Son Konu

Oyunumu istiyorum!

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kaç yaşında kızınız?
“5 yaşında Lakin inanın çok akıllı Piyano çalıyor, kafasından matematik problemleri çözüyor, Tenis oynuyor…



“Nasıl kafasından matematik problemi çözüyor?
“Erken yaşta matematik öğreten bir yere yolladık…
“Peki bu yaşta bir çocuğun bunları edebilmek ne işine yarayacak?
“Zekâsını arttırır dediler
“Arttırdı mı?
“Sanırım Okulda arkadaşlarından daha ileri
…Sükunet
“Lakin sıkılıyor*
Bugün ofisime gelen birçok ebeveyn çocuğunun sıkılmasından; oyun oynarken kaybettiğinde hiddet nöbeti geçirmesinden; bir şey istediği gibi olmadığında bununla başa çıkamaması gibi konulardan şikâyetçi Ve ben bugün bu yazıda sizlere bunun sebebinin çocukların yeterince oyun oynamamasından kaynaklandığını söyleyeceğim Ve siz diyeceksiniz ama; “Yapma Allah aşkına! Yine mi oyun? Oynuyoruz ya! gerçi bu yazıyı okuyup bitirenlerden bazıları bundan böyle bu cevabı vermeyecek Ve bu bazılarında bir merak oluşacak Ve ben bu aşamada bir adım daha ileri gidip sizden bunun sorumluluğunu almanızı isteyeceğim Nasıl mı? Hadi devam edelim
*
Başkaları ile oynayan çocuk kendini nasıl yoklama edeceğinden, başkaları ile nasıl iletişime gireceğine; dil becerisine; problem çözme potansiyelini keşfetmeye; güçlerini ve sınırlarını anlamaya; matematik becerisi, dinleme becerisi, empati, sosyal beceriye değin oyunun karmaşık formları içinde binlerce şey öğreniyor Daha eksik agresiflik, daha artı öz disiplin, yüksek seviyeli bilişsel beceri de tekrar oyunla geliyor
*
Peki biz ne yapıyoruz?
Oyunu süre kaybı görüp çocuğa gelişim seviyeleri üzerinde materyal verip stresi arttırıp, sonra da stresle baş edeceği marifetli oyunu elinden alıyoruz
*
2005 Educational Leadership dergisinde Deborah Leong ve Elena Bodrova şöyle diyor: “Kaotik sınıflar ve hoca tarafından yönetilen ortamlar çocuğun gerginlik regülasyon sistemiyle diğer becerileri için yerinde değildir
*
Neden? Bir büyük tarafından organize edilen oyun veya spor aktivitesi çocukta tiryakilik yaratıyor Bilgi Vermek ile oyun ve yönlendirmek ile oyun aynı şey değil Ufacık bir zorlukta aileden yardım isteyen çocuklar kendilerini yönetmeye dair hiçbir şey öğrenmiyorlar Spor koçu söylüyor ne yapacağını ya da öğretmen Ebeveyn sabahleyin akşama çocuğun her anını planlayarak iç motivasyonunun gelişmesinin önünü tıkıyor Bundan Başka otoritenin isteklerine uygun cevaplar vermesini “galibiyet olarak görme eğilimindeyiz Oysa tek yaptığımız tarih hocasından iyi not almak için yalnızca onun istediği cevapları yazan; özetle kutunun açık havada düşünemeyen bir nesil yetiştirmek Oyunla bunun ilgisi mi?
*
İşte oyun bütün bunların esas öğrenildiği yer Oyun özgürce seçilmiş davranışlar seti Oyunu çocuk yönetir Motivasyon doğru kazanç Oyun bir süreç Çocuk iç bilgeliğine güvenir Oyun o anın içinde elde etmek Oyun çocuğun potansiyeline ulaşması için gerekli beyin gelişimini kendi doğallığında yapar Beş yaşındaki çocuğun, kafasından matematik problemi çözmesi onun o yaş seviyesi için zorunlu yok Zorunlu olsa idi gelişim seviyesi bu gereklilik ile paralel olurdu Çocuk diğer bir çocukla veya babasıyla güreşirken alan kavramının; bir bloğu otomobil yerine koyarak bir şeyin başka şeyi ifade ettiği sayı, harf kavramının ön hazırlığını yapar Ve bu aktivite kendi seçtiği bir aktivitedir Bunu sevinçle yapar Kendi merakıdır
*
Oyunda başka bir çocuğun onu itmesi, dizinin kanaması, düşmenin şoku, ona hayatla ilgili diğer bir gerçeği gösterir Ebeveyn olarak işim onu bir balonda yetişmek yok; oyunun doğallığı içinde ağaca çıkmasına, koşmasına, düşmesine, terlemesine izin saptamak Dizi acıyacak, tartışıp üzülecek diye oyununu engelleyerek onu “korumak yok Bu konuşma, yalnızca bir sürü insan olma tecrübesinden mahrum vazgeçmek onları Evet, çocuklarımızın risk aldıklarını izlemek çocuklarımızdan daha fazla bize zorlama Bu ebeveyn olma işi zaten cesaret istiyor
*
Cesaret ister kendi iç korkularımıza yenilmeyip onları tırmanırken izlemek Yiğitlik ister diğer ebeveynler, “Seninki 100 ’e dek saymayı bilmiyor dediğinde, bunu kulak ardı edip özgürce oyun oynamasına müsade belirlemek Yiğitlik ister ellerine boş sayfa verip üzerine istediği gibi tuttuğu kalemlerle özgürce çizmelerine izin tahsis etmek Ve yiğitlik ister dilinin ucuna değin gelen “Bunu böyle koysan daha iyi olur sözcüklerini yutup o düş kırıklıklarını aşmalarına zaman tanımak Onları ekranın önünde hipnotize olmuş halde bırakmayıp beraber bütün mutfağı un içinde bırakarak kek yapmak, evet cesaret ister
*
Bugün oyun terapisi için bana gelen birçok çocuk en küçük bir kaybetme anıyla baş edemiyor Kötü not almayı, hatalı yapmayı sindiremiyor Oysa çocuk düştüğünde kalkıp yoluna devam etmeyi oynarken öğrenir; o ağaca önce o kadar sonradan böyle tırmanarak düşmeyi ve daha sonra da kalkmayı öğrenir Oyun ile düş kırıklığını tolere etmeyi deneyim eder
*
Niçin iç motivasyonu “Oyna! diye bas bas bağıran çocuğa bunun bütün tersi olan “Otur sözcüğünü kullanıyoruz? Koşmak isteyen çocuğa “Aman dur düşeceksin diyoruz Ebeveyn olmak, onun yaptığı her şeye hatalı deyip terbiye etmek, onun özgür iradesini aslan terbiyecisi gibi elinden edinmek mı? Neden onun kendisi için içten olanı kendi gelişim seviyesi içersinde yapacağına bu dek güvenemiyoruz? Acelemiz ne? Neden gözlemleyemiyor ve neden dinleyemiyoruz? Onlar bize söylüyorlar zaten ihtiyaçlarını: “Anne benimle oyna, “Arkadaşımla oynamaya gidebilir miyim?, “Parka gidelim mi? Ve sonradan bir zaman geçiyor ve biz sorguluyoruz kendimizi, neden bu çocuk bu değin bilgisayar oyunu oynuyor? Niye zamanımız daima alışveriş merkezinde “onu isterim bunu isterimle geçiyor? Neden ben demeden derse oturmuyor? Niçin içine kapanık, neden bu değin şişman, niçin…
*
Oyun oynamayan çocuk ile kavgacı, depresif ve ilişki kuramayan çocuk aralarında temas var Dinç bir gelişim için motor aktiviteleri, sol ve sağ beyin arasında denge kurulması manâlı Zıplamak, tırmanmak, sallanmak yalnızca vahşi motor aktivitelerinin gelişimi için yok aynı zamanda beynin sağ sol bölümünün dengelenmesi için de önemli Uyku ve yemek yemek sorunları ile maddi aktivite eksikliği aralarında ilişki var Bebeklerle çocuklar bütün bedenleri ile öğreniyorlar Çocuk doğada olmalı, bedenen aktif oyun oynamalı, büyükler ile irtibat taşıyan oyun ilişkisine girmeli Ve dünyayı keşfedecekleri fırsatları yakalamalı oyun ile
*
Bugün beyin gelişimi ile ilgili çoğu şey biliyoruz Beyindeki nöronların hangi nöronlar ile birleşeceği neleri tecrübe ettiğimizle ilgili Tekrarlanan tecrübeler bu bağlantıları kuvvetlendiriyor, çocuğun davranışlarını şekillendiriyor, hatta alışkanlıklarını ve değerlerini de Çocuğun tecrübe etmedikleri ise yani kullanılmayan nöronlar budanıyor Çocukların zamanlarını ne ile geçirdikleri tüm hayatlarını etkileyen sonuçlar doğuruyor Peki ya tekrarlanan davranışlar; TV seyretmek, bilgisayar oyunu oynamak, internette dolanmak… Bugün dopamin denen keyif hormonunun bilgisayar oyunları ile de salındığını düşünürsek buna toplu uyuşturucu dememiz hatalı mı olur?
Ekranda geçirilen zaman çocuğun oyununu elinden alıyor Başkaları ile oynama zamanını, ebeveyn ile olan etkileşim fırsatını çalıyor Bundan Böyle marifetli oyun oynayamayan ve her sıkıldığında ebeveyn kadar kurtarılan çocuklar var etrafımızda Sıkılmak da bir insan tecrübesi Sıkılmaktan doğuyor birçok yeni oyun Onların düş kırıklıklarına, kanayan dizlerine, itişip kakışmalarına, sıkılmalarına müsade vermeyip ellerine iPad, Play Station, Nintendo vs verdikçe yalnızca zekâlarına yok tehlike almalarına da sekte vuruyoruz Tehlike almayı öğrenmeyen çocuk ise erişkin hallerinde tehlike almak için yaptığı her hamlede tökezliyor
*
Tür olarak kendi ihtiyaçlarını bilemeyen, sorgulayamayan, kutunun dışında düşünemeyen çocuklar yetiştiriyoruz Toplum olarak bir şey yapmanın, mesuliyet almanın zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum Oyunun yararlarından sahiden haberdar mıyız? Yönlendirmeden oyun oynamayı biliyor muyuz? Oynuyor muyuz? Oynamaya müsade veriyor muyuz? Bunlar benim hepimizin kendimize sormamızı istediğim sorular…
Ben diyorum ama “oyunumu istiyorum
Ya siz?
*
*
 
Üst Alt