Son Konu

ÇOCUKLARDA SİNÜZİT & ASTIM İLİŞKİSİ

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Sinüzit tanısı hastalığın öyküsü ile konur. Basit bir soğuk algınlığında gerek burun şikayetleri gerekse öksürük yavaş yavaş azalarak 10 günde geçer. Bazı olgularda 15 güne kadar uzayabilir. Ancak eğer 15 günden uzun süre devam eden burun tıkanıklığı + sarı-yeşil renkte iltihaplı burun akıntısı veya geniz akıntısı tablosu varsa bu durum akut sinüzit olarak kabul edilip antibiyotikle tedavi edilmelidir.

Çocuk astım hastalarında soğuk algınlığı sonrası 15 günde geçmeyen burun akıntısı, geniz akıntısı veya sarı-yeşil burun akıntısı varsa sinüzit öntanısıyla en kısa sürede çocuk alerji merkezine başvurulması gerekir. İlk bir haftanın sonunda şikayetlerde azalma değil artma varsa; örneğin burun tıkanıklığı daha da artmış ve balgamlı öksürüğe dönmüşse ve öksürük şiddetini artırıyorsa veya duruma sonradan ateş eklenmişse 15 gün beklenmeden doktora başvurulmalıdır.

Astımlı Çocuklarda Sinüzit Nasıl Tanınır?

Sinüzit burun tıkanıklığına eşlik eden önden iltihaplı burun akıntısı ve/veya geniz akıntısı şikayetlerinin bir soğuk algınlığı enfeksiyonundan sonra 10-15 günden uzun sürmesi olarak tanımlanır. Yılda 3 kereden daha fazla bu tip uzamış üst solunum yolu enfeksiyonu tablosu görülmesi tekrarlayan sinüzit olarak tanımlanır ki bu hastalık dönemleri arasında çocuk tamamen iyi kalır. Belirtilerin 12 haftadan uzun sürmesi, arada en az 1 haftalık tam iyilik döneminin olmaması kronik sinüzit olarak tanımlanır.



Alerjik nezlesi olan çocuk astım hastalarında tekrarlayan sinüzit ve kronik sinüzit normalden daha sık görülür. Hava yolu burundan başlayıp, soluk borusu ve bronşlarla devam eden bir bütün olduğu için bu yolun üzerindeki tüm problemler havayolunun diğer bölgelerine de refleks mekanizmalar yoluyla etki eder.

Örneğin, sinüziti olanbir çocuk astım hastasındabronşlarda da alevlenme duruma eşlik eder. Sinüzite bağlı geniz akıntısı içindeki iltihabimaddeler yukarıdan aşağıya damlayarak bronşlarda da yangı (iltihap) ve buna bağlı hassas havayolu / astım tablosu oluşturabilir.

Astımı olan bir çocukta üst hava yolu yani alerjik nezle tedavi edilmezse tekrarlayan veya kronik sinüzit tablosu akciğerlerin tedaviye iyi yanıt vermesini engeller ve astım kontrolü kaybolur. Çocukta beklenmedik şekilde astım atakları görülmeye başlar.

Sonuç olarak; “Tek Hava Yolu Tek hastalık” hipotezinden hareketle sinüzitin ve astımın ayrı ayrı değil, bunlara sebep olan alerjinin tek elden çocuk alerjisinde uzman bir çocuk doktoru tarafından tedavi edilmesi, hastalıkta tam kontrolü sağlayacaktır.


Astım- Sinüzit Birlikteliğinde Alerji-Dışı Sebepler Nelerdir?

Çocuklarda sinüzitin en sık rastlanan sebebi alerjik nezledir. Çocuklardagörülen alerjik nezlede ödemli olan burun mukozası sinüslerin boşaldığı delikleritıkar ve sinüs boşluğunda biriken sümük iltihaplanır ve sinüzit oluşur. Gerek sinüzitin tetiklemesi ile gerekse altta yatan alerjinin bronş dokusunu alevlendirmesi ile hassas hava yolu (reaktif hava yolu) ve astım gelişir.

Ancak alerji dışında da burnu tıkayan diğer durumlar da sinüzite ve bunun sonucu olarak astıma neden olabilir. Bu açıdan mekanik tıkanıklıkların araştırılması gerekir. En sık rastlanan mekanik burun tıkanıklığı nedeni septal deviasyon diye adlandırılan burun kemiği eğrilikleridir. Burun kemiğinde eğrilik genetik olabileceği gibi, genetik olmadan da burun üzerine düşme şeklinde travma alınması sonucu gelişebilir. Septal deviasyonda gelişen burun içindeki hava yollarında düzensizlik ve hava akışının bozulması, sinüzite zemin hazırlamaktadır. Çocuklarda burun kemiği eğriliklerine 18 yaşından önce müdahale edilememektedir. Sık sık karbonatlı tuzlu su solüsyonları ile burnu yıkamak ve burnu açık tutmak sinüzit ataklarını azaltacaktır.

Sinüzite zemin hazırlayan bir diğer mekanik faktör de geniz eti büyümesidir. Sık enfeksiyonlarla mücadele sonucu büyüyen geniz eti (adenoid) bir süre sonra burun arkasında kronik bir tıkanıklık ve iltihap odağı oluşturmaya başlar. Bu safhadan sonra eğer ilaç tedavisiyle küçülmüyorsa ve orta kulakta sıvı birikimi (seröz otit) ve duyma kaybı gibi sonuçlara neden oluyorsa ameliyatla bu dokunun burundan uzaklaştırılması gerekir.

Bağışıklık sistemindeki zayıflıklar da mikropla mücadelede vücudun yetersiz kalmasına sık sinüzit olunmasına neden olur. IgA ve IgG değerindeki düşüklükler bu yönde en sık rastlanan bağışıklık yetersizlikleridir. IgA eksikliğinin alerjiyle en sık birlikte görülen bağışıklık yetersizliği olduğu bilinmektedir. Bu yüzden tekrarlayan sinüzit ve reaktif hava yolu /astım tablolarında alerji tespit edilmiş olsa bile IgA düzeyine bakılmalıdır. IgA eksikliğinin özgün bir tedavisi yoktur. Bağışıklık sistemini güçlendirecek besin ve aşılarla sinüzite karşı önlem alınması mümkündür.

Çok sık görülmemekle birlikte kronik sinüzit ve çocuk astım birlikteliğinde” Kistik Fibrozis” diye adlandırılan bir hastalığı göz ardı etmemek gerekir. Özellikle büyüme geriliği ve kronik ishal tablosunun hastalığa eşlik ettiği hallerde araştırılmalıdır. Ancak büyüme geriliği ve kronik ishal olmadan da “Kistik Fibrozis” olabileceği de bilinmelidir. Başka bir nedenin bulunamadığı çocuk kronik sinüzit ve polip olgularında Kistik Fibrozis” in araştırıldığı Ter Testi istenmesinde fayda vardır.


 
Üst Alt