Kalça dolgusu yaptırdıktan sonra ölen Kübra Boyraz davasında şok ayrıntılar ortaya çıktı.
İstanbul Beylikdüzü'nde bir hoşluk merkezinde kalça dolgusu yaptırdıktan sonra ölen Kübra Boyraz'la (38) ilgili dava sürüyor. 2'si tutuklu 4 sanığın yargılandığı duruşmada yeni tabirler ortaya çıktı. Boyraz, geçen yıl 19 Eylül'de merkeze gitmiş, sonraki gün de hayatını kaybetmişti. Davada estetik dolgusu yapan pratisyen tabip Öner Ö. tutuklu yargılanıyor. Hakkında "Bilinçli taksirle vefata neden olma" ve "Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet"ten 3 yıl 8 aydan 12 yıla kadar mahpus isteniyor.
Başka tutuklu merkezin işvereni Erdal D. hakkında ise "Bilinçli taksirle vefata neden olma" cürmünden 9 yıla kadar mahpus talep ediliyor. Duruşmada savunma yapan sürücü Bülent Bostancı, yaşananları anlatarak Erdal D.'nin "İğneyi soktum girmedi, çektim bir daha iteleyince bağırdı" dediğini aktardı.Öner Ö.'nün ise ona "İnşallah senin yaptığın süreçten değil de Covid yahut öteki bir hastalıktan ötürü vefat etmiştir" dediğini söyledi. İşte sözünden ayrıntılar:
Genç bayanın vefatı sonrasında başlatılan soruşturmada ortalarında estetik dolgusu yapan pratisyen doktor, tutuklu Öner Ö hakkında "bilinçli taksirle mevte neden olma" ve "sağlık hizmetleri temel kanuna'na muhalefet" kabahatlerinden 3 yıl 8 aydan 12 yıla, ve tutuklu Erdal Doğruya hakkında "bilinçli taksirle vefata neden olma" kabahatinden 9 yıla kadar mahpus ile cezalandırılmaları talep edildi.
Bülent Bostancı: Erdal ve Öner beyefendilerin yanında sürücü olarak çalışırım. Yaklaşık bir yıldır iki haftada bir İstanbul'a gelerek süreç yaparız. İş yerini tutarken, iş yerinde şubeleşme olmadığı için Erdal Beyefendi tarafından benim adıma tutuldu. İstanbul'dan işlerimiz ağır olduğu için ve bekleyen çok olduğu için en son geldiğimizde Öner Beyefendi boyun fıtığı olması nedeniyle gelen müşterilerin bir kısmını 15 gün sonraya almamız konusunda konuştuk. Erdal Beyefendi 15 gün sonra geleceklerin sayısının bir oldukça fazla olduğunu söyledi. Öner Beyefendi latife yollu olarak Kübra Hanım'a "Sonra gel" dedi ve Kübra Hanım kabul etti. Fakat Erdal Beyefendi 'Ne bir daha gidip geleceksin ben yapayım' dedi. O orta beni içecek almaya dışarı gönderdiler, geldiğimde dairenin giriş kapısı ile sürecin yapıldığı yerin kapısının ortasında yaklaşık 1 metre uzaklık olmasından ötürü duymam mümkün olduğundan içeriden gelen bir sesi duyabilirdim. Kapıyı bana cep telefonuyla konuşan Öner Beyefendi açtı.
'CANIM ACIDI ORTA VEREBİLİR MİYİZ'
Kapıyı açtığında içeriden Kübra Hanım'ın bir ah sesi geldi. Biz de bunun üzerine Kadriye Hanım, ben ve Öner Beyefendi içeriye girdik. İçeride 'Kübra Hanım canım acıdı orta verebilir miyiz' dedi. Bunun üzerine orta verildi ve Kübra Hanım kötüleşti. Biz kendisine tuzlu ayran, çikolata verdik, kolonya ile ellerini ovduk. Öner Beyefendi biraz ilerde devlet hastanesine Kübra Hanım'ı götürmeyi teklif etti. Kübra Hanım kabul etmedi kendisini konutuna götürdük.
'SEN TABİPSİN YIRTARSIN'
Sonraki gün toparlanıp İzmir'e geldik. Erdal Beyefendi beni arayarak İstanbul'a gideceğimizi söyledi. Öner Bey'e sormamız gerektiğini söyledim. Öner Bey'e sorduğumda bana "Patron Erdal ne derse onu yapacağız" dedi. Daima birlikte İstanbul'a geldiğimizde Beylikdüzü Asayiş Şube Müdürlüğü'nün bizi aradığını öğrendik. Karakolda söz verdiğimizde nezaretteyken Erdal Beyefendi, Öner Bey'e 'Sen hekimsin senin başına bir şey gelmez yırtarsın' dedi. Yeniden otomobilde giderken Erdal Beyefendi hüngür hüngür ağlıyordu. Öner Beyefendi ona 'İnşallah senin yaptığın süreçten değil de Covid yahut diğer bir hastalıktan ötürü vefat etmiştir" dedi. Erdal Beyefendi 'İğneyi soktum girmedi, çektim bir daha iteleyince bağırdı' dedi. Ben bu ifadeyi hem otelde hem otomobilde Erdal Bey'den duydum.
HOŞLUK MERKEZİNİN RUHSATI YOKTU
Açtığımız hoşluk merkezinin ruhsatı yoktu. Biz bu yeri açarken rastgele bir yere başvurmadık. İş yerinin girişinde tabela yoktu. Müşterileri Erdal beyefendi ve Öner beyefendi internet üzerinden ayarlıyordu. Uygulamaları Öner Beyefendi yapıyordu. Öner beyefendi bize boyun fıtığı olduğunu kalan işleri haftaya yapmayı teklif etti. Lakin Erdal Beyefendi kabul etmedi. Gerekirse kendinin yapacağını söyledi. O gün öğleden sonra Kübra dahil süreçleri Erdal yaptı. Genel uygulamada Erdal işveren, ben sürücü, Ömer randevuları ayarlayan sekreter, Öner ise hekimdi.