Geçtiğimiz günlerde bir üniversite talebesi, ana ve pederini siyanürlü likit ile öldürmüştü. Birinci başta kaza olarak lanse edilen vukuatın cinayet olduğu ortaya çıkmıştı.
Cinayetin zanlısı Mahmut Can Kalkan ile birebir karışımı çetinle içirmeye kalktığı kardeşi Buyruk Can Kalkan’ın verdiği sözler de açığa çıktı. Zanlı olan kardeş, "Siyanürü 3 munfasıl bardağa ikişer çay kaşığı koyarak karıştırdım. Yapmış olduğum karışımı babamların olduğu odaya götürdüm. Burada masaya bıraktım. Karışımı evvel validem ve kardeşim Buyruk Can içti. Onlar içerken pederim bir müddet seyretti ve akabinde o da içti" formunda söz verdi.
Buyruk Can Kalkan ise vakası anlatırken, "Ağabeyim masa saatini eline aldı bize, '1, 2, 3 fondip' deyince bardaktakileri süratli bir biçimde içeceksiniz' dedi. Bardaklar tepside duruyordu. Validem ağabeyime, 'Sen neden içmiyorsun?' diye sorunca 'Ben vakit tutucuyum' diye yanıt verdi. Ağabeyim '1, 2, 3' diye saydı validem ve pederim bardaktakileri süratli bir halde içti. Ben içmedim, tükürdüm" sözünü kullandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde tahsil gören 1. sınıf mekteplisi, Vilayet Emniyet Müdürlüğü’nde Cinayet Büro Amirliği’ne verdiği sözde her şeyi tüm açıklığıyla anlattı.
21 yaşındaki Kalkan, sözünde "Bir mühlet internet üzerinden ticaret yaptım. Kız arkadaşımdan ayrıldıktan bir hafta sonra üniversitenin laboratuvarında yalnızca benim görebildiğim bir şahısla tanıştım. Bu şahıs güya beynimin içine girdi. Al gözlü, siyah pelerinli ve mekanik sesli bir şahıstı. İsmini sorduğumda bana 'isim yok' diyordu. Bu şahıs yalnızca laboratuvarda ve uyuduğumda geliyordu. Bana daima 'gel birlikte deney yapalım, beni baban gönderdi' diyordu. 'Seninle uyku deneyi yapacağız' diyordu. Daha sonraki süreçte bu gizemli kişi benden siyanür bulmamı istedi. Siyanür bulmak için sıkça uğradığım Karşıyaka'daki bir kahvehanede daha evvel uyuşturucu temin ettiğim kimseden 1 kilogram siyanürü 220 lira karşılığında satın aldım." dedi.
Kalkan, sözünde siyah pelerinli şahsı babasıyla terasta gördüğünü belirtti. Tabirine nazaran daha sonra Kalkan, pederi ile birlikte terasta ders çalıştı. Kalkan, "Babam bana, 'Hep birlikte uyuyacağız, sen hazırla getir fakat küçük kardeşine içirme o korkar.' dedikten sonra aşağı indi. Siyanürü 3 başka bardağa ikişer çay kaşığı koyarak karıştırdım. Yapmış olduğum karışımı babamların olduğu odaya götürdüm. Burada masaya bıraktım. Karışımı evvel validem ve kardeşim Buyruk Can içti. Onlar içerken pederim bir müddet seyretti ve akabinde o da içti. Ben bu esnada küçük kardeşimi 'korkmasın' diye tuvalete götürdüm. Kardeşimle tuvalette olduğum sırada validem ve pederim, 'Sen ne yaptın' diye bağırmaya başladı. Anamın bağırması üzerine komşular bize geldi. Siyanürü al göz ve pederim istediği için hazırladım. Velev dün gece nezarette yanıma geldi pederimin düzgün olduğunu söyledi. Validem ve pederimle aram uygundu. Velev geçen Valideler Günü'nde valideme gül aldım." formunda söz verdi.
Buyruk Can Kalkan da psikolog eşliğinde tabir verdi. Kalkan, ağabeyinin içecekleri evvel koklattığını, anasının koku aldığını söylemesi üzerine asetatlı eldivenin kokusunun karışmış olabileceğini söyledi. Sıvıyı tükürerek hayatta kalan genç, "Bir vade sonra salona geldim. Ağabeyim masa saatini eline aldı bize, '1,2,3 fondip' deyince bardaktakileri süratli bir formda içeceksiniz.' dedi. Bardaklar tepside duruyordu. Validem ağabeyime, 'Sen neden içmiyorsun?' diye sorunca 'Ben hengam tutucuyum.' diye karşılık verdi. Ağabeyim '1,2,3' diye saydı validem ve pederim bardaktakileri süratli bir biçimde içti. Ben içmedim, tükürdüm. O da bana çetinle içirmeye çalıştı. Bardaktaki likit üzerime döküldü, bir kısmı sol gözüme geldi. Validem, ağabeyimin bana karşı bu davranışına hayretle bakıyordu." dedi.
Pederinin Mahmut Can’a şaka ile karışık olarak “Bize ne içirdin?” diye sorduğunu, ağabeyinin de “Potasyum hidroksit yahut oksit içirdim.” diye yanıt verdiğini söyleyen Buyruk Can, bu konuşmalardan sıvının zehir olduğunu anladığını söylerken, "Ağabeyim de zehir olduğunu söyledi ve 'Son 10 dakikanız' dedi. Akabinde pederim acilen ambulansı aradı ve bize yoğurt yememizi söyledi. Komşumuzun kapısını çaldım ve derhal konuta dönerek elimi yüzümü yıkadım. Banyodan çıktığımda validem ve pederim noktada baygın yatıyordu. O sırada ağabeyim, küçük kardeşimi alarak yangın merdivenine gitti. Masadaki bardağın içindeki karışımı bir şişeye dökerek numune olarak hizmetlilere verdim." dedi.
Buyruk Can Kalkan ağabeyinden şikayetçi oldu.
Mahmut Can Kalkan, satın aldığı potasyum siyanürü “yeni bir şerbet yaptım, tadına bakın” diyerek ana ve pederine içirmiş, 16 yaşındaki kardeşine de çetinle içirmeye çalışmıştı. Siyanür, hanenin en küçük evladını da etkilemişti.
Şizofreni tanısı koyulan zanlı, “kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamaları ile polis tarafından gözaltına alınmış ve akabinde tutuklanmıştı.