Hayatımızın her alanını derinden etkileyen pandemi, bireylerin özel hayatında kıymetli değişimler yarattı. Birçok çiftin bağlantısı hasar gördü, çatırdadı. Çiftlerin birbirlerine karşı sabrı ve tahammülü azaldı. Avukat Altın Mimir, pandemide online aldatmaların arttığına dikkat çekerek, ‘Aldatanların yakalanma riski yükseldi. Bu da ayrılıkları getirdi’ dedi.
Yeni tip koronavirüs salgını sonrası meskenlerde geçen müddetin artmasıyla çiftler, daha evvel hiç olmadığı kadar bir arada vakit geçirmeye başladı. Bu durum kimi meskenlerde olumlu sonuçlara vesile olsa da, kimi çiftler bu süreçte ıstıraplar yaşamaya başladı.
Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine nazaran, birbirlerine karşı sabır ve tahammülü azalan çiftlerin, öfke ve kendi iç çatışmalarını bağlarından çıkardığını söyleyen Aile ve evlilik danışmanı Sim Korçan, “Evde daima tartışıyoruz. Sanki boşansak daha mı iyi” diye başvuranların sayısının arttığını söylüyor. Avukat Altın Mimir de pandemi sürecinde çiftlerin birbirlerini tanıma fırsatı bulduğunu bunun da ayrılıkları beraberinde getirdiğine işaret ederek, online aldatmaların da arttığın dikkat çekti.
‘İletişimi kestik’
Ankara’da yaşayan ve 18 yıldır evli olan S. E. de pandemi sürecinde eşi olan alakasının berbata gittiğini belirterek şunları aktardı:
“Yıllardır aşikâr bir tertibimiz vardı. Çocuklar okulda, eşim işteydi. Bu süreçte hepimiz evdeyiz. Çocuklarla ilgili bir problem yok. Fakat eşimle bir ortada kaldığımızda daima nedensiz yere tartıştığımızı fark ettik. Birebir meskenin içinde olmamıza karşın, birbirimizi yıpratmamak ismine bir müddetliğine, bağlantısı büsbütün kestik. Konuşmama kararı aldık. Şimdilik bu türlü daha uygunuz.”
‘Ayrılıklar artar’
İstanbul’da yaşayan T.İ. (45) pandemi sürecinde alakasının bozulduğunu, pandeminin başında uzun müddet birlikte vakit geçirmenin güzellerine gittiğini belirterek, yaşadıklarını anlattı:
“İlk kez birbirimize bu kadar uzun vakit ayırma talihimiz oldu. Bunu başlarda bir talih olarak görüyordum. Lakin vakit içerisinde uzun müddetli bir orta olmak tatsızlıklara neden oldu. Konuttaki paklığı ve yemeği yapan kişi yalnızca bendim. Olağan bir vakitte yalnızca akşam yemeği yapıyordum onu da birden fazla vakit dışarı da söylüyorduk. Fakat pandemi sürecin daima konutta olunca, sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği hazırlamak durumunda kaldım. Kendisi bir şey yapmıyordu hatta meskenden sıkıldığında bir şey uydurup dışarıya çıkıyordu lakin ben bunu da yapamıyordum. Bu ister istemez münasebette badirelere neden oluyor. Bu süreç uzarsa, büyük bir ihtimalle ayrılıklar da artar.”
‘Benimle evli kişi bu mu?’
Avukat Altın Mirmir, pandemi sürecinde boşanmaların en büyük sebebinin meskendeki şiddet olduğuna dikkat çekti:
“Bu şiddetin en önemli nedeni de ekonomik. Bu süreçte de herkes konutta. Eşler işlerini konuttan yürütüyor. Bu durum herkesin ruh halini de bozmuş durumda. İster istemez işler daraldı, ekonomik sıkıntıların her geçen gün artıyor. Beşerler dışarıya çıkamıyor kimseyle konuşamıyor. Daima tıpkı meskenin içinde olmaları da birbirlerine karşı olan tahammüllerini ortadan kaldırdı. Hoş paylaşımlar bitti yerini zarurî paylaşımlar aldı. Ne kadar gerilim altındaysanız bunu en yakınındakine yansıtıyorsunuz. Bu birlikte yaşadığı eş oluyor. Bizim işlerimiz en çok uzun tatillerden sonra artıyordu. 10-15 günlük bir tatillerden sonra çiftler, birbirlerini sahiden tanıyorlar. Şunu diyebiliyorlar, ‘Benim evli kişi bu mu?’ Birlikte olduklarında meseleler artıyor. Pandemi süreci bunların ortaya çıkmasına neden oldu. Ayrıyeten pandemi sürecinde online aldatmalar da arttı. Aldatanların da yakalanma riski yükseldi. Bu da beraberinde ayrılıkları getiriyor.”
TÜİK istatistiklerine yansıdı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 yılına ait “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” sonuçları bu etkiyi bariz biçimde ortaya koydu. “Sizin en çok kim memnun ediyor?” sorusuna “Tüm aile” cevabını verenlerin oranı yüzde 74.1’den 69.7’ye indi. Birebir soruya “Eş” cevabını verenlerin oranı da yüzde 3.7’den yüzde 3.5’e geriledi. “Çocuklar” diyenler ise yüzde 12.8’den yüzde 15’e yükseldi.
Benzeri biçimde evlilikten “memnun” olanlar yüzde 73.7’den yüzde 63’e düşerken, “çok memnun” olanlar yüzde 18.4’ten yüzde 27.1’e çıktı. Oranlardaki bu değişimler, konutta kalıp birlikte daha fazla vakit geçiren aile bireylerinin, birbirlerini tanımaya fırsat bulduğu, bunun sonucunda da ağır formda birlikte olmaktan birtakım bireylerin hoşlanmadığı, kimi bireylerin de çok hoşlandığı biçiminde yorumlandı.
