Son Konu

Atatürkün Sanatla ilgili Özdeyişleri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürkün Sanatla ilgili Özdeyişleri


Sanat güzelliğin ifadesidir Bu açıklama sözle olursa şiir, nağme olursa musiki, fotoğraf ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltraşlık, bina ile olursa mimarlık olur

(Muhit Mecmuası, Yıl:1, No:2, 1928)

Sanatçı da, toplum da uzun çaba ve gayretten sonra alnında ışığı birincil hisseden insandır

(Atatürk'e Ait Anılar, 1949)

Biz, fazla kez, bu musikinin tam haysiyetini bulamıyoruz İşte bu dinlediğimiz, reel Türk Musikisi'dir ve hiç şüphesiz, yüksek bir medeniyetin musikisidir Bu musikiyi, tüm dünyanın anlaması lâzımdır Lakin, onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe, bugünkü medenî dünyanın seviyesine yükselmemiz lâzımdır

(Mesut Cemil Anlatıyor: Nükte, Fıkra ve Çizgilerle Atatürk II, 1954)

Dünyada uygar elde etmek, ilerlemek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir halk mutlaka heykel yapacak ve heykeltraş yetiştirecektir Abidelerin şuraya buraya tarihi anılar olarak dikilmesinin dine aykırı olduğunu iddia edenler, din hükümlerini gereği gibi araştırıp incelememiş olanlardır ( 1923 )

(Atatürk'ün Hitabe ve Demeçleri, Deri:II, 1952)

Aydınlatılmış ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltraşlığı en üstteki derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan daha sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını hoş heykellerle dünyaya duyuru edecektir ( 1923 )

(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt:II, 1952)

Insanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır Bir halk ancak, fotoğraf yapmaz, bir insanlar oysa, heykel yapmaz, bir ırk fakat tekniğin getirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur Halbuki bizim milletimiz, reel nitelikleriyle medeni ve ileri olmaya lâyıktır ve olacaktır ( 1923 )

(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt:II, 1952)

Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lazımdır ve bilirsiniz ancak, bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır Bir millet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa bütün bir hayata sahip olamaz Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve hasta bir kimse gibidir Hatta kasdettiğim manayı bu söz de ifadeye tatmin edici değildir Sanatsız kalan bir milletin yaşam damarlarından biri kopmuş olur Bir millet sanata ağırlık vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur Birçok unsurlar o felaketin derecesini farketmez Farkettiği gün de ne değin mükemmel bir etkinlikle hedeflemek gerektiğini varsayım edemez ( 1923 )

Hayatta musiki lâzım mıdır? Hayatta musiki lâzım değildir Çünkü hayat musikidir Musiki ile alâkası olmayan yaratıklar insan değildirler Eğer söz konusu olan yaşam insan hayatı ise musiki mutlaka vardır Musikisiz yaşam zaten mevcut olamaz Musiki hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve herşeyidir Yalınz musikinin nev'i, üzerinde düşünmeye değer ( 1925 )

(Atatürk'ün Konuşma ve Demeçleri, Cilt:II, 1952)

İnsanlarda birtakım ince, yüksek ve pak duygular vardır fakat insan onlarla yaşar İşte ince, yüksek, derin ve pak duyguları en ziyade duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir ( 1928 )

(Muhit Mecmuası, Yıl:1, No:2, 1928)

Beyler Hepiniz mebus olabilirsiniz, delege olabilirsiniz; hattâ reisicumhur olabilirsiniz Fakat bir sanatkâr olamazsınız Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim ( 1930 )

(İ Galip Arcan Anlatıyor, Ses Dergisinden iktibas Sümerbank Dergisi, Deri:3, Rakam:29, 1963)

Bizim hakikî musikimiz Anadolu Halkı'nda işitilebilir ( 1930 )

(Ayın Tarihi, Sayı:73, 1930)

Vatan bütün evlatlarının çalışması ile ve yardımı ile yaşar ve bir de toplumunu mekanizmasında faydasız hiçbir parça yoktur Devleti yöneten bakanla, vatanın refahına elinin işi ile yardımcı sanatkâr arasında, yalnız ufak bir fark vardır, o mda şudur Birinin vazifesi, bir diğerininkinden daha önemlidir Fakat her ikisinde de iyi tamamlanmak şartıyla, ahlaki değer aynıdır ( 1930 )

Yüksek bir insan toplumu olan Türk Milleti'nin tarihi bir özelliği de hoş sanatları hoşuna gitmek ve onda yükselmektir Bunun içindir ama, milletimizin yüksek karakterini, bitip tükenmez çalışkanlığını, doğuştan olan gelen zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlar sevgisini ve milli birlik duygusunu aralıksız olarak ve her türlü vasıta ve önlemlerle besleyerek milli idealimizdir ( 1933 )

(Atatürk'ün Konuşma ve Demeçleri, Deri:II, 1952)

Güzel sanatların hepsinde, millet gençliğinin ne türlü ilerletmesini istediğinizi bilirim Bu yapılmaktadır Ama bunda en ivedi, en önde götürülmesi gerekli olan Türk Müziği'dir Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, müzikte değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir Milli; ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri biriktirmek, onları bir lahza önce, çağdaş müzik kurallarına kadar dağlamak gerekir Oysa bu düzeyde Türk ulusal müziği yükselip, evrensel müzikte yerini alabilir ( 1934 )

(Ayın Tarihi, Sayı:12, 1934)

Sinan'ın heykelini yapınız ( 1935 )

(TTK Belleten, Deri:III, Rakam:10, 1939, Lev:XCIII Atatürk el yazısı ve imzası ile yazmıştır)

Güzel sanatların her dalı için, Kamutay'ın ( TBMM'nin ) alaka ve emek, milletin insani ve uygar hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir ( 1936 )

(Atatürk'ün Hitabe ve Demeçleri, Cilt:I, 1945)

Hoş sanatlarda başarı; bütün inkılâpların başarılı olduğunun en kesin delilidir Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır Onlar, tüm başarılarına karşın medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan tekrar tekrar mahrum kalacaklardır ( 1936 )

(Cumhuriyet Gazetesi, 10111941, Cevat Abbas Gürer)

Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılabilir: Laf ve anlamı, yni insan beyninde yer ede, her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyen ya da okuyanların çok ilgisini çekecek şekilde anlatmak ve kâğıda dökmek sanatı Bunun içindir ancak, edebiyat, ister nesir şeklinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltraşlık gibi, bilhassa müzik gibi, hoş sanatlardan sayılmaktadır
İnsanlıkta en müspet ilim ve en ince teknik esaslarına dayanan hayatla ve kanla karşılamak kendileri için mecburi olan askerlik gibi yüksek bir idealist iş bile, kendini içinde bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve mertlik yolculuğunu hazırlayabilmek için uyandırıcı, yönlendirici, harekete geçirici ve nihayet fedakâr ve kahraman yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur

Bu itibarla, edebiyatın her insan topluluğu ve bu topluluğun şimdiki durumunu ve geleceğini koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için en esaslı eğitim vasıtalarından biri olduğu, kolaylıkla kavranabilir

Bunun içindir oysa, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, edebiyat öğretiminde şu noktalara, özellikle ağırlık ve değer vemelidir:

1 Türk çocuğunun kafasını, doğuştan olan sahip olduğu dikkat ve özene göre meydana getirmek; bu, Cumhuriyetin sağlıkla ilgili olan bakanlığa da düşen bir vazifedir
2 Güzel korunan Türk kafa ve zekâlarını başlatmak, yaymak, genişletmek Bu, bilhassa Kültür Bakanlığı'nın vazifesidir Aynı Zamanda, yetenekli Türk çocuklarının kafalarına müspet ilim ve somut teknik kavramları, yalnız nazari ( kurumsal ) olarak değil, bununla beraber pratik vasıtalar ile de başkalaşmak
3 Bir taraftan da, Türk kafalarındaki kabiliyetleri, Türk karakterindeki sağlamlıkları, Türk duygularındaki doruk ve genişlikleri, kendilerini hiç zorlamadan, doğal bir şekilde ve olduğu gibi ifadeye onları alıştırmak

Bunlar yapılınca, sonuç şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken, onun açıklama ve anlatış şekli, Türk çocuğu yazarken, onun ifade ve üslûbu, kendisini dinleyenleri, onun yürüdüğü yola götürebilecek bu kabiliyeti doğruca, Türk çocuğu kendisini dinleyen ya da yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk idealine iletebilecek, ulaştırabilecektir

Bu edebiyat görüşü, böyle bir edebiyat öğretimi sayesindedir fakat, edebiyattan görünüşe göre amaca ulaşmak mümkün olabilir (1937 ) *
 
Üst Alt