Son Konu

Batı Edebiyatı

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Batı Edebiyatı

Batı ’ya açılan Türk aydınları Batı ’nın 19 yüzyıldaki edebiyatıyla tanışmışlardır Bu da Romantizm, Realizm dönemlerine denk gelir Ama Batı ’daki bu edebiyat anlayışları da kendinden önceki anlayışlardan bir etkilenme sonucunda meydana gelmiştir bu nedenle 19 yüzyıla gelinceye kadarki önemli Batı ürünlerinden laf etmeliyiz

Batı edebiyatlarının temelini Yunan ve Latin edebiyatları oluşturur

Yunan edebiyatında İlyada ve Odise destanlarıyla Homeros, trajedileriyle Aiskhilos, Sophokles ve Euripides, komedileriyle Aristophanes, tarih eserleriyle Heredot, Felsefe eserleriyle Eflatun, Aristoteles, fablleriyle Aisopos kendinden sonrakileri etkilemiştir Yunan edebiyatı MÖ II yüzyılda biter

Latin edebiyatı ise Yunan edebiyatının bitiminde başlar Konuşma dalında Cicero, pastoral, destansı ve lirik şiirde Virgillius yetişmiştir

Bu şairin hem meşhur Aeneis (ene) adlı destanı vardır Satirik ve didaktik şiirde Horatius tanınır Felsefe ve trajedide ise Seneca daimi eserler bırakmıştır

Bu dönemlerden daha sonra Avrupa ’da yaklaşık 1000 yıllık bir karanlık ödev başlar Bu dönem içinde kayda değer pek bir edebiyat çalışması görülmez Bu sessizlik Rönesans devrine değin sürer Rönesans ’ın beşiği İtalya ’da 13 yüzyılda Dante ortaya çıkar ve İtalyan dilini bir edebiyat dili haline getirir

Dante ’nin en manâlı eseri “İlahi Komedi dir Eser öbür dünyada Dante ’nin yaptığı 7 jurnal seyahati anlatır Cennet, Cehennem ve Araf ’tan bahseder Dante hem Beatrice adlı sevgilisi için yazdığı şiirlerle tanınır O, bu ismi bir simge haline getirmiştir

Rönesans döneminde keza lirik şiirleriyle tanınan Petrarca ve minik öykü türünün kurucusu sanılan Boccacio Avrupa edebiyatının temelini oluşturur Rönesans döneminin destan türündeki en büyük yazarı ise Kurtarılmış Kudüs adlı destanın yazarı Tasso ’dur

İtalyan edebiyatındaki bu aydınlık dönemden daha sonra Fransız edebiyatı etkisini göstermeye başlar ve 20 yüzyıla dek süren edebiyat hareketlerinin merkezi Fransa olur

Fransız edebiyatı, Klasisizm döneminden önce, Hümanizm adı da verilen bir özgürlük akıl ortamı yaşamıştır Bilhassa Montaigne denemeleriyle, Ronsard şiirleriyle, Rabelais ilk roman denemeleriyle yeni bir anlayışın müjdelerini vermiştir Bundan sonra ardarda edebiyat toplulukları, edebiyat akımlarını oluşturmuştur

Edebiyat Akımları

Edebiyat akımı, aynı görüşte olan sanatçıların bir araya gelerek, belirledikleri ilkeler doğrultusunda eser vermeleri demektir

Klasisizm

XVI yüzyılın ikinci yarısında dili yabancı etkilerden kurtarıp şiir kurallarını saptamaya çalışan Malharbe ile başlayan Klasisizim bilhassa XVII yüzyılda gelişmiştir

Akımın Oluştuğu Ortam

Fransa ’da 17 yüzyılın ikinci yarısında, iç kargaşalıklar sona ermiş, derebeylik ve kilise direnişleri kırılmış, soylular sarayın buyruğuna girmiş ve monarşi güçlenmişti Siyasal alanda görülen bu uyum ve kurala uyma etkisini edebiyatta da göstermeye başlamış, hatta dilin ve edebiyatın kurallarını saptamak üzere Fransız Akademisi kurulmuştu Ayrıca filozof Descartes ’ın Rasyonalizm felsefesi sanatçılarda müsbet düşüncenin temellerini atmıştı

Akımın Felsefesi

Klasisizm ’in temelini zihin ve aklıselim oluşturur “Düşünüyorum, öyleyse varım diyen Descartes ’a göre insan aklının kabul etmediği hiçbir şey içten değildir Aşk, kin, dehşet, acıma gibi duygular aklın kontrolünde olduğu sürece insancıldır İnsan aşırılıklardan kaçınmak, tutkularına iradesi ile istikamet vermek zorundadır Dolayısıyla böyle bir insan erdemlidir ve anlatılmaya değer Akımın kurallarını belirleyen Boileau “Aklı seviniz, eserleriniz görkem ve değerini akıldan alsın diyerek olağan eserin felsefesini açıklamıştır

Akımın Konusu

Olağan edebiyatta konu çoğu kez tarihten hatta mitolojiden alınır Özellikle Yunan ve Latin edebiyatlarında görülen konular daima işlenmiştir

Çünkü klasik sanatçıya kadar gelmiş geçmiş en mükemmel sanat, eskiye ait olandır Dolayısıyla, eski Yunan ’da görülen insan tipi tekrar ele alınmıştır Ama bu insan, fiziğiyle, çevresiyle değil ruhsal özellikleriyle anlatılmıştır Yani hırslılığı, cimriliği, kindarlığı yönüyle ele alınmıştır

Klasisizm ’de görülen insan, bayağı bir insan değildir Eğitim görmüş asilzade bir insandır Bu insan belirlenmiş bir toprağın malı değil evrenseldir Yani eserde insanların tümünde görülebilen, zamanla değişmeyecek özellikler anlatılmıştır Soylu insanın “bozuk çıkmış nüshaları saydıkları banal kişilere eserlerde yer verilmemiştir

Akımın Dili ve Üslubu

Klasisizm ’de yazan olayları anlatırken kendini gizler Kendi duygularını, zaaflarını, tutkularını, sırlarını söylemekten kaçınır Ona kadar eser yazarın iç dökme yeri değildir Okuyucunun veya seyircinin dikkati sadece konu içindeki tipler üzerinde toplanmalıdır

Eserde biçim mükemmelliği aranır Anlatılmak istenen, açık ve net bir biçimde ortaya konmalı, geveze sözlerden arınmalıdır Üslup yapmacıktan uzakta, sade ve ağırbaşlıdır Okurun dikkati söyleyişteki süse yok söylenene çekilir

Konu reel hayata uygun olmalıdır Okura veya seyirciye inanılmayacak şey sunmaktan kaçınılır Konuya yok konunun ele alış biçimine değerinde verildiğinden aynı durum çoğu kez anlatılmıştır Bu yönüyle Divan edebiyatına benzer

Kullanılan Türler ve Temsilcileri

Klasisizim ’de tiyatroya büyük değer verilir Özellikle trajedi ve komedi sıkı kurallarla ortaya konur
Lirik şiir şehvetli olduğundan ihmal edilmiştir

Aşağıda yazarların kullandığı türler ve eserleri verilmiştir

Trajedi Corneille : Le Cid, Horace
Racine : Andromaque, İphigenie
Komedi Moliere : Komik Kibarlar, Tartuffe Zoraki Tabip, Cimri, Kibarlık Budalası, Scapin ’in Dolapları, Hastalık Hastası
Manzum mektup ve taşlama Bouileu
Fabl La Fontaine : Fabller
Felsefe Descartes : Usul Üzerine Hitabe
Pascal : Düşünceler
Porte La Bruyere : Karakterler
Roman Fenelon: Telemak
Mme de la Fayette : Prenses de Clives *
 
Üst Alt