Gaziantep'te, 17 yaşındaki His Delen’in balkondan düşüp öldüğü olaya ait tutuklanıp hakkında 'kasten öldürme', 'cinsel istismar', 'yağma' ve 'hakaret' cürümlerinden ağırlaştırılmış müebbet ve 32 yıla kadar mahpus cezası istemiyle yargılanan Mehmet Kaplan, 'ev mahpusu şartıyla' tahliye edildi.
Batıkent Mahallesi'nde, 13 Ağustos 2020 tarihinde meydana gelen olayda Duygu Delen, 5 katlı apartmanın 4'üncü katındaki erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın konutunun balkonundan düşüp öldü. Mehmet Kaplan, tartıştığı kız arkadaşının intihar ettiğini ileri sürerken, His Delen'in cinayete kurban gittiğinin argüman edilmesi üzerine soruşturma başlatıldı. Olayın akabinde gözaltına alınan Mehmet Kaplan, 'kasten öldürme', 'cinsel istismar', 'yağma' ve 'hakaret' suçlamasıyla tutuklandı ve hakkında, 'ağırlaştırılmış müebbet' ve 32 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen davanın 4'üncü duruşmasında His Delen'in erkek arkadaşı tutuklu sanık Mehmet Kaplan birinci sefer mahkemeye getirildi. Eksper raporu hazırlayan isimli tıp uzmanlarından Prof. Dr. Hakan Kar, Mersin 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS yoluyla duruşmaya katıldı. Sanık avukatlarının talebiyle hazırlanan raporda yer alan uzman heyetindeki Murat Akbaba, Az Arıcan, Alpaslan Can, Çağlar Özdemir ve müdahil avukatlarla His Delen'in babası Bülent Delen salonda hazır bulundu.
"Bilincinin açık olduğu kanaatindeyiz"
Duruşmada dinlenen eksper raporu hazırlayan İstanbul Üniversitesi İsimli Tıp Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Az Arıcan, Duygu’nun düşerken gösterdiği güç ve refleks münasebetiyle şuurunun açık olduğuna kanaat getirdiklerini söyledi. Duygu’nun bedeninde vefatına neden olan yaralanmaların düşmeye bağlı olduğunu aktaran Arıcan, mahkeme liderinin 'olay esnasında His, ruhen ve bedenen kendisini Mehmet Kaplan’a karşı savunabilir mi?' biçimindeki sorusuna ‘evet, savunabilir’ yanıtını verdi.
Kemerle dövüldü ve sürüklendi argümanı
Duygu’nun şuur açıklığı ve balkondaki durumu prestiji ile karşı koyma imkanı ve tespitine ait Az Arıcan, buna net bir şey söylemenin mümkün olamayacağını söyleyerek, bulguların karşı koyma gücüne sahip olduğunu gösterdiğini aktardı. Duygu’nun bedenindeki ray formundaki ekimozların darp sonucu değil, düşmeye bağlı olduğunu tabir eden Arıcan, "Kemer üzere bir cisim olduğu vakit birbirine paralel olarak görülür lakin ölçüler ortasında bu türlü bir ahenk yok. Sağ kolundaki ekimozların birbirine paralel biçiminde ve tıpkı ölçüde ilerlediği görülmektedir. Hasebiyle bizim klasik olarak bildiğimiz ray biçimindeki ekimoz dışında yüksekten düşmeye bağlı kinetik güçle oluşmuş kemiğin alttan baskısı sonucu oluşmuş yaralanmalardır" diye konuştu.
"Elinin açık olması şuurunun açık olduğunu göstermez"
Birinci raporu hazırlayan İsimli Tıp Uzmanı ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Kısmı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kar ise soruşturma evresindeki verdiği raporun o etapta mevcut kanıtlarla hazırlandığını aktardı. Kar, His Delen’in düşme esnasında ellerin refleks hareketi gösterdiğine katılmadığını ve elin yere temas dahi etmediğini tabir etti. His Delen’in düşme saatiyle kalbinin durma mühleti ortasında 45 dakika olduğunu, bu sebeple de ekimozların hangisinin düşmeden evvel, hangisinin düştükten sonra olduğu konusunda net bir ayrım yapmanın kelam konusu olamayacağını anlatan Hakan Kar, şunları kaydetti:
"Bilincinin açık olup olmadığı konusunda belgeye sunulan görüşler ortasında çelişki bulunmaktadır. Bu mevzuda isimli tıptan rapor alınmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Kemer sert kült ve elastik bir cisimdir. Kemerin neresinin bedenin neresine denk geldiği onlarca faktöre nazaran değişir. His Delen de sağ kol ve ön kolda ayrıyeten sol bacakta meydana gelen 5-6 adet ray biçimindeki ekimozların ekarte etmeye yönelik olduğunu düşünmekteyim. Duygu’nun düşmesi neticelendikten sonra evvel yere değmeyen sol bacağı 10-20 santim kadar bir yüksekten yere değmesi halinde bu çarpma sonucunda ray formundaki ekimozun oluşmayacağı kanaatindeyim. Ayrıyeten sağ kolda kemiğin bayanlardaki büyüklüğü dikkate alındığında eni 2- 2,5 santim aralığında değişmektedir. Halbuki burada oluşan ray halindeki ekimozların genişliği hatırladığım kadarıyla 5 santimdir. Bu ekimozun alttaki kemikle oluşması mümkün değildir.
Perde ve tüldeki kan
Hakan Kar, sanık Mehmet Kaplan’ın birinci 3 sözünde aralık olan balkon kapısından çıktığını söylediğini, şayet bu öyleyse, balkon kapısında ve perdeyle tüldeki kanı açıklayamadığını kaydetti. Duygu’nun şuurunun açık olduğuna yönelik savunulan elinin açık olmasıyla ilgili de evvel başının yere temas ettiğini anlatan Kar, şöyle konuştu:
"Bilirkişi raporunda düşme tarafında iki farklı senaryo çizilmektedir. Ben ikinci senaryoya yalnızca düşme formu manasında katılıyorum. Birinci senaryoya balkon ve korkuluklarında maktule ilişkin rastgele bir beden izine rastlanılmadığı nedeniyle katılmıyorum. Lakin dediğim üzere kesin bir senaryo çizmem mümkün değildir. Benim çıkarımım, Duygu’nun eli madem muhafazaya yönelik olduğuysa, neden evvel eli yere temas etmiyor. Eli yere yakınken, dirsekleri hafif bükülmeyle açılmasının şuur açık diye yorumlanmasını gerçek bulmuyorum. Şuurun kademeleri vardır. Şuurun net olarak açık olduğu yazarken, 4 kişilik raporda tam kapalı olmadığı yazıyor. Burada 3 farklı çelişki var. Buna bağlı olarak farklı bir isimli tıp heyetinden görüş alınabileceğini savunuyorum."
Ruhsal otopsi önerisi
Son olarak olayın intihar mı, cinayet mi olduğuna dair ruhsal otopsi teklifinde bulunan Kar, "Psikolojik otopsi, mevt öncesi kişinin intihara meyli tarafında bir eğilimi olup olmadığının araştırılmasını istiyorum. Ruhsal otopsi yapılmasının belgeye katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.
Duygu'nun babası: Adalete güveniyorum
Duruşmaya katılarak kelam alan His Delen'in babası Bülent Delen, uzman beyanlarına diyeceği bir şey olmadığını söz etti. Eşinin kızının vefatının akabinde tedavi gördüğünü ve duruşmaya gelemediğini anlatan Bülent Delen, sanığın kimi yakınlarının kendisiyle görüşmek istediğini ileri sürerek, "Benimle görüşme taleplerini kabul etmedim. Benimle ne görüşecekler bilmiyorum. Bizim para ile işimiz olmaz, benim kızım para ile satılmaz. Ben adalete güveniyorum" dedi.
Delen ailesinin avukatı: Reddiye üzere rapor hazırlanmış
Delen ailesinin avukatı Mehmet Balcı, Ender Arıca’nın hazırladığı raporun Hakan Kar’ın raporuna reddiye niteliğinde olduğunu belirterek, sanığın aleyhine olan konulara değinilmediğini söyledi. Balcı, hayatını kaybeden Duygu’nun şuuru konusunda çıkan tartışmada çelişkinin giderilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Her ne kadar eli ile refleks göstermiş olduğu gerçek ise His neden atlamıştır. Bu raporlar ortasındaki çelişki ve Duygu’daki ekimozların darp edilme sonucu mu düşme sonucuyla mı yoksa yere çarpma sonucu mu oluştuğu konusunun aydınlatılması lazımdır. Tarafsız bir eksperden rapor alınması gerektiği kanısındayım. Olay günü 6 polisin imzasının bulunduğu tutanakla, sanığın olayın oluşuna ait anlatımları ile sonrasında alınan savunması da çelişkilidir. Mehmet Kaplan’ın bu öldürme fiilinin faili olduğunu düşünüyoruz. Mahkemenin de bu istikamette cezalandıracağı inancındayız. Nadir hocanın hazırladığı raporda sanığın aleyhine olan konulara değinilmemiştir. Hakan Kar’ın görüşlerine reddiye üzere yazılmış bir mütalaa gibi gözüküyor. Aldıkları fiyat doğrultusunda bir hizmet vermişlerdir. Ender Arıcan’ın İstanbul’dan talimat ile katılma imkanı olmasına karşın buraya kadar gelmiştir. Kimin lehine rapor yazmışlarsa onun lehine tanıklık yaptılar" diye konuştu.
Kaplan'ın avukatı: Müvekkilim birinci rapor ile tutuklandı
Mehmet Kaplan'ın avukatı Enes Akbulut ise olayın ne olduğuna dair kesin bir şey olmadığını tabir ederek, müvekkilinin soruşturmada birinci eksper olan Hakan Kar'ın hazırladığı raporu ile tutuklandığını öne sürdü. Akbulut, çelişkilerin olduğu bir noktada tutukluk halinin devamının anlamsız olduğunu tabir ederek, "Her duruşmada meslektaşım bir manipüle halinde yarınki gazete manşetlerini belirlemeye çalışıyor. Biz cinsel istismar ile ilgili konuları lisana getirmezken meslektaşım her duruşmada lisana getirmektedir. Orjinin cinayet mi, intihar mı, kaza mı olduğu noktasında kesin bir şey yok. Müvekkilim, Hakan Kar'ın raporu ile tutuklanmıştır. Soru soruyoruz kendisine 'bilimsel olmayan bir şeye yanıt vermem' diyor, fakat raporunda yazmış. Mahkemenin verdiği raporu kendisinin raporu ile birebirmiş üzere göstermeye çalışıyor. Hakan Kar, üstte yaşananları görmediği halde müvekkilime cani bir profil çizmiş. 10 aydır tutuklu olan müvekkilim ile ilgili takdir mahkemenindir lakin bu kadar çelişkinin olduğu bir noktada konut hapsinin kâfi olacağını düşünüyoruz. Müvekkilimin tahliyesine karar verilmesini istiyoruz."
Mehmet Kaplan: Beraat alacağımı biliyorum
Tutuklu sanık Mehmet Kaplan'da birinci kere geldiği mahkemede savunma yaptı. Vefatının akabinde hayatını nasıl kaybettiği tartışmalarının His Delen'in anısına ziyan verdiğini kaydeden Mehmet Kaplan, şöyle konuştu:
"Beraat alacağımı biliyorum. Hakan Kar, savcının alıp bana karşı kullanacağı bir mütalaa düzenlemiştir. Ben olayın akabinde kaçma imkanı varken kaçmadım. Odada benim dışımda kimse yoktu. Onlarca senaryo vardı hepsini çürüttük. Hayatın olağan akışı olsa ben burada olmazdım, Duygu’da yanımda olurdu. Her şey bilim ve hukuktaki hususlar ile olacak üzere gözüküyor. Olayı yaşayan benim. Ben 300 gündür neden ve hangi kuşkuya dayanarak tutuklandım bilmiyorum. Geciken adalet, adalet değil zulümdür. Ben beraat alacağımı biliyorum. Verdiğim sözler daima birebirdir. Elle tutulur bir şey yoktur. Medyada üzerime atılı üzere duruyor bende izledim lakin sizin aklınızın bunu nasıl aldığını bilmiyorum. Bana 'zengin züppesi, psikopat' diyebilirsiniz lakin ben Duygu’nun anısına ziyan verilmesini istemiyorum. Ben aylardır tek kalıyorum. Hiçbir suçum olmamasına karşın tutuklandım. Neden suçlandığımı bilmiyorum. Geç olsun güç olmasın vakit geçsin diye yapıyorsanız adaletsizlik yapıyorsunuz."
Mesken hapsiyle tahliye
Mahkeme heyeti tarafları dinledikten sonra; His Delen'in kaza ile mi düştüğü, intihar mı ettiği yahut öteki birisi tarafından atılıp atılmadığı, düşerken şuurunun açık olup olmadığı, bedenindeki ray formundaki ekimozların nasıl gerçekleştiği bahislerinde rapor düzenlenmesi için belgeyi İsimli Tıp Üst Şurasına gönderip, sanık Mehmet Kaplan'ın mesken hapsiyle tahliye edilmesine karar verdi.