Son Konu

Atatürk'ün Türk tarihine verdiği Önem

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürkün Türk tarihine verdiği Önem
1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulup Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı olunca Türkiye'nin sosyal, siyasal ve hesaplı yaşamında çağa uygun birçok reform yapıldı Bunlar arasında en önemlisi de eğitim reformuydu Biri ileriye, diğeri geriye doğru dönük iki eğitim sistemi birlikte var olamayacağı için geriye doğru dönük eğitim veren medreseler kaldırılıp, yerine tek tip eğitim veren ilkokul ve liseler açılmaya başlandı Akademi olarak yalnızca İstanbul Üniversitesi vardı, lakin o da günün koşullarına göre eğitim vermiyordu Yeni açılacak yüksek okullarda eğitim yaptıracak kişilerin yetişmesi için Avrupa ve Amerika'ya gençler gönderildi Onların yetişip geri gelmesi tez olmayacaktı şüphesiz 1933 yılından itibaren Yahudi profesör, bilirkişi ve sanatçılar Hitler rejimi tarafından mevkilerini bırakmaya zorlanıyor, hayatları da tehlikeye girmeye başlıyordu Başka ülkelerin kabul etmeye çekindiği bu kıymetli kişileri Atatürk Türkiye ’ye davet ederek, İstanbul Üniversitesi ile yeni açılan fakülte ve yüksekokullara öğretim görevlisi tahsis etti O günkü koşullar son derece zor olduğu halde, geçimleri ve çalışmaları için en iyi imkânlar sağlandı Böylece bir taraftan büyük bir eğitim seferberliği başlatılmış, bundan başka bu meşhur bilim insanları dünyaya kazandırılmış oldu Tarih araştırmalarına ve bilhassa Türk Tarihi araştırmalarına Atatürk büyük yük veriyordu Türkler iklim değişiklikleri yüzünden yaşadıkları Orta Asya'yı bırakarak değişik yönlere göç etmişlerdi Bu göçler ne zaman başlamış, nerelere dek uzanmıştı? Türkiye topraklarında yaşayan en eski halklar kimlerdi? Bu yerlerde uygarlık nasıl gelişmiş ya da kimler tarafından getirilmişti? Bunların eski Türklerle ilişkisi olabilir miydi? Türklerin dünya tarihindeki yeri ve rolleri nelerdi? Bu soruların karşılığını verebilmek için kaynaklara gelmek gerekiyordu muhakkak Önce, var olan kaynaklar toplanarak evraklar, kütüphane ve müzelerde korunma altına alındı O dönemde sadece İstanbul Kazıbilim Müzeleri'yle İzmir Müzesi ve Türk İslam Müzesi vardı ve yeni müzelerin açılması gerekiyordu Atatürk, Cumhuriyet'in ilanını takip eden altı ayda, Osmanlı Devleti'nin kültür ve tarih hazinelerini saklayan Topkapı Sarayı'nın müzeye dönüştürülmesini istemişti Ayasofya'nın tamir ve restore edilip Bizans Eserleri Müzesi olarak dünyaya açılması ise kamuoyunda büyük yankılar yaratmıştı Bu durum hakkında Financial Times şöyle yazmıştı: Atatürk'ün yüksek karakterini, geniş hoşgörüsünü, hakikat aşkını ve ülkesinin sosyal ve bilimsel bünyesinde meydana getirdiği çok faydalı gelişmenin derin izlerini hiçbir örnek Ayasofya Camii'nin Bizans Eserleri Müzesi yapılması dek kanıtlayamaz Atatürk'ün tarihe verdiği önemin bir öteki örneği de tekke ve zaviyelerin kapanması sırasında Mevlânâ Dergâhı'nı da müzeye dönüştürmesiydi İstanbul'daki Resim Heykel Müzesi, Ankara'da Etnografya Müzesi, bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi olan Hitit Müzesi her zaman Atatürk'ün direktifleriyle kuruldu Tarih araştırmalarında kazıbilim ve insanbilim başta kazanç Tarih bu bilimlerin çıkardığı belgelere dayandıkça sağlam temelleri olur diyen Atatürk, arkeolojinin tarih, Türkiye topraklarının da arkeolojik çalışmalar için sona ermek bitmez tükenmez bir kaynak olduğunu bilmiştir Türk toprakları altında yatan kültür hazinelerinin Türk arkeologlar göre çıkartılması ve ahali göre değerlerinin bilinerek korunması için değişik olanaklar hazırlamıştır: Ilk Kez Avrupa'ya kazıbilimsel eğitim olmak üzere gençler gönderildi ve Türk Tarih Kurumu açıldı Gençlerin yurtiçinde de arkeoloji eğitimi alabilmeleri için İstanbul Üniversitesi'nde Kazıbilim Eğitimi başladı Sonra Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde de, yabancı öğretim üyeleri göre kazıbilim dersleri verilmeye başlandı Atatürk tarih araştırmalarında arkeolojiyi manâlı bir kaynak kabul ettiği gibi, eski eserleri koruma ve ortaya çıkarmada Türk Tarih Kurumu'nun yanında devletin, basının ve halkın el ele vermesini de amaçlıyordu Bununla da yetinmedi, ölümünden sonra araştırma ve kazıların devam etmesi için bankadaki parasının manâlı bir kısmını Türk Tarih Kurumu'na bıraktı Atatürk her gittiği yerde müze ve ören yerlerini gezerdi Antalya'da Aspendos Tiyatrosu'nu gördüğü vakit anında onarılıp benzer amaçla kullanılmasını önerdi 193536 yıllarında yapılan Alacahöyük ve Ahlatlıbel kazılarını tekrar Atatürk önermişti ve o günkü Türkiye'nin koşulları içinde büyük, Atatürk'ün deyimi ile minik çapta olan bu kazılardan elde edilen zengin buluntular, Anadolu ve Ortadoğu kültür tarihi hakkında son derece kayda değer belgeler verip, gelecek kuşaklara yeni ufuklar açtı 1936'da yine Atatürk'ün önerisiyle Trakya'da Prof Arif Müfit'in başkanlığında yapılan araştırma ve kazılardan da çok önemli buluntular elde edildi bir zamanlar Doğu Trakya'nın başkenti olan Vize'de (Bizye) 1938'de yapılan kazıdan çıkan eserleri Atatürk hasta yatağında görmek istedi Getirilen eserleri büyük bir zevkle izledikten sonra, Kazılara devam ediniz, memleketimizin kültür zenginliklerini daha çok bulacaksınızdedi Atatürk'ün 15 sene süren Cumhurbaşkanlığı süresinde, Türkiye'yi çağdaşlaştırmak için gerçekleştirdiği fakat yüzyıllara sığabilecek reformlar aralarında arkeolojiye de yer vermesi, eskiçağ tarihine yeni ufuklar açtı *
 
Üst Alt