Bilim insanları tesadüfen Antarktika’daki buz katmanının çok altında yaşayan tuhaf organizmalar keşfetti. Frontiers in Marine Science isimli bilimsel mecmuada yayımlanan bulgular, organizmaların Güneş ışığından uzak ortamlarda hayatta kalıp kalamayacağıyla ilgili mevcut fikirlere meydan okuyor.
Independent'ta yer alan habere nazaran, keşif emelli bir araştırma sırasında araştırmacılar, Weddell Denizi'nin güneydoğusunda bulunan Filchner-Ronne Buz Sahanlığı'ndaki 900 metrelik buzda sondaj yaptı ve denizin tabanını araştırmak için kamera indirdi.
Hayvanlarla çevrili bir kaya kesimini ortaya çıkaran kayıtta ne olduğu belirlenemeyen 22 hayvanla birlikte 16 sünger gibisi canlı tespit edildi.
Kelam konusu keşif, Antarktika buz tabakasının altında deniz tabanındaki bir kayaya tutunmuş süngerlerin ve muhtemelen daha evvel bilinmeyen hareketsiz cinslerin varlığının saptandığı birinci araştırma oldu.
Manzaraları tahlil eden British Antarctic Survey'den Huw Griffiths, "Orada olmamaları için pek çok neden var" dedi. Araştırmacılar, bu hayvanların -2 derecelik suda taşınan besinlerle hayatta kaldığını düşünüyor.
Lakin bu noktada bir muamma ortaya çıkıyor. Çünkü canlıların tutunduğu kaya, açık okyanustan 260 km. uzakta. Griffiths’e nazaran bu, besbelli besin kaynaklarından çok uzakta bulundukları manasına geliyor. En yakın Güneş ışığı kaynağının da 600 km. uzakta olduğu düşünülüyor.
Griffiths, “Keşfimiz karşılık verdiğinden çok daha fazla soruyu akla getirdi” diye konuştu
Başka yandan, Antarktika’daki birtakım süngerlerin binlerce yıldır yaşadığı biliniyor. Bu canlıların ömrünün ne kadar olduğu ve ne sıklıkla (yılda bir mi yoksa 10 yılda bir mi) beslendiği ise şimdi belgisiz.
Lakin yaşama konut sahipliği yapan bu kayanın yalnız olmadığına dair işaretler mevcut. Çünkü kamera kayıtlarında yakınlardaki diğer bir kayanın üzerinde de bir sünger görüldü. Bu yüzden bulgular, Antarktika’nın en güçlü ortamlarında hayatın düşünüldüğünden daha çeşitli ve daha uyumlu olduğunu gösteriyor.
Tıpkı vakitte çalışmanın muharriri Griffiths, “Bu keşif, fikirlerimizi farklı bir tarafa itiyor” dedi ve ekledi:
Araştırmacılar artık bu tuhaf yaratıkların keşfedildiği alanı daha ayrıntılı incelemeyi hedefliyor. Bu nedenle araştırmacıların, akıllardaki soruları yanıtlamak için bu canlılara ve yaşadıkları ortama yaklaşmanın bir yolunu bulması gerekiyor.