Son Konu

Atatürk'ün sevdiği şiir ve yazılar

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk'ün sevdiği şiir ve yazılar


Atatürk'ün Yazdığı Kitaplar,Mektuplar,Şiirler,Okuduğu Kitaplar,Telgrafları

Yazdığı Kitaplar

Mustafa Kemal Atatürk, yaşamının her döneminde kitapla bütünleşmiştir Bu okuma sevgisinin kendisine sağladığı bilgi birikimini zaman zaman yazmaya dönüştüren Atatürk, yaşamının farklı dönemlerinde bambaşka konularda kitaplar yazmıştır Yazdıkları gerek güncelliği, gerekse yol göstericiliği açısından bu gün deha tartışmasız greçekleri içermektedir O'nun günümüzde hala geçerliliğini koruması ileri görüşlülüğünün ve akılcılığının göstergelerinden biridir Mustafa Kemal, bilhassa II Meşrutiyet'in (23 Temmuz 1908) ilanından daha sonra bütün uyarı ve çalışmasını askerlik üstüne yoğunlaştırılmıştır O,mesleki bilgileri artıracak yayınların yapılmasını gerkli görüyordu Bu amaçla mesleğinin ilkn yıllarından itibaren askerlikle ilgili birikimlerini aşağıda isimleri açıklanmış kitaplarda toparlanmıştır

a) Takımın Muharebe Talimi
b) Cumalı Ordugahı
c) Tabiye Tatbikat ve Seyahati
d) Bölüğün Muharebe Talimi
e) Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (Subay ve Komutan ile Konuşmalar)
f) Tabiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih

NUTUK

Yurdumuzun parçalanıp, işgal edildiği günlerden başlayarak, Türk tarihinde bir dönüm noktası olan İstiklal Savaşı'nı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve inkılapların yapılışını anlatan Söylev, siyasi ve milli tarihimizin birinci elden, kıymetli bir kaynak eseridir

Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yeniden Atatürk tarafından, Cumhuriyet Millet Partisi'nin 1520 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Söylev adını almıştır

Söylev yalnız geçmiş devrin bir hikayesi olarak dünümüzü anlatmakla kalmayıp, yakın tarihimizden alınan ibret doymuş tecrübelerle, milli varlığımızın bugününe de yarınına da ışık tutabilen bir layık taşımaktadır

Hitabe, milleti ülkenin geleceğini belirleyecek olan milli birlik ilkesi civarda bilinçlendirip, kenetlendirerek, milli irade ve milli bağımsızlık kavramlarının harekete dönüştürülmesi aracılığıyla, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi'nin kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan başarılı bir tarihi akışın hikayesidir

Hitabe ilk defa 1927 yılında, biri belli başlı metin, diğeri belgeler almak üzere Arap harfleriyle iki cilt olarak yayınlanmıştır Aynı yıl, tek cilt halinde lüks bir baskısı da yapılmıştır Yazı inkılabından sonradan, bu birincil metnin okunması güçleştiğinden, 1934 yılında, Ulusal Eğitim Bakanlığınca üç deri olarak tekrar basılmıştır Nutuk, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezince her tarafta basılmıştır

BÖLÜĞÜN MUHAREBE EĞİTİMİ

Bölük Muharebe Eğitimiolarak yayınlanan eser, meskun yerlerde muharebe, savunma ve taarruz konularını kapsamaktadır Meskun yerlerin sınırlayıcı durumlarının muharebeye etkisi, savunma mevziinin seçimi, savunma mevziinin hazırlanması, ateş sahalarının temizlenmesi, alev taksimi, alev tutmayan ölü bölgelerin kapatılması ve mevziin işgali gibi savunmanın esasını yaratıcı konular işlenmiştir Keza taarruzda birliğin aldığı tertip ve ahenk, ilerleme, ateş üstünlüğü, ihtiyatların kullanılması gibi taarruz harekatında defalarca karşılaşılacak konular ele alınmıştır

Genç Kurmay Önyüzbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından, Almanca aslından tercüme edilen ve ast olduğu ordunun eğitimine katkısı olan bu eserden yeni nesillerin de faydalanabilmeleri için bugünkü Türkçe'ye çevrilmiştir

CUMALI ORDUGAHI

Cumalı Ordugahı; Makedonya bölgesinde, Köprülü İştip yolu üzerinde bulunmaktadır Bu ordugahta, 3 Süvari Sınıfı Tümen Komutanı Tuğgeneral Suphi Paşa'nın komutası altında kurulan bir süvari sınıfı tugayına eğitim ve manevra yaptırılmıştır Bu manevraya katılan Mustafa Kemal, Cumalı Ordugahıadlı eserini yazmış; süvari sınıfı, bölük, alay, tugay eğitim ve manevralarını anlatmıştır

Mustafa Kemal bir kurmay subay olarak teorik bilgilere tartı vermekte, ama askeri tatbikat ve manevralardan sadece katılanların yararlanmasını tatmin edici görmemektedir Bu yüzden, 10 gün süren bu tatbikat esnasında tututuğu gözlem notlarını, hazırlanan meseleleri ve komutanların yaptıkları eleştirileri yazmış, bol taslak ile minik bir kitapçık haline dönüştürmüştür 12 Eylül 1909'da tamamladığı bu eseri, Selanik'te 1909 yılında matbaa harfleriyle basılmıştır Eser; 39 sayfa metin ve 7 adet krokiden oluşmaktadır

TAKIMIN MUHAREBE EĞİTİMİ

Bu kitap; Berlin Askeri Üniversitesi eski müdürlerinden General Litzmann'ın Seferber Mevcudunda Ekip, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleriadlı eserinin birincil bölümünü oluşturmakta olup, Selanik'te 3Ordu Karargahı'nda görevli, Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal kadar Almanca'dan Osmanlıca diline çevrilmiş ve 1908 yılında Selanik Yüzyıl Matbaasında basılmıştır

Kitabın özü; seferi tam mevcutlu bir takımın, değişik hava şartları ve farklı alanlara yönlendirilmiş arazide, kolay bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulaması, avcı hattı teşkiliyle bir avcı hattının alev muharebesi üstünde toplanmaktadır

Mustafa Kemal Paşa, subayların arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatın, önemini vurgulayan bu eserini, 1911 yılında 5 Kolordu Harekat Şube Müdürü iken yazmıştır Bu eserde, iki taraflı olarak kırmızı ve mavi muharebe birliklerinin SelanikKılkış aralarında yaptıkları savunma ve taarruz uygulamalarının değerlendirilmesi yapılmıştır

STRATEJI VE TATBİKAT GEZİSİ

Bu eserinde, bir muharebeyi sevk ve idarede belirtilmiş kuralların olamadığını vurgulaması yanında, komutan olan kişinin nitelikleri üzerinde de durmuştur Bunlar ise; birliğini barışta ve savaşta eğitmek, idare etmek ve gözetmekteki üstün başarı, elindeki kuvvetin eksikliğini giderecek fikir gücü ve astlarından her konuda üstünlüğü sağlamaktır Bunun yanına, kişisel cesaret, başkalarının hareketini önceden idrak ve harekatını en yerinde zamanda yapabilme yeteneği olmalıdır Müşterek amacın gerçekleştirilebilmesi için birliklerini başarılı bir şekilde yönetmeli, astları üzerinde etkili olmalı ve otoritesini kurabilmelidir

Bu eserde hem bir komutanın başarılı olabilmesi için bu kuralları yalnızca okumuş ve öğremiş olmanın yeterli olamadığı, bunların tatbikatının da önemi belirtilmiştir

GEOMETRİ

Atatürk bu kitabı ölümünden birbuçuk sene önce III Türk Dil Kurultayından hemen sonra 19361937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi eliyle yazmıştır Atatürk Arapça ve Farsça terimlerle doymuş ders kitaplarının öğrenciler açısından öğrenimi geciktireceğini düşünmüştü

SUBAY VE KOMUTAN İLE KONUŞMALAR

Subay ve Komutan ile KonuşmalarAtatürkün askerliğe ilişkin eserlerinin en önemlilerinden birisidir Bu eser, Atatürk, 1914 yılında Kurmay Yarbay rütbesiyle Sofya askeri Ataşesi olarak bulunduğu sırada, Nuri conker'in Zabit ve Kumandan (Subay ve Komutan)adlı kitabına karşılık olarak yazılmıştır

Genç subayın, içinde bulunduğu ordudaki aksaklıkları, hataları nasıl sezdiğini; bunlara aleyhinde tepkisiz kalmayarak üst makamlara hatalar ve çözüm yollarını nasıl sunduğunu; ülkenin içinde bulunduğu askeri ve siyasal durumdan duyduğu acıları kitabın birinci bölümünde bulmaktayız

Atatürk, bir subayın taşıması gereken özveri, ölümü göze alma, emri altındakileri sevk ve yöneticilik edebilme, taarruz ruhu, insiyatif özellikleri hakkında, Nuri Conker'in görüşlerine katılmış ve kendi düşüncelerini de dağıtılmış örneklerle destekleyerek açıklamıştır

Bunların yanı sıra, Türk kadınının, sahiden toplumu yaratmada fazla etkin olabilecekken, suskunluğu seçtiğini bütün açıklığıyla ortaya koymaktan kendini alamamıştır Türk ulusu hakkında ise kuşkusuz bizim ulusumuzun karakteri de bütün karakterler gibi yükselmeye ve istenen şekle girmeye elverişlidir Ama kendi kendisine edinmek koşuluyladedikten sonradan, dışardan ulusumuzun karakterine yapılmak istenen etkilerin amacına ulaşamayacağını vurgulamıştır

Subaylarda ve erlerdeki inisiyatif özelliğine eserinde geniş bir birim ayıran Atatürk, kendi dönemindeki ile daha önceki dönemlerde Osmanlı ordusunu kıyaslamıştır Özellikle Trablusgarp Savaşı'nda edindiği deneyimler ile kendiliğinden hareket ve iş görme özelliğinin, olması gereken sınırını göstermiştir

Atatürk, eserin son bölümünde, Kuzey Afrika'da birlikte çarpıştığı korkusuz ve yiğit tabanca arkadaşlarını anmış ve onları yüksek askerlik niteliklerinesahip ırk olarak tanımlamıştır Bu davranışı O'nun diğer tüm üstünlüklerinin yanı sıra hümanist yönünede tanıklık eder *
 
Üst Alt