Sakarya'nın Hendek ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği patlamaya ait devam eden davanın üçüncü celsesinde 2 tahliye kararı verildi. 23 yıldır bu fabrikada çalışan işçi Kıymet Narat, üretim baskısına maruz kaldıklarını ve kontrollerden evvel kendilerine haber geldiğini söyledi.
3 Temmuz 2020'de gerçekleşen patlamada patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 127 kişi yaralanmıştı.
3 asker ise patlayıcıların taşınması sırasında yaşanan patlamada şehit olmuştu.
Olayla ilgili fabrika sahiplerinden Yaşar Coşkun ve Ali İstek Ergenç Coşkun'un da ortalarında yer aldığı 4'ü tutuklu 7 kişinin yargılanmasına devam edildi.
İddianamede 7 kuşkulu hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olma" hatasından 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar mahpus cezası isteniyordu.
Üçüncü celsesi bugün görülen davada müşteki ve şahitlerin dinlenmesine devam edildi. Yaşanan patlamada fabrika yetkililerinin ihmali olduğunu öne süren müşteki ve şahitler, ihmali olan bireylerin cezalandırılmasını talep etti.
"Denetimlerden evvel haber geliyordu"
Fabrikanın 23 yıllık çalışanı Değer Narat, yaşanan olaydan evvel devamlı fabrika yetkililerini uyardıklarını lakin sonuç alamadıklarını belirterek, "Fabrikada çalıştığımız birinci günden beri üzerimizde baskı vardı. Ancak bu baskı patlamadan 1 ay öncesinde daha da arttı. Bize üretim konusunda çok baskı yapıyorlardı. Fabrikada kontroller yapılıyordu ama bu kontroller bize 3 gün öncesinden haber verilerek yetkililerin geleceği söyleniyordu. 20 emekçi toplamda azamî 80 koli çıkarabilirken bizden 100 koli çıkarmamız isteniyordu. Sorumlulardan şikayetçiyim" dedi.
Fabrikanın üretim kısmında emekçi olarak çalışan ve patlamanın yaşandığı gün müsaadeli olan Ayfer Cerrah, patlamadan evvel yetkilileri tekraren uyardıklarını söyleyerek, "1 günde ortalama 20 ile 30 koli ortasında üretim yapıyordum. Bu çok fazlaydı. Koku almaya başladım ve bunu E.Ö.'ye ilettim. O bir şey söylemedi, reaksiyon göstermedi. Ortadan biraz vakit geçince o da kokuyu aldı ve bana sordu. Ben de muskaların (havai fişek) koktuğunu söyledim. O da bana muskaların değil, lavaboların koktuğunu söyledi. 'Sorun yok' dedi. Bir gün paketleme yaparken muska elimi yaktı. Muska kısmında çalışanlar da onu kısmın yan tarafına yere serdiler" diye konuştu.
2 tahliye
Orta kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Asiye A. ve Erşan Ö'nün "yurt dışı çıkış yasağı" halindeki isimli denetimle tahliyesine, başka tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi.
Şahitlerin dinlenilmesine, keşif talebinin reddine, şahit Ayfer C. hakkında palavra tanıklıktan cürüm duyurusunda bulunulması talebinin kararla kıymetlendirilmesine karar veren heyet, duruşmayı 13 Eylül'e erteledi.
Duruşma sonrası avukatlardan açıklama
Müşteki avukatı Can Atalay, tahliyelerin yanlışsız olmadığını savunarak karara katılmadıklarını belirtti.
Avukat Gülşen Uzuner de olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla el ele vererek birlikte hareket ettiklerini ve kendilerini üzmeyecek sonuçlar almayı amaçladıklarını kaydetti.
Ne olmuştu?
Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine şurası havai fişek fabrikasında 3 Temmuz'da saat 11.15'te meydana gelen ve 50 kilometre uzaklıktan, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı.
Fabrikada kalan patlayıcıların olaydan 6 gün sonra imha edilmek için taşındığı bölgede kamyondan indirilirken yaşanan ikinci patlamada da 3 asker şehit olmuştu.
Patlamaya ait gözaltına alınan ortalarında fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali İstek Ergenç Coşkun'un da ortalarında olduğu 5 kişi tutuklanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, patlamadan çabucak sonra, fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun'la da görüştüğünü duyurmuştu.
Ayrıyeten, Yaşar Coşkun Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Sakarya Şube Başkanı'ydı.
MÜSİAD, fabrikadaki patlamadan çabucak sonra 'moral yemeği' düzenlemişti.