Türk edebiyatının usta ismi Cenap Şahabettin’in uzun yıllar yaşadığı İstanbul Bakırköy Milliyetçi Sokak’taki konutu harabeye döndü. Konutun olduğu alana otopark yapıldı.
Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının üç değerli isminden biri olan, sembolizm akımının öncülerinden Cenap Şahabettin'in uzun yıllar yaşadığı İstanbul Bakırköy Milliyetçi Sokak’taki meskeni, harabeye döndü.
Usta muharririn 1934 yılında gözlerini hayata yumduğu konut, şimdilerde yıkılmaya yüz tutmuş durumda.
Bahçesi, ağaçlar kesilerek otoparka çevrilen evin çatısında ziyan oluştu, içi ise çöplerle doldu. Bir periyot husus bağımlılarının da mesken tuttuğu meskenin içinde birtakım yerler yanmış durumda.
"Şehrin hafızası için hayli önemli"
Yüksek Mimar Restoratör Seda İtina Bilgili, “Cenap Şahabettin’in meskeni aslında daha büyük bir alana yayılıyor. Yandaki apartman bloklarında bu parselden ayrılarak, inşa edilmiş. Burası vaktinde epey ağaçlık ve devrin Bakırköy’ün tarihi dokusunu yaşatan bir sokaktı. Meskenin periyodun gazetelerinde epeyce kıymetli bir yer tuttuğunu biliyoruz. Kentin hafızası için bu yapı epeyce kıymetli. Bu yapının en az 100 ya da 120 yıllık bir yapı olduğunu iddia ediyorum. Zati Cenap Şahabettin 1934 yılında hayatını kaybetti. Bu yapı korunması gereken bir yapı olarak tescilli durumda. Kültür hayatımızda bizim için yeri olan insanların yaşadıkları konutlar, oldukça kıymetli. Bu yapı eski eser niteliği taşımasaydı da kültürel hayatımızdaki yeri nedeniyle tescil edilebilirdi” dedi. Evin bahçesinin evvelden epeyce ağaçlık olduğunu belirten Bilgili, “Yapının bahçesinde artık ağaçlar yok ve bahçe otopark olarak kullanılıyor. Aslında tarihi eser parsellerinin otopark olarak kullanılması 660 sayılı prensip kararına da ters. Bu durum hayli üzücü. Buranın bir kültür kurumu olması gerekirdi. Hasebiyle Cenap Şahabettin'in konutu, gezdiği sokak, bize bir öykü olarak yansıtılmalı. Bu yapı yalnızca arsa, parsel ve metrekareden ibaret değil. Bu yapı bizim bir dönemki hafızamız” diye konuştu.
"İçimizi acıtıyor"
Bilgili, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Bu yapının otopark olarak kullanılması bizim içimizi acıtıyor. Bu yapıyı alan bireyleri de mağdur etmeden bu yapı,Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılabilir.”
"99'da şuurlu olarak yakıldı"
Yapının yıkılmaya terk edildiğini kaydeden Bilgili, “Eski yapıtların su almaması çok değerli. Su almayan bir yapı yüzlerce yıl yaşar. Ancak yapı su aldığı vakit birkaç yıl içerisinde bütün deformasyonlar görülmeye başlar. Bu yapı 1999 yılında tinerciler ve otopark mafyası tarafından şuurlu olarak yakılmış. Yapının bahçesi nitekim çok değerli çünkü bu bahçe evvelce koru üzereymiş. Ben bu yapının onarımının çok güç olduğunu düşünmüyorum. Birtakım güçlendirmeli katkılı sıvalar ile bu yapı güçlendirilebilir. Lakin öncelikle yapının su almaması için çatısı onarılmalı ve camlarının bir an evvel kapatılması gerekir” sözlerini kullandı.