Son Konu

çanakkale cephesinden olaylar

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
NORFOLK ALAYI

10 Ağustos 1915 Çanakkale Güneşin göz kamaştıran parlaklığı,topların tükenmek bilmeyen gürlemelerine karışıyor Gelibolu savaşının son dönemi, cehennemi Çanakkale'ye taşımız Siperler fırın gibi Savaş kokusu ile doymuş sıcak bir rüzgarovada eserken ,ince bir toz tabakasını da birlikte havaya kaldırıyor Yiyeceklerin, siperlerin, ölü ve yaralıların üstüne bulutlar halinde çöken kocaman yeşil sinekler, dizanteriye yakalanan İngiliz askerlerini perişan ediyor
İngiliz askeri tarihinin en büyük yenilgilerinden birine adım adım yaklaşıyor
İngiliz komutan Sir Lan Hamilton, dehşet bir yenilgiye uğrayacaklarını sezmiş, savaşı kazanmanın tek şansını, taze kuvvetlerle birlikte yapılacak büyük bir saldırıda görmüştü
Kraliyet Norfolk Alayı taze kuvvetlerin bir parçası olarak 29 temmuz 1915 de İngiltere'de gemilere bindirilidiler Savaş tecrübeleri yoktu Ordu mensuplarınca tatil gecesi askerleri diye anılan savunma birliklerine bağlıydılar Norfolk alayı, savaş hattı ardından iklime alışmak için bekletilmeden 10 Ağustos günü Suvla Koyu'nda unutulmaz bir macera yaşamak hayali yerine cehennemi hatırlatan bir kabusla karşılaştı
Sahile yakın bir yerdeki tuzlu gölü ,kavurucu yaz sıcağının etkisi ile kurumuş ve güneşin parlaklığını ve ısısını ayna gibi Norfolk alayı'nın üzerine yansıtıyorduKuzeydeki Kireçtepe, iki yanına KAvaktepe ve Tekketepe, güneyindeki sarıbayır arasından kalan Suvla düzlüğü, dev bir arenayı andırıyordu İngiltere'nin Dereham kasabasında toparlanan Norfolk Alayı 4 ve 5 taburları, anayurtlarından uzakta bu topraklarda kendilerinden önce gelenlere kabir olan bölgede şaşkına döndülerSavaşta her şey olabilirdi fakat, Norfolklular, savaşın açık havada başlarına gelecek olayı asla düşünemezdi
Sir Hamilton, Tekke ve Kavaktepelerine bir gece karanlığında ani ve hızlı bir atak yapmayı planlamıştı Bu iş için 12 Ağustos gecesi 54Tümen ilerlemeye başladıİçlerinde Norfolkluların tugayı da bulnuyordu Tepelerin yamacına değin gelecekler ve şafak sökerken saldırmak üzere hazırlanacaklardıAma Anafarta Ovası denilen yerde, Türk askerinin pusuya yattığı sanılıyordu Bu yüzden Norfolkluların bir Tümeni önde gitgide artarak yolu açsın diye 12 Ağustos öğleden daha sonra harekete geçti
Bu öncü tümenin ilerleyişi tam bir bozgunla sonuçlanmıştı Gelibolu Savaşında İngilizlerin gösterdiği şaşkınlık ve beceriksizliğin tipik bir örneğini verdiler Öğleden sonra saat 4 te topçu desteği ,başlayacaktı Ama 45 dakikalık bir geç kalma olduHaberleşme hatası yüzünden gecikmeyi öğrenemeyen topçu desteği boşu boşuna,saatinden önce başladı ve boşu boşuna alev gücünü harcadı
Savaş alanı hiç incelenmemişti İngiliz komutanların, arazi hakkında bilgileri yoktu,hedefleri hakkında tam bir karara varamamışlardı Haritaların çoğu son anda çalakalem çizilmişti ve yarımadanın diğer tarafını gösteriyordu Türk kuvvetlerinin gücünden de habersizdiler
4Norfolk Taburu ,geride almak üzere, 163 tümen, gün ışığında çıplak ovayı geçmeye çalışmanın bariz bir hata olduğunu anladığında oysa 900 m kadar ilerleyebilmişti Türklerin direnci İngilizlerin tahmininden çok daha büyüktüİngiliz tümeninin büyük bir kısmı makineli tüfek ateşi aşağıda kaldığı için olduğu yerde çakılmıştı Ancak sağ tarafta yer alan 5 Norfolk taburu daha az bir mukavemetle karşılaştığından ilerlemeye devam etti
İşte bütün bu sırada 22 karakter bir Yeni Zelanda sahra birliğinin gözleri önünde Norfolk alayı'nın 4taburuna tabi çok sayıda asker, karşılarındaki tepeye içten yürümeye başladılar
Tepenin üzeri ekmek somunu biçiminde beyaz bir bulutla kaplıydı İngiliz askerleri, yavaş yavaş tepeye yaklaştılar ve bulutun içinde kayboldular Son asker de bulutun içine girdikten daha sonra, beyaz bulut yavaş yavaş havalandı ve rüzgarın somurtkan yönüne dürüst hareket etti
Kumandan Hamilton İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener'e gönderdiği telgrafta, olayı şöyle anlatıyordu
Savaş sırasında 163tümen her bakımdan üstün olduğu bir anda,fazla ilginç bir durum meydana geldi Türklerin zayıflamakta olan kuvvetlerine karşısında, albay Sir HBeauchamp, cesur ve kendinden emin bir kumandan olarak büyük bir gayretle hızla ilerledi ve savaşın en hoş kısmı böyle başladıMücadele daha kızışmış ve tamamen karışmıştı
Bu sırada askerlerin çoğu zarar görmüş ve susuzluktan biçare bir haldeydilerBunlar kampa oysa gece vakti geri dönebildiler Ama, albay, 16 subayı ve 250 askeri ile önüne düşmanı katmış ,şipşak ilerlemesine devam ediyordu daha sonra bunlardan hiçbir haber alınamadı Ağaçlık bölgeye hücum ettikten sonradan gözden kayboldular ve sesleri de duyulmadı İçlerinden hiçbiri geri dönmedi
267 birey hiçbir iz bırakmadan kaybolup gitmişti O gün öğleden daha sonra başlayan ilerleyişin başarısızlıkla sonuçlanması, Sir Lan Hamilton'un savaşı kendi lehine döndürme ümidini de değil etmişti Bu Nedenle 1915 yılı sonunda Müttefik kuvvetler,geri çekilerek, büyük bir yenilgiye uğradılar Gelibolu Savaşı, Sekiz buçuk ay sürmüştü ve 46000 askerin ölümüyle sonuçlandı O zamanın savaşları için korkunç bir rakamdı bu 1926 da İngiliz hükümeti, savaşın kaybedilme nedenlerini tahlil etmek üzere resmi bir kurulu görevlendirdi
Gelibolu Kurulu'nun son raporu adı aşağıda yeniden aşağı sansür denetiminden geçmiş bir rapor,önce 1917 de ve daha sonra da 1919 da yayınlandıRaporun aslı ,1965 yılına değin ortaya çıkarılmadı 1918 sonunda, İngilizler Gelibolu'ya sanki şampiyon gelmişçesine geri döndülerİşgal Kuvvetleri'nin bir askeri, savaş alanında gezinirken Kraliyet norfolk Alayı'na ait bir rozeti buldu Çevrede yaptığı soruşturma sonunda, bir Türk çiftçisinin kendi arazisinde bulduğu bir sürü cesedi, yakında bir dereye attığını öğrendi 23 Eylül 1919 günü ,cesetleri dışında tutmak gibi, zevksiz bir işin ardındaki, kabir tescil birliğine başkanlık eden bir subay şu açıklamayı yapıyordu:
Kayıp Norfolk Birliği'ni bulduk Toplam olarak 180 gövde Bunların 122 si Norfolk'tan, bir kısmı da diğerlerinden Yalnız iki erin kimliğini öğrenebildik Cesetler 3 km2 lik bir alana yayılmıştı Bulundukları yer Türk Cephesi'nin 750 m gerisindeydi Çoğu anlaşıldığına tarafından, bir çiftlikte öldürülmüş, bütün bunlar, başında düşündüğümüzün doğruluğunu gösteriyor Herhalde artı ilerleyemediler ve teker teker temizlenip gittiler Yalnız çiftlik evine ulaşanlar kurtulmuş olabilir
Kayıp 267 Norfolklu'dan 122 sinin cesedi bulunabildi Geri kalan 145 kişinin ne cesedi bulundu ne de kendilerinden bir daha haber alınabildi Yeni Zelandalı askerlerin anlattığı rüzgarın huysuz yönünde dışarı giden beyaz bulut, kendi esrarını da birlikte götürmüştü
Çanakkale Savaşı 8,5 ay sürdü Bu zaman zarfında Boğaz'ın iki yanı,bütün bir cehennem olmuştu Bu savaşta hayatta kalanlar, yaşadıklarını hiçbir vakit unutmadılar Hatıralarını gelecek kuşaklara anlattılar Ama tek bir insan ancak kendi çevresinde olanları görebilirdi Halbuki savaş fazla geniş bir alana yayılmıştı Ölen askerlerin cesetleri çürüyüp gitmesine karşın denizdeki gemilerin enkazı hala duruyor
Savaşın tarihi yazıldı Ölenlerin, yaralıların kaybolanların sayısı tespit adildi Fakat bir tek şey unutulmadı, o da Norfolk alayı'nın akıbeti Bu askerler olağan yolla ölmüş olsalardı bu dek dikkat çekmez unutulurdu Fakat tam somurtkan unutulmadı ve bir çok araştırmaya konu ve yazılan kitaba konu oldu




SAĞ KOLUMU KAYBETTİM LAKIN SAĞ KOLUM VAR

Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Çavuş 'tu Bu kahraman Anadolu çocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca derhal yakalar,karşısında tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu İngilizler bunu anlamış olacaklar fakat bombaları bir kaç rakam saydıktan daha sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
Sağ kolumu kaybettim, hasar değil,sol kolum var Onunla da pekala iş görebilirim Beni müteessir eden ve yüne kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın hemen şimdi kapanmamış olmasıdır
Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz ,afedeniz muhterem kumandanım



YÜZBAŞI DİMİTROYATİ

İstanbul'da yaşamıştı
Bu toprakları da, bu topraklarda yaşayan insanları da çok sevmişti
Erdemlerine, dürüstlüklerine, insanımızın insana verdiği değere hayrandı
Böylece sevmişti fakat bizi, bize benzemeye çalışmış, bizim gibi yaşamaya alışmıştı
Böylece sevmişti ancak bizi, vatanımızı vatanı gibi görmüştü
Pek sevmişti fakat bizi, ölüme bile bizimle koşmuştu
Son nefesinde neler yaşadı, neler hissetti bilemiyoruz
Lakin son cümleleri unutulmadı
Bir Gazi'nin hatıralarında bugüne geldi:
Sakın ha! Ali Çavuş
Gavurmavur dersiniz
diğer yere gömersiniz
Beni sizlerden ayırmayın


(GÖREV KONUMDU ARKADAŞLARIM ONLİNE OLARAK YARDIM ALMALARI İÇİN AÇTIM) *
 
Üst Alt