Yarış oyunlarıyla aranız nasıldır? Hangi üslubu seversiniz? Simülasyonculardan mısınız yoksa biraz daha arcade, sefalık yarış oyunları arayanlardan mı? Bu soruya vereceğiniz yanıt GRID (2019) ile aranızda nasıl bir bağ olacağının da işaretçisi aslında.
Şayet sizler de Need for Speed’ler, Test Drive’lar ile büyüyen, gerçekçi sürüş deneyimi, araba yarışları simülasyonu diye yanıp tutuşmayan, bilakis işin partisinde olan gruptaysanız, tam da bu kümeye hitap eden bir serinin en yeni üyesi var önümüzde.
Nerede eski yarışlar, tadı mı kaldı geçmenin
Grid serisinin esas başlangıcı için taaa 1997’ye, TOCA Touring Car Championship’e kadar gitmek mümkün olduğundan 20 yılı aşkın vadedir devam eden bir yarış oyunları serisinden bahsediyoruz. 2008’de çıkan Grid ile bir kabuk değişikliğine gidilmiş ve bu da oyunseverler tarafından beğeni ile karşılanmıştı. İşte artık önümüzde olan GRID (2019) için birinci oyunun yine prodüksiyonu, yine yorumlanması diyebiliriz.
Yarış modlarında en temelde 3 farklı alan var; birisi hür yarış (Free Play) kısmı, birisi kariyer modu, birisi de çok oyunculu mod.
Özgür yarış kısmında aktiflik cinsini (50 kadar aktiflik var), devrana karşı bir yarış mı yoksa sıradan bir yarış mı yapacağınızı, araç kategorisini ve sınıfını, yarışçı sayısını ve kaç etaptan oluşan bir yarış olacağını seçiyor, yarışınıza dalıyorsunuz. Doğal bu tercihlerden bir kısmını başlangıçta seçemeyeceksiniz, çünkü ona münasebetli aracınız bulunmayacak. Bunu aşmak için yapacağınız şey ise, bol bol yarış kazanmak, yarışlardan elde ettiğiniz gelir ile yeni araçlar satın almak.
Çok oyunculu kısımda dilerseniz hususî yarış (private match) tercih edip kendi belirlediğiniz özelliklerle bir yarış oluşturabiliyor, dilerseniz süratli yarış (quick match) ile direkt ortama dalabiliyorsunuz.
Kariyer modundaysa 6 farklı kategoride yarışlar var. Her bir kategoride yarış kazandıkça yenisine katılabilir hale geliyorsunuz. Ancak tek bir kategori üzerinden ilerlemek, onu tamamladıktan sonra sair kategoriye geçmek üzere bir durum laf konusu değil. Çünkü o yarışlar için gerekli aracı alabilmek için para kazanmanız gerekiyor. Para kazanmak için de yarış kazanmak. Haliyle siz de bir oradan bir buradan yarışıp hepsinde adım adım ilerliyorsunuz. Makul bir kategoride 10 yarış kazanınca o kategorinin “Showdown” aktifliğine katılabiliyor (2 kategoride farklı koşullar kelam konusu), 4 showdown yarışını tamamladıktan sonra da GRID World Series’e terfi ediyorsunuz. Yaklaşık 100 yarışlık bir kariyer modundan bahsediyoruz yani. Tüm bunları göz önüne alınca toplamdaki yarış sayısının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
| 
| 
|
Yarış mekanlarımızdan bazıları evvelce bildiğimiz (San Fransisco gibi) bazıları ise yeni (örneğin Havana) mekanlar. Oyunda esas olarak 12 farklı yarış mekanı var, fakat bunların içerisinde pistlerin farklı versiyonları sunulmuş, böylelikle pist sayısı yükseltilmeye çalışılmış. Tekrar de bu, durumu kurtarmaya yetmiyor bana soracak olursanız. Hasebiyle oyunun eksi hanesine yazılabilecek bir tablo var burada.
| 
|
Lakin ilerleyen periyotlarda gelecek fiyatsız ek paket ile yeni mekanlar eklenecek oyuna. Hasebiyle, birebir pistlerde yarışıp durmaktan kurtulacağız.
Nemesis sistemi mi dediniz? O farklı bir oyun değil miydi yahu
Oyunun güzel bulduğum detaylarından birisi Nemesis sistemi oldu. Aranızda okuyanlar varsa hatırlayacaklardır, MotoGP 19 incelemesinde üzerinde durduğum bir yapay zeka özelliği vardı. Rakipleriniz kendilerince stratejiler oluşturuyor, gayelerine varmak üzere hamleler yapıyor, sizinle yarışma içerisine girdiklerini hissettiriyorlardı. Doğal MotoGP 19 biraz daha simülasyona kayan bir oyun, Grid’in bu türlü bir argümanı yok. Lakin işte ‘Nemesis’ özelliği ile MotoGP 19’un A.N.N.A. sisteminin bir benzerini getirmiş durumdalar. Şayet rakiplerinizi çokça zorlar, onları sıkıştırır, velev birkaç tampon darbesinde bulunursanız sizi hasım olarak görmeye başlıyor, size karşı daha agresif davranıyorlar. Kuyruğunuza takılıp duran, sizi geçmek için elinden geleni yapan rakipleriniz olması zevkli oluyor. Düzgün düşünülmüş, oyuna renk katan detaylardan biri olmuş bana sorarsanız.
Bir de grup arkadaşı sorunu var. Dilerseniz oyundaki yapay zeka yarışçılardan birisini kadro arkadaşınız olarak alabiliyorsunuz, saf bunun da bir maliyeti oluyor. Lakin siz bir grup arkadaşı edinmeseniz de otomatik olarak gelen bir ekip arkadaşınız oluyor. Böylelikle grubun kazanması yahut podyuma çıkması gereken bir yarışta siz tabelaya isminizi yazdıramamış olsanız bile kadro arkadaşınızın başarılı olması halinde yarışı kazanmış oluyorsunuz.
Bu arada, “daha arcade, daha eğlencelik” deyip durdum lakin bu, Grid’in gerçekçi bir yarış deneyimi sunmadığı mealine da gelmiyor. Aslında iki uç arasında bir bölgelerde durduğunu söylemek daha yanlışsız olur, ne tam simülasyon ne de tam arcade, ortada bir yanlarda, her iki kesite de hitap edebilecek bir noktada bulunuyor. Bu hususu da gözden kaçırmayalım istedim.
Zihnimde oyunu velev istemez Forza Horizon 4 ile karşılaştırıp duruyorum ve benim için hala Forza Horizon 4 benzerleri arasında tepedeki alanını koruyor. Tekrar de daha hesaplı bir alternatif arayanlar için GRID göz önünde bulundurulabilecek bir seçenek. Sefası yanında, fiyatı rakiplerine nazaran daha münasip, fiyatsız ek paket(ler) geleceği lafı de verilmiş. Daha ne istenir ki