Canlı yayında konuşan CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, orman yangınları ve göçmen siyaseti üzerinden iktidarı gaye aldı. Yangınlarla ilgili "Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok" diyen Kılıçdaroğlu, Suriyeliler için ise "davulla zurnayla göndereceğiz" dedi.
Habertürk TV'de Hülya Hökenek'in moderatörlüğünü yaptığı Enine Boyu'na isimli canlı yayına katılan Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteciler Muharrem Sarıkaya, Nagehan Alçı ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle
THK uçakları: "Bunları sormak ne vakitten beri kutuplaşma oldu?"
"Ortada bir kutuplaşma falan yok aslında. Bir tarafta 'Neden vakit tedbir almadınız' diye sorulduğunda 'Uçaklar var, helikopterler var, niçin soruyorsunuz' deniyor. Kimisi 'envanterimizde uçak yok', kimisi 'yeterince uçağımız var', birisi 'THK'nın uçakları pert oldu', oburu 'hayır efendim' deniyor. Kendi içinde kaos, telaffuz birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bizim bu soruları sorma hakkımız var.
176 yerde yangın çıktığını, THK'nın uçak ve helikopterlerinin bu yangını söndürdüklerini, birçok kimsenin haberi bile olmadığı söylendi. Köylerde Orman Genel Müdürlüğü, orman köylülerinden her yılın başında mükellefler seçiyor. Yangın çıktığı an müdahale ediyorlar, son 2 yıldır bu da yok. THK mecburen pilotları göndermek zorunda kalıyor. Uçakta hangarda kalıyor. Bunları sormak ne vakitten beri kutuplaşma oldu?"
"Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok"
"THK'nın şu anda çalışan hem uçak hem helikopter var. Sivil Havacılık'ın kriterlerini taşımayan uçakları var. Takviye sağlanabilirse bu uçakları da kullanabiliriz deniliyor. Biz bu kuruma sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok. Konuşması gereken kim? Orman Genel Müdürlüğü. Bakanlıktan daha bağımsız bir yapıya sahip. Yangın söndürmeyle ilgili kâfi bütçesinin ayrılıp, ayrılmadığını gazeteci olarak sordunuz mu? Hayır! Neden engellendi? Orman Kanunu'nu okuduğum vakit sahiden bu büyük bir devlet. Yardımla ilgili bizim belediyemiz suçlandı. Belediyeler bu yangınları söndürecekler diye. Yangın ormanda çıkmış, bunu bilmiyor musun arkadaş! Ayrıyeten bizim belediyeler bütün arazözleri göndermiş."
"Türk Hava Kurumu'nu bu hale kim getirdi"
"THK bu toplumun gözbebeğidir. Kuruluşundan bu yana orman yangınlarıyla en dengeli çabayı yapan kurum. THK'yı bu duruma kim getirdi? Bugüne kadar muvaffakiyetle vazife yapan kurumu kim getirdi bu noktaya? Sayın Bülent Arınç, "THK bu hale nasıl geldi, DDK harekete geçsin" diye. Bu türlü bir rezalet Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmadı. THK'da bu iktidar devrinde büyük yolsuzluklar var. 80 milyon dolar kredi almışlar. THK'nın geliri ne? Gayrimenkullerden kira. 80 milyon dolar nereye harcandı? Bilen var mı, denetleyen var mı? Hakikaten içim yanıyor."
'Help Turkey' tartışması: "Yetersizlik vatandaşı isyan ettirdi"
"Hükümetin yetersizliği vatandaşı isyan ettirdi. Ölen beşerler var, canlılar var. Evvel RTÜK'ü devreye soktular. Uçak yok, helikopter yok. Azerbaycan'a gittiler, Rusya'ya telefon ettiler. Vatandaş sen bu türlü yapacağına ben de açayım bir şey isteyen göndersin dedi. Devleti acz içine sokan sarayda oturan kişidir. Orman yangınlarını söndürecek kurumları felç ettiler. 74. hususta orman yangınlarıyla gayret için katma bütçeye kâfi ölçüde ödenek konulur deniyor. Konuldu mu? Konulmadı. Siz fazla mesaiyi dahi ödeyemeyecek konumda bırakılmışsanız bu devleti yönetemezsiniz. Türkiye yönetilmiyor, vatandaş arayış içerisinde. Vali orada. İçişleri Bakanı olarak denetleyebilirsin. Oraya gidince ne oluyor? Bir masanın etrafında daima bir arada oturuyorlar. Ormanlar yanıyor. Vatandaş 'Buraya uçak, helikopter gönderin' diyor. Üç gündür 'santral yanacak, tedbir alın' deniyor, alınmadı."
"Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim"
"Göçmen problemini Türkiye'nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? Her şeyi anlayan, bayanın giysisine müdahale eden, dış politikayı çıkmazın içine sokan kim? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış siyaset Türkiye'ye, bölgeye, Avrupa'ya, dünyaya ziyan veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Ortadoğu'ya barışı ve huzuru getireceğim. Ortadoğu Barış ve İş Güvenliği'ni kuracağız. Gittiler oraya burunlarını soktular, Suriye'yi karıştırdalar. Biz barışı sağlayacağız. AB'ye gittim yetkililerle konuştum. Mültecilerden niçin şikayet ediyorsunuz dedim. Orada kan akıyordu, rahatsız olmuyordunuz. Bu adam nereye gidecek? Bu adam demokrasi istiyor sizde var kelamda. Âlâ bir ömür istiyor. Buraya gelecek, siz buna duvar çekseniz de mani olamazsınız."
"Suriyelileri davulla zurnayla göndereceğiz"
"Elinizi cebinize atacaksınız. Hastanesini, konutunu yapacaksınız. Okulunu yapacaksınız. Benim söylediğim bir kelam var, davulla zurnayla göndereceğiz. Hiç kimse taban fiyatın yarısıyla burada dilenci pozisyonuna düşmek istemez. Elbette yüzde 100'ü gitmeyecek. Zati bir kısmına vatandaşlık verilmiş. Lakin burada günün 12 saati çalışan, taban fiyatın yarısıyla gelir elde eden, sigorta primi ödenmeyen insanları kendi ülkelerinde mesken sahibi yaptınız vakit, fabrika kurduğunuz vakit masraflar. Gaziantep'teki işadamlarına 'Buradaki fabrikalardan bir tane de oraya yapın' diyeceğiz. Birinci yapacağımız iş Suriye'de büyükelçiliği açacağız, diplomatik ilgileri kuracağız."
"Bolu'daki karar yanlışsız değil, kimseyi aç bırakamayız"
"Tanju Özcan bulunduğu bölgenin politik iklimi içinde o denli bir şey söylemiş olabilir. Erdoğan'a tekraren Suriye konferansı yap dedim, sonuçta biz yaptık. Göçmenlerle ilgili, yangınlar ve iklim konusunda çalışma yapacağız. Burası bir göçmen deposu olmayacak. Bolu Belediyesi'nde o denli bir karar çıkacağını zannetmiyorum. O gerçek değil, kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız. Hiçbir canlıyı bırakamazsınız. Tabiat ormana yağmur veriyor. Düşmanınız dahi olsa aç bırakamazsınız. O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir. Lakin CHP'nin siyaseti asla ve asla ırkçı olamaz. İnançlara, kimliklere hürmet gösteririz. Temel gayemiz budur."