Bir müddettir ağır bir biçimde Razer'ın geçtiğimiz günlerde duyurduğu Razer Huntsman V2 Analog modelini kullanıyorum. Ve baştan söylemem gerekiyor ki Razer Huntsman V2 Analog yalnızca firmanın yelpazesinde değil, bu kulvarda üretilen en farklı oyuncu klavyelerinden birisi. Genelde klavyelerde şahsî tercihlere nazaran değişen farklı dizaynlar ile karşılaşıyoruz. Razer'ın bu modeli ise yalnızca tasarım ve alıştığımız özelliklerde değil, direk olarak sahip olduğu teknolojiyle de bir adım öne çıkmayı başarıyor. Artık gelin bu klavyenin neden farklı olduğuna birlikte göz atalım.
Razer Huntsman V2 Analog oyuncu klavyesi incelemesi
Genelde klavye ya da oyuncu aksesuarları incelemesinde tasarımı anlatarak başlıyorum. Ancak bu modelde hepsinden öne çıkan yeni özelliklere öncelikli olarak değinmem gerekiyor. Razer Huntsman V2 Analog modelinin tuş grubunda, alıştığımızın bilakis oyuncu kontrolcülerine (gamepad) benzeri bir işleyişe imza atılmış. Denetimcilerin bilhassa geliştirilşen istikamet, analog ve tetik tuşu üzere kısımlarında analog bir yapı ile karşılaşıyoruz. Yani basışımıza nazaran daha hassas bir denetim yapısı sağlanıyor. İşte Razer firması da Huntsman V2 Analog modelinde bu prensibi baz alarak bir işleyişe gitmiş ve optik anahtarlar ile donatılan bu klavyede her tuş vuruşunu en ince hassasiyete kadar ayarlamamıza müsaade vermiş.
Bu klavyenin en büyük özelliği dediğim üzere tuş grubunun altında yatıyor. Şayet daha evvel Razer firmasının farklı modellerini kullandıysanız firmanın Hunstman serisinde farklı, Blackwidow serisinde farklı tuş yapısına yer verdiğini biliyorsunuzdur. Bu klavye tasarım manasında Blackwidow, tuş tarafında ise Hunstman'ın müsaadeden gidiyor. Hatta biraz sonra daha ayrıntılıca değineceğim dizaynına baktığımızda Razer Blackwidow 3 Pro'ya bir oldukça benzediğini görüyoruz. Lakin tuş kadrosunda dediğim üzere çok daha değerli geliştirmeleri bünyesinde barındırıyor.
Klavyedeki işleyişi anlatmak için aslında en kolay biçimde bilgisayar lisanından örnek vermeye çalışacağım. Bilgisayar lisanında bir şeyin varlığı 1, yokluğu ise bildiğiniz üzere 0'dan oluşur. Tıpkı matrix'teki kayan yazılar üzere aslında tüm bilgiler sayamayacağımız kadar 0 ve 1'lerden oluşmakta. Olağan klavyelerde de tuş basımını aslında buna benzetebiliriz. Yani bir tuşa basıyorsanız 1, basmıyorsanız 0 olarak tabir edebiliriz. Razer Huntsman V2 Analog modeli işse tıpkı Gamepad'lerde olduğu üzere bunun ötesine geçiyor. Tuşa basmanıza nazaran aslında sizin o tuşa ne kadar bastığınızı algılayabiliyor. Klavyede her tuşa atanan optik anahtarlar tıpkı bir derinlik algılayıcısı üzere sizin o tuşa ne kadar bastığınızı ölçebiliyor.
Ben kullanım olarak genelde Razer Ornata Chroma serisini daha çok seviyorum. O nedenle bu klavye tuşlarına alışmam biraz vakit aldı. ama tuş basım sistemine alıştığınız esasen aslında ne kadar rahat bir kullanıma sahip olduğunu da anlıyorsunuz. Örneğin tuşa süratli bir formda bastığımda ya da hafifçe dokunduğumda bile fonksiyonunu yerine getirdiğiniz fark edebiliyorum. Bu durum olağan kullanımda çok tesir etmiyor lakin oyunlarda o rahatlığı daha net bir biçimde anlıyorsunuz. Analog formda tasarlanan tuşlar hareketinize çok süratli reaksiyon verdiği için oyunlarda daha süratli bir aksiyon alma talihiniz da yükselmiş oluyor.
Bu işleyişi aslında daha net bir formda örneklemem gerekirse karakter hareketlerinden yola çıkabilirim. Bildiğiniz üzere gamepad ile oyun oynadığınızda analog denetimciyi sert bir halde iterseniz karakteriniz koşmaya başlıyor. Desteklenen oyunlarda hafif bir formda ittiğinizde ise karakterinizin yürüdüğüne ya da çok daha yavaş hareket ettiğine tanıklık ediyorsunuz. İşte bu klavyedeki basış hissini de buna benzetebiliriz. Tuşa köküne kadar bastığınızda karakteriniz koşarken hafifçe bastığınızda ise daha ağır hareket edeceğini düşünebilirsiniz.
Her tuşta farklı ayrı bu sistemi özelleştirmek klavyenin eşsiz bir kontrolcüye dönüşmesini sağlıyor. Zira Razer Synapse yazılımı üzerinden tüm tuşları ayarlayabiliyorsunuz. Bu durum Synapse programı bu klavye için olmazsa olmaz pozisyonuna sokuyor. Kullandığım öbür modellerde programı çok aramazken bu klavyeyi kullanırken işse ne kadar gerekli olduğunu fark ettim. Zati bu ayarlamalar dışında makro, RBG özellikleri üzere tüm ayarlamaları bu program üzerinden yapabiliyorsunuz Her tuşun 3.6mm'ye kadar büsbütün ayarlanabildiğini de hatırlatalım. Kısaca her tuş için aslında iki farklı tuş kullanımı atamış oluyorsunuz da diyebiliriz.
Gelelim klavyenin tasarım ve başka özelliklerine. Biraz evvel de bahsettiğim üzere klavyenin genel tasarımı Blackwidow 3 Pro'ya epey benziyor. Bildirim ışıklarının taraf tuşlarının üzerine konumlandırıldığını görüyoruz. Numlock tuş grubunun üst kısmında ise medya denetim tuşlarına yer verilmiş. Yuvarlak bir biçimde tasarlanan bu tuşların sağında ise bana nazaran artık bir klavyede olmazsa olmaz diyebileceğim ses denetim tekerleği yer alıyor. Bu tekerleği çevirerek ses düzeyini ayarlayabiliyor ya da büsbütün kapatabiliyorsunuz. Yeniden çevirerek yapabildiğiniz üzere üzerine basarak da sesi büsbütün kapatmak mümkün. Bu tekerleğin etrafı daha vurucu bir formda aydınlatılmış. Çevirdiğinizde ses düzeyine nazaran aydınlatmanın da kısıldığını fark ediyorsunuz. Yeniden birebir halde ses kapalıyken bu ışıklandırma büsbütün kırmızıya dönüyor.
Işıklandırma manasında aslında alıştığımız ve sık sık gördüğümüz özellikleri size ayrıntılıca anlatmayacağım. 16 milyon renk gamına sahip olan RBG ışıklandırma çok başarılı bir halde çalışıyor. Tekrar Razer Synapse uygulamasından ışıklandırma tarafında da özelleştirmeler yapabiliyorsunuz.
Sol tarafında bir USB yuvasına da yer verilen klavyenin etrafında bir led şerit de bulunuyor. Bu led şerit bilhassa RBG severler için dizayna büyük bir katkı sağlamış durumda. Üstelik led ışık tıpkı halde bileklik kısmına da uyarlanmış. Bileklik kısmı öbür modellerin bilakis kendi led şeritlerine de sahip. Klavye ile temas ettiği kısma bir alıcıya yer verilmiş ve bu kısmı klavyeye dokundurduğunuz anda bileklik kısmındaki ışıklar da devreye giriyor. Tıpkı iPad modellerine kullanılan klavyelere benzeri bir işleyişe sahip olduğunu söyleyebilirim. Işıklandırma için gerekli gücü bu noktadan alıyor.
Razer Huntsman V2 Analog modelini kutudan çıkardığınız anda ağpır bir klavye olduğunu fark ediyorsunuz. Yani o denli çarçabuk taşıyacağınız klavyelerden birisi değil. Tam olarak masa üstü bilgisayarınız için tasarlanmış ve benim yerim bu masa diyen bir klavye var karşımızda. Bu ağır yapısı birebir vakitte materyal kalitesinin de ne kadar güzel olduğunun sinyallerini veriyor. Bu husustaki bir öteki farklılık da klavye kablosunda karşımıza çıkıyor. Genelde çift girişli modellerde tek bir kalın kablo ve ucunda çift başlıkla karşılaşıyorduk. Bu modelde ise giriş çıkışları klavyeden itibaren iki farklı kablo ile ayrılmış. Örgülü bir yapıya sahip olan bu kablolarda klasik olarak USB Tip A ve Tip C girişleri bulunuyor.
Tabi klavyeyi bu kadar övdükten sonra sevmediğim bir tarafından da bahsetmek istiyorum. Genelde inceleme eserleri İngilizce klavye olarak karşımıza çıkıyor. Yani incelediğim bu model büsbütün İngilizce bir klavyeydi. Bu nedenle almayı düşünüyorsanız İngilizce - Türkçe ayrımına dikkat etmenizi öneriyorum. Bu mevzuda beni en çok rahatsız eden nokta ise Enter tuşu. İngilizce klavyede tuş grubu, yani Türkçe karakterleri bulmak alışkanlık edindiğim için beni çok zorlamıyor. Ama Enter tuşu bu klavyede küçük yapıda ve ben büyük Enter tuşu dizaynına alıştığım için beni en çok zorlayan kısmı bu oldu. Türkçe versiyonunda Enter tuşu dizaynının nasıl olduğundan emin değilim. Yani bu mevzuda büyük bir alışkanlığınız varsa denetim etmenizde yarar var.
Sonuç olarak Razer Huntsman V2 Analog modeli ismini da aldığı analog yapısı ile hakikaten de âlâ bir iş çıkartıyor. Bu mevzuda tahminen birinci değil lakin analog yapısının bu işleyişi ile en düzgün çalışan klavye olduğunu söyleyebiliriz. Yeniden klasik klavyelerin bilakis gelişim açısından da birkaç adım ileri gitmeyi başaran bir klavye olmuş diyebilirim. Şayet üst seviye bir oyuncu klavyesi arıyorsanız denetim etmeniz gereken modellerden birisi de Razer Huntsman V2 Analog modeli olsun.