Güzel ki varsınız. Her gün sizin gününüz olsun!
1. "Acımadı" dese de canı yandı.
Saçını çektiğinde, minicik keskin tırnaklarınla onu tuttuğunda, emzirirken ısırdığında aslında canı yandı. 9 ay boyunca genişleyen karnı, karnındayken senin attığın tekmeler, seni dünyaya getirdiği doğum ve dahası... Bunlar da canını yakmıştı.
2. Onu ağlattın... Hem de çok!
Sana gebe olduğunu öğrendiğinde ağladı. Seni doğururken ağladı. Seni birinci kere kucaklarken ağladı. Memnunluktan ağladı. Endişeden ağladı. Endişelenip ağladı. Ağladı zira sen onun bir parçasıydın. Senin üzüntünü de memnunluğunu da, en az senin kadar hissetti. Sen farkında olsan da olmasan da, hem memnunluğu hem hüznü paylaştınız.
3. Aslında kalan o yemeği ya da son pasta dilimini yemek istemişti.
İstemişti ancak senin kocaman gözlerle bakıp yutkunduğunu görünce, senin ondan çok daha memnun olacağını anladı. Kalan son pasta dilimini/ yemeği "Zaten yemeyecektim." dedi. Sen de inandın.
4. Harika olmadığının farkında. Unutmadan; hiç kimse eksiksiz değil.
Anneler yanılgılarını, kusurlarını hepimizden daha uygun biliyor. Kendilerini hepimizden daha zalimce eleştiriyorlar. Bilhassa mevzu çocuklarıysa...
O, mevzu sen olduğunda hiçbir kusur yapmayan, eksiksiz anne olmak istedi. Lakin insan olduğu için yanlışlar yaptı. Muhtemelen hala kendini affetmek için uğraş gösteriyor hatta mümkün olmasa da vakti geri almak ve olanı biteni değiştirmek istiyor.
Bu yüzden sen yeterlisi mi annenin elinden gelenin en düzgününü yaptığını ve senin için en eksiksiz anne olduğunu unutma.
5. İçinde her vakit bir korku/ telaş vardı, hala var.
Sana gebe kaldığı andan itibaren seni korumak için tüm gücünü kullandı. Aslında belgesellerde gördüğün o yabanî omurdaki annelerden farkı yok.
Sen birinci adımlarını atarken onun kalbi duracak üzere oldu. Konuta sağ salim vardığını görene kadar hop oturup hop kalktı. Tahminen seni balkonlarda bekledi. Sabahın köründe sırf seni uğurlamak için yatağından kalktı. Ateşin varsa bütün gece başında bekledi. Sabah konuttan aç karınla çıktıysan bunu senden çok keder etti. İlacını içtin mi, sıkı giyindin mi, paran var mı... Bunlar yalnızca en çok kelamı edilenler, yazarak bitiremeyeceğimiz kadar çok daha fazlası var.
6. Aksini söylese de onun kalbini kırdın, hem de birçok kere.
Ona istemeden makûs bir kelam söyledin, kelamını tutmadın, sesini yükselttin... Kıymetli değil dedi fakat kıymetliydi. Zira sen değerlisin. Kalp kırıklığı geçiyor lakin sen yeniden de daha dikkatli ol.
7. Sen uyurken seni izliyordu.
Sen uyu diye dualar etmiş, ninniler söylemiş olabilir. Lakin sen uyuyunca da bütün yorgunluğuna karşın dünyanın en hoş yüzünü, yani seni seyrediyordu. Yorgun gözleriyle seni seyrederken de daima imkansız sandığı o kocaman sevgiyi deneyim etti.
8. Seni 9 aydan daha uzun müddet taşıdı.
Yemek yerken, mesken temizlerken, uyurken... Seni daima taşıdı. Zira tek yolu buydu. Hem de daima yanında ol istedi alışılmış. Onun kollarındayken daima sevildiğini hissettin.
9. Tekrar olsa yeniden yapardı.
Anne olmak bir insanın yapabileceği en güç şeylerden ve kimi vakit sonların zorlanmasını gerektiriyor. Ağlıyorsun, üzülüyorsun, deneyip yanılıp sonra öğreniyorsun... Fakat bir kalbin sahip olabileceği en büyük sevgiyi de anne olarak deneyim ediyorsun.
Tüm anneler dünyanın en büyük sevgisinin çekilen acılara, uykusuz gecelere ve saymakla bitiremeyeceğimiz tüm emeklere değdiğini bilir. Tam da bu yüzden tekrar olsa yeniden yapardı diyoruz.
10. Sen her ağladığında o senden daha fazla üzüldü.
Senin gözyaşlarıyla dolu üzgün hızından daha hüzünlü bir sahne, hıçkırıklarından daha üzücü bir ses yok onun için. Hatta şöyle dersek abartmış olmayız: Sen ağladığında annenin kalbi binlerce kesime bölünüyor.
11. Seni her vakit birinci sıraya koydu.
Bazen yemek yemeden, duş almadan hatta uyumadan hayatını sürdürdü. Zira sen ondan da kıymetliydin. Kimi vakit tüm gününü senin muhtaçlıklarını karşılamaya ayırdı ve günün sonunda kendisi için gücü bile kalmadı. Sonraki gün uyanıp yeniden birebirini yapmak için ise hazırdı. Hala hazır. Zira sen onun için fark edebileceğinden çok daha mühimsin.
BONUS! Annen onu ne kadar çok sevdiğini daha çok duymayı hak ediyor.
Çabucak yanındaysa ne memnun sana lakin yoksa tahminen bir telefon, tahminen bir dua...