Son Konu

Hell Let Loose - İnceleme

morfeus

Yeni Üye
Katılım
12 Kas 2021
Mesajlar
378,918
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
45
Konum
Rusya
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
content_615452631fd46_72935.jpg

Yakın zamanda /r/Games’de çok güzel bir tartışma konusuna denk gelmiştim. Tartışma konusunun ana başlığı online FPS oyunlarının altın çağını yaşadığımız üzerineydi ve şöyle bir düşününce katılmamak elde değil. Konsol tarafına çok girmeyeceğim ama Steam’de neredeyse akla gelebilecek her konseptte bir çatışma oyunu var. Üstelik bu oyunlar da belirli bir standardın üzerindeler hani. Hell Let Loose da bu oyunlardan biri işte. İkinci Dünya Savaşı atmosferini askeri simülasyon ile başarıyla birleştiriyor. Kusursuz mu? Hayır. Doyurucu ve tatmin edici mi? Sonuna kadar!

Bilmeyenler ya da konuya biraz uzak kalanlar için baştan uyarayım. İkinci Dünya Savaşı’nı görüp de gaza gelmeyin, zira simülasyonlar biraz niş yapımlardır. “Eve geldim, yorgunum; bir el maç atayım, 3-5 adam vurayım” kafasındaysanız bu oyun sizi memnun edemez ve takım arkadaşlarınızın da eğlencesinin içine edersiniz. Hell Let Loose’un temelinde iletişim yatıyor. Hatta bu noktada oyunun çok az Türk oyuncusu olduğunu da düşünürsek kendinizi anlık şekilde ifade edecek kadar İngilizce ya da Almanca bilmiyorsanız yine bu oyundan uzak durmanızı öneririm. Squad, ARMA ve benzeri simülasyon oyunlarında olduğu gibi Hell Let Loose’da da sağlıklı ve doğru iletişim, emir komuta zincirini takip etmek oyunun yarısını oluşturuyor diyebilirim. Bölük arkadaşlarınıza bağımlısınız. Başınıza buyruk oynarsanız boş boş ölmek dışında çok da bir faydanız olmaz. Kaldı ki şansınız yaver gitse ve karşıdan bir bölüğü tek başınıza elimine etseniz bile ana göreve katkınız çok da fazla olmayabilir. Boşa istatistik kasmış olursunuz. Oyunun ödüllendirme sistemi de ağırlıklı olarak takım çalışmasına bakıyor. Bireysel başarılarınız takım başarısıyla paralel değilse alternatif silahları ve kostümleri açarken ekstra zaman harcamak zorunda kalırsınız, takım bulmakta da bir hayli zorlanırsınız.

h1.jpg

Online Ramboculuk oynamak isteyenler uzak dursun dememdeki ana sebeplerden biri bu ama tek sebep değil tabii ki. Ölünce takım arkadaşının üzerinde doğmak vb. gibi seçenekler yok. Belirli noktalarda doğup yeniden takımınıza katılmak için bazen kilometre koşmanız gerekiyor. Hell Let Loose’da da bol bol öleceksiniz zaten. Hele oyuna alışana kadar çoğunlukla “Killed in Action” yazısıyla karşılaşacaksınız. Vurulunca takımınızdaki sıhhiye sizi yerden kaldırabiliyor ama kafanıza göre oynarsanız yakınlarınızda sıhhiye olmayacaktır. Keza pozisyon alırken, destek ya da baskı ateşi açarken, bir taarruzu savuşturmaya çalışırken de ister istemez bir gözünüz sıhhiyede oluyor. Onu korumak için pozisyon değiştirip kanattan gelen saldırıya karşı göğsünüzü siper etmeniz bile gerekebilir. Sağlıkçısı ölmüş bir bölük, savaş alanında büyük bir risk demek.

h2.jpg

Mermiye kafa atmaca yok

Askeri simülasyonlar acımasız ve cezalandırıcı yapımda olurlar ve Hell Let Loose da bu konuda hiç geri kalmıyor. Tüfekler genelde sizi tek mermiyle savaş dışı bırakıyor. Tabancalar ve makineli tüfekler de vurulduğunuz yere göre 1 ila 3 mermi arasında sizi öldürebiliyor. Oyunun haritaları bir hayli geniş aslında, ama dürbünlü tüfekler sadece belirli sınıfın belirli silahlarında yer alıyor. Bu da uzun mesafe savaşlarını büyük oranda anlamsız kılıyor. Hell Let Loose’da çoğu çatışma orta ve kısa mesafede yaşanıyor. Zaten dürbünlü silahı olan bir askerin de ana görevi genelde düşmanı gözlemlemek ve onların hareketlerini takıma bildirmek oluyor. Ateş edip yerlerini belli etmeleri takımın hedeflerine ters düşebiliyor.

h3.jpg

ARMA, Squad ve DayZ gibi oyunlara aşina olanlarımız için bunlar yeni şeyler değiller tabii ama aramıza yeni katılan (daha doğrusu erken erişimden yeni çıkan) bir yapımda çatışma mekaniklerinin nasıl çalıştığını bilmek istersiniz diye düşündüm.

Hell Let Loose’un belirli noktalarda akranlarına oranla daha bağışlayıcı olduğunu da söylemek lazım. Taşıtlar takımları görevlere götürmek için yeterli sayıda ve haritada dengeli şekilde dağıtılmışlar. Üstelik haritanın belirli noktalarında garnizon kurarak takım arkadaşlarınız için ileri uç doğma noktaları da oluşturabiliyorsunuz. Tabii bu bölgeler de genelde ateş hattına dönüşüyor.

h4.jpg

Taşıtlar demişken oyunda hafif, orta ve ağır zırhlı araçların olduğunun altını çizeyim. Yani sadece piyade tabanlı bir çatışma sistemi yok. Özellikle ağır zırhlı araçları cepheden karşılamak hem büyük bir işkenceye dönüşüyor hem de çoğu zaman intihar demek. Zırhlı araçları da piyade desteği olmadan savaş alanına sürmemek lazım. Piyade desteği olmayan bir tank, kanatlardan gelecek saldırılara karşı zayıf kalacak ve kolayca patlatılacaktır. Oyunun balistik yapısı bence tatmin edici. Tank zırhlarını cepheden vurduğunuzda sekme bile yaşanabiliyor. Tabii zırhın zayıf olduğu noktalarda vurulan bir tank da tek yiyebiliyor.

O silah seslerini bir güncellemek lazım...

Hell Let Loose görsel olarak gerçekten başarılı bir yapım. Atmosferi tamamlayacak her türlü detayı düşünmüşler diyebiliriz. Savaş alanlarındaki yaşanmışlık hissi hem başarılı hem de grafikler ziyadesiyle göz doyurucu.

h5.jpg

Görsel anlamda ne kadar doyurucu olsa da oyunun ses tasarımı benim için sınıfta kalmış durumda. Oyuncular arası iletişimi çok iyi düşünmüşler, puanı burada kırmıyorum. Üç farklı ses kanalı var. Çevrenizdekilerle ayrı, komutanınızla ayrı ve komutanlarınız da birbiriyle ayrı konuşabiliyorlar. Kulağa biraz kaotik gelebilir, ama aksine oyunun bu kadar detaylı işleyen bir iletişim mekanizmasına ihtiyacı var.

Bununla birlikte silah sesleri başarısız ve askeri simülasyon denince bu kadar ucuz bir tasarımla karşılaşmak bence gerçekten üzücü. Silahların sesleri nispeten boğuk ve korkutucu olmaktan uzak. Mesafeye göre silah sesleri de yine akranlarına göre geri kalmış durumda. Bir de bu tür oyunlarda sizi az farkla ıskalayan merminin çıkardığı bir ses vardır. İşte o an iç organlarınızın yeri değişir, kalp atış hızınız bir coşar, efendime söyleyeyim tersiniz doğrunuz şaşar. Önlerinde bir sürü başarılı örnek varken bu tür ince detaylarda başarısız olmaları biraz üzdü, ama aşılamayacak da bir problem değil neyse ki. Askeri simülasyonlar ses efektleriyle kalp krizi geçirtmeli, bu konuda ısrarcıyım efendim.

h6.jpg
 
Üst Alt