Son Konu

Astım

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Astım çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığıdır. Solunum yollarının daralması sonucunda nefes almayı güçleştiren ve aralıklı ataklar ile seyreden bir hastalıktır. Tüm yaş gruplarını etkilemekle beraber özellikle astım tanısı alan çocukların %80’inde 5 yaş altında bulguları mevcuttur. Ülkemize ortalama her 10 çocuktan birinde astım veya benzeri hastalıklar görülmektedir. Bu oran doğu illerinde azalırken batıda oldukça yüksektir. Astım gelişen çocukların %80'ninde ilk bulgular 5 yaşından önce başlar.

Astım gelişimini tek bir neden bağlamak mümkün değildir. Sebebi net olarak anlaşılamamış olmasına rağmen bazı faktörlerin astımı tetiklediği bilinmektedir. Bunlardan en önemlisi sigara ile olan temastır. Erkek cinsiyeti, stres, ailede astım veya alerji olması, bebeklik çağında sık geçirilen solunum yolu hastalıkları, bebeklikte egzama öyküsü, mide reflüsü ve aşırı kilolu olmak diğer risk faktörleridir.

Ayrıca azot dioksit (gaz sobalarından), temizlik malzemelerinden yayılan partiküller, parfümler, saç spreyleri, boyalar ve oda parfümleri diğer tetikleyici sebeplerdir

Hastalık bazen alerji ile ilişkili iken ataklar çoğu zaman geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonlar ile ilişkilidir. Özellikle kış aylarında atakların nedeni çoğunlukla grip veya nezle iken bahar aylarında polenlerdir.

Astım atağı çocuklarda ve erişkinlerde her ne kadar birbirine benzer bulgular olsa da çocukların kendini ifade etmelerindeki zorluklar nedeni her zaman kolaylıkla anlaşılamayabilir.

Öksürük:

Öksürük daha çok kuru ve ard arda gelen vasıftadır. Uzun süren öksürük sonrası beyaz bir balgam çıkarak veya kusarak çocuk rahatlar. Özellikle gece ortasında ve uyanırken belirginleşir. Koşunca, ağlayınca, gülünce ve soğuk havalarda artan öksürük tipiktir. Mevsimlere göre hastalık şiddetlenip hafifleyebilir. Öksürükle beraber hışıltı ve nefeste ıslık sesi duyulur.

Çocuklarda:

Sık nefes alıp verme,

Nefes verirken zorlanma

Nefes alırken karından soluma çabası

Nefes verme esnasında ıslık veya hışıltı sesi duyulması,

Burun kanatlarının solunuma katılması,

Göğüs kafesinin içe çekilmesi

Kesik kesik ağlama

Morarma, halsizlik, baygınlık

Daha büyük çocuklarda ve ergenlerde yukarıda anlatılan bulgulara ilave olarak:

Göğüs sıkışma hissi,

Kalp çarpıntısı, sık nefes alma,

Hasta nefes alamadığı için konuşmakta ve uyumakta zorlanma

Tanı:

Çocukluk çağında astım erişkin yaş grubuna göre daha zor anlaşılır. Tanı daha çok hastalık öyküsü ile konur ve testler sadece yol göstericidir. Astım ilacına verilen klinik cevap en önemli tanı yöntemlerinden biridir. Hastalık bulgularının yanında alerji ve solunum testleri, zorlayıcı solunum testleri (bronşiyal provokasyon testleri), akciğer grafisi ve ciltte ter testi bizlere yardımcı olacaktır.

Etkin tedaviye rağmen halen çocuk iyileşememişse ise astım ile karışabilecek hastalıklar ayırt edilmelidir. Bu durumda akciğerde görülebilen diğer hastalıklar (tüberküloz, akciğere yabancı cisim kaçması, kritik fibrozis hastalığı, doğuştan akciğer kusurları), kalp hastalıkları, mide hastalıkları ve bağışıklık sistem hastalıklarının araştırılması gerekir. Bu durumda akciğer tomografisi, verem testleri, kalp ekokardiyografisi, mide kaçağına yönelik ilaçlı filmler, bazen endoskopi, bağışıklık sistemine ait detaylı incelemeler ve eğer sonuç alınamazsa akciğerin kamera (bronkoskopi) ile incelenmesi gerekebilir.

Tedavi:

  • Hastalık bulgularının son 1 ay içindeki değişikliklerin belirlenmesi

  • Tedaviye yeterli cevap alınamadığı durumlarda diğer risk faktörlerinin belirlenmesi

  • Tedavi öncesi ve sonrası solunum fonksiyon testlerinin ölçülmesi ve yıllık takiplerle kontrol edilmesi

  • Tedavi bilgilerinin kaydedilmesi ve yan etkilerinin sorgulanması

  • Hastanın tedavilerini doğru kullanıp kullanmadığın gözlenmesi

  • Hastaya ait astım tedavi planının olup olmadığının kontrol edilmesi

  • Hastanın astım hastalığı ile ilgili beklentilerinin ve hedeflerinin sorgulanması

  • Hastaya rinit, rinosinüzit, gastroözefagial reflü ile ilgili bulgularının olup olmadığının sorgulanması
Astım tedavisindeki esas hedef bulguların kontrol altına alınması ve risk faktörlerinin azaltılmasıdır.

Tedaviye başlanmadan önce tüm risk faktörleri belirlenmeli ve düzeltilmeye çalışılmalıdır. Sigara veya sigara içen biri ile olan temas ortadan kalkmadığı sürece tedavide istenen sonuca ulaşılamayacaktır. Diğer taraftan akar(mite)alerjisi olan bir çocuğun yünle olan teması hastalık sebebi ile iç içe yaşamasına neden olacak ve hastalık kontrolünü zorlaştıracaktır. Fazla kilolu çocuklarda astım kontrolü normal kilolulara göre daha zordur. Uygun beslenme diyetleri ve hareketle çocukların kilo vermeleri sağlanmalıdır. Mide kaçağı olan bir çocuğun yatmadan önce süt içmesi veya yemek yemesi gece öksürük ataklarını artıracaktır.

Tedaviye başlamadan önce solunum testleri, alerji testleri ve gerekli ise akciğer filmleri çekilmeli; hastalık şiddeti ve yoğunluğu belirlenerek uluslararası tedavi kılavuzları önerilerine uygun şekilde planlama yapılmalıdır (GINA guideline, 2017)

Astım tedavisi uzun soluklu bir tedavidir. Kısa süreli verilen tedavi yaklaşımları doğru değildir. Tedaviye ne gerekmeyen tüm astım ilaçlarını vererek ne de yetersiz ilaçlarla başlanmalıdır. Tedavi başlandıktan 2-3 hafta sonra hasta tekrar değerlendirilmeli, eğer yeterli cevap alınamadı ile risk faktörleri gözden geçirilmeli tedavi bir üst basamak ilaçlarla devam edilmelidir. Tedavi ile rahatlama sağlandı ise 3 aylık dönemlerle kontrollere çağrılarak durum değerlendirilmelidir. Yüksek doz veya karma tedavi verilen hastalar 2-3 aylık dönemlerdeki kontrollerinde eğer atak geçirmemiş ve risk faktörleri mevcut değilse tedavide ilaç azaltılmasına gidilebilir. Sonuç olarak astım, 1 hafta 10 gün ilaç kullanılarak düzelebilecek bir hastalık değildir. Bu konuda eğitimli ve tecrübeli hekimlerle daha iyi sonuç alınacaktır.

Astım tedavisi için kullanılan tüm aracı cihazlar aynı mıdır? Tedaviyi etkiler mi?

Astım tedavisindeki başarısızlığın en önemli nedeni doğru yöntem ve cihazların kullanılmamasıdır. Kullanılan ilaç her ne kadar doğru olsa da aracı cihaz tercihi ve uygulama şekli tedavide yetersizliğe neden olacaktır. Kalitesiz ürünler ile tedavi başarısı oldukça düşmektedir. Bazen sadece aracı cihazı değiştirmek tedavi için yeterli olacaktır. Önerim, mutlaka iyi bilenen ve kalitesi daha önce bilimsel çalışmalarla gösterilmiş marka ve ürün tercih etmenizdir.

Astım ilaçları kullanıyorum ama öksürüğüm halen devam ediyor.

Bir ilacın işe yarayabilmesi ancak doğru şekilde kullanılması ile mümkündür Çocuk astım tedavisinde, tedavi başarısızlığının en önemli nedeni verilen ilaçların uygun teknikle kullanılmamasıdır. Yaşa uygun teknik ve ilaç biçimi astım tedavisindeki kritik noktadır.

Astım ilaçları kullanıyorum ama öksürüğüm halen devam ediyor.

Endüstriyel hayatın bize sunduğu avantajların yanında sağlığımızla ilgili önemli sorunları beraberinde getirebilmektedir. Doğal olmayan yollarla üretilen tüm besinler ve yaşamak zorunda olduğumuz çevre şartlar bizler için yeni birer alerji kaynağı olabilir. Yüzyıllar boyunca genlerimizle bizlere aktarılan çevre ve beslenme bilgilerimiz, insanlık tarihi boyunca hiç olmadığı kadar yeni veri ile karşılaşmakta, bu da savunma sistemi üzerine ciddi yük getirmektedir. Tabi bu süreç, her yeni yapılanan sistem gibi bazı sorunlara neden olmakta ve alerji, romatizma veya kanser gibi farklı hastalıklarla daha sık karşılaşılmaktadır.

Her uzamış öksürük astım mıdır?

Son yıllarda astım tanısındaki önemli artış, hastalığın kendisinden çok söylentisinden dolayıdır. Her uzayan öksürük, aile için önemli bir endişe kaynağı, çocuk için ise rahatsızlık verici bir durumdur. Ailelerin çocukları üzerinde aşırı koruyucu tutumları, çevremizdeki mikroplarla olan teması geciktirmekte, kreş dönemiyle beraber bir anda birçok farklı mikrobiyal kaynakla karşılaştıklarında bitmek bilmeyen veya sürekli tekrarlayan ateşlenme, öksürük ve burun akıntısı gibi üst solunum yollarını ilgilendiren enfeksiyonlara neden olmaktadır. Bu kadar sık tekrarlayan öksürük bazen astım olarak tanımlanmakta ve çocuklara gereksiz tedavi seçenekleri sunulmaktadır. Alerji kliniklerinde zamanın çoğu astım tanısı koymaktan daha çok, yanlış tanıların düzeltilmesi için harcanmaktadır.


 
Üst Alt