Son Konu

Kehribar nedir ve faydaları nelerdir?

dersem

Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2018
Mesajlar
3,432
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Konum
adana
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Bir ağacın fosilleşmiş reçinesi olan kehribar ya da diğer adıyla amber taşı, değişik naturel renklere sahip olup çoğunlukla artık süs eşyası üretiminde kullanılmaktadır Geçmişte kehribardan şifa bulmak amacıyla faydalanılmıştır Kırılgan ve saydam bir yapısı olan kehribar, açık sarıdan kırmızı renge kadar farklı renklerde görülebilmektedir Yazımızda, kehribar ve faydaları ile ilgili bilgiler vereceğiz İşte, detaylar;

Amber taşı ve reçita taşı olarak da bilinen kehribar, hafif ve yumuşak yapısıyla dikkat çekmektedir Çevresindeki küçük nesneleri kendine çekmesiyle bilinmektedir Isıya maruz kaldığında ise elektromanyetik özelliği ortaya çıkmaktadır Kehribarın en çok görülen renkleri sarı ve kırmızıdır Kehribarın yapısında hava kabarcıkları ve ipliksi maddeler gözle görülebilir Ayrıca ısıyla temas ettiğinde reçine kokusu ortaya çıkmaktadır



Kehribar (amber taşı) günümüzde çoğunlukla süs eşyası üretiminde kullanılmaktadır Açık sarıdan kızıl renge kadar bir renk skalası olan kehribar, yarı saydam ve kırılgan bir fosil türüdür Parlaklığı ve muhteşem renkleriyle özellikle kadınlar tarafından süs eşyası olarak kullanılmaktadır Kehribara yapışmış durumda olan böcekler başka türdeki hiçbir taşta bulunmayan bir özelliktir

Büyük bir bölümünün çıkarıldığı yer İskandinav ülkeleri ve Polonya’nın Baltık Denizi olup Romanya, Ukrayna, İsveç, Hollanda ve İngiltere’de de kehribar yatakları bulunmaktadır Sayılan bu yerlerde eski çağlarda çok büyük ormanların var olduğu düşünülüyor Çağlar boyu kıtaların coğrafi hareketleri nedeniyle bu ormanların sular altında kaldığı belirtilmektedir



Kehribar nedir?

Amber bitkisinin iç kısmında kalıp fosilleşen Sciaridae familyasından bir sinek türüdür Sciaridae bitkisi de çamgillerden bir çam türüdür Kehribarı, ağacın fosilleşmiş reçinesi olarak da ifade edebiliriz Genellikle insanlar kehribarı bir taş olarak bilirler, ancak Pinus Succinefra ağacının fosilleşmiş reçinesi durumundadır



Kehribarın iç yapısında fosilleşen canlılarla karşılaşılması, fosille amber taşının arasındaki ilişki açısından dikkate değerdir Kehribarın bileşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunur Halk arasında doğal şifalı taş olarak tanımlanmaktadır ve pek çok hastalığın tedavisinde etkili olabilmektedir

Yaklaşık 150 derecelik bir ısıyla temas ettiğinde yumuşayan kehribar, 350 derecelik bir ısıyla temas ederse çevresine reçine kokusuna benzer hoş bir koku yayar Kehribar, yünlü kumaşlara sürtüldüğünde kıvılcım çıkarmaktadır ve bu özelliği nedeniyle eski dönemlerde kehribar adı elektrik manasında kullanılmıştır



Kehribarın özellikleri:

Kehribarın özellikleri onun yaşına, reçine salgısı yapan ağacın çeşidine ve gömülme koşullarına bağlı olarak farklılık göstermektedir İçeriğinde mineral olmadığı için kimyasal bir formülle ifade edilemez Fakat içerisinde %10 oranında tuz olan bir suda yüzecek kadar hafiftir Açık sarı, turuncu, bal rengi, altın rengi, kahverengi, kemik rengi ve de siyah tonlarda olabileceği gibi, renksiz ve mavi renk tonunda da görülebilmektedir Kehribarın renk katalogu 256 çeşitten oluşmaktadır

Doğal taşlar arasında üzerinde en fazla araştırma yapılan taştır Negatif enerjiden kurtulmak için katkı sağlayan amber taşı, insana keskin bir öngörü becerisi kazandırır Sağlık açısından özellikle alerjik belirtilerin giderilmesi ve romatizmal ağrılardan kurtulmada etkili olmaktadır

Bunların yanı sıra ruh sağlığı bakımından da oldukça fayda sağlamaktadır Görselliği nedeniyle evlerde dekoratif objeler olarak da kullanılmaktadır Kehribarın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini bilen kişiler, genellikle kehribarı üzerlerinde bir takı veya aksesuar olarak taşımaktadırlar Çin’de halen ağrı kesici ve sakinleştirici olarak kullanılan kehribar, I Dünya Savaşı döneminde hastalıklardan korunmak ve tedavi olmak amacıyla kullanılmıştır

Kehribarın faydaları:

Çok eski dönemlerden beri önemli bir şifa kaynağı olarak kullanılan kehribar, içeriğindeki yararlı bileşenlerden dolayı ilaç yapımında da kullanılmıştır İnsana ihtiyacı olan enerjiyi verdiği düşünülen kehribar, pek çok kişinin sürekli yanında tuttuğu bir materyal olmuştur Yan etkisi olmayan kehribar, tarihteki birçok medeniyet tarafından şifa olması amacıyla sürekli kullanılmıştır

Hafızanın ve zekanın güçlü olmasına imkan sağlayan kehribar, zorlu kararların eşiğinde kişiye cesaret ve odaklanma imkanı da sağlamaktadır Karaciğer, böbrek ve mesanenin temizlenmesine ek olarak sağlıklı olarak çalışmasına da katkı sağlamaktadır Geçmişten bu güne bereketin de simgesi olan kehribar (amber taşı), bu amaçla pek çok insanın kasasında da yer bulmuştur

Kehribar, takıntı sorunu olan kişilerde rahatlama ve bu durumdan kurtulma imkanı da sağlamaktadır Vücutta bir ağrı söz konusu olduğunda ve bu bölgeye sürüldüğünde ağrının hafiflemesine yardımcı olmaktadır İnsanların kem gözlerinden ve nazarından da koruma özelliği bulunmaktadır Sağladığı enerji ile olumsuzlukların gelmeye başlamasıyla şifa kaynağı haline gelen bir taştır Bu anlamda yaşamın güzelliklerini görebilmek ve hayattan keyif alabilmek için kehribarın bu pozitif etkisi öne çıkmaktadır

Eskiden insan sağlığında tedavi amaçlı kullanılsa da günümüzde artık bu etkisinden faydalanılmamaktadır Eskiden amber yağı isteri ve boğmaca tedavisinde kullanılmıştır Güzel koku için de kullanılan kehribar, mürekkep üretiminde de kullanılan bir madde olmuştur

Daha eski çağlarda özellikle Roma İmparatorluğunda değişik hastalıklarla birlikte akıl hastalıklarının tedavisi amacıyla da kullanılmıştır Kehribar tozunu balla karıştırıp tüketirseniz göz, kulak ve boğazdaki hastalıklara iyi gelmektedir Suyla birlikte tüketilirse mide rahatsızlıklarının giderilmesini sağlamaktadır

Kehribar dumanının da ruhun güçlenmesine yaradığı belirtilmektedir Orta çağda sarılığın tedavisinde kehribar tanelerinin kullanıldığı bilinmektedir Yılan ısırmasına, doğumun kolay olmasına, romatizma ve diş ağrılarına iyi geldiği de söylenmektedir Böbrek taşı ile ilgili ağrıların giderilmesinde de kehribar kullanıldığı da belirtilmektedir

Geçmişte Litvanya ve çevresinde ölülerin arkasından kehribar yakılır ve tütsü olarak kullanılırdı Bunun şeytani ruhları uzaklaştırdığı ve bunlardan arındırdığı söylenirdi Yeni doğan bebeklere kehribar tütsüsü yapılarak hızlıca büyüyüp gelişeceklerine ve sağlıklı olacaklarına inanılırdı Yine tütsü uygulaması yeni evlenenlerin mutlu olmalarına, savaşa giden askerlerin zafer kazanmalarına katkı sağlayacağına yaradığı düşünülürdü

Birinci Dünya Savaşı dönemine kadar pek çok hastalığın iyileştirilmesinde faydalanılan kehribar, bu dönemden sonra erkeklerin cinsel gücünün arttırılmasında da kullanılmıştır İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Almanya’da kehribardan üretilen tespihler bebeklerin üzerine konularak diş çıkarmalarının acısız ve sancısız olması düşünülmüştür Bugün bile hala Litvanya’daki kadınlar doğal kehribardan yapılmış kolyeler takarak guatr hastalığından korunmaya çalışmaktadırlar

Kehribarın gerçek olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Dıştan görüntüsüne bakarak gerçekliği anlaşılabilen kehribar, içeriğinde bulunan fosillerin özelliklerine göre ayırt edilebilirler Bu bağlamda sahte bir kehribarda bulunan fosiller sinek veya arı gibi hayvan fosilleri olduğundan ve genel olarak bozulmamış bir şekilde gözle rahatlıkla görülür Ayrıca;

Taşa bir pamuğa döktüğünüz asetonu uygulayın Aseton sürdüğünüz yerde herhangi bir bozulma veya deformasyon yaşanmazsa gerçek kehribardır Sahte olan kehribarda yapışkan bir doku meydana gelir ve tuttuğunuz zaman parmak iziniz üzerinde kalır
Gerçek kehribar, UV ışığına tutulduğu zaman floresan ışığı gibi mavimsi bir renkte ışık vermektedir Sahte kehribarda ise bir ışık göremezsiniz
Gerçek olan kehribarı sert bir cisimle çizerseniz, yumuşak dokusu nedeniyle bozulma yaşanır Sahte olanlarda ise bozulma söz konusu değildir ve çizilmeye dirençlidir
Gerçek kehribar, tuzlu suya konulduğu zaman suyun yüzeyinde durur Sahte kehribar ise suya batacaktır
Gerek kehribarı bir kumaşa birkaç dakika sürttüğünüz zaman reçine ve çam kokusu yayacaktır
 
Üst Alt