Son Konu

Bir Hakk aşığı Meyerovitch - Havva

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Bir Hakk Aşığı Meyerovitch Havva



Turkceye tercume edilmiş İslam'ın Guleryuzuve Duanın Ruhugibi onemli kitapların yazarı Prof Dr Eva de Vitray Meyerovitch, Hazreti Mevlana vesilesiyle Hakk'a aşık olmuş bir talihli

5 Kasım 1909 doğumlu Eva Hanım, aristokrat ve dindar bir Hristiyan ailenin kızı… İlk zamanlar elit ailelere mensup talebelerin gonderildiği bir rahibe okuluna gider Universitede hukuk eğitimi alır, doktorasını İslam felsefesi uzerine yapar Akademik hayatını, Fransa'nın Bilimsel Araştırmalar Milli Merkezi'nde (CNRS) uzman ve yonetici olarak tamamlar

On sekiz yaşındayken, okuduğu felsefenin tesiriyle aklına Hristiyanlıkla alakalı bazı şupheler duşer Sorar, soruşturur, tatmin olmaz Buyukannesi ona Daima durust olacaksındiye telkinler verdiği icin, Hem inanmayacağım hem de kiliseye devam edeceğim, olmaz!deyip kiliseyle irtibatını keser

Bir gun Sorbon Universitesi kutuphanesinde Dr Muhammed İkbal tarafından kaleme alınmış, Hz Mevlana'nın goruşlerini anlatan yarım sayfalık bir yazıya rastlar Bu metni okuduğunda kafası allak bullak olur Ya Hz Mevlana'nın sozleri doğrudur veya şimdiye kadar okuduğu Yunan felsefesi Derinlemesine incelemek icin Hz Mevlana ile ilgili yayınları arar Ama nafile Koca kutuphanede bu konuda hicbir kayda rastlamaz Hz Mevlana'nın duşuncelerine Dr Muhammed İkbal vasıtasıyla ulaşabileceğini duşunerek onun İslam'da Dini Duşuncenin Yeniden Yorumuisimli İngilizce eserini okur Bircok sorunun cevabını ve İslam'ın evrenselliğini bu kitapta bulur Bu hakikat karşısında 1954'te Musluman olur ve Havva ismini alır

Havva Hanımefendi, Mevlana'nın eserlerinden cok etkilenir, onu kendinin yol gostericisi kabul eder Mevlana ve İkbal'in hemen hemen butun eserlerini Fransızcaya cevirir Mesnevi'yi tercume etmek icin on sene calışır Gerek bu onemli tercumeleri, gerekse salon ve radyo konuşmaları ile cok sayıda Fransız aydının İslam'a ısınmasına ve pek cok kişinin Musluman olmasına vesile olur Pek cok defa Turkiye'ye gelir, Mevlana programlarına katılır

Havva Hanımefendi bir canlı yayın konuşmasında, Neden İslam'ı sectiniz? Mevlana'da ne buldunuz? Başka bir İslam ulkesi değil de neden Turkiye? sorularına şu uzun cevabı verir:

Batı'nın medyaları İslam dinine karşı bir saldırıya gecmiş bulunuyorlar İngiliz, Fransız ve Alman televizyon ve radyolarını dinlerseniz, İslam dini hakkında kotu sozler duyarsınız İslam'ın, şiddet, savaş, cihad, bağnazlık vesaire olduğunu işitirsiniz Bu surekli saldırılara rağmen, Batı ulkelerinde, Muslumanlığı kabul eden cok sayıda insan var Bir İslamlaşma gercekleşmektedir Fransa'da, İngiltere'de, Almanya'da, İspanya'da Muslumanlığı kabul etmiş pek cok insan olduğunu da biliyorum

Fransız yetkililerden aldığım bilgilere gore, Muslumanlığı kabul edenlerin coğu aydın kişiler Bunlar bir şey arıyorlardı ve aradıklarını, ozlemlerini İslam dininde buldular Cunku yaratılış ve varoluşa dair yorumları artık bu ozlemleri karşılamıyordu ve maddecilik de onları butunuyle duş kırıklığına uğratmıştı

Ben, Mevlana'nın eserleri sayesinde, okulda, universitede okutulandan, gazetelerde, televizyonlarda anlatılanlardan, cok farklı bir İslam dini keşfettim Soylemekten gurur duyurum, Mevlana'nın son cevirdiğim eseri benim on yılımı aldı Olağanustu guzel ve buyuk bir eserdir bu Kanaatimce Batı maneviyata susamıştı Bunun da yaşadığımız donem icin cok onemli olduğunu duşunuyorum Her yıl Konya'ya gidiyorum ve Mevlana'nın kenti olduğu icin orayı cok seviyorum Orada kendimi Konyalı hissediyorum Benim icin İslam'la yakınlaşmayı temsil eden Turkiye'yi de cok seviyorum, orada cok mutlu oluyorum ve kendimi Turk hissediyorum Mesnevi'de, kokten dinciliği, bağnazlık ve tutuculuğu, katı kuralcılığı reddeden, butunuyle samimi, hoşgorulu, benim inanışıma uygun bir dini buldum

Cağımızda maneviyat ihtiyacı tatmin edilemiyor Fakat, insanın bunu kabuğuna cekilerek gidermesinin de mumkun olmadığını duşunuyorum Ayrıca bilimdeki gelişmeler kainatın cok şaşırtıcı olduğunu gostermiştir Mevlana'da olağanustu olan şey kaldı ki İslam'ı kabul etme sebebim de bu değildir ongoruleridir ve bu, insanları ozellikle de bilime tutkuyla sarılan gencleri etkilemektedir Duşunun, Mevlana: 'Atomu keserseniz Guneş Sistemini bulursunuz' diyor İcinde ve cevresinde donen gezegenler bulunduğunu soyluyor; ama dikkat etmek gerektiğini de belirtiyor Cunku, bu atomlar ağızlarını actıklarında, butun dunyayı yok edebilecek bir ateş cıkarırlar diyor Gorulduğu gibi, 13 asırda atom bombasının tehlikelerinden soz ediyor Dokuz gezegenin bulunduğunu soyluyor Oysa bilim bunu ancak 1930'da ortaya koyabildi Onceleri yedi gezegenin bulunduğu sanılıyordu Sekizincisini 1840'larda bir Fransız bilim adamı, dokuzuncusunu 1930'da Amerikalı bir bilim adamı buldu Ama Mevlana daha o donemde dokuz gezegen olduğunu biliyordu Batı'da Guneş'in Dunya cevresinde donduğu soylenirken, Mevlana Dunya'nın obur gezegenler gibi, Guneş'in etrafında donen kucuk bir gezegen olduğunu soyluyor Olağanustu başka şeyler de soyluyor Oğrencilerden, genellikle aydınlardan, hatta profesorlerden, yazarlardan, gazetecilerden sık sık telefon geliyor bana, ve 'Biliyor musunuz madam, ben İslam dinini kabul ettim ve bu, Mevlana sayesinde oldu' diyorlar

Şimdi butun kitaplarını tercume ettim 'Mecalisi Seb'a' ve 'Fihi ma Fih'i tercume ettim En onemlisi 'Mesnevi'dir Gercekten cok mutluyum Ayrıca boyle bir eserin yayını icin zamanın cok elverişli olduğunu duşunuyorum Cunku dunyamız, savaşlarla, kavgalarla, kinlerle, saldırganlıkla yanıp kavrulmaktadır Oysa Mevlana'nın eserleri gunumuz icin cok gerekli olan sevgi, barış, hoşgoru mesajlarıyla doludur Gercek İslam dini genellikle kusursuz bicimde hoşgorulu, cihanşumul bir dindir Hz Muhammed'den (sallallahu aleyhi ve sellem) once gelen peygamberlerin (as) soylediği doğrular kabul edilir Dolayısıyla kendi dinlerinden daha acık, daha genel, daha evrensel cevaplar arayan insanlara İslam dini tatmin edici cevap veriyor Ama yine tekrarlıyorum, din değiştirmeler butunuyle birbirinden farklıdır Sozgelimi, İslam dinini birdenbire kabul eden insanlar tanıyorum Bunlar bir şeyler yaşadılar, bir şeyler gorduler ve İslam dinine girdiler Benim gibi bazı kimseler de bircok inceleme yaptıktan, bircok safhadan gectikten, İslam felsefesi uzerine doktora yaptıktan sonra, Muslumanlığı kabul ettiler; ama netice olarak gaye aynıdır İspanya 800 yıl boyunca Musluman'dı Fransa'nın hemen yanıbaşındaydı ve Fransa'ya ve butun Kuzey Avrupa'ya gore cok cok daha bilgili, gelişmiş ve medenileşmişti

Ben hadiseye yalnızca Batı acısından bakıyorum ve ne Turkiye'den ne de Arabistan'dan soz ediyorum Ben Batı'dan soz ediyorum İspanya'da bakanların Yahudi, hekimlerin Hristiyan, halifelerin Musluman olması gibi buyuk bir hoşgoruden bahsediyorum Muslumanların yonettiği bir ulkede, işler başka ulkelerdekinden cok daha iyi yurumekteydi Bunlar, Hristiyan ulkeleri, krallıklar ve Papalık icin buyuk bir tehlikeydi Biliyorsunuz, rahatsız eden bir şeyden kurtulmak istendiğinde, o şey kotulenir Batı da bunu yaptı İslam'ı kotuleyerek somurge savaşlarına başladı Once Cezayir işgal edildi Somurge alanlarını genişletirken buralarda İslam aleyhinde propaganda ve yanlış bilgilendirmeden de geri durmadılar Sozgelimi, sokağa cıkıp, yoldan gecen birine, 'Budizm hakkında ne duşunuyorsunuz?' diye sorsanız, size 'Bir şey bilmiyorum' diye cevap verir; ama 'İslam dini hakkında' sorsanız, size hemen 'Ah, evet dort kadın almak, onları eve hapsetmek, bir cadırı olmak…' gibi laflar eder Goruyorsunuz, bir ceşit yarıbilgisizlik var, televizyonda, gazetelerde bulunan klişeler var, kalıplaşmış semboller var ve butun bunlar İslam'ı baştan sona carpıtıyorlar

Bugun İslam dini cok az bilinmektedir İnsanlar butunuyle yanlış fikirler edinmişlerdir Ben bunların ne yazık ki, Musluman ulkelerin İslam konusunda olması gerektiği gibi guzel bir imaj oluşturamaması yuzunden ortaya cıktığını duşunuyorum Ayrıca somurge savaşları neticesinde ortaya cıkan bilgisizlik de bunda onemli bir amil olmuştur Bugun ne yazık ki Musluman ulkeler arasında bir bolunme gorulmektedir ve bu durum, meselelere cozum getirilmesine mani olmaktadır Muslumanların, ortak bir Kur'an'ı, ortak Sunnetleri, ortak Peygamber'i (sallallahu aleyhi ve sellem), ortak Musluman kulturleri ve ortak Kur'an dili, yani Arapcası var Ama bu ulkeler sık sık kavgaya tutuşuyorlar ve bu ortak mirasları pek gozonunde bulundurmuyorlar Duşunceme gore, Batılıların Muslumanlığı kabul etmemesinin ana sebebi, Muslumanların aralarında bir birlik sağlayamamasıdır Aslında bu ayrı bir mevzudur İslamiyet bir din olarak siyasi ve ictimai sebeplerle değil, Yaratıcı, hayat, insan ve kainata dair getirdiği bakış acısı ve paradigmalarla kabul edilmelidir

İslam dinini olduğu gibi anlatmak icin, Mevla¬na'nın, İbni Arabi'nin, kısacası butun buyuk İslam duşunurlerinin eserlerini okumak gerekir İnsanlar cok şaşırıyorlar Gecen gun bir hekime gittim Ailece cok kulturlu insanlar Karısı akşam beni aradı 'Şu sırada ne yapıyorsun?' diye sordu Ben de Mesnevi'nin cevirisini yeni bitirdiğimi soyledim Bana 'O da ne?' dedi Ben de ona Mesnevi'nin nukleer parcalanmadan, atom bombasından soz ettiğini anlattım İnanamadılar Goruyorsunuz insanlar Ortacağ'da bilimin gelişmesinin temel sebebini bilmiyorlar Fransa'daki ilk tıp fakultesini Araplar kurdu Donemin en buyuk hekimi İspanya'daydı İcinde yaşadıkları devrin cok ilerisinde olan cok buyuk bilim adamları vardı; ama bunu kimse bilmiyor Ben Sorbonne Universitesi'nde İslam felsefesi doktorası yaparken, İslam dinini keşfettim; ama Mevlana uzerinde bu doktorayı yapmadan once, universitede oğrenim gorurken bize Musluman duşunurlerden hic soz etmediler Bize, Alman, İngiliz, Latin, Yunan filozoflarından soz ediyorlardı

Alınacak cok yol var, yapılacak cok iş var Artık İslam dinini seven, kabul eden aydınlar var Bu kimseler İslam dininin ozunde neler bulunduğunu dunyaya anlatmalıdırlar

Havva Hanımefendi, manevi oğlu Prof Dr Abdullah Ozturk'e, vefat edince Konya'ya Hz Mev¬la¬na'nın civarına gomulmeyi vasiyet eder 24 Temmuz 1999'da ruhunun ufkuna yuruduğunde, Abdullah Bey bu vasiyeti yerine getirebilmek icin buyuk gayretler sarf eder Havva Hanımefendi Şebi Arusa (vuslat gecesi) denk gelen 17 Aralık 2008 tarihinde, Mevlana Turbesi'nin yanındaki Ucler Mezarlığı'na defnedildi
 
Üst Alt