Türkiye'nin gündemine 'Elmalı Davası' olarak giren cinsel istismar suçlamalarının yer aldığı olayda anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman, birinci kere konuştu. Bilhassa iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyleyen Merve Akman, "Psikolog raporlarında her şey ortada. Çocuklarımı babaanneleri uydurma palavralarla kandırmaya çalışıyor" dedi. Rahmi Akman ise "Biz çocukları istismar etmedik. Ben o çocuklara babasının yapmadığı babalığı yaptım, babasının vermediği sevgiyi verdim" diye konuştu. Eski gelini ile kocasının eleştirdiği babaanne Günay S. ise çocukların büyük bir travma yaşadığını ve psikolog takviyesi sağlandığını belirterek, "Bayağı bir yol kat ettik lakin hala sayıklamaları mevcut. Endişeleri mevcut. Orada gördükleri azap, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Hala kendilerini endişede hissediyorlar." tabirlerini kullandı.
'Evlenmeden evvel bir olaya karıştım, tutuklandım'
Antalya'da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.'nin (10), cinsel istismara uğramasına ait yürütülen davada tutuklu anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman'ın 6 ay evvel tutuksuz yargılanmak üzere özgür bırakılmasının yankıları sürüyor. 'Elmalı Davası' olarak dün tekrar gündeme gelen olayla ilgili Türkiye'nin konuştuğu çift Merve- Rahmi Akman, birinci kere açıklama yaptı. Akman çifti, hatasız olduklarını, mahkemenin kendilerini tabip, psikolog raporlarına nazaran tahliye ettiğini, çocuklarının, babaanneleri tarafından yönlendirildiğini, bunun da psikolog raporları ile kanıtlandığını söyledi.
Anne Merve Akman, iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyledi. Rahmi Akman'la 8 Kasım 2018 tarihinde evlendiğini anlatan Merve Akman, "Evlenmeden evvel bir olaya karıştım. Bu nedenle tutuklandım. 3 yıl 8 ay ceza aldım. Afyon Açık Cezaevi'nde bir yıl tutuklu kaldım. Sonra çıkan af yasası ile tahliye edildim. 2019 yılının kasım ayında çocuklarımın babaannesi Günay Soytok, Afyon Açık Cezaevi'nde ziyaretime geldi. Çocukları 1 aylığına Edremit'e tatile götüreceğini, kendisinin babaanne olduğunu, onlarla bir müddet birlikte olmak isteğini söyledi. Ben de müsaade verdim. Kızım G.E.G. ve oğlum İ.E.G.'yi alarak götürdü" dedi.
'Çocuklarımın babaanneleri uydurma palavralarla kandırmaya çalışıyor'
Açık cezaevinde olduğu için çocuklarını bu müddette her gün aradığını aktaran Merve Akman, "Bir müddet sonra çocuklarım 'Anne biz burada kalmak istemiyoruz. Gel bizi al, ne vakit geleceksin' demeye başladı. Ben de çocuklarıma cezaevinde olduğumu söylememiştim. Bir otelde çalıştığımı, üç ayda bir hafta müsaadem olduğunu söylemiştim. Zira açık cezaevinde üç ayda bir hafta konutçu müsaademiz vardı. Bu müddette çocuklarımı ve eşimi görmeye geliyordum. Evvel eşimle bir iki gün otelde kalıp, annemin yanındaki çocuklarıma o denli gidiyordum. Bir mühlet sonra çocuklarımı babaannesi, 'Çocuklar seninle görüşmek istemiyor' diyerek görüştürmemeye başladı. 'Çocuklarınla görüşmek istiyorsan yeni kocandan boşan, oğluma dön' dedi. Ben de bunu reddettim. Kendisine, 'Benim memnun bir evliğim var. Kocam çocuklarıma âlâ bakıyor. Senin oğlun bana daima azap yaptı. Azap gördüm. Artık memnun bir evliliğim var. Senin oğluna asla dönmem. Bana sıkıntı çektirdi' dedim. 'Bundan sonra olacaklardan kork. Sen ve eşin çocuklara azap yapmışsın, cinsel istismar yapmışsın' diye beni tehdit etti. 2020 yılının Ramazan Bayramı'nın arife gününde yaşadığımız yere gelen jandarma takımları, ani bir operasyonla bizi gözaltına aldı. Telefonlarımız elimizden alındı. Fakat Cumhuriyet Savcılığı buyruğuyla hür bırakıldık. Telefonlarımız incelendi. Fakat 2020 yılının kasım ayında tekrar gözaltına alındık. 14 Kasım 2020 tarihinde 14 saat süren bir duruşma sonunda tutuklandık. 5 Ocak 2021 tarihinde kanıt yetersizliğinden özgür bırakıldık. Dün de bu olay ortaya çıktı. Psikolog raporlarında her şey ortada. Çocuklarımı babaanneleri uydurma palavralarla kandırmaya çalışıyor" diye konuştu.
'Çocukları istismar etmedik'
Kızının velayetinin hala kendisinde olduğunu kaydeden Merve Akman, şöyle devam etti:
"Eski eşim benden sonra 4 defa evlendi. Bana 'oğlumu eşim istemiyor' diyerek kendisi gönderdi. Babama oğlumun noterde velayetini vererek teslim etti. Gelince kucağıma atladı, ağladı. 'Anne beni bir daha babama gönderme' dedi. Ben oğlumu Finike'de okula yazdırdım. 'Ben otelde çalışıyorum bir müddet gelmeyeceğim' diyerek, çocuklarıma palavra söyledim. Yalnızca onların psikolojisi bozulmasın istedim. Bu süreçte kızım bir sıhhat sorunu yaşadı. Hastanede yattı. Kızımın başında eşim kaldı. Babam kaza geçirdi. Oğlumu bu süreçte Finike'de bir paketleme tesisinde çalışan kız kardeşlerim fabrikada baktı. Oğlum fabrikada teyzesinin telefonuna kendisi bir görüntü çekiyor. Herkesi arıyor. 'Annem beni okula göndermiyor' diyor. Benim tek kabahatim makus ve yanlış bir adamla evlilik yapmak."
Rahmi Akman ise "Biz iki gündür eşimle Türkiye'nin baskısı altındayız. Toplumsal medyadan bize ağır küfürler geliyor. Annemi, babamı, kardeşimi, eşimi, dostumu, arkadaşlarımı ağır formda tehdit ediyorlar. Bizim can güvenliğimiz yok. Biz çocukları istismar etmedik katiyen. Tabip raporlarımız, isimli tıp raporlarımız vardır. Mutlaka isimli tıp raporlarında istismara destek hiçbir şey yoktur. Ben o çocuklara babasının yapmadığı babalığı yaptım, babasının vermediği sevgiyi verdim, babasının yapmadığı hoşlukları yaptım. Ben o çocuklara annesiyle bir arada sahip çıktım. Benim sahip çıkmam hataysa siz yargıda karar verin" dedi.
'İfadeler çocuklara ezberletildi'
Rahmi Akman'ın annesi Hatice Akman da oğlu ve gelininin ardında olduğunu söyleyerek, "Ben bir anneyim, oğluma helal süt emdirmiş bir anneyim. Oğlum, gelinimin çocuklarına babalık yaptı, kendi çocukları üzere. Benim oğlumu, gelinimi linç etmeyin" diye konuştu.
'İFADELER ÇOCUKLARA EZBERLETİLDİ'
Merve Akman ayrıyeten, toplumsal medya hesabından da açıklama yaptı. Psikolog raporuna nazaran tabirlerin çocuklara ezberletildiğini, bilhassa fotoğraflar çizdirildiğini belirterek, şöyle dedi:
"Çocuklarım davanın başından beri Balıkesir Ayvalık Toplumsal Hizmet Merkezi'nde psikologla görüşmektedir. Balıkesir Valiliği tarafından evraka gönderilen 30 Nisan 2021 tarihli evrakta, her ne kadar 23 Ekim 2020 tarihinde mahkemeye görüş bildirilse de yapılan mesleksel çalışma sonucu 'Çocuklar hakkındaki kanaatlerinin değiştiği' bildirilmiş, bu yazının ekinde de çocuklarımla görüşen uzman psikoloğun 6 sayfalık raporu gönderilmiştir. Rapordan takip edebileceğiniz üzere psikologda kuşku uyanmasına neden olan somut olaylara tek tek yer verilerek, 'Babaanne Günay Soytok'un istismar davası, velayet davası ve çocukların sıhhat denetimleri hakkında tutarsız ve palavra beyanlarda bulunduğunun gözlemlendiği' belirtilmiştir. Raporun sonuç kısmında çocukların babaanne yanından alınarak, onunla görüşmesinin engellenmesinin, çocukların maruz kaldıkları manipülasyon ve duygusal şiddetten uzaklaştırılarak olayları net biçimde anlatabilmeleri için babaanne ile görüşmelerinin engellenmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir."
Raporda kızının psikologla görüşürken kendisine mektup yazmak istediğini söylediği, ancak babaannesi kızar diye psikologdan bu raporu saklamasını istediğinin yazdığını aktaran Merve Akman, "Şimdi sizlere soruyorum, ben öz kızımı istismar etsem kelamda babaannenin alıkoyduğu kızım bana mektup yazmak ister mi? Psikoloğa beni özlediğini söyler mi? Kızım neden 'Bu mektubu babaannem görürse bana kızar' demektedir? Düzgünce baskı altına alındığından olabilir mi? Raporda internette dolaşan fotoğrafların nasıl çizildiğini okudunuz mu? Fotoğraf çizme pratiği olmayan oğlumun psikologla görüşmeye geldiğinde direkt kendi isteği ile fotoğraf çizmek istediğini ve şaşırtan halde kızımın da de kendi isteği ile fotoğraf çizmek istediğini söylediklerini okudunuz mu? Psikoloğun da bu durumdan kuşku ederek rapora 'Her iki çocuğun da ne söylemeleri, ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirildikleri kuşkusu uyanmıştır' formunda yazdığını da okudunuz mu?" dedi.
Kızının 7 Mayıs 2020 tarihli isimli tıp kurumu raporunda 'Vaginal muayenesinde yırtık bulunmadığı' yani, vajinal muayenede istismar bulgusu olmadığının yazdığını kaydeden Merve Akman, "Anal muayenede ise 'fissür mevcut olduğu' bu bulgunun livata (ters ilişki) hareketi ile olabileceği fakat kabızlık, parazit üzere hastalık nedeniyle de oluşabileceği, münasebetiyle bu bulgunun istismar bulgusu olduğundan kesin olarak bahsedilemeyeceği yazıldı. Gelelim bu rapordan 1 ay sonra alınan yeniden kızım hakkındaki ikinci isimli tıp kurumu raporuna. 10 Haziran 2020'de isimli tıp kızımdaki bulgu ile fiili livata ortasında illiyet bağı kurulamayacağını söylüyor. Bu halde de kızımda hiçbir bulgu olmadığı anlaşılmış oluyor. Oğlumun raporları da misal şekildedir" diye konuştu.
Merve Akman, toplumsal medyada gezen ses kaydının mutlaka kızına ilişkin olmadığını da belirtti. Merve Akman, toplumsal medya hesabında psikolog ve isimli tıp kurumu raporlarını da paylaştı.
Babaanne: 'Hala kendilerini endişede hissediyorlar'
Eski gelini ve kocasının çocukları yönlendirmekle suçladığı babaanne Günay S. ise argümanların temelsiz olduğunu torunlarının hala yaşadıkları travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu bahsin aileler üzerinde medyada yer almasını istemediğini,. torunlarının etkilendiğini söz eden Günay S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog dayanağı aldığını anlatan Günay S., yaşanan süreci ise şöyle özetledi:
"Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog takviyesi alıyoruz. Eğitimleri birebir vakitte devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ancak hala sayıklamaları mevcut. Dehşetleri mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Zira çocuklar, kaygı içindeler. Orada gördükleri azap, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar. Hala daha kendilerini kaygıda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocuklarım bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz."
Babaannenin avukatı Yusuf Lider: 'Çocukları kaçırma teşebbüsünde bulunuldu'
Günay S.'nin avukatı Yusuf Başkan ise süreci başından itibaren isimli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların denetim edildiği sıhhat kuruluşundan aldıkları fizikî şiddete maruz kaldıkları istikametindeki rapor üzerine isimli süreç başlattıklarını belirten Başkan, 2020 yılında davanın açıldığını söyledi. Duruşma gününden 2 gün evvel anne Merve Akman ve üvey baba Rahmi Akman tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, "İlk celseden 2 gün evvel Antalya’dan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.’yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan 2 gün evvel bunların yapılması kuşku uyandırır” dedi.
Çocukların durumuyla ilgili birinci başta babaları Gürhan G.'ye bilgi verilmediğini söyleyen avukat Yusuf Başkan, "Babanın bir yanılgı yapmasından çekindik. Durum ayyuka çıktıktan sonra babayla konuştuk. Durumun vahim olduğunu anlattık. Babayı zapt etmekle uğraştık” dedi.
Avukat Yusuf Lider kelamlarını şu formda sürdürdü:
"Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların isminin açık bir formda görünür ve okunur bir biçimde yayınlanması, ifşa edilmesi büsbütün bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Bir grup haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikayetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şu anda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiye’nin geleceği.”