Sedat Peker’in konuşmaları sonrasında 2015 yılında Rize’de yaptığı miting ve “Barış Akademisyenleri”ne “Akan kanınızda duş alacağız” tehdidi de gündeme geldi. Mitingde Sedat Peker’in tam yanında duran, cübbeli sarıklı ismin kim olduğu merak edildi. O isim İsmailağacı Muhammed Serkan Gül.
Peker’in yayınladığı görüntülerdeki itiraf ve tezler, Türkiye gündeminde yer almaya devam ediyor.
Peker’in konuşmaları sonrasında 2015 yılında Rize’de yaptığı miting ve “Barış Akademisyenleri”ne “Akan kanınızda duş alacağız” tehdidi de gündeme geldi. Mitingde Sedat Peker’in tam yanında duran, cübbeli sarıklı ismin kim olduğu merak edildi.
Odatv Haber Müdürü Fethi Yılmaz'ın haberine nazaran; Sedat Peker, görüntülerinde İsmailağa Cemaatini ziyaret ettiğini ve cemaat hocaları ile yaptığı sohbetlerden kelam etti. Peker’in AKP’ye takviye çıktığı Rize mitingde yanında duran isim ise, İsmailağa Cemaati hocalarından Muhammed Serkan Gül.
Sedat Peker’in “öz kardeşim”, İsmailağa Cemaati hocası Muhammed Serkan Gül’ün ise “öz ağabeyim” dediği ikili ortasındaki yakınlık dikkat çekiyor. O denli ki Sedat Peker’in kızı olduğunda, ismini ve ezanı kulağına Muhammed Serkan Gül okumuştu.
Rize mitingi sırasında kürsüden dua da okuyan İsmailağa hocası Gül, mitingi eleştiren CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da, “Bizim yaptığımız duayı Başbakan'a şikayet eden Sayın Kılıçdaroğlu, sizi ne rahatsız etti de Sayın Sedat Peker'e mafya babası diyorsun?” diyerek sert çıkmış ve Peker’i desteklemişti.
1984 Kahramanmaraş doğumlu olan Muhammed Serkan Gül, inşaat, işletmecilik ve dokumacılık işleri ile uğraşıyor. Son devirde yazdığı kitaplarla da gündeme gelen Gül, Sümbül Efendi İlim ve Hizmet Vakfı’nın da idare heyeti lideri olarak misyon yapıyor. Vakfın Onursal Başkanlığı’nı ise Sedat Peker yapıyor.
Öte yandan Muhammed Serkan Gül, Sedat Peker’in görüntüleri yayınladığından bu yana toplumsal medya hesabından Peker’i destekleyen ya da eleştiren rastgele bir ileti atmaması da dikkat çekiyor.
İsmailağa Cemaatinin ismi hangi çete ile yan yana gelmişti?
Organize kabahat örgütü başkanı olduğu münasebeti ile hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker, Hürriyet binasına atak ve eski bir milletvekilini karakolda dövdürülmesi olaylarını kendisinin organize ettiğini itiraf etmişti. Öte yandan Peker, 1996 yılında, KKTC’de gazeteci Kutlu Adalı’nın Korkut Eken’in buyruğu ile öldürüldüğüne ait de çarpıcı savları lisana getirmişti.
İsmailağa Cemaati’nin ismi mafya-çete tertipleri ile sık sık anılıyor.
2005 yılında Emniyet, Küre operasyonu yapmış ve birtakım saunalardan haraç topladıkları argümanıyla yargılanan “Sauna Çetesi” davası başlamıştı. Operasyon FETÖ’cüler tarafından yönlendirilmiş ve yeni bir kumpasın da materyali haline gelmişti.
Kasım Zengin’in mahkemedeki sözleri dikkat çekmişti. Mafya başkanı olan Güçlü, İsmailağa Cemaati’nde eğitim aldığını belirterek, polise muhbirlik yaptığını söylemişti. Güçlü ifadesinde “Önemli şahıslar beni manevi bilgileri olan bir hoca olarak görüyorlardı. Bu biçimde Sedat Peker ve Sedat Şahin'den hareketleri hakkında bilgiler alıyordum” demişti.
İlhan Cihaner soruşturma açmıştı
Erzincan’da devrin Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tarafından 2 Kasım 2007 tarihinde İsmailağa Cemaati’ne yönelik soruşturma başlatılmıştı. 20 ile yayılan soruşturma, İstanbul’a kadar uzanıyordu. Lakin İlhan Cihaner’in İsmailağa ile birlikte o dönem “Gülen Cemaati” olarak anılan FETÖ’ye de soruşturma açması tüm süreci bitirmişti.
Cihaner’in 2 yıl sürdürdüğü iki başka soruşturmaya, 2009 yılında, devrin Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olan FETÖ’cü Osman Şanal el koymuştu. Cihaner ise makamında gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Cihaner’in tutuklanmasının asıl sebebi FETÖ hakkında açtığı soruşturma iken, İsmailağa soruşturması perde misyonu görerek önde gösterilmişti. Evraklara el koyan Şanal ise, iki soruşturmanın da üstünü kapatmıştı.
Hususla ilgili İsmailağa Cemaati’ni Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı iken 2 yıl soruşturan İlhan Cihaner de “Sauna Çetesi”ne dikkat çekti.
"Tarikat, ticaret, mafya, devlet ilgilerinin somutlaşmış göstergesi"
“Devlet ismine bu türlü kirli, bilinmeyen kapaklı işler yapan şahıslarla daima bir dirsek teması olduğu esasen soruşturmalarla geçti. İşte Sedat Peker örneği. Bu yapılanma (İsmailağa Cemaati’ni kastediyor) bu şekil yapılarla bu türlü bir daima bir dirsek teması içerisinde. Kasım Varlıklı olayı aslında somut göstergesi” diyen İlhan Cihaner, “Sauna çetesinin üzerine gidilip gereğince tesirli bir soruşturma yapılmadı” ifadelerini kullandı. İsmailağa Cemaati ve emsal cemaatleri üç farklı düzlemde kıymetlendiren Cihaner şöyle konuştu:
“İsmailağa’yı ve birkaç yapıyı iki üç düzlemde pahalandırmak gerekiyor. Bir tanesi gerçekten o yapılara, o yapıların önde görülen figürlerine dini münasebetlerle meyleden beşerler. İşte bunlar bağışta bulunuyor, öğrenci okutuyor… Tabi öğrenci okutuyor dediğimiz, kuran kurslarında ve medreselerinde. İki, bir de bunların yakın etrafları var. Bir paralel Diyanet İşleri Başkanlığı üzere çalışan, bir paralel ulusal eğitim bakanı üzere çalışan. Elden geldiğince kamuya adam yerleştirmeye çalışan dar takım. Bir de vitrinde olan adamları var. Baktığın vakit vitrinde olan adamın o dar takımın yaşadığı ömür ve o geniş, kendilerini ekonomik olarak destekleyen bağışta bulunan bireylerin onlara addettikleri ömürle uyumlu bir hayat sürmüyorlar. İnanılmaz lüks.
Adam ‘al bu parayı kuran kursuna ver’ diyor. Lakin bir bakıyorsun adamların altında olağan gelirleriyle uyumlu olmayan son model araçlar var. Son derece lüks yerlerde yaşıyorlar. İnanılmaz bir müdafaa, şaşa içerisinde yaşıyorlar. Aslında, özünde baktığımız vakit ticari bir faaliyet yürütüyor. Devasa bir ticari faaliyet. Tabi bu faaliyetin değerli bir kısmı, yasal olmadığı için zarurî olarak yasal olmayan yapılar ve bireyler devlette de kendilerine sahip çıkacak bürokrat takımlarla hukuk dışı bir kadro ilgiler kuruyorlar. Sedat Peker yanında daima olarak görülen kişi de bu usul bir durum içerisinde sanırım.”
İlhan Cihaner, İsmailağa Cemaati hocası Muhammed Serkan Gül’ü değerlendirirken tarikat-ticaret-mafya-devlet bağlantısına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Baktığınız vakit Peker’in muhafazası üzere, mitinglerde yanında duruyor. Bu biçim yapılar bir yandan da din üzerinden geniş bölümlerde meşruiyet aradığı için onların da işine geliyor. Ve bizim daima şikayet ettiğimiz, tarikat, ticaret, mafya, devlet münasebetlerinin aslında çok somutlaşmış göstergelerinden birisi.”