Ünlü İlahiyatçı Hatipoğlu, ilahiyat camiasının büyük ekseri, tertemiz bir hizmetin içindedirler" diyen Hatipoğlu'nun "Dini sorgulayıp sorgulatmak" başlığına ait yazısı yayımlandı. İşte, haberin ayrıntıları...
Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, son devirlerde türeyen imamlara ait tasavvurlarını lisana getirdi. "Bunlar kendi hasta ve bulaşık fikirlerini genç, duru ve pak dimağları kirletmek için kullanmaktadırlar" halinde açıklamada bulunan Hatipoğlu'nun,"Dini sorgulayıp sorgulatmak" başlığıyla yayımlanan metninin bir kısmını aşağıdaki satırda bulabilirsiniz...
İŞTE NİHAT HATİPOĞLU'NUN O YAZISI;
"Felsefi tahlillerle gençleri aslında hayatlarının hiçbir periyodunda ilgilenmeyecekleri absürd mevzularla sınıyor, yıpratıyor ve kuşkuya düşürüyorlar.
Tartıştırdıkları mevzular İslam'a bağlanmış bir Anadolu gencini hayatının hiçbir devrinde ilgilendirecek hususlar değildir. Fakat bir müddet sonra Kur'an dahil, hiçbir kutsal ve bağlayıcı metin kabul etmeyen insanların her şeyi sorguladığını ve dipsiz bir kuyuya doğru kaydıklarını görüyorsunuz. Gittiğim bölgelerde gençlerdeki bu yıpranmayı, ümitsizliği, umutsuzluğu, kayıtsızlığı, inkarı görebiliyorum. Sayılarının azlığı bizi kandırmasın. Memleketimizde makûs algı, çevre medya, moda, sorgulamadan peşi sıra rüzgara kaptıran mecralar haline geldiler.
İlahiyatçılar gençleri inançsızlığa ve kutsallara karşı gelmeye teşvik etmemeliler. Yaptıklarının neye mal olacağını hesap etmeliler. Gün gelir bu hal bumerang gibi onları vurur.
Diyaneti mütemadi sorgulatan insanların bir de lise ve dengi mekteplerde diyanet öğreten kimseler olduğunu düşünün? Bu okullar İmam Hatip okulları yahut öbür mektepler olabilir.
Hiçbir değeri yok. Genç dimağları inançları konusunda tereddüde sokmaya hakkımız yok.
Kendine güvenen, inancına güvenen, Rabbine bağlı, peygamberini örnek olarak gören, memleketini seven, aklı noktasında, şuurlu, ne istediğini bilen memleketi için üreten gençler bölgesine mütemadi zikzak içinde yaşayan, aklını vesvese ve tartışma zeminine odaklamış gençlerle nereye gidebiliriz.
Kimi meslektaşlarımız tarihimizdeki büyük alimleri, kılavuzları, tefsir, hadis, fıkıh ve kelam alimlerini tartışarak, tenkid ederek, aşağılayarak gençler için örnek alınacak model bırakmamaya kendilerini hedeflemişler üzere.
Boşta ve otoritesiz kalanların ne yapacakları zahir. Kendilerine hastalıklı kişileri örnek almaları işten bile değil.
Son olarak birtakım gençlerin başlarındaki bir ceviz kabuğunu doldurmayacak kurgu soruların sebebi hiçbir devir diyanet olmamıştır. Diyanet çok açık, net ve doyurucudur.
Asırlardır olduğu üzere kıyamete değin olacağı üzere.
Sorun diyaneti bahisleri kendi hasta dimağına ve vesveselerine paravan yapıp diyanet üzerinden tartışma başlatan lafta hocalardadır.
Bunlar kendi hasta ve bulaşık fikirlerini genç, duru ve duru dimağları kirletmek için kullanmaktadırlar.
İlahiyat camiasının büyük ekseri ise tertemiz bir hizmetin içindedirler. O kardeşlerime ise hatırlatmam şöyle olacak;
Halkın evladına, kendi evladınız üzere bir gelecek hazırlayın.
Onlara Kur'an'ı, Hz.
Peygamber (s.a.v.)'i, İslam'ı sevdirin.
Daima tenkid, mütemadi sorgulama, daima suçlama, her şeyi itibarsızlaştırma nereye varacak?"