Türkiye'nin vilayetlere nazaran koronavirüs haritasında "kırmızı" vilayetlerin artış gösterdiğine dikkat çeken İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, İstanbul için de tehlike çanlarının çaldığını ve kendi merkezlerinde test müspetlik oranlarına şimdi yansımasa da birinci müracaat oranlarının yüzde 30 oranında yükseldiğini söyledi.
Prof. Dr. Gönen, vatandaşların özgürleşmeyi "salgın bitmiş gibiö algılamaması gerektiğini söyledi ve belediyelere de davette bulundu: "İla nihayet kısıtlamayla yaşayamayız. Ancak kapalı ortamda da maskesiz çok uzun müddet kalmamak gerekiyor. Bu nedenle belediyelerin bu devirde dış yere masa koyma sınırlamasında daha hoşgörülü davranması gerekiyor."
Uzun müddettir devam eden kısıtlamaların vilayetlere nazaran risk haritasının açıklanmasıyla bir arada beli vilayetlerde gevşetilmesiyle birlikte vatandaşlar da kafe ve restoranlara koştu. Fakat 1 Mart itibariyle kısıtlamaların gevşetilmesinin akabinde hadise sayılarında da artışlar dikkat çekmeye başladı. Pandemi mühletince en değerli pandemi hastanelerinden biri olarak binlerce Kovid olayının tedavi edildiği İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kovid kuşkusuyla müracaat oranlarında önemli bir artış yaşadıklarını belirten Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, "İl vilayet kıymetlendirilmesi son derece yanlışsız. Lakin uygulamada eksikler var. Risk haritasında kırmızı olan bir ilin yanı başında sarı, yani daha az olay görülen bir vilayet olması ve bunlar ortası geçişlerde HES kodu sorgulamasının yapılmaması bunlardan biri. Geçişlerde denetim olmalı" dedi.
"YÜZDE 30 ARTIŞ VAR"
Son günlerde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi özelinde birinci müracaat hadise sayılarında bariz bir artış gözlemlediklerini söyleyen Prof. Dr. Gönen, "Yüzde 30 üzere bir artış var birinci müracaatlarda. Ancak yaptığımız testlerdeki müspetlik oranında şimdi besbelli bir artış yok. Yatan hasta sayımızda da şu anda bir artış yok. Bugün itibariyle toplamda 38 hasta yatıyor. Ağır bakım ünitemizde de 6 Kovid hastası var. Bizim ikinci pikte, ağır bakımda hasta sayımız 55'e ulaşmıştı. Ağır bakım kapasitemizi yükseltmiştik ve tamamı dolmuştu. Test müspetlik oranlarımız ise son bir aydır, hatta 45 gündür yüzde 5 civarında seyrediyor" diye konuştu.
"BELEDİYELER DIŞ YERE MASA KOYMAYA DAHA HOŞGÖRÜLÜ OLMALI"
Salgının başladığı Mart 2020'den bugüne dek kendi merkezlerinde 180 binin üzerinde test yaptıklarını ve testlerden 21 bininin müspet çıktığını belirten Prof. Dr. Gönen, şu bilgileri verdi.: "Bu da yüzde 11 üzere bir orana tekabül ediyor. Yani tüm pandemi boyunca test müspetlik oranımız yüzde 11 civarında. Son 45 gündür yüzde 5 civarında seyretse de önümüzdeki günlerde artma potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Zira birinci müracaatlarda önemli bir artış var şu anda ve İstanbul genelinde baktığımızda, öteki hastanelerde de önemli bir artış olduğunu biliyoruz. Öbür vilayetler için de İstanbul için de geçişlerde kesinlikle denetim olması gerekiyor. Ayrıyeten bir de kafe ve restoranların dış yere masa koyma sınırlamasında, belediyelerin biraz daha hoşgörülü davranması lazım. Beşerler açık havada daha fazla vakit geçirebilir böylelikle."
"AİLE İÇİ BULAŞLARI ÖNLEMEK İÇİN KONUTTA BİLE ARAYA DİKKAT EDİLMELİ"
Kısıtlamaların ila nihayet devam edemeyeceğini de vurgulayan Prof. Dr. Gönen, "Halkımızın da özgürleşmeye geçildiğinde salgın bitmiş üzere algılamaması gerekiyor" diyerek kelamlarını şöyle sürdürdü: "Her durumda fiziki uzaklığa, maske ve hijyen kurallarına daha fazla dikkat ederek ahenk sağlaması gerekiyor vatandaşlarımızın. Bu salgınla çabada muvaffakiyete ulaşamayacağız öteki türlü. Bulunulan kapalı ortamların uygun havalandırılması çok kıymetli. Aile içi bulaşları engellemek için gerekirse meskende bile fiziki araya dikkat edilmeli. Doğal ki aşılamaların da tünelin ucunda görünen ışık olduğunu daima söyledik. Ülkemizde 10 milyonun üzerinde kişi, bilhassa 65 yaş üzeri risk kümesi aşılandı. Bunun büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Ancak sürü bağışıklığı gerçekleşene kadar herkesin bu önlemlere daha fazla uyması kaide.ö Daima kapanmaya giderek, restoranları kafeleri kapatarak bir sonuca ulaşılamayacağına da işaret eden Prof. Dr. Gönen, "Bu beşerler da 1 yıldır aslında ekonomik olarak meşakkate girdiler. Daima kapatmak bir tahlil değil. Lakin yer sahiplerinin de kurallara herkesten daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Bunun içinde mutlak surette ihtar ve kontrol sistemlerinin âlâ işlemesi lazım" dedi.
"İKNCİ DALGA TSUNAMİ ÜZEREYDİ, ÜÇÜNCÜ DALGAYI DAHA HAFİF GEÇİRECEĞİZ"
Salgının başladığı geçtiğimiz yılın Mart ayında herkes için yeni bir hastalık olduğu için panik halinde testi müspet çıkan herkesin hastaneye yatırıldığını belirten Prof. Dr. Gönen, tüm dünyada üçüncü dalganın başladığı bu günlerde birinci iki dalga ile bu sonuncu pik ortasında farklar olduğunu da vurguladı. Prof. Dr. Gönen, kelamlarını şu ikazlarla noktaladı: "Şu anda hastalık hakkında biraz daha bilgilerimiz oturdu. Birinci dalgaya kıyasla Eylül'ün ikinci yarısı, Ekim-Kasım aylarında yaşadığımız ikinci dalga Tsunami üzere geldi. Birinci dalgadakinden çok daha fazla sayıda Kovid olumlu hadise oldu. Testlerdeki müspetlik oranı yüzde 30'ları buldu. Hastaların birçok hastaneye yatırmadan tedavisi verilerek meskenlerine gönderildi. Yalnızca genel durumu bozuk olanlar hastaneye yatırıldı. O devirde de ağır bakım ünitemiz büsbütün dolmuştu. Artık üçüncü dalga geliyor mu? Evet olabilir fakat ben birinci iki dalga kadar şiddetli bir süreç beklemiyorum. Zira risk kümesindeki birçok insanımızın aşılanması bir avantaj. Bir de önümüz yaz, açık havada daha fazla vakit geçirilecek. Ancak bu da kimseyi rehavete sevk etmemeli. Şu anda Avrupa ülkelerinde de önemli bir yükseliş var aşıya karşın. Bizim hastanemizde şimdi test olumluluk oranları yükselmedi ancak İstanbul'daki öbür merkezlerden gelen bilgilerde müspetlik oranlarında önemli bir artış olduğunu duyuyoruz. Valilik kontrolleri önemli manada işletiyor lakin her şey, bizlerin bu kurallara uymasıyla sonuçlanacak."