Son Konu

Tromboangiitis obliterans Buerger hastalığı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Tromboangiitis obliterans Buerger hastalığı Tromboangiitis obliterans (Buerger hastalığı) en fazla kol ve bacaklardaki ufak ve orta çaplı arterleri, venleri ve sinirleri etkileyen nonaterosklerotik segmental enflamatuar bir hastalıktır Tromboangiitis obliteranslı bir hasta başlangıçta 1879 yılında Von Winiwarter tarafından tanımlanmıştır Bundan 29 yıl daha sonra Leo Buerger ampute edilmiş 11 ekstremitede patolojik bulguların emin ve ayrıntılı tarifini yapmıştır Tromboangiitis obliterans bir takım kayda değer yönleriyle öteki vaskülit formlarından ayrılır Patolojik olarak, ileri derecede sellüler ve enflamatuar bir trombus vardır Damar duvarı nispeten korunmuştur Bu hastalarda sedimentasyon, CRP, serolojik denemeler (immüne kompleksler, kompleman, kriyoglobulin) ve otoantikorlar (antinükleer antikorlar, romatoid faktör) bayağı veya negatifken arteriyel intimada immun tepkime varlığı gösterilmiştir Atardamar duvarındaki kollajen I ve III e aleyhinde artmış hücresel duyarlılığı, alışılagelmiş ve arteriosklerozisli insanlardan ayırıcı tanıda kullanılabilir Eichhorn ve arkadaşları Buerger in aktif evresinde 7 hastada, serum antiendotel antikorlarında çoğalma (sıradan 1857 U, normülk 30 kişide 126ü, remisyonda olanlarda 461 U) göstermişlerdir Bu hastaların (klinik olarak) hastalıksız gibi duran ekstremitelerine, “Sodium nitroprusside gibi endotele bağımlı olmadan vazodilatör tesir yapan ajanlara verildiğinde vazorelaksasyon normal olmasına karşın (endotele bağımlı) etkin “AcetylCholine intra arteriyel verildiğinde; “Pletysmography ile ölçülen relaksasyon normale göre düşük olmakta, yapılan arteriografik incelemede, küçük arterlerde multipl tıkanmalar olduğu, özellikle proksimal arterler bayağı görünürken, brakial atardamar distalinde, infrapopliteal arterlerde, hastalıklı olanların normallerin arasına serpiştirilmiş gibi olduğu görülebilmektedir Klinik seyrinde bacak ve bacakta “Flebitis migrans tablosu tipiktir, patolojilerinde akut fazlarında çok gözenekli olan inflamatuar trombüsler vardır Kronikleştikçe trombüsler organize olur ve duvarda fibrozis gelişir Fakat internal esnek lamina böylece çoğunda korunmuştur Bu özellikler arteriosklerozis ya da vaskülitislerden ayırmada faydalıdır Allen testi yapılması genç tiryakilerde, ellerdeki dolaşımı aydınlatır ve ayaklarda trofik değişikliklerin başlangıcında bile bu test sonucu anormaldir Teşhis flebitis migrans olması, ellerde de güya tutulum, istirahat ağrısı, sigara tiryakiliği, yaşın 45 oluşu, gangren veya iskemi belirtileri, oto immün hastalık olmayışı, diabetes mellitus olmayışı, emboli nedeni olmayışı, arteriografik bulgular ve ara sıra biyopsi ile yapılabilir Hastalığın erken dönemlerinde semptom ve bulguları silik olup, çoğunlukla ayakta başlayan parmak yaraları, solukluk ve soğukluk, uyuşukluk, karıncalanma ve yanma türünden şikayetler görülür Rahatsızlık ilerledikçe, yürüme ile çoğalan istirahatle azalan bacak ağrıları yerleşir Hasta uzun süreli yürüyüşlerde, gitgide artarak artan ağrı sebebiyle durmak ve dinlenmek zorunda kalır Sıklıkla caddelerde, bu durma dönemlerinde vitrinlere bakılarak ağrının geçmesi beklendiğinden, herzamanki tıp kitaplarına bu koşul vitrin belirtisi olarak geçmiştir İleri dönemlerde sızı yalnızca hareketle yok, istirahat dönemlerinde bile hissedilmeye başlar Tekrar özellikle soğuk su ve hava ile temasta el ve bacaklarda morarma, ayakta şişme ve gangren ileri dönemlerde görülen bulgulardır Hastalığın sigara ile ilgisi kesin olarak gösterilmiş olup, sigarayı bırakmayan hastalar, uzuv kaybına yol açacak sonuçlarla karşısında karşıyadır Hastalığın teşhisi için Doppler ultrasonografi ile damarlardaki kan akıntı seviyesi ve daralma gösterilir, damar içine kontras madde verilerek çekilen filmlerle tanı kesinleştirilir Tedavide gangren olmadan sigarayı bırakanlarda, %94 amputasyon gerekmemiş, sigara içenlerde en az %43 amputasyon yapılmış Günde 6 saat süreyle İloprost (prostoglandin analoğu) infüzyonu verilmesi, intraarteriyel “streptokinase 10000U ile başlayıp, saat başı 5000U verilmesi nadir endikasyonlarda infra inguinal arteryel Bypass ameliyatı, omental aktarma ameliyatları, spinal kord stimülatörleri, vasküler endoteliyal Growth etken gen tedavileri ile başarılı sonuçlar bildiren raporlar vardır Sempatektomi ameliyatlarının, amputasyonları önlemede ve ağrıyı azaltmaktaki rolü yeterince aydınlık değildir Isırgan otunun da tedavide faydalı olduğu bahis edilmektedir  
 
Üst Alt