Son Konu

İspanyol gribi nedir?

urgot01

Yeni Üye
Katılım
24 Eki 2020
Mesajlar
15,240
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Konum
Rusya
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İnfluenza virüsü genel olarak alt ve üst solunum yollarını tutma eğiliminde olan bir virüstür. Kendi içerisinde birçok alt türe ayrılan bu virüsün bazı türleri, insanlarda hastalık oluşturma özelliği gösterirken bazı alt türleri ise sadece diğer canlı türlerinde hastalığa neden olur.

Ortomiksovirüs ailesinin bir mensubu olan influenza virüsü genel olarak A, B, C ve D olmak üzere 4 alt gruba ayrılır. Influenza A virüsü, yüzeyinde hemaglutinin (H) ve nörominidaz (N) olarak adlandırılan 2 adet yüzey antijenine sahip bir virüstür. İnfluenza A virüsü bu yüzey antijenlerinde değişiklikler gerçekleştirerek insanlarda tekrar tekrar hastalık oluşmasına neden olabilir. Bazen bu virüsün yüzey antijenlerinde meydana gelen değişiklikler küresel çapta salgınlar ile sonuçlanabileceği için önem taşırlar.

İspanyol gribi nedir?
İspanyol gribi, influenza virüsüne bağlı olarak 1918 ve 1919 yılları arasında dünya nüfusunun yaklaşık olarak 3'te 1'ini etkilemiş bir pandemidir. İnfluenza virüsü temel olarak kaz benzeri kuş türlerinde bulunur. Bu virüs insanlara geçişini ise domuzlar üzerinden gerçekleştirir.

Pandemiye adını veren İspanyollar dışında, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri de İspanyol gribi pandemisi esnasında ağır darbe almışlardır. Her yaştan kişiyi tutma eğiliminde olan İspanyol gribi, çocuklar ve yaşlılar gibi uç yaş grubundaki kişilerde daha ağır seyretmesi nedeniyle çok ağır sonuçlar doğurmuş bir salgındır.

İspanyol gribine ait ilk vakanın 1918 senesinin ilkbahar aylarında meydana geldiği düşünülmektedir. O dönem içerisinde 1. Dünya Savaşı'nda yer alan Avrupa ülkelerinin askerlerinin ağır şekilde hastalanması, altta yatan nedenin bir salgın olabileceği düşüncesini akıllara getirmiştir. Mayıs ayının sonlarına doğru Avrupa'dan Kuzey Afrika’ya sıçrayan salgın, ilerleyen zamanlarda Hindistan'a ve bu senenin temmuz ayı itibari ile de Çin ve Avustralya'ya yayılarak tüm dünyayı etkisi altına almıştır.

İspanyol gribinin belirtileri nelerdir?
Genel olarak 3 dalga şeklinde gerçekleştiği düşünülen İspanyol gribinin ilk dalgasında hastalığa yakalanan kişilerde genel olarak grip benzeri semptomlar tespit edilmiştir. Ağustos ayı itibari ile başlayan salgının ikinci dalgası ölümcül seyretmiş ve bu seyir değişikliğinin altında yatan neden olarak virüsün ilk dalga sırasında geçirdiği bir mutasyon sorumlu tutulmuştur.

Yaklaşık olarak 6 ay süren İspanyol gribinin ikinci dalgası, dünya muharebesinin etkisiyle yiyecek ve diğer kaynaklar konusunda zorda bulunan Avrupa ülkelerinde ispanyol gribinin en ağır seyrettiği dönemi oluşturur. Salgının bu döneminde hayatını kaybeden insan sayısının pik yapması, ikinci dalganın dünyanın farklı noktalarında aynı anda başlaması nedeniyle olduğu düşünülmektedir.

İspanyol gribine bağlı olarak kişilerde oluşan ve ölümcül bir seyir izleyebilen belirtiler genel itibari ile şu şekildedir:

  • Burun kanaması
  • Zatürre
  • Ensefalit (Beyin dokusunun iltihaplanması)
  • 40 dereceyi geçen ateş
  • Nefritik sendrom gibi böbrek problemleri
  • Koma
Pandeminin seyri esnasında yaşamı tehdit eden bu belirtiler herhangi bir sınıf farkı gözetmeden toplumun her kesiminde ağır sonuçlar meydana getirmiştir.

İspanyol gribi salgınında kaç kişi öldü?
Bir influenza virüsü pandemisi olan ispanyol gribi salgınında, hastalığa yakalanan insan sayısının yaklaşık olarak 500 milyona yakın bir rakam olduğu tahmin edilir. Bu salgına bağlı olarak hayatını kaybedenlerin sayısının ise 50 milyonun üzerinde olduğu düşünülmektedir.

Hastalığın tedavisinin olmaması, o zaman için çalışmasını sürdüren sağlık çalışanlarını sadece kişilerde ortaya çıkan belirtilerin dindirilmesine yönelik doğaçlama tedavi uygulamalarına başvurmalarına yol açmıştır. Pandeminin seyrinin ağırlaşmasında savaş sırasında hastalanan ve sonrasında memleketlerine dönerek o bölgelerde hastalığın yayılmasına neden olan askerler de önemli rol oynamıştır.

Salgının o dönem mevcut otoriteler tarafından fark edilmesini takiben 1918 yılının Ağustos ayı itibari ile Avrupa’da salgına karşı alınabilecek önlemlere dair çalışmalar başlamıştır. Şüpheli vakaların bildirilmesi zorunlu hale getirilmiş ve okul veya askeri yerleşkeler gibi insanların birarada bulunduğu ortamlarda hastalığa dair sıkı takip gerçekleştirilmesi, ispanyol gribinin yayılmasının önüne geçmek adına atılmış adımların başında gelir.

Ekim ayı itibari ile önlemleri sıkılaştırma kararı alan Avrupa ülkeleri bu kapsamda sinema ve tiyatro salonları gibi insaların biraraya geldiği işletmelerin faaliyetlerini durdurdu. Aynı zamanda pazar ayinleri ile ilgili de önlem alan Avrupa ülkeleri, vaazların 5 dakikadan uzun olmaması şartını kararlarına eklediler.

Sokaklar, kiliseler ve atölyeler gibi toplumsal yaşam alanlarının temizlemesi ve dezenfekte edilmesi, salgının önlenmesi adına atılan en önemli adımlardan biri olmuştur. Toplu taşımalarda yolcu sayısının düzenlenmesi ve azaltılması da hastalığın yayılımını önlemek aıdna atılan bir diğer önemli adımdır.

Bilim insanları alınan önlemlere rağmen insanların ispanyol gribine yakalanarak hayatını kaybetmeye devam ediyor oluşunun birçok nedeni olduğunu düşünmüşlerdir. İspanyol gribinin üzerine eklenen bakteriyel enfeksiyonlar, kızamık, sıtma ve beslenme eksiklikleri bu hastalığın ölümcül seyretmesine yol açan nedenler arasında yer alır.

Önlemlere rağmen ispanyol salgının önüne geçilememesi çeşitli halk sağlığı girişimlerinin doğmasına neden olmuştur. Durumu iyi olmayan hastalara sabun ve temiz su sağlanmış, kanalizasyon çalışmaları hız kazanmış ve alınan kararlar gazetede yayınlanarak halkın bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. Ölü sayısının aşırı arttığı bölgelerde, ispanyol gribinden hayatını kaybeden insanların cesetlerinin toplandığı özel alanlar belirlenmiş ve cenaze törenleri gibi seromoniler yasaklanmıştır.

İspanyol gribi pandemisinin ilk altı ayı içerisinde yaklaşık olarak 25 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. 3 dalgadan oluşan bu salgında özellikle 1918 yılının Kasım ve Aralık ayları arasında meydana gelen ikinci dalga, ispanyol gribi salgınının ölüm oranlarının en yüksek olduğu dönemdir. Bu hastalığa özel herhangi bir tedavinin olmaması dışında o dönemde denenen bazı doğaçlama tedavileri de hastalığın bazı kişilerde ölümcül seyretmesine zemin hazırlamış olabilir. İspanyol gribine yakalanan kişilere aşırı yüksek dozda aspirin öneren dönemin bazı sağlık otoriteleri, hastaların iç kanama gibi nedenlerle ölümlerine neden olmuşlardır.

1918 yılının aralık ayı ile birlikte dünyanın birçok bölümünde salgın durma noktasına gelmiştir. 1919 yılının ilk aylarında erken dönemde pandemi önlemlerini kaldırma kararı alan Avustralya hükümeti bu kararlarının bedelini 12000 yeni vaka ile ödemiştir. Kuzey yarımküre için salgının bitiş tarihi Mayıs 1919’dur. Japonya’da 3. dalga 1919 yılının sonlarına doğru başlamış ve 1920 yılında bu ülkede de ispanyol gribi salgını sona ermiştir.

1918 İspanyol gribi salgını küresel boyutta felaketle sonuçlanan yüksek ölüm oranlarına sahip önemli bir enfeksiyon hastalığı olarak tarihteki yerini almıştır. İspanyol gribine yakalanarak hayatını kaybeden askerlerden alınan ve dondurularak saklanan örnekler, hastalık etkeni virüse yönelik analiz imkanı sağlamıştır. İspanyol gribi aynı zamanda salgın dönemlerinde halk sağlığını korumaya yönelik olarak ne gibi önlemler alınabileceği, hijyen koşullarının nasıl sağlanacağı ve filyasyon çalışmaları ile hastaların nasıl takip edileceğine dair ileri dönemlere önemli bilgi ve tecrübe aktarımı sağlamıştır.

İspanyol gribi sonrasında bu hastalığa neden olan influenza virüsü çeşitli mutasyonlara uğrayarak daha az ölümcül bir seyir izlemeye başlamıştır. Artık mevsimsel grip salgınları ile anılan bu virüsün en sık karşılaşılan alt türleri tespit edilerek o senin grip aşısı içerisine dahil edilir. İspanyol gribi döneminde ölümlerin önemli bir nedeni olan ispanyol gribi üzerine eklenen bakteriyel zatürre olguları ise günümüzde uygun antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alınabilen hastalıklardandır.
 
Üst Alt