Son Konu

Allah'ın İsimleri ve Anlamları

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Allah'ın 99 İsmi
Allah'ın İsimleri ve Manaları
Allah'ın İsimleri ve Faziletleri
Esmaül Hüsna Anlamları

Allah'ın zâtı, bir: güzel isimleri (esmâü'lhüsnâ) ise çoktur Allah'ın doksan dokuz ismi hadisi şeriflerde de bildirilmiştir İbn Kesir, tefsirinde, Buhâri ve Müslim'in Ebû Hureyre (ra)'den naklettikleri bir hadisi şerifte Peygamberimiz (sas)'den şöyle buyurduğu rivâyet ediliyor:

Ulu Allah'ın bir eksiğiyle yüz ismi vardır (yani doksandokuz) Kim onları sayarsa cennete girer O tektir, tek 'i sever

1) ALLAH:

Bütün ad ve sıfatlan kendinde toplayan yüce Allah'ın zatının, başka hiçbir varlığa verilemeyen ismidir

2) RABB:

Edep eden, yaratan, besleyen, mâlik, en çok iyi, sahip tutan ve yöneten anlamlarına gelir Rabb ismi, yüce Allah'ın umûmî isimlerindendir Âlemlerin devamını sağlayan ulu Allah, onların Rabbi'dir Allah'ın her türlü eksiklikten münezzeh olan Rubûbiyeti ve O'nun neticesi olan terbiyesi, besleyip büyütmesi olmasaydı, kainatta ne varlıktan, ne de tekâmül'den hiçbir eser bulunmazdı Eğer bir kemâlimiz, bir terbiyemiz, ölçülü bir şekilde doğmamız, büyümemiz, yaşamamız ve ölmemiz varsa bunlarda ulu Allah'ın Rab sıfatının yansımasını görmemek mümkün değildir Bu âlemde görülen ve tanıdık her şeyde ulu Allah'ın sıfatlarının belirtisi vardır

3) RAHMAN:

Allah'ın o kadar merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir önad ismidir Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah'tan başkasına verilmesi yerinde görülmez Fazla rahmet sahibi, gayet merhametli ve ebedi rahmeti bulunandiye tefsir edilip açıklanabilirse de, yalnız ulu Allah'ın özel bir ismi olduğundan nedeniyle bütün anlamıyla tercüme edilemez Dilimizde onun bütün karşılığı olan bir kelime yoktur Esirgeyiciolarak çeviri edilmesi de içten değildir Dolayısıyla bu amaç Rahman isminin tercümesi olamaz Acıyandiye tercüme edilmesi de onun bütün anlamını vermekten uzaktır Çünkü kuru bir merhamet merhamet değildir Bilindiği gibi, acıma acıyı giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmektir Bu itibarla yufka yürekli sözcüğünden anladığımız anlamı, diğerlerinden anlayamayız Rahman, pek merhametlişeklinde yetersiz olarak tefsir edilebilirse de tercüme edilemez Yüce Allah'ın rahmeti, yalnızca bir iyilik duygusundan ibâret değildir O'nun rahmeti, insanlara iyilik dilemesi ve sayılamayacak dek nimetler vermesidir O halde Rahmanismini böylece iyi anlamak ve çakmak gerekir Her gün karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz nimetler, fiilen bize Rahman'ın en hoş açıklamasıdır

4) RAHÎM:

Fazla merhamet edici' anlamında bir isimdir Allah'ın önad ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir Bu iki önad Rahmetmastarından türemiş olmakla beraber, aralarında açıklama ettikleri manâ bakımından farklar vardır Rahman ve Rahîm arasındaki bu farklar şöylece maddeler halinde sıralamak mümkündür:

a) Rahman sıfatı; daha ziyâde ezelle; Rahîm sıfatı ise daha çok ebedle ilgilidir bu nedenle hadislerde yüce Allah'ın hakkında Dünyanın Rahman'l ahiretin Rahîm'iifadelerinin kullanıldığını görüyoruz Rahman sıfatı tüm insanları; Rahîm sıfatı ise yalnız müminleri kapsar

b) Rahman sıfatı; hiçbir kayıt ve şarta alt olmaksızın varlıkları yaratmak, oluşturmak, onların çalışıp çalışmadıklarına bakmadan sayısız nimetlerle nimetlendirmek anlamına gelirken; Rahîm sıfatı Allah'ın emirleri doğrultusunda çalışanlara, çalıştıklarının karşılığını saptamak anlamına gelmektedir

c) Rahman sıfatı; ümitsizliğe, karamsarlığa olanak bırakmayan emin bir ümit ve ezelî bir takviye açıklama eder Rahîm sıfatı ise, yaptığımız işlerimizin Allah göre mükâfatlandırılacağını ifade etmektedir böylece Rahman sıfatının açıklama ettiği mânâda mü'min ve kâfir eşit tutulup ayırım yapılmamış; Rahîm sıfatının belirttiği manada ise, mü'min ve kâfir açık bir farkla ayrılmışlardır

5) elMELİK:

Yüce Allah Melik'tir Yani mal sahibi, bütün eşyanın ve yaratılanların tek mâlikidir Tüm varlıklar üzerinde emretme, istediği gibi tasarruf etme, hiçbir şarta tabi olmaksızın sahip olma O'na mahsustur Yarattıklarına emretme, sakındırma, cezalandırma, istediğini zelil, dilediğini de aziz etme kudretine sahip olan yalnız yüce Allah'tır O yarattığı mülkünde ve orada olanların hepsinde yegane hükümdardır Ölümsüz kudretiyle onları idaresi aşağı tutan tek Allah'tır

6) elKUDDÛS:

Her türlü kusur, gaflet ve acizlikten uzakta, eksiklikten beri, mutlak kemâl sahibi anlamında Allah, sonra olma ve hiçbir tanım kayıtlarına sığmayan, hakkında hiçbir eksiklik düşünülemeyen en mukaddes olan en yüce varlıktır (elHaşr, 5923; elCum'a, 621)

7) esSELÂM:

Allah, her türlü eminliğin, salimliğin aslı olup, ayıptan kusurdan ve her çeşitlilik eksikliklerden uzak olan ulu becerikli anlamındadır Allah, yok olmaktan ve hatıra gelen her türlü eksikliklerden uzaktır Buna tarafından dünyadan ve ahiretten kesin almak isteyenleri ve kurtuluşa ermek dileğinde bulunanları, kurtuluşa erdirecek olan da yalnız Allah'tır (elHaşr, 5923)

8) elMÜMİN:

Allah'ın iman ve güven veren her türlü değişkenlik ve tereddütleri kaldıran anlamında bir ismidir Allah, korku içinde olanlara emniyet ve güven verendir Bu bakımdan her türlü korkudan belirli elde etmek için Allah'a iltica edilmeli, O'na sığınılmalıdır

9) elMÜHEYMİN:

Allah'ın görüp gözeten, her şeye şahit olan, her şeyi koruması altına bölge, onları muhâfaza edip saklayan olduğu anlamına gelir

10) elAZİZ:

Allah'ın, hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde mutlak gâlip gelen, son derece izzetli ve yüce olduğu manasına gelir Hiçbir yönden yarı olmayan dilediğini yapan ve buna güç yetiren, ulu varlığını ve kudretini hiçbir gücün mağlup edemediği tek yaratıcı Allah'tır

11) elCEBBAR:

Allah'ın, yarattığı bütün varlıklarının ihtiyaçlarını tedarik eden, her konuda çok dinç ve kudretli olduğu anlamındadır Ayrıca Allah'ın yarattıklarının tümünü kendi iradesine mecbur eden, dilediğini de zor kullanarak yaptırmaya gücü yeten, belli hükmüne karşısında gelinemeyen yaratıcı olduğu anlamına da gelir Ulu Allah'ın Cebbârsıfatı nedeniyle insanların, işlerine kendi iradeleri ve serbestlikleri olmadığı sanılmamalıdır Çünkü Allah, bildirdiği dikte ve yasaklarına uyup uymama konusunda insanları kendi iradelerinde serbest bırakmıştır Şüphesiz insanların, Allah kadar akıllı ve iradeli yaratılmalarının bir anlamı vardır Allah, insanı O'nun hükümlerini tanıyıp bilmesi için zeki, kendi irade ve istekleri ile O'nun emrine uymaları ve gösterdiği bu yolda yürümeleri için de bağımsızlık iradeli yaratmıştır

Ancak Allah'ın, insanlara işlerinde serbestlik tanımış olması, onların tüm isteklerini yerine getirmeye mecbur olduğu anlamına gelmez Mesela Allah'ın emirlerini dinlemeyip O'na karşısında gelen asiler, günahkârlar cezaya yanaşmak istemeseler de vakti gelince cezalarını çekmeye zorunlu olacaklardır Allah'ın mutlak iradesi ve kudreti altına girmeyen hiçbir varlık düşünülemez Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Ama göklerde ve yerde olanların tümü, ister istemez O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir(Âlu İmrân, 383)

12) elMÜTEKEBBİR:

Allah'ın her hususta çok büyük ve azamet sahibi ulu bir yaratıcı olduğu anlamındadır Soylu Davranış O'nun hakkıdır Yaratılmışların hiçbirinin böyle bir hakkı yoktur Allah, zatında sıfatlarında ve işlerinde, mutlak manada büyüklüğün tek sahibidir Hiçbir insan için bu mânâda bir büyüklükten söz edilemez Kendilerini büyük sanan nicelerinin, Allah'ın baki kudreti ve büyüklüğü karşı ne değin küçüldükleri imkân imkânsız olan bir gerçektir Büyüklük sevdasına kapılanların yok olmalarına, ara sıra küçücük bir durum hattâ çok ufak bir mahlukat, bir mikrop bile yetmiştir Bu gerçek aleyhinde ahali hangi büyüklükten laf edebilirler?

13) elHÂLİK:

Allah'ın becerikli olduğunu bildiren bir sıfattır Yaratmak ise bir şeyi var etmek, hiç güya olmayan bir şeyi meydana getirmek demektir Bu manada Allah'tan diğer hiçbir yaratıcı yoktur Herşeyi yaratan O'dur İnsanların ortaya koydukları şeyler yaratma değildir; var olanlardan yeni bir şey elde etmektir Allah, yaratandır; O'nun dışındaki tüm varlıklar ise yaratılmıştır

14) elBÂRÎ:

Allah'ın, yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratması, olgunlaştırarak birbirinden bambaşka niteliklerde meydana getirmesi mânâsındadır Şüphesiz varlıkları seçip, düzenleyip olgunlaştırarak her birini bambaşka bir özellikte yaratan Allah'tır

15) elMUSAVVİR:

Allah'ın yaratmış olduğu varlıkların şekil ve durumlarını takdir edip, dilediği şekilde meydana getirmesi, şekillendirmesi anlamına gelir

16) elGAFFÂR:

Kullarının günâhlarını affeden ve çok bağışlayan ulu varlık anlamına kazanç Günâh derin etki bırakmak insanların özelliği olduğu gibi, onların günâhlarını örtmek ve affetmek da ulu Allah'ın ayrılmaz sıfatlarındandır

17) elKAHHÂR:

Allah'ın ziyadesi ile kahredici, yok edici ulu bir varlık olduğu manasına gelir Ebedi kudretinin karşı hiçbir kimsenin gücü ve kudreti olamaz Fakat hür iradeleriyle O'nun karşısına çıkma cüretini gösterenlere de lâyık oldukları cezaları iyice verecektir Allah'ın düşüncesiz üstünlüğüne sınır koyacak hiçbir varlık yoktur

18) elVEHHÂB:

Allah'ın fazla hibe eden, fazla fazla bağışlayan olduğu anlamına kazanç Adalet sahibi olmadıkları halde yarattıklarına çok fazla verendir

19) erREZZÂK:

Allah'ın tüm yaratıkların rızıklarını veren olduğunu ifade eder Her canlı için zorunlu gıdayı bahşedip yaratan ve bol bol veren Allah'tır

20) elFETTAH:

Kulların, her türlü zorluk ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran manasına kazanç Yararlı ilimlere aleyhinde insanların kalbini açarak, onların islerini kolaylaştıran, tüm zorluklarını ortadan kaldıran ulu Allah'tır Her işinde üstün gelen O'dur

21) elÂLİM:

Allah'ın, fazla haberdar olan, bilgisi ezelî ve ebedî olan, her şeyi her yönüyle bilen tek marifetli olduğu manasını ifade eder

22) elKÂBIZ:

Allah'ın, her şeyi baki kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, her şeyi emri altına alıp tutan en ulu varlık oldu
Bu anlamına gelir

23) elBÂSIT:

Allah'ın, her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan yüce marifetli olduğunu açıklama eder Allah, insanlara rızık, neşe, rahat ve bereket vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muâmele etmektedir

24) elHÂFID:

Allah'ın, emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip yargı ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, acınacak halde eden anlamına gelen bir ismidir

25) erRÂFİ:

Kaldıran, yükselten ve yüksek olan anlamlarına gelir Gönülleri iman ve irfan ışığıyla parlatan, yüksek gerçeklerden farkında olan eden yüce Allah'tır Her yönüyle yüce ve yüksek olan O'dur

26) elMU'İZZ:

İzzet ve ikrâm edici, itibar sahibi anlamına kazanç Yalancılığa, samimiyetsizliğe itibar etmez

27) elMÜZİLL:

Ulu Allah'ın, lâyık olanları zillete düşüren, zelil kılan, onları hor ve hakir eden anlamına gelen bir sıfat isimdir

28) esSEMI':

İşiten, işitme kuvve tine sahip olan ve işitme gücünü verendir O, hiçbir şartla ve kayda yan olmaksızın işitir

29) elBASÎR:

Herşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yaratıklarına da görme duyusunu veren anlamını taşır

30) elHAKEM:

Hüküm koyan, dikte veren, varlıklar hakkında hükmünü iyice icra eden anlamına gelir

31) elADL:

Allah'ın herkese hakkını veren, koyduğu âdil hükümleriyle zulme razı olmayan, zulmü ve zâlimi sevmeyen anlamına gelen sıfatının ismidir O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır (elA 'raf, 785; Yûnus, 10109; Yûsuf, 1280)

32) elLATÎF:

En ince işlerin bile tüm inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen en ince şeyleri de yapan, seçilmez yollardan da kullarına dağıtılmış faydalar ulaştırandır (elEn'âm, 6103)

33) elHABÎR:

Herşeyden haberdar olan, her şeyin iç yüzünden ve rahat tarafından her yönüyle haber sahibi yer alan, onlara yumuşak davranarak cezalarını geriye bırakandır

34) elHALİM:

Telaş etmeyen, günahkârların cezasını vermeye şiddet yetirdiği halde bunu telaş yapmayıp, onlara yumuşak davranarak cezalarını geriye doğru bırakandır

35) elAZİM:

Fazla ulu ve koskocoman olan; sınırsız ve pervasız soylu davranış, avantaj de yalnız O'ndadır

36) elGAFÛR:

Mağfiret eden, yargılayan, suçları bağışlayan, affeden, insanların istenmeyen taraflarını gizleyendir

37) eşŞEKÛR:

Fazla şükre lâyık olan, kendi rızası için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muamelesi yapandır

38) elALİYY:

Yüksek, büyük ve ulu olan; kudrette, bilgide, hükümde, irâdede ve öteki tüm kemâl sıfatlarında üstün olandır Herşey O'nun hükmü ve emri altındâdır

39) elKEBİR:

Büyük, yüce anlamında olup, Allah'ın kâinatı ve ondâkileri hüküm ve kudretiyle idâre eden, her şeyi hükmü altına bölge sıfatının ismidir

40) elHAFIZ:

Muhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün iyice saklayıp, her şeyi belirlenmiş vaktinde facia ve belâlardan koruyandır

41) elMUKÎT:

Rızıkları yaratıcıdır

42) elHASÎB:

Herkesin yaptıklarını takdir eden, yapılanları tüm ayrıntılarıyla bilip her insanı hesaba çekerek yaptığının karşılığını verendir (elAhzâb, 3339)

43) elCELÎL:

Büyüklük ve ululuğu böylece ulu olandır Önad veisimleriyle her türlü soylu davranış kendine ait olandır

44) elKERÎM:

Eli Bol, kerem sahibi; muktedir iken affeden, soylu davranış duygusunu veren, va'dini yerine getirendir

45) erRAKÎB:

Görüp gözeten, murâkebe eden, bütün varlıklar üstüne gözcü olup bütün işlerini denetim altına alandır (enNisâ, 41)
*
 
Üst Alt