KKTC’de hazırlanan ve geçen hafta kamuoyuna açıklanan bir rapor, seçime müdahale argümanlarını yeni bir boyuta taşıdı. Raporda açıklamaları yayımlanan ve aralarında Mustafa Akıncı, Serdar Denktaş ile Basın İşçileri Sendikası Başkanı Ali Kişmir’in de bulunduğu çok sayıda insan, kendilerini “Milli İstihbarat Teşkilatı üyesi olarak tanıtan bireyler tarafından tehdit edildiklerini” sav ettiler.
KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, seçime giden süreç ve ötesinde yaşadıklarını T24’e anlattı:
“MİT mensubu olduğunu “söyleyen bireylerin kendisine özel kalem müdürü aracılığıyla ulaşarak “adaylıktan çekilmesinin kendisi, ailesi, yakınları ve herkes için yeterli olacağını tabir ettiğini” söyleyen Akıncı, “yine tıpkı şahısların kendisine seçimleri kaybetmesi için her türlü tertibatın alındığını, kazansa bile vazifede kalamayacağını söylediğini” ifade etti.
Akıncı, seçim devrinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisiyle direkt bir temas kurmadığını, fakat müdahalenin direkt olarak Erdoğan’ın buyruğundaki kurumlar tarafından yapıldığını sav etti. Eski KKTC önderi, seçim süreci boyunca Türkiye’nin KKTC Büyükelçiliği’nin bir seçim merkezi olarak kullanıldığını lisana getirdi.
"Erdoğan, orada kendi etrafını nasıl yönetiyorsa burayı da o denli yönetmek istiyor"
Akıncı, “Ulusal Birlik Partisi (UBP) bu seçimde neredeyse piyon niteliğine dönüştürüldü. Temel seçim müteahhidi diğerleriydi. UBP taşeron olarak kullanıldı bu seçimde. Seçim biter bitmez çabucak UBP’nin kurultayı gündeme geldi, bu kez müdahaleler oraya kaydı” diye konuştu.
AKP iktidarının “Türkiye’deki durumu adaya da getirmek istediği” değerlendirmesini yapan Akıncı, “Ankara’nın tek hâkimi pozisyonundaki kişi olarak sayın Erdoğan, orada kendi etrafını nasıl yönetiyorsa burayı da o denli yönetmek istiyor” dedi.