Son Konu

Tüm Yönleriyle Depresyon

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


“…eskiden Anadolu’da ‘gönül yorgunluğu’ derlermiş depresyona.”

Kaan Murat YANIK

Depresyonda olduğumu nasıl anlarım?

Aşağıdaki belirtileri kendinizde görüyorsanız ve bunlar geçmeyecek gibi görünüyorsa depresyonda olabilirsiniz.

Uyuyamıyor ya da aşırı derecede uyuyorsanız,

Dikkatinizi toplamada güçlük yaşıyorsanız ve daha önceden kolay görülen görevler şimdi zor geliyorsa

Öncesinde zevk aldığınız şeylerden artık zevk alamıyorsanız,

Kendinizi çaresiz ve umutsuz görüyorsanız,

Ne kadar deneseniz de olumsuz düşüncelerinizi kontrol edemiyorsanız,

İştahınızı kaybettiyseniz ya da kendinizi yemeden alı koyamıyorsanız,

Her zamankinden daha kolay sinirlenebiliyorsanız, kendinizi daha agresif görüyorsanız,

Normalden daha çok alkol tüketiyor ve diğer zararlı alışkanlıklara yöneliyorsanız,

“Hayat yaşanmaya değmez” gibi düşünceleriniz varsa (Bu durumda acilen yardım isteyin)

Depresyon nedir?

Depresyon,kelime anlamı olarak, pozitif antisipasyonun kaybı olarak tanımlanmıştır. Antisipasyon genellikle“beklenti”anlamında kullanılır. Ancak çeşitli sözlüklerde belirtildiği gibi, İngilizce dilinin uzmanları antisipasyonun İngilizcede beklenti anlamına gelen “expect” kelimesinin karşılığı olarak kullanılmasını tamamıyla doğru bulmamaktadırlar. Çünkü, antisipasyon yalnızca “beklenti” değil, “umutlu bir beklenti”, başka bir deyişle olumlu gelişmeler olacağına ilişkin beklenti anlamına gelmektedir.

Herkes duygu durumunda yükselme ve düşmeler yaşar. Üzüntü, hayatın zorluklarına ve hayal kırıklıklarına verilen normal bir tepkidir. Bazı kişiler bu tür duygularını açıklamak için “Depresyon” terimini kullanır fakat, depresyon, üzüntüden daha fazlasıdır.

Bazı insanlar depresyonu “bir kara deliğin içinde yaşamak” olarak ya da bir felaketin olmasını bekleme hissi olarak tanımlarlar. Yine de, depresyondaki bazı insanlar kendilerini üzgün bile hissetmezler. Daha çok donuk, boş ve hissiz, sinirli, agresif ve huzursuz hissedebilirler.

Depresyon normal bir üzüntüden farklıdır çünkü tüm günlük hayatınızı meşgul eder, iş yapabilme, ders çalışma, yemek yeme, uyuma ve eğlenme gibi faaliyetlerinizi etkiler. Umutsuzluk, çaresizlik ve değersizlik çok yoğundur ve pek azalma göstermez.

Depresyonun normal yastan ne farkı var?

Yasta üzüntü, ağıt, değişkenlik gösteren anksiyete, kötü rüyalar ve buna bağlı uyku sorunları, uykusuzluk, iştahsızlık, kilo kaybı ve normal etkinliklere karşı ilgi azlığı gibi depresyonda da izlenebilen belirtiler bulunur. Normal yasta bu belirtiler zamanla azalarak kaybolur. Sıklıkla da hekim müdahelesi gerekmez.. Depresyonda benlik saygısı azalırken kayıp ardından izlenen depresif durumlarda benlik saygısı korunur. Kendilerini değersiz bulmazlar, ağır suçluluk duyguları da olmaz. Ayrıca işlevsellikte önemli bir kayıp da olmaz.

Depresyonun belirtileri nelerdir?

Çaresiz ve umutsuz hissetmek: Karamsar bir bakış açısı. “hiçbirşey düzelmeyecek ve durumu düzeltmek için yapabileceğim hiçbir şey yok.”

Günlük yaşam aktivitelerine olan isteğin azalması:Daha önce yapılan hobiler, boş zaman aktiviteleri, sosyal aktiviteler ya da cinselliğe olan ilgide azalma. Eğlenme ve zevk alma yetinizi yitirmişsinizdir.

İştah ya da Kiloda Değişimler: Belirgin kilo kaybı ya da kilo alımı- bir ay içinde vücut ağırlığının %5ten fazla değişmesidir.

Uyku Değişiklikleri: Uykusuzluk (insomnia), sabahın erken saatlerinde kalkma ya da normalden fazla uyuma (hipersomnia olarak da bilinir.)

Öfke ya da tahammülsüzlük: Kendini ajite, huzursuz ve hatta saldırgan hissetmek. Tahammül düzeyinde azalma, çabuk sinirlenme ve herkese kızma.

Enerjide azalma: Yorgun, halsiz hissetmek ve hiçbirşey yapmak istememek. Tüm vücudunuzda bir ağırlık hissedebilir ve küçük işleri dahi çok yorucu bulabilir ve normal zamandan daha uzun sürede tamamlayabilirsiniz.

Kendinden nefret etme: Güçlü değersizlik ve suçluluk hisleri. Kendinizde algıladığınız hata ve yanlışlar karşısında kendinizi sertçe eleştirirsiniz.

Sorumsuz Davranışlar: Madde kullanımı, kumar, dikkatsizce araba kullanma ya da tehlikeli sporlar yapma gibi kaçınma davranışlarına yönelirsiniz.

Konsantrasyon Problemi: Dikkati toplamada, karar vermede ya da birşeyleri hatırlamada problem yaşama.

Açıklanamayan acı ve ağrılar: baş ağrısı, bel ağrısı, ağrıyan  kaslar ve karın ağrısı gibi fiziksel şikayetlerde artış.

Depresyonda fiziksel şikayetler olabilir mi?

Beyindeki serotonin ve norepinefrin gibi bazı kimyasalların hem duygu durum hem de ağrıyı düzenlemede etkisi vardır ve bu nedenle depresyondaki kişilerin bedensel şikayetleri de olur. Bu şikayetler arasında eklem ağrısı, sırt ağrısı, mide-barsak sisteminde sorunlar, uyku bozuklukları, ve iştah değişiklikleri vardır. Hatta bazı hastalar bedensel sıkıntılarının çözümü için doktordan doktora gider, ama çare bulamazlar.

Depresyonda intihar olasılığı ne kadardır?

Duygu durum bozukluğu gösterenlerde intihar düşünce ve eylemleri % 20-40 kadardır. İntiharları gerçekleştirenlerin geçmişlerinde de intihar girişimleri bulunmaktadır. İntihar riski belirtilerin şiddeti ile her zaman bağlantılı değildir. Yaşlılarda intihar olasılığı gençlere göre iki kat daha fazladır.

İntiharla ilgili konuşanlarda olasılığın daha az olduğu düşüncesi yanlıştır. Hastanede yatan olgularda intihar girişimi oranı % 15 kadardır. Depresyon olgularının % 15’i intiharla ölmektedir. Tüm intiharların % 70’i depresyon olgularıdır.

Depresyon, intiharda en büyük risk faktörüdür. Depresyonla birlikte giden yoğun umutsuzluk ve mutsuzluk, intiharı acıdan tek kaçış yolu olarak gösterebilir. Ölüm ve intihar düşünceleri depresyonun ciddi semptomlarındandır. Bu yüzden kişi tarafından intihardan söz edilmesi ya da intihara yönelik davranışlar ciddiye alınmalıdır. Bu sadece kişinin intiharı düşündüğüne dair bir işaret değil aynı zamanda bir yardım çağrısıdır.

İntihar düşüncesinin belirtileri nelerdir?

Kişinin kendini öldürme ya da zarar verme ile ilgili konuşması

Umutsuzluk hisleri ve kapana kısılmış olma ile ilgili düşüncelerini açıklamak

Ölümle normalden daha fazla bir uğraş

Ölmek istercesine umursamaz davranmak (kırmızı ışıkta durmadan geçmek)

İnsanları veda etmek için aramak ya da ziyaret etmek

İşleri düzene koyma çabası (değerli eşyalarını hediye etmek, görüşmediği kişilerle bağlantıya geçmek)

“Herkes ben olmasam daha rahat olurdu” ya da “Ölmek istiyorum” gibi şeyler söylemek

Kendini çok depresif hissetmekle çok mutlu ve sakin hissetme arasında ani bir geçiş

Eğer bir arkadaş ya da ailenizden birinin intiharı düşündüğünü düşünüyorsanız, bu konuyla ilgili kaygılarınızı ona bildirin ve acilen profesyonel yardım arayışına girin. İntihar düşünceleri ilgili açıkça konuşmak hayat kurtarabilir.

Eğer İntihar Düşünceleriniz Varsa…

Kendinizi aşırı derecede depresif ve intihara yatkın görüyorsanız ve bu problemler geçici gibi görünmüyorsa- daha çok kalıcı ve bunaltıcı görünür.  Fakat zamanla, daha iyi hissedeceksiniz, özellikle de yardım ararsanız. Eğer intihar düşünceleriniz varsa dışarıda sizi bu zor zamanlarınız boyunca desteklemek için bekleyen bir çok insan olduğunu unutmayın ve yardım aramaya başlayın.

Depresyon genetik midir?

Bazı ailelerde depresyon geçiren birden çok birey vardır. Ancak ailesinde hiç depresyon öyküsü olmayan kişiler de depresyona girebilir. Depresyona neden olduğu bilinen tek bir gen yoktur. Araştırmacılar, insanları depresyona yatkın hale getiren genleri araştırmaktadır. Genetik araştırmaların sonuçları, genetik yapının çevre ve diğer etmenlerle (travma, sevilen bir kişinin kaybı, zor bir çocukluk gibi) etkileşime girerek depresyonun ortaya çıkışını hızlandırdığını göstermektedir.

Depresyon ne kadar sürer?

Hiç tedavi edilmemiş bir depresyon atağı 6 ile 24 ay sürer.

Depresyon tedavi edilebilir bir hastalık mıdır?

Evet. Depresyonda tedavide işbirliği yapan hastalarda tedavinin başarısı hemen hemen kural gibidir. Olgular tedaviye yüksek oranda yanıt verir.

Antidepresan ilaçlar mutluluk ilacı mıdırlar? Bağımlılık yaparlar mı?

 Hayır. Antidepresan ilaçlar depresyon olgularında duygu durumda yükselmeye neden olmakta, depresyonu tedavi etmekte, ancak normal duygu durumu değiştirmemektedir. Öfori yapmazlar. Fiziksel bağımlılığa neden olmazlar.

Depresyona eşlik eden hastalıklar var mıdır?

Depresyona sıklıkla eşlik eden psikiyatrik hastalıklar arasında anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni, yeme bozuklukları vardır. Alkol ve madde bağımlılığı da depresyona eşlik edebilir. Bazen depresyonun belirtilerini azaltabilmek amacıyla maddeye yönelme olabilir.

Ayrıca, kalp hastalığı, kanser, inme, diyabet ve Parkinson hastalığı gibi tıbbi hastalıklara depresyon eşlik edebilir. Depresyonun tedavi edilmesi bu hastalıkların iyileşme sürecini de olumlu etkiler.

Çocuklarda depresyon nasıl görülür mü?

Çocukluk döneminde de depresyon görülebilir. Tedavi edilmemesi halinde uzayabilir ve erişkinlikte de sürebilir. Çocuklarda depresyon belirtileri bazen yetişkinlerden ayrılabilir. Okul reddi, hastalık uydurma, ebeveynlerini kaybetme kaygısı, okul sorunları biçiminde kendini gösterebilir.

Gençlerde Depresyon nasıl görülür?

Depresyondaki  bazı gençler üzgün görünürken bazıları görünmez. Aslında, depresyondan çok sinirlilik depresyondaki gençler ve ergenlerde en sık görülen belirtidir. Depresyondaki bir genç düşmanca, hırçın ve kolayca sinirlenebilir bir şekilde davranabilir. Açıklanamayan ağrılar ve acılar gençlerdeki depresyonda görülebilecek belirtilerdendir.

Tedavi edilmeden bırakıldığında evde ve okulda problemler yaşanmasına, madde kötüye kullanımına, kendinden nefrete ve geri döndürülemeyecek bir trajediye, birine zarar vermek ya da intihar etmesine yol açabilir. Fakat yardım alarak gençlerdeki depresyon büyük oranda tedavi edilebilir.

Yaşlılarda Depresyon nasıl görülür?

Yaşlı yetişkinlerin karşılaştığı yoksulluk, bağımsızlığını yitirme ve sağlık problemleri özellikle güçlü bir destek sistemi olmayan kişilerde depresyona sebep olabilir. Yine de, depresyon yaşlanmanın normal bir parçası değildir. Yaşlı yetişkinler depresyonun  duygusal belirtilerindense daha çok fiziksel belirti ve işaretlerinden şikayet ederler. Bu yüzden de çoğu zaman sorun farkedilmez. Yaşlı yetişkinlerdeki depresyon sağlık sorunlarıyla, yüksek ölüm oranıyla ve artmış intihar riskiyle bağlantılıdır. Bu yüzden de teşhis ve tedavi son derece önemlidir.

Erkeklerde Depresyon nasıl görülür?

Depresyon bizim kültürümüzde bir çok anlam yüklenmiş bir kelimedir. Ne kadar yanlış olsa da çoğu kişi depresyonu zayıflıkla ve aşırı duygusal olma ile bağdaştırır. Bu özellikle de erkekler için böyledir. Depresyondaki erkekler,umutsuzluklarının ve kendiliklerine karşı olan nefretlerinin farkına kadınlardan daha az varırlar. Bunun yerine daha çok yorgunluktan, tahammülsüzlükten, uyku problemlerinden ve işe ve hobilere olan ilgilerini kaybetmelerinden şikayet ederler. Erkeklerde depresyonun diğer belirtileri ise öfke, sinirlilik, şiddet, umursamaz davranışlar ve madde kötüye kullanımıdır. Kadınlardaki depresyon oranı erkeklerinkinin iki katı daha fazla olsa da , erkeklerde özellikle de daha yaşlı erkeklerde intihar riski daha yüksektir.

Kadınlarda Depresyon nasıl görülür?

Kadınlardaki depresyon oranı, erkeklerinkinden iki kat daha fazladır. Bunun bir sebebi hormonal faktörler, özellikle de Adet Öncesi Sendromu durumunda, Adet Öncesi Disforik Bozuklukta, Post- partum Depresyonda ve Menopoz Öncesi Depresyonda görülür. İşaret ve semptomlar açısından kadınlar erkeklerden daha yoğun bir şekilde suçluluk, uykuda artış, iştah ve kilo artışı yaşarlar. Ayrıca kadınlar mevsimsel affektif bozukluğu erkeklere oranla daha sık yaşarlar.

Depresyonda olan kişinin yakınlarının hastaya yaklaşımı nasıl olmalıdır?

Depresyonun bir hastalık olduğu yakınlarınca unutulmamalıdır. Bunu bir zayıflık, eksiklik ve güçsüzlük olarak görmemek önemlidir. Mutsuzluk, üzüntü herkesin zaman zaman içine girdiği duydu durumlarıdır. Ancak depresyon, çok daha uzun süreli devam eden duygu durum halidir. Kişinin günlük hayatı zorlaştıran bir rahatsızlıktır. Yakınları bu bakış açısıyla yaklaşmalıdır.

Yakınları, hastaya onu anladıklarını, desteğe ihtiyaç duyduğunda orada olduklarını hissettirmelidirler. Bu yaklaşım kişi için güven vericidir.

Yakınlarının da öncelikle depresyon hakkında bilgi sahibi olmları ve eleştrirel, yargılayıcı, suçlayıcı  olmamaları önemlidir. Depresyonun olumsuz etkilerinden dolayı kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları zaten aktiftir.

Depresyon hakkında bilgi sahibi olunduğunda “ben biliyorum onun hastalığını yaklaşımından  ziyade hastanın tedavisini sürdüren psikologi psikoterapist, psikiyatristinden edindiği bilgiler ışığında hastaya yaklaşmalıdır.
  • Duyguların abartılı şekilde ifade edildiği ailelerde aşırı eleştirme, hastanın duygularına abartılı şekilde katılmak (evet mutsuz olduğun çok belli.), hastanın iyileşmesini zorlaştırır.
  • Aile bireyleri hastanın terapi randevularına katılımı için destekleyici olmalıdır.
  • İlaç kullanımı söz konusuysa ilaçlarını düzenli kullanmasına yardımcı olunmalıdır.
  • Yakınları terapi sürecine müdahele etmemelidir.
Depresyondaki kişi normal günlük işlevselliğini devam ettirmekte oldukça zorlanır. Bir sohbeti devam ettirmek, yürüyüş yapmak, odasını düzenlemek, kişisel bakımını yapmak bile zor gelebilir. Kişinin zorlandığı becerileri yapması konusunda teklif de bulunulmalı, zorlanmamalı, teşvik edici olunmalıdır. Kabul ettiğinde de daha fazlasını yapması için zorlanmamalıdır. Sadece biriyle iletişimde kalabilmek dahi destekleyici olabilir.

Depresyonda olan kişinin duygularını reddedici davranmamak gerekir. “takma bunları kafaya, bunu mu dert ettin, bunda üzülecek ne var” gibi söylemler kişi de anlaşılmadığı düşüncesini doğurur ve iletişimi azaltır.

Ağır depresyonda olan kişinin intihar ve kendine zarar verme olasılığı olduğu unutulmamalıdır.

Depresyondan korunmak için neler yapabilir?
  • Destekleyici ilişkiler geliştirmek
  • Düzenli egzersiz ve spor yapmak
  • Doğal yiyecekleri seçmek
  • Stres yönetimini öğrenmek
  • Rahatlama- gevşeme tekniklerini öğrenmek
  • Olumsuz düşünce kalıplarına meydan okumak
  • Duygusal beceriler geliştirmek
Birçok kişi stres ve duygu yönetimi becerilerinden yoksundur. Duygusal beceriler edinmek size sıkıntılarla, travmayla ve kayıpla baş etme gücünü verir. Başka bir deyişle duygularınızı tanımayı ve ifade etmeyi öğrenmek sizi daha esnek hale getirir.


 
Üst Alt