Son Konu

Diabetes mellitus diabet şeker hastalığı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Diabetes mellitus diabet şeker hastalığı insülin enjektörü kaç ml diyabet (veya tıptaki adıyla Diabetes Mellitus), vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesine, vücudun ihtiyacını karşılayacak değin üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine ast olarak ortaya çıkar Toplumumuzun takriben %6sı şeker hastasıdır İnsülin pankreas denilen midemizin gerisinde yeralan bir organımızdan (şekil1) kan dolaşımına verilir Normalde vücuda yemeklerle aldığımız besinler parçalanarak, vücudun başlıca yakıtı olan şekere dönüştürülür ve kan dolaşımına geçerek kan şekerini yükseltir Kan şekeri yükselmesi de pankreastan insülinin kana geçmesini arttırır İnsülinde kanda dolaşan şekerin vücudumuzdaki hücrelere alınarak kullanılmasını ve vücudumuzun ihtiyacı olan enerjinin üretilmesini sağlar Şeker hastalığında yediğimiz besinlerle aldığımız asıl güç kaynağı olan şekeri vücudumuz insülin eksikliği sebebiyle yeterince kullanamaz Şeker kan dolaşımında kalarak kan şekerini yükseltir Vücudumuz ise şeker denizi içinde yüzerken (insülin eksikliği nedeniyle kullanamadığı için) şekersizlikten, enerji üretmek için yağları ve kasları yakar Çünkü şekeri kullanması için zorunlu anahtar olan insülin eksiktir BELİRTİLERİ: Tedavi edilmeyen şeker hastalarında aşağıdaki bekirtilerin hepsi veya yalnızca bir kısmı görülebilir Ağız kuruluğu ve fazla su içme (polidipsi)(Vücuttan idrarla fazla su atıldığı için vücutta su azalır ve fazla su içme ihtiyacı doğar) Çok idrara çıkma (poliüri), gece çok idrara kalkmak(Noktüri) (Kandaki pozitif şeker böbreklerden idrara geçer, artı şekeri atmak için şekerle beraber vücuttan suda atılacağı için idrar miktarı fazlalaşır) Arzu hissinin fazlalaşması ve fazla yemek yemek yeme (polifaji) (insülin yetersizliğinden dolayı hücrelerin ihtiyacı kadar şeker hücrelere giremez, bunun sonucunda hücrelerden beyine sürekli istek sinyali gönderilir Yemek yenilsede şeker hücrelere alınamadığı için istek duygusal devam eder, cisim yenilen besinleri enerjiye dönüştüremez Bunun sonucunda halsizlik, kilo verme yakınmaları da ortaya çıkar) Halsizlik Zayıflama Flu görme (Kan şekerinin yükselmesi görmemizi sağlayan göz merceği ve göz sıvısının yoğunluğunun değişmesine yol açar ve flu görme ortaya çıkar Kan şekeriniz, şeker hastalığınızın tedavisi ile olağan değerlere gelse de görmenizin düzelmesi bir kaç hafta alabilir) Ciltteki yaraların ya da kesiklerin yavaş iyileşmesi (Hücreler yeteri değin beslenemedikleri için ve vücudun savunma sistemi bozuk olduğu için yara iyileşmesi geç olur) (Kadınlarda) Vajinal kaşıntı ( Kan şekerinin yüksek olması keza vücudun direncini azaltarak hem de mayaların çoğalmasını sağlayacak yerinde ortamı hazırlayarak vajinal kandidiasisvajinal mantar oluşmasını sağlar Kan şekeri kontrolü ile bu şart kendiliğinden geçebilir, düzelmezse doktora başvurmanız gerekir) TANI: Aşağıdakilerden asgari bir adam başına varsa şeker hastalığı(Diabetes Mellitus) teşhisi konulur Arzu kan şekeri 126 mgdl veya üstünde ise, Herhangi bir saatte bakılan kan şekeri 200 mgdl veya daha artı ve beraberinde fazla su içme, çok idrara çıkma veya açıklanamayan kilo kaybı varsa, 75 gr glukoz içerek yapılan şeker yüklemesinden iki saat sonradan kan şekeri 200 mgdl ya da daha fazla ise id Esas iki müşteri şeker hastalığı vardır Tip 1 Diabetes Mellitus: Pankreasta insülin üreten hücrelerin yıkılmış edilmesi ile ortaya çıkar Genelde vücudumuzun kendi savunma sistemi tarafından insülin üreten hücreler yıkılmış edilir Bunun neticesinde vücutta insülin üretilemez İnsülin olmadığı için şeker enerji üretiminde kullanılamaz İnsülin olmadığı sürece kan şekeri yüksek kalır Alıcı 1 diayabeti olan hastalarda pankreastan kana insülin verilmesini arttıran şeker düşürücü hapların hiç bir etkisi olmayacaktır Herif 1 diyabetin tedavisinde vücutta yetkisiz olan insülin hormonunu dıştan yerine hazırlamak gerekir İnsülin ağızdan alındığında midebarsak sistemimizde sindirilip etkisiz ülkü getirileceğinden ağızdan verilemez Fakat deri altına injeksiyonla verilirse insülin tesir gösterebilir Günümüzde kalem, pompa ve fazla ince iğnesi olan şırıngalarla insülin tedavisi fazla rahatlıkla uygulanabilmektedir Müşteri 1 şeker hastalığı genel olarak 35 yaş aşağıda başlar Alıcı 2 Diabetes Mellitus: Pankreastan kana yeterince insülin salgılanamaması veya üretilen insülinin vücutta yeterince tesir gösterememesi ile ortaya çıkar En sık görülen şeker hastalığı (diyabet) tipidir Genç insanlarda da görülebilmesine rağmen genelde 3540 yaşından sonra ortaya çıkar Tedavisi genellikle beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi, kilolu hastalarda kilo verilmesinin sağlanması, ahenkli çalışma ve ağızdan alınan insülin salgılanması ve şekerin kullanımını düzenleyen ilaçlarla tedavi edilir Oysa ilerleyen vakit içinde bu hastalığın tedavisi için de insülin kullanılması gerekebilir ÇARE: Perhiz ve egzersizle kan şekeri kontrolü sağlanamayan Tip 2 diyabetik hastalarda bunu karşılamak için ağızdan şeker düşürücü ilaçlar kullanılabilir Bu ilaçlar etkilerini ayrı mekanizmalarla gösterirler Sulfonilüreler: Pankreastan insülin salgısını arttırır Örnek: gliclazide (diamicron), Glipizide (Glucotrol XL, Glutril)…Genellikle yemekten 30 dk önce önerilir Sabahleyin ve akşam’a dozlar bölünebilir En kayda değer emrindeki etkisi hipoglisemidir(şeker düşüklüğü) Biguanidler: Hakiki bir hipoglisemik casus değildir, dinç bireylerde kan şekerini düşürmez Bir antihiperglisemik ajandır Pankreastan insülin salgısını uyarmaz Karaciğerden kana glukoz (basit şeker) verilmesini azaltır, vücudumuzda oysa dokuların insüline hassasiyetini arttırır Örnek: Metformin (Glucophage Retard) Böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, yürek yetmezliği, dolaşım bozukluğu ve bronşiti (Kronik obstruktif akciğer hastalığı) olanlarda kullanılamaz En sık görülen bağlı etkisi ishal (ilacın kullanımın devam edildiğinde kendiliğinden düzelir) ve en manâlı alt etkiside kullanımı sakıncalı kişilerde kullanıldığında ara sıra laktik asidoz komasına yol açabilir Alfa Glukozidaz İnhibitörü: İnce barsakta yemeklerle alınan şekerlerin barsaklarda parçalanıp, emilmesini ve kana geçmesini engeller Yemeklerin ilk lokması ile birlikte alınmalıdır Misal: Acarbose (Glucobay) Bu ilacın en önemli yan etkisi gaz ve şişkinliktir, ilacın kullanımı ile çoğunlukla 26 haftada düzelir Düzelme olmazsa veya yakınmalar çok şiddetli ise ilacın değiştirilmesi gerekebilir Kan şekeri kontrolü diyet, çalışma ve ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlarla sağlanamayan tip 2 diyabetik hastalarda; İlaçların kullanılmasının diğer sağlık problemleri nedeniyle sakıncalı olduğu diyet ve egzersizle kan şekeri kontrolü sağlanamayan Alıcı 2 diyabetik hastalarda; Alıcı 1 diyabetik hastalarda şeker hastalığı teşhisinden itibaren kan şekeri kontrolünün sağlanması için insülin kullanılması gereklidir İnsülin Tedavisi: Günümüzde diyabetik hastalar için hedefimiz kan şekeri değerlerini bayağı değerlere getirebilmektir İnsülin tedavisinin amacı vücutta eksik olan insülin’i yerine koyarak kan şekeri kontrolünü sağlamaktır İnsülin bağımlılık yapmaz Vücudumuzda insülin eksikliği olduğu müddetçe insülin kullanmamız gereklidir Çoğunlukla vücudumuzda insülin ihtiyacı başladığında pankreasın insülin üreten dokusunun (* hücreleri) minimum %80′i yıkılmış olmuştur ve yıkılmış olan pankreasın insülin üreten dokusu (* hücreleri) ne yazıkki kendini yenileyemez bu nedenle vücudumuzda yeterince üretilemeyen bu hormonu insülin enjeksiyonları ile dıştan aralıksız yerine koymamız gerekir Yeni teşhis Müşteri 1 diyabetiklere, hastanın uyumu da göz önüne alınarak günde 24 defa elde etmek üzere insülin enjeksiyonu önerilir Herif 2 diayabetik hastalarda kan şekeri kontrolüne ve öteki afiyet problemlerine tarafından günde 1 ile 4 defa insülin kullanımı gerekebilir Hastalar kendi enjeksiyonlarını kendileri yapar ve evde kan şekerlerini glukometre ile takip ederek insülin dozlarını ayarlarlayabilirler Türkiye’de dağıtılmış insülin türleri mevcuttur (Şişeler) Flakonlar Mart 2000 tarihine değin 40 IUml insülin içermekteydi ve buna yerinde kırmızı kapaklı U40 yazılmış insülin enjektörleri ile birlikte kullanılmaktaydı Ama Mart 2000′den sonradan flakonların yoğunluğu 100 (ünite)IUml’e yükseltildi ve bu şişelerin kapakları turuncu renk olarak satışa sunuldu Turuncu kapaklı bu şişelerin içindeki insülin daha yoğun ve mutlaka turuncu kapaklı bu şişeler için hazır yeniden kapakları turuncu olan U100 insülin enjektörleri ile yapılması gerekir (Şekil bununla ilgili tanıtıcı kitapçık) Turuncu kapaklı 100 IUml insülin taşıyan şişelerdeki insülini turuncu kapaklı enjektörlerinizle yaparken doz değişikliği yapmanıza gerek yoktur Daha önce 18 ünite (IU) yapıyorsanız, yine turuncu kapaklı enjektörle 18 üniteyi turuncu kapağını açtığınız 100 (ünite)IUml’lik şişeden çekeceksiniz Turuncu kapaklı 100 IUml insülin içeren şişelerdeki insülini eski kırmızı kapaklı enjektörlerinizle yaparsanız ikibuçuk kat daha artı insülin yapmış olursunuz Bu da kan şekerinizin sıradan değerlerin altına düşmesine yol açabilir Orta etkili insülinlere de (NPH) İnsulitard HM, Humulin N misal verilebilir başkaca iki insülin türünün değişik oranlarda karışımlarını içeren Mikstard HM veya Humulin M insülinler mevcuttur (7030 %70 NPH, % 30 Kristalize insülin içerir) İnsülin kalemleri ile kullanılan insülinler 100 IUml’de insülin içerirler, kartuş formundadırlar ve yalnızca kalem ile uygulanabilirler İnsülin enjektörleri ile uygulanmaları kuşkusuz önerilmez İnsülin Nasıl Üretilir? Üretilen birincil insülin preparatları hayvan pankreasından elde edilirken (sığır, domuz veya sığırdomuz karışımı) son 10 sene içinde güya sentetik yolla insan insülini elde edilmiş (Hayvanlardan elde edilen insülin biyoloji ile ilgili ve kimyasal reaksiyonlarla insanın ürettiği insülinle benzer ayla getirilmiş) ve sonradan kalıtımsal mühendisliği ile bakteriler ve mayalara insan insülin geni aşılanarak insan insülini üretmeleri sağlanmıştır Günümüzde biyosentetik insan insülinleri rekombinant DNA teknolojisi ile üretilmekte ve şeker hastalarınca yaygın olarak kullanılmaktadır İnsülinler en basit biçimde kısa, orta ve uzun tesir süreli edinmek üzere tesir sürelerine kadar sınıflandırılabilirse de unutulmaması gereken nokta enjekte edilen insülinin emilimi aynı kişide %25 oranında, kişiler aralarında ise %50′ye varan oranda değişkenlik gösterebilir Kısa Tesir Süreli İnsülinler: Bu cins insülinler diğerlerine kadar biraz daha hızlı emilir Subkutan (Ciltaltına) enjeksiyondan yaklaşık 30 dk sonra etkisi başlar, maksimum tesir süresi 13 saat, toplam tesir süresi ise 8 saattir Su gibi berrak solüsyon şeklinde olan bu insülinler (regüler, kristalize) yemeklerle ve günde iki kere ya da daha pozitif uygulanır Ülkemizde Actrapid HM 100 IUml flakon(şişe), Actrapid HM Penfill 100 IUml insülin kalemi insülini, Humulin R 100 IUml flakon(şişe), Humulin R Prefill 100 IUml insülin kalemi insülini bu cins insülinlere misal olarak verilebilir Orta Tesir Süreli İnsülinler: İnsülinin etki süresini uzatmak için fizyolojik pH’da çözünürlüğünün azaltılması yoluna gidilmiştir İzofan (NPH) insülinler bu gruba dahildir Bulanık süspansiyon şeklinde mevcut olan bu insülinlerin (sulandırılmış süt gibi veya üzerine su konmuş rakı gibi) tesir başlangıcı 15 saat azami etki süresi 412 saat toplam tesir süresi 24 saattirGünde bir yada iki kez uygulanırlar Ülkemizde bu insülini taşıyan insülin preparatları şunlardır Insulitard HM penfill, Insulitard HM flakon, Humulin N prefill, Humulin N flakon… Uzun Etkili İnsülinler: Bu nesil insülinlerin etki başlangıcı 4 saat en fazla tesir süresi 824 saat, toplam tesir süresi 28 saattirGünde bir kere uygulanırÜlkemizde uzun tesir süreli insülinler bulunmamaktadır Hazırlanmış Karışım İnsülinler: Açılış etkisi daha süratli olan ve yemeklere bağlı glukoz yükselmesinin üstesinden gelebilecek bir preparat olarak geliştirilen preparatlardırEtki başlangıcı 05 saat,en fazla tesir süresi 28 saat,toplam tesir süresi 24 saat kadardırGünde bir veya iki kez kullanılır Bu preparatlar nötral kısa etki süreli (regüler) insülinle NPH insülinin karışımıdır Bu insülinlere Mixtard HM Penfill 10,20,30,40,50; Mixtard HM flakon, Humulin M 7030 prefill, Humulin M7030 ve 2080 flakon misal olarak verilebilir İnsülini Nasıl Saklamalıyız? İnsülin preparatlarının raf ömrü 28 C’de(buzdolabında meyve, sebzelerin saklandığı kısımda), doğrudan doğruya güneş ışığına maruz kalmadan saklandığında yaklaşık 30 aydır Dondurulmamalıdır Uygun gizleme koşullarında insülinlerin raf ömrü 30 ayı aşar İnsülinler oda ısısında 1 ay bozulmadan saklanabilir(2025 C) Şişelerin yelken direği güneş ışığında kalması, şişelerin donması, şişelerin fazla sıcakta bırakılması(yaz sıcağında otomobil içerisinde unutulması gibi) insülinin bozulmasına yol açar KOMPLİKASYONLAR: Şeker hastalığının seyrinde, özellikle kan şekeri kontrolü sağlanamayan diyabetiklerde aşağıdaki durumlar ortaya çıkabilir Kalp krizi, İnme(Felç) Körlükle sonuçlanabilen göz problemleri (Diyabetik retinopati) Şeker hastalığına yan böbrek hastalığı (Diyabetik nefropati) Şeker hastalığına alt olarak sinirlerin mahvolmuş olması (Diyabetik nöropati) Periferik damar hastalığı (Bacağı besleyen damarlarda damar sertliğine ast daralma, bunun sonucunda dolaşım yetersizliği) Diyabetik etap problemleri ( Ayakta büyüyen yaraların iyileşmemesi ve yayılması) Cinsel sorunlar (İmpotans) Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgileri, teşhis, tedavi ve korunma yollarını önümüzdeki günlerde sitemizde bulabilirsiniz Unutmayın iyi kan şekeri kontrolü sağlıklı bir hayat sürmenizi sağlar Dr Oğuzhan Deyneli Diyabete Bağlı Gelişen Bir Takım Göz Problemleri: Diyabet,hastalarda bir takım göz bozukluklarına zemin hazırlar Mesela göz tansiyonu (glokom) ve katarakt (göz merceğinin bulanıklaşması) şeker hastalarında normalden iki kat daha artı görülmektedir Lakin en önemli göz bozukluğu diyabete tabi `retinopati´dir (Gözün görmemizi karşılayan tabakasının diyabete ast zarar görmesidir) Diyabete tabi retinopati (diyabetik retinopati özetle DR ),tüm dünyada görme kaybı yapan nedenlerin başında gelmektedirHer yıl dünyada 25000 şeker hastasını âmâ bırakmaktadırKör olma riski şeker hastalarında şeker hastası olmayanlara göre 25 kat daha fazladır (Prevent Blindness America)Diyabetik retinopati,şeker hastalarının yaklaşık yarısında hafif veya şiddetli düzeyde görülürböylece çoğu kliniğin birlikte yürüttüğü fazla merkezli çalışmalarla hastalığın nasıl ilerlediği,tehlike faktörleri ve tedavi yöntemleri incelenmektedir Diyabetik retinopati (DR) görülme sıklığı tip 1 diyabette 04 yaş arasında %07, 59 yaşlar aralarında %25,1016 yaşlar arasında %6071, 1750 yaşlar aralarında %90 oranlarındadır Şeker hastalığındaki retina bozukluğu retina kan dolaşımındaki değişikliklere bağlıdır Nedeni tamamiyle bilinmemekle beraber damar çeperinden sızıntı ya da kanlanma bozuklukları bu duruma yol açmaktadır İlkin gözün ağtabakasında (retina) noktasal ve daha büyük kanamalar,mikroanevrizmalar (baloncuklar) ve damarlardan sızıntılar görülürDaha daha sonra bunlar kanama eğilimli yeni kılcal damarların gelişmesine yol açarlarBu damar gelişimleri takriben 1315 yıl sonra ortaya çıkmaya başlar 2650 yaşlar aralarında,hastaların %26’sında göz bulguları artık gelişmiştir15 yaşında sonradan pubertenin (buluğ çağında) de hormonal etkileriyle,müşteri 1 diyabette retinopati sıklığı hızla artacaktır Herif 2 diyabette is retinopati görülme sıklığı yine hastalığın süresiyle içten orantılıdır lakin bazen diyabetik retinopati hastalığın birincil belirtisi de olabilir Bunun nedeni diyabetin henüz klinik olarak anlaşılamadan yıllarca sürmüş olmasıdır Baştan vurgulamak gerekirse diyabetik retinopati,, diyabet demin ayrım edilmeden ortaya çıkmış olabilir Bazı manâlı noktaları şu satırbaşları ile özetleyebiliriz: Hipertansiyonun kontrolu: Bir klinik çalışmada,insüline bağımlı diyabetiklerde sistolik (büyük) tansiyonun yükselmesi DR olasılığına dikkat çekici etmekte,diastolik(küçük) tansiyonun yükselmesi ise DR nin ilerlemekte olduğunu göstermektedirKronik hipertansiyonlu hastalarda damarlar gitgide artarak daralacak,bu da retinanın kanlanmasını bozarak yeni damar oluşumlarına zemin hazırlayacaktırAyrıca diyabetiklerde felç,yürek ve böbrek hastalıkları da sık görüldüğü için tansiyonun kontrolü ayrıca tartma taşımaktadır Kan şekerinin kontrolü: Bugün bu konuda belirli bir sonuca varılmamakla birlikte,şeker hastalığının başında kan şekerinin sıkı bir şekilde düzenlenmesi yararlı olabilirLakin geri dönüş noktası aşıldıktan sonra pek çok hormonal,biokimyasal ve hemodinamik etkiler görülmektedir ancak,bundan böyle hiçbir sıkı şeker ayarlaması olayı geri çeviremez Hamilelik: Gebelikte retinada yeni kılcal damarların oluşması hızlanır ve şekerin kontrolü zorlaşır böylece hamilelikte 2 ayda bir göz muayenesi tekrarlanmalıdırFluorescein anjiografinin bebek üzerince olumsuz etkisi olduğu ispatlanmamakla beraber olası olduğunca kaçınılmalıdır Çare: Şeker hastalığına ast retinopatide başlıca çare lazer uygulamasıdır Akıntı yapan baloncuklar kapatılır ve gözün anemik kaldığı için beslenemeyen kısımları lazer ışınlarıyla değil edilirLazer tedavisi kaybolan görmeyi geri getirmemekle birlikte 2 sene içindeki görme kaybını manalı derecede azaltmaktadır(%50 oranında)Lazer tedavisine gerek duyulup duyulmadığı muayenelerde doktorunuz tarafında söylenecek,zorunlu olgularda lazer tedavisine kılavuz elde etmek üzere göz damarlarının filmi çekilecektir (Fluorescein anjiografi FFA)Eğer göz içinde görüşü engelleyen yaygın kanamalar varsa ya da yeni damar oluşumları büzülerek retina tabakasını yerinden ayırdıysa,vitreoretinal cerrahi gerekebilirBütün bu girişimlerin amacı sadece oluşabilecek kalıcı görme retina kaybını en azına indirgemektir Her muayenede göz tansiyonu da bir tüm içinde değerlendirilmektedirÇeşitli ilaçlar ve ameliyatlarla göz tansiyonu denetim altına alınmakta ve zorunlu tavsiyelerde bulunulmaktadırKataraktlar şeker hastalarında şeker hastaları olmayanlara göre iki kat sık görülmektedirBir Takım kez gözün lazer tedavisinin yapılabilmesi için kataraktın alınması gerekmektedirAyrıca katarakt ameliyatından sonradan DR ‘nin hızlanabileceğinden kontrollere fazla yük verilmesi gerekmektedir Ne yapmalı: Hastalığın önlenebilmesi için kan şekerinin ve kan basıncının iyi kontrolü ve düzenli teftiş en önemli koruyucu tedavidir Bundan Başka anlaşılacağı gibi,şeker hastalığına emrindeki görme bozuklukları oluşuna kadar beklemek de görme kayıplarının geri döndürülemeyecek düzeye kadar ilerlemesine yol açacaktır Şeker hastalığına emrindeki kanama ve sızıntılar keskin görmeyi sağlayan makula (sarı kir) dediğimiz noktada olmadıkça hastanın bunu farkederek doktora gitmesi imkansızdırYapabilecek tek şey düzenli aralıklarla,hiçbir semptom olmasa da,minimum 6 ayda bir göz muayenesi olmaktır Eğer göz dibinde bir bozukluk saptanırsa muayene aralıkları kısaltılacak ve icabında lazer tedavisi önerilecektir Diğer göz bozuklukları da muayenelerde hem ele alınacaktır  
 
Üst Alt