Son Konu

Edip Cansever Edebi Kişiliği

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Edip Cansever Edebi Kişiliği
Edip Cansever Edebi Hayatı
Edip Cansever Kişiliği

Edip Cansever,
Edip Cansever, şiirin yaratıldıktan sonra insan gibi yaşadığına inanır Bu inancla “kendimi yaşama hazırlar gibi kuruyorum şiiri der Şair, şiir yazmaya eğilimli olduğu zamanlarda esini kendi cağırarak o nereden ve nasıl geldiği bilinmeyen sesin sozcuklere donuştuğunu soyler Şiir yazma surecini de şu sozlerinde gormekteyiz:
“Şiirlerimi yazı makinesiyle yazarım Yazarken aynı anda şiiri gormek onemlidir benim icin On calışmalarım kalabalıklara karışmak, yolculuklara cıkmak, yıllardır bitiremediğim İstanbul’u adım adım dolaşmaktır Bir de denizsiz yapamam Yaşamım bir kıyının yaşamı gibidir

Cansever, şiirde “duşunceyi ortmek alışkanlığı yerine, onu acığa cıkarıp, şiirsel mutluluğa bu yoldan varmayı denemek Yani dupeduz ‘duşuncenin şiiri’ni bulmak, onu yaratmak… amacını taşımaktadır Cansever’e gore değişik şiir alanları, ancak değişik duşuncelerle, duşunme yontemleriyle kurulur Donemindeki şiiri “bir suru oğelerinden soyarak, ‘sozlerle yeni bicimler kurmak’ şeklinde tanımlar

Edip Cansever’e gore şiir, gereksinilen bir uğraş olmaktan ote, yaşama nedeni, değişik yaşam kesitlerini gozlemlerken cevresinde oluşmaya başlayan imge atmosferlerine yeni yorungeler arama etkinliğidir Bu şekilde şiirde hep yenilik peşinde olmuştur

Cansever’e gore şiirde gercek yenilik “salt kendimiz olan bolgelerdeki zenginliğin bulunup cıkarılmasıdır
Şiirlerinde, celişkilerin dramına ya da bunların toplamı olan bir trajiğe gecme gereksinimi duyduğunu belirtir Yeniliğin ve değişikliğin de bu şekilde ortaya cıktığını duşunur Adnan Benk de Edip Cansever’in şiirini “aynı duzeydeki iki oğeyi, sıradan nesnelerle sıra dışı bir yaşantıyı, dışa donuk ile ice donuğu birleştirmek kaygısı olarak niteler

Cansever, İkinci Yeni şiirini bir akım değil de şiirde yenileşme hareketi olarak değerlendirir:

“ İkinci Yeni’ye gelince, bu deyimi ilk olarak ortaya atanlar, tutarsız bir anlayışı savunmak istemişlerdir; ‘sozcuklerin rastlantısallığına’,‘şiirin toplumsal bir gorevi olmadığına’ inandırmışlardı kendilerini İşte bu yanlış goruş, bu yanlış tanıtma yuzunden “İkinci Yeni denen olguyu kimse benimsemek istemedi Nitekim aynı duşunce once yadırgandı, sonra da curutuldu Cunku hem anlam, hem de toplumsal oz
bakımından yuklu, olgun, yeni bir şiire varıldı Burada şunu da belirtmek gerekir: “İkinci Yeniye bir akım niteliği kazandırmak, ikinci bir yanılgıya duşmek olur O, değişik şairlerin, değişik kişilikler kurduğu bir yenileşme alanıdır olsa olsa…

Edip Cansever, farklı ozellikler gosteren şiir ve şairler olması nedeniyle İkinci Yeni’nin kuramsal olmadığını savunmuştur

Edip Cansever, İkinci Yeni’nin doğrudan doğruya bir tepki şiiri olmadığını one surer Garipcilerin getirdiği yeniliği, verilen şiir orneklerini kendileri icin gercek bir şiir geleneği sayar Cunku Garipciler sayesinde, boylesi geniş, boylesi sağlam bir şiir ortamı yaratılmıştır “Soyut Somut adlı yazısında bu konuyla ilgili olarak şoyle demektedir:
“Yıkıcı bir şiir akımı bile yıktığı değerlerle beslenmek, geride bıraktığı dil, bicim, yapı
ozelliklerini kaynak yaparak guclenmek zorundadır
Cansever’e gore geleneğe karşı da gelse şiir karşı cıktığı şiirden de mutlaka etkiler almış demektir Bu nedenle Edip Cansever şiiri surekliliği olan, değişen, yenilenen şiirdir Edip Cansever’in şiirinde
gorduğumuz ozellikler şairin kendine ozgu bir şiir oluşturduğunu gostermektedir

Şiirinin her doneminde değişim ve yenilik gorulmekle birlikte, Edip Cansever’in vazgecemediği, bağlı olduğu tek kuram TS Eliot’ın “nesnel karşılık kuramıdır Edip Cansever, bu kuramın kendi şiirlerinde nasıl yer aldığını şu şekilde ifade etmektedir:
“ Her şeyi birtakım nesnelerle vermeyi her zaman yeğlerim Vazgecemediğim bir şeydir bu Eliot’ın nesnel karşılık kuramından yola cıkıyorsak coşkularımız, duygularımız, duşuncelerimiz şiire aktarıldığı zaman oradaki nesnel karşılıklarını bulmalı Bir şiir icindeki nesnelerle, icindeki yaşam bicimleriyle, ilişkilerle ve daha bir suru ogeyle oluşturulur Ve ben buna cok inanıyorum Bu şiirlerde gereksiz ayrıntı sayılabilecek şeyler aslında bir fon gibi gerekli olan ogelerdir

Somut soyut şiir tartışmalarının yapıldığı bu donem icinde Edip Cansever her ne kadar soyut ve kapalı şiir yazmakla eleştirilmişse şiirin bir soyutlama işi olduğunu kabul etmiş, fakat somutlama yapılmadan şiirde hicbir şey elde edilemeyeceğini savunmuştur Şiirdeki somutlama kaygısından oturu “şiirsel dekor oluşturma amacıyla şiirinde duyguların nesnel karşılığı bir takım ogeler kullanmıştır

Edip Cansever’e gore soyut şiir: “ne kapalı, ne anlamsız, ne de toplumcu olmayan şiirlerdir Soyut şiir, olsa olsa daha yazılmamış bir şiirdir; bir de yazılmış gorunup de, belli bir şiir duzeninde yer almamış, geleneğinden kopuk, geleceğe yonelmemiş, salt ozanını ilgilendiren her turlu şiir soyuttur

Edip Cansever’e gore mısra işlevini yitirmiştir; şiiri şiir yapan bir birim olarak yururlukten kalkmış, bir olcu olmaktan coktan cıkmıştır Şiire olcu olarak ise duşşel ve ussal bir olcu olmalıdır “Usla okumalı, şiiri, usla biriktirmeli artık; mısra ile değil Diyeceğim ille de bir olcu gerekliyse, bu, duşunselussal bir olcu olmalı Tek sesli şiirden cok sesli şiire yonelişteki en kapsamlı olcu de budur

Cansever’e gore dil, değişen koşulların, değişen duşuncelerin, değişen beğenilerin, doğal bir sonucudur Duşuncenin durması demek, hayatın da durması demektir T S Eliot’un, bir kelimenin, bir imajın, bir durumun okuyucuda da aynı duyguları uyandıracak şekilde kullanılması olan “nesnel karşılık kuramı, şiirlerinde nesnelerin buyuk yer tuttuğu bir dekor oluşturan Edip Cansever icin oldukca onemli bir kuramdır Cansever, “Şiirlerim kucuk insandan, kucuk durumsal anlardan cok, insan dramını,
yani bir celişkiler, karşıtlıklar butunluğunu icermeye yonelik olduğundan, bu dekorun nesneleri de, insanları da daha bir hareket halinde gorunuyorlar sanırım sozleriyle bu kurama verdiği onemi belirtirken ayrıca bir şairin işinin bir yerde kuramı da bozmak olduğunu soyleyerek, hep şiirin yeniye ve değişime donuk olması gerektiğini savunmaktadır

Nesnelerin Edip Cansever’in şiirinde bu kadar onemli olmasının nedeni, şiirsel bir dekor oluşturma ilkesiyle ve onun soylemek istediğiyle yani şiirinin amacıyla ilgilidir Cansever, insanı, insanın sorunlarını evrensel bir yapıda ele alarak anlatmak istemektedir Edip Cansever’e gore gercek maddedir, nesnelerdir Ozdemir İnce de Edip Cansever’in şiirinin bu nesnelere derinlemesine bakışını şu şekilde değerlendirir:
“Nesnenin gecmiş ve geleceği temsil etmesine, gostermesine gerek yok Edip Cansever’in şiirinde (ya da butun cağdaş şiirde), cunku zaman uc boyutuyla şimdi var olan nesnenin kendisidir, kendisindedir

Cansever ozellikle uzun şiirlerinde bir sorunsalı kucaklamak, o sorunsalı genellikle yanıtsız sorularla buyutmekten yana olduğunu soyler Bu sozleri de ben’in belirsizliğinin cok yorumluluğu sağlamak amaclı olduğunu gosteriyor
Edip Cansever’in modernist oluşu ve insana yonelişi uzerine Ahmet Oktay’ın tespitleri ise şu sozleriyle ifadesini bulur: “Cansever, son kitabına kadar hep ozcu bir şair olarak kaldı, soylemek bile fazla: Modernistti Gelgelelim bu modernizmi moda olarak değil, cağcıl ve guncel olanın, dahası insanal olanın iletilmesinin zorunlu bir ogesi olarak anlıyordu

Dunyaya bakışının urunleri olan “usla okunan, usla biriktirilen şiirlerinde Edip Cansever, insanı, insanla gelen en cağdaş sorunları karşılayabilecek şiirin cok sesli bir şiir olması gerektiğini savunur Uzun şiirlerinde ise bir sorunsallık soz konusudur Bu bakımdan, belli bir konusu olabileceği gibi, bir temayı da işleyebilir Belli bir konuyu ya da temayı ele alırken oyku ve tiyatro gibi ogelerden yararlanmıştır

Edip Cansever, Oteller Kenti uzerine yaptığı bir konuşmada, “duzyazısal şiir deyimini kullanır Cansever’e gore, butun sanatsal turler, şiirin potasında eriyebildiğince, şiirin doğal gerecleridir “Duz yazıya gecmiş ozan anlamı genişletip yoğunlaştırıyor Mısra yerine devinim, mısrayı olcu almak yerine usu olcu yapmak yoluna gitmiştir Şairin Seyir Defteri şiir kitabıyla birlikte şiirde şarkı sozleri, atasozleri, halk turkuleri, halk şiirleri, ilanlar, afişler, halk arasında kullanımı yaygın argo deyişler ve buna benzer kalıpları olduğu gibi değil değiştirerek ve şiirin icinde eriterek kullandığı gorulmektedir
Şair bu şekilde her doneminde şiire yenilikler katmaya calışmış değişimin ve yeniliğin savunucusu olmaya devam etmiştir Şiirde, dış ses ve ic sese daha az onem verirken, şiirde akustik bir yapıya
ulaşmaya calışmıştır Şiiri bir yapı ve bir mimari olarak ele alıp seslerin dağılımını, tıpkı konser salonundaki gibi şiirsel yapıda dağıtmak ve ortaya cok değişik bir ses cıkarmaya calışmak Edip Cansever’in amacıdır Bu duşuncesinin ornekleri İlkyaz Şikayetcileri adlı şiir kitabında vermiştir

İkinci Yeni donemi ve Edip Cansever şiiriyle ilgili olarak en cok tartışılan konulardan biri olan soyut ve somut yaklaşımıyla ilgili olarak Cansever kendi yolunu şu şekilde cizer: “Yapacağım iş ama doğru ama yanlış soyutsomut ikilemini kaldırmayı denemek…

Edip Cansever, şiirindeki sorgulama unsurunun bu kadar cok olmasının nedenini ise “duyulmamış duyguların tarihcisi olarak sorulacak cok sorusu olması ve bunları kendi kendine sorması olarak değerlendirir Şair bu şekilde icinde yaşadığı toplumun, cevrenin ve kendinin bilincine daha iyi varabilmeyi ister Şiirlerinde bireyi toplum icinde somut olarak gorunur duruma getirmek ve daha derinlere inerek bireyin icsel dramını kurcalamak cabasındadır Sorular sormaya ve bu soruları coğaltmaya calışır Yazdıkca bilmediklerine, tanımadıklarına, daha once duşunulmemiş, soylenilmemişe ulaşmaya calıştığını belirtir
 
Üst Alt