Son Konu

Ahmet Çakmak: 'Videoyu, Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde Tehditle Çektim'

teknolojiuzmani

Yeni Üye
Katılım
9 Ocak 2022
Mesajlar
152,799
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
s-5c82fbe033d7f115046f3d3f6c7a4343c68215e2.jpg


'Hudut Namustur' pankartı asılmasının ardından ortadan kaybolan ve çektiği şüpheli video ile İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya suçlamalarda bulunan Ahmet Çakmak'ın emniyette verdiği ifade ortaya çıktı. Çakmak, söz konusu videoyu Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde tehditler sonucu çektiğini ifade ederek şikayetçi oldu.



Ahmet Çakmak'ın ortadan kaybolmasının ardından çektiği video gündem olmuştu.



Video: Twitter/@verackmk


“Hudut namustur” pankartını  İYİ Partili Buğra Kavuncu'nun astırdığı yönünde video paylaşan Ahmet Çakmak, poliste verdiği ifadede Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde alıkonulduğunu, kendisini buraya götüren kişinin Selçuk Özdağ'a saldırının faili Abdurrahman Gülseren olduğunu ifade etti.

Çakmak emniyette verdiği ifadede Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde videoyu zorla çektiğini belirterek, ailesi ile tehdit edildiğini öne sürdü.


Gazeteci Nevşin Mengü'nün ulaştığı emniyetteki ifade şöyle



"Ben İstanbul'da ailemle ikamet ederim. Yaklaşık 3 hafta önce arkadaşlarım ile birlikte göç ve terör karşıtı pankart astım. Bu olayla ilgili İstanbul'da emniyette ve Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdim. Daha sonra serbest bırakıldım. Serbest kaldıktan sonra sosyal medya üzerinden tehditler almaya başladım. Profil fotoğrafı olmayan ve açık isimleri bulunmayan hesaplardan bana "Fırat Çakıroğlu da sizin gibi zıplıyordu" şeklinde tehdit içeren mesajlar aldım. Bunun dışında da özelden bana tehdit içeren mesajlar geliyordu. 

Benimle birlikte pankart asan arkadaşlarımdan biri İstanbul ilinde saldırıya uğradı. Bu olaydan sonra da Edirne'de bir düğüne giderken şuan ismini vermek istemediğim bir arkadaşım bana İstanbul'daki bazı Ülkü Ocakları'ndan kalabalık bir grubun beni sorduğunu öğrendim. Ben de bu olayın etkisiyle memleketim olan Tokat'a abimin bilgisi dahilinde gittim. Gittikten sonra ailemin geri kalanlarına da haber verdim. Tokat'ta iken iş yerinden yöneticim olan Mehmet Bilen (Elit Vale Park) beni arayarak, Ankara'da Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde benimle konuşmak için çağırdıklarını öğrendim. Patronum bana "Sana herhangi bir zarar verilmeyecek" dedi. Yaklaşık bir hafta sonra patronumun bu konuşmaları üzerine ben de Ankara iline gelmeye karar verdim. 

02/09/2021 tarihinde saat 15:45 de AŞTİ'ye geldim. Hamamönü'nde Abdurrahman Gülseren ile buluştum. Kendisi bana kefil olmak için geldiğini söyledi. Birlikte saat 18:00 civarında Ülkü Ocakları Genel Merkezi'ne gittik. Burada Ömer Şanlı isimli yönetici olan bir kişi ile görüşecektim. Beni 15 dakika civarında bekletti. Sonra odasına girdiğimde sinirli bir şekilde "Kolunu bacağını kırarım" dedi. Arkadaşlarımın ve benim ikamet ettiğimiz adresleri gösterdi. Bana İstanbul'da saldırıya uğrayan arkadaşım Semir'i kastederek "Ondan daha kötü olacaksınız" dedi. Bir süre sonra da "Ailen seninle aynı yerde oturuyor değil mi?" diye sordu. Ben bunu tehdit olarak algıladım. Bir süre sonra beni başka bir odaya aldılar. Orada bekledim. Benden bir video çekmemi istediler. Ben içeriğe itiraz ettim. Söylememi istedikleri şeylerin doğru olmadığını söyledim. Bana "Seni burada öldürmüyoruz, dövmüyoruz, video çekmeni istiyoruz, bu şekilde kurtulacaksın" dediler. 

Ben diğer odada beklediğim sırada yanımda tanımadığım, birinin ismi Alpaslan, diğeri Cem Tusoy ya da Tutsoy, bir diğeri de Burak isimli 4 kişi benim başımda bekliyordu, kendi aralarında konuşurken benimle ilgili talimat beklediklerini anladım. Dışarıdan birilerinin Ömer'e talimat vereceğini Abdurrahman'ın sormasından anladım. "Genel Başkan'dan talimat bekliyoruz" şeklinde bir ifade duydum. Hangisinin söylediğini bilmiyorum. Sonrasında arkadaşım Abdurrahman'ın evine gitmek üzere 4 kişi ile birlikte çıktık. Bütün bu olaylar sırasında Abdurrahman yanımda idi. Sadece Ömer Şanlı'nın odasına tek başıma girmiştim. Abdurrahman'ın evine gittiğimizde bana önceden ezberletilen bir metni söylediğim bir video çekmemi söylediler. Abdurrahman bizimle birlikte gelen kişilere "Bunlar mafyatik hareketler, bu şekilde kendinize de teşkilata da zarar verirsiniz" dedi, Cem de "Biz sadece emri uyguluyoruz" Abdurrahman'a "Sus" dedi.

"Paylaşımı özgür irademle yapmadım"



Ben de kendi telefonumdan söylediği şekilde bir video çektim. Hatta birkaç kez video çektim, bu videoları benim telefonumdan WhatsApp yoluyla Abdurrahman'a, Abdurrahman da odadakilerden birine gönderdi. O kişi de Ömer Şanlı isimli kişiye videolar gönderdi. Gönderilen videolardan birine onay verildi, sonra da videoyu benim Twitter hesabımdan paylaştım. Paylaşım işini odada bulunan kişilerin zorlamasıyla yaptım. Kendi özgür irademle yapmadım. Paylaşım işinden sonra Abdurrahman dışındaki dört kişi evden ayrıldı. Saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Evden çıkarken Abdurrahman'a "Bu kişi kaybolmasın, senden biliriz" dediler. O gece Abdurrahman'ın evinde kaldım. Videonun paylaşılmasından sonra telefonumu uçak moduna almamı söylediler. Ben de bunu yaptım. Sonrasında Abdurrahman ile yemek yemeye çıktık. Yemek yerken tekrar Abdurrahman'ı aradılar. Abdurrahman da yemek yediğimiz yeri söyledi. Yine aynı dört kişi geldi, beni Abdurrahman olmadan ayrı bir araca aldılar. Kurtuluş parkına gittik. Orada Ömer Şanlı isimli kişi de bir araçla arkamıza yanaştı. Beni o araca aldılar. Araçta tanımadığım bir kişi daha vardı. Kurtuluş parkına giderken Alpaslan isimli kişi telefonumu benden istedi. Ben de yol boyu tehditkar konuşmaların etkisinde kalarak telefonumu verdim. Telefonumdan iki tane Tweet attı. Ömer Şanlı'nın aracına geçtikten sonra birlikte Ülkü Ocakları Genel Merkezi'ne doğru gittik. Yolda Ömer Şanlı bana "Telefonu aç, soranlara iyi olduğunu söylersin, arkadaşımla birlikte kalıyorum de" diye söyledi. Ben de bunun üzerine telefonumu açtım. İkinci kez Ülkü Ocaklarına gittiğimde bana Ömer Şanlı "Seni tatile göndereceğiz" dediler, sarıldılar, "Sen günahından kurtuldun artık bizim kanatlarımız altındasın" dedi. Bir de ismini hatırlamadığım birisi de "Vatanı sevmenin ağır bedelleri olur, sen de bunu ödüyorsun" dedi. 

Ömer Şanlı ile genel merkeze giderken abim beni aradı, ben kendisine iyi olduğumu, Ankara'da arkadaşımla olduğumu söyledim. Abim de bana karakolda olduğunu, zor durumdaysam bunu belli etmemi söyleyince ben de kendisine "aynen" şeklinde cevap verdim. İkinci gidişimde yaklaşık yarım saat, kırk dakika ülkü ocaklarında kaldım. Ben abimin arkadaşı benden konum istiyor, beni merak etmiş demem üzerine Abdurrahman ile birlikte eve gönderdiler. Abimin arkadaşına da bir sıkıntı olmadığını söylememi tembihlediler. Gece Abdurrahman'ın evinde kaldım. Abim öğleye doğru Ankara'ya geldi. Hamamönü'nde buluştuk. Gece abimin arkadaşıyla telefonda mesajlaştık. Abimle birlikte karakola gittik. Abimle buluştuğumda polis memurları abimin yanındaydı. Karakolda ifade verirken gece Burak isimli şahin emniyetten sorarlarsa ne şekilde ifade vermem gerektiğini söyledi. Sabah da Burak isimli şahit eve geldiğinde telefonda Ömer Şanlı ile beni görüştürdü. Bu kişi de nasıl ifade vermem gerektiği konusunda bana "Beni kimse alıkoymadı, ben video içeriğini kendi rızamla doğru bularak söyledim" şeklinde ifadeler kullandı. 

Emniyette bulunduğum süre içerisinde korktuğum için bu şekilde ifade verdim. Ayrıca ifademde bir hususun değiştirilmesi ile ilgili avukatlarımla polis memurları arasında tartışma çıktı, görevli olan amir bize müdürün bu şekilde ifade alınmasını istemediğini söylemesi nedeniyle ifade vermedim. Bu olaydan dolayı can güvenliğimden endişeleniyorum. (Can güvenliği yönündeki yetkili makamları mülki idare amirleri olduğu müştekiye anlatıldı) Beni genel merkez ve evde alıkoyan, beni tehdit eden (Ailem ve arkadaşlarım üzerinden) ve zorla bana video çektirerek birilerine iftira attıran, Abdurrahman'ın evine gittiğimizde arabada bana vurmaya çalışan Cem isimli şahıstan ve diğerlerinden şikayetçiyim. Abdurrahman isimli şahıstan herhangi bir şikayetim yoktur. Bu kişinin iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Hatta bana saldırıldığında kendisi araya girerek engel olmuştu. Ömer Şanlı isimli kişinin üzerinde silah..."

Ayrıca bakınız
 
Üst Alt