Şu an izlenme rekorları kıran Olimpiyat Oyunları'nın tarihinin çok eskilere dayandığını neredeyse hepimiz biliyoruz. Her dört yılda bir nefesimizi tutarak izlediğimiz Olimpiyatlar'ın gerisinde aslında gelenek, bir kültür bulunuyor. Biz Onedio olarak bu geleneği biraz da olsa anlatabilmek için bu içeriği yaptık!
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...1. Fransız artistik patenci Surya Bonaly, 1999 Nagano Oyunları'ndaki kısa programı sırasında düştü. Bu yanılgısından ötürü madalya alamayacağını bilen Bonely, buzun üstündeki vaktini unutulmaz kılmaya karar verdi.
Bonaly, düştükten sonra zıt takla attı. Hareket, 1976 yılında Olimpiyat Oyunları'nda yasaklanmıştı. Bonaly puan kaybetti, lakin tarih yazdı. 1999 yılından beri Olimpiyat Oyunları'nda bir daha aksi takla atan sportmen olmadı.
2. Paul McCartney, 2012'deki Londra Olimpiyat Oyunları'nın açılış törenindeki performansı için yaklaşık 1,57 dolar kazandı.
Performans sergileyen müzisyenler, mukavelelerini resmi hale getirmek için bir ölçü para kazanmaları gerekiyordu.
3. Tıpkı açılış merasimi organizatörleri, Who'nun menajeri Bill Curbishley'e kümenin davulcusu Keith Moon'un performans sergilemek isteyip istemeyeceğini sordu. Lakin Moon 34 yıl evvel ölmüştü.
Curbishley, bir ayinle Moon'un ruhu ile irtibata geçebileceğini söyledi.
4. 1912'den 1954'e kadar Olimpiyat Oyunları'nda sanat madalyaları veriliyordu. Jimnastik ve yüzme üzere kollarda yarışan Olimpik sportmenler, birebir vakitte fotoğraf, heykel, edebiyat, mimari ve müzik kollarında da yarışabilirdi.
Fakat bu eserler spor kavramından esinlenilmiş olması gerekiyordu. Lakin bu kol, amatörlük ve profesyonellik ortasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığı gerekçesiyle rafa kaldırıldı.
5. Avustralya, 2000 Oyunları için 70.000 prezervatif sipariş etti. Lakin Olimpiyat Oyunları'nın yarısında prezervatif tükendiği için 20.000 tane daha sipariş etmek zorunda kaldı.
Atina'daki Yaz Oyunlarında Durex 130.000 prezervatif bağışladı. 12 yıl sonra Rio'da, organizatörler 450.000 prezervatif sipariş etti.
6. 2002 Kış Olimpiyatları 1000 metrelik kısa kulvar hız pateni finalinde, Avustralyalı Steven Bradbury rakiplerinin çok gerisindeydi. Final sırasında rakipleri birbirlerine çarpıp fikir, karmaşadan sıyrılmayı başaran Bradbury, altın madalyayı kazandı.
7. 1904 Olimpiyat Maratonu, şimdiye kadar yapılan en tuhaf yarışlardan biri olarak isimlendiriliyor.
Birçok iştirakçi daha evvel hiç maraton koşmamıştı ve uzun pantolonlar giymişti. Koşulan yol asfalt değildi, bu da koşucuların maraton sırasında nefes almasını zorlaştırıyordu. 32 koşucudan yalnızca 14'ü bitiş çizgisini geçmeyi başardı.'Kazanan' Fred Lorz, ayağına kramp girdiği gerekçesiyle maratonun 17 kilometresini otomobille geçti.
8. Litvanya basketbol ekibinin, Sovyet Birliği dağıldığı için 1992 Yaz Olimpiyatlları'na katılacak kadar parası yoktu. Lakin Grateful Dead kümesinden beklenmedik bir maddi yardım aldılar.
Küme, grubun olimpiyatlarda eserlerini satmasına müsaade verdi ve bu sayede Litvanya, seyahatlerini finanse edebilecek kadar para kazandı. Ulusal renkleri olan sarı, yeşil ve kırmızı batikli formalarla yarışan Litvanya basketbol grubu o sene bronz madalya kazandı.
9. Los Angeles'da yapılan Olimpiyatlar sırasında McDonald's, madalya poduymuna çıkan her Amerikalı atlete hamburger, patetes kızartması ve kola ikram etti.
Tıpkı vakitte 1984 Oyunları'da Amerika inanılmaz galibiyetler kazandı ve birtakım McDonald's şubelerinde hamburger ekmekleri tükendi.
10. Her spor kolunda birinci sekize giren atletlere bir Olimpik Diploma verilir. Madalya sahiplerine verilen diplomalar altın, gümüş ve bronz madalyalara denk gelirken, geri kalan atletlere verilen madalyalar daha sadedir.
Bu diploma, birinci sefer 1896 yılında yalnızca birinci olan atlete verilmiştir. 1984 yılında da birinci sekize giren atletler bu diplomaya layık görülmüşlerdir.
11. 2006 yılındaki Torino Oyunları sırasında, Kanadalı kayakçı Sara Renner'ın kayak sopası yarı yolda kırıldı. Norveçli kayak koçu Bjornar Haakensmoen Renner'a yedek bir sopa verince atlet bir gümüş madalya kazandı.
Kanada, Haakensmoen'e minnettarlığını göstermek için beş tondan fazla Kanada akçaağaç şurubu gönderdi. Norveç ve Kanada, Haakensmoen'ın hediyeyi kabul edebilmesi için ithalat vergilerinden feragat etmeyi kabul etti.
12. Tokyo madalyaları, atılan akıllı telefonlar, kameralar ve dizüstü bilgisayarların geri dönüştürülmesi sırasında çıkarılan altın, gümüş ve bronzdan yapılmıştır.
13. Lüksemburglu Josy Barthel Helsinki, 1952 Yaz Olimpiyatları'nda rakiplerinden daha güçsüzdü, fakat tekrar de erkekler 1500 metre yarışında altın madalya kazanabildi.
Zaferi o kadar beklenmedikti ki, bando Lüksemburg ulusal marşını doğaçlama çalmak zorunda kaldı.
14. İki ülke, 1936 yılında birebir bayrağa sahip olduğunu fark etti. Lihtenştayn ve Haiti'nin bayraklarının üzerinde şu an olan armalar yoktu.
Lihtenştayn sonraki yıl bayrağına halkın ve prensin birliğini temsil eden bir taç ekledi. Renk nizamı korunmuş olsa da, Haiti'nin de bayrağı yıllar içinde değişti ve ortasına bir arma eklendi.
15. Olimpiyat Köyü'nde bulunan McDonald's atletler ve antrenörler için fiyatsızdır.
Fakat 2016'da Rio'da yapılan Oyunlar sırasında, Olimpik sportmenler ortasındaki popülerliği nedeniyle bir sipariş sınırlaması getirilmiştir. Artık herkes en fazla 20 sipariş verebiliyor.
16. 1976 Monreal Oyunları'nda kullanılan skorbordları yalnızca 3 basamaklı sayıları gösterecek formda programlanmıştı ve gösterdiği en yüksek puan 9,95'di.
Milletlerarası Jimnastik Federayonu, insanlara kimsenin 10 puan alamayacağına dair teminat verdiği için bu bir eksiklik olarak sayılmadı. 14 yaşındaki Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci, Montral Olimpiyatları'nda 7 kez 10 puan aldı ve her aldığı 10, skorbordda puanları 1.00 formunda gözüküyordu.
17. Bu dev şişme adamlar, Atlanta Olimpiyatları için icat edildi. Mucit Peter Minshall, Trinidad ve Tobago'da yapılan karnaval kutlamalarında yapılan "berrak, gevşek ve zarif" danslarından ilham aldı. Birinci defa 1996 açılış merasiminde kullanıldılar.
18. Halat çekme, 1900'den 1920'ye kadar Olimpik bir spor koluydu. Yarışta en çok madalyayı Büyük Britanya (5) kazandı. Büyük Britanya'dan sonra ABD (3) en çok madalyayı kazandı.
19. Shuhei Nishida ve Sueo Oe, 1936 Olimpiyatları'nda atletizm sırıkla atlama kısmında yarışan iki arkadaştı.
Yarış bittikten sonra eşit puanlara sahip olan Nishida ve Oe'ye ikinici ve üçüncünün belirlenmesi için rekabet etmeleri söylendiğinde, sportmenler bu onuru paylaşmak istediklerini belitrttiler. Fakat buna müsaade verilmedi. İkinci ve üçüncünün Japon ekibi tarafından belirlenmesine karar verildi. Gümüş madalya Nishida'ya, bronz madalya da Oe'ye verildi. İkili Japnya'ya döndüğünde madalyalarını ikiye böldüler ve iki melez madalya oluşturdular. Bu madalyalar Olimpiyat tarihine Dostluk Madalyaları olarak geçti.
20. ABD'li jimnastikçi George Eyser, 1904 Oyunları'nda bir protez bacakla 6 madalya kazandı. Çocukluğunda bir tren kazasında uzuvunu kaybeden Eyser, tüm madalyalarını yalnızca bir gün içerisinde kazandı.
21. 1984'te Saraybosna Kış Olimpiyatları'nda sportmenlerin madalyalarını aldıkları podyumda, savaş yıllarında birçok esir idam edildi.
22. Ünlü çocuk tabibi ve müellif olan Dr Benjamin Spock, 1924 Paris Olimpiyatları'nda yarışmış ve kürek kısmında altın madalya almıştır.
23. Avustralyalı bir kürekçi olan Henry Robert Pearce, 1928 Oyunları çeyrek final yarışında beklenmedik bir pürüzle karşılaştı. Yarış sırasında bir ördek ailesi karşısına çıktı ve hayvanların geçmesine müsaade vermek için durdu.
Pearce o yarışı ve 1928 Oyunları altın madalyasını kazandı.
24. Kalıcı bir barış sembolü olarak görülen canlı güvercinler, 1920'den 1988'e kadar her açılış merasiminde hür bırakıldı.
Fakat, 1988 Seoul Oyunları'nda özgür bırakılan kuşların yanması sonucuyla bu gelenek sona erdi. Artık, güvercinler yalnızca sembolik olarak kullanılıyor.
25. Ve son olarak: 2014 Sochi Oyunları'nın erdemine, Kanadalı bira şirketi Molson, Team Canada House'a fiyatsız içkilerle dolu bir buzdolabı ikram etti. Eğlenceli bir dokunuşla, buzdolabı, gerçek bir Kanadalı olmayan herkese kilitli kaldı.
Kanada hükûmeti mührünü, yazı tipini ve pasaporttaki kapalı 'Kanada' sözünü tanımak için donatılmış olan bu buzdolabı, havaalanlarındakilerden farklı olmayan bir elektronik pasaport okuyucusu" ile inşa edildi. Basitçe söylemek gerekirse: Kanada pasaportunuz yoksa, size içki yok.
Siz bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...