gözaltına alınması gerektiğini söyleyen gazetecilere şu karşılığı vermişti:
"Anama sövdüler itirazımı lisana getirdim. Hala toplumsal medyada itiraz ediyorum, sizin isminize itiraz ediyorum. Bugün bunun (Atilla Peker) alınması için KOM Dairesi'ne yazı yazdım. Benim mi yazdırmam lazım, resen devreye girilmesi lazım değil mi? Benim misyonum İçişleri Bakanı olarak önleyiciliktir. Sıkıntıyı gördüğüm an müdahale etmektir. Olay çıktıktan sonra olay sonu raporu yazmak değil. Kutlu Adalı cinayetinde en ufak bir şey açık duruyorsa bizim namus sorunudur."
