İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sedat Peker ve adamlarının Bursa'da “Köfteci Yusuf”un işyerlerine “çökmek istediklerini” bu bahiste operasyon buyruğunu de kendisinin verdiğini söyledi. Setad Peker ise bu savları yalanladı. Pekala Köfteci Yusuf olayında neler yaşandı?
Sözcü gazetesinden Hürmet Öztürk'ün haberine nazaran, ünlü köfteci Yusuf Akkaş'a, Afyonkarahisar'da bulunan Et Entegre Tesisleri 35 milyon liraya satılmak istendi. Yusuf Akkaş ise 20 milyon lira verdi. Bu tesisi istedikleri fiyata alması için Akkaş üzerinde baskı kuruldu. Ortadaki farkın çete tarafından paylaşılacağı öne sürülüyor. Köfteci Yusuf Akkaş mevzuyu İçişleri Bakanı'na intikal ettirdi. Akabinde da Bursa Emniyet Organize Hatalar Şube Müdürlüğü'ne şikayette bulundu.
Soruşturma evresinde Sedat Peker ismi sıkça geçmesine karşın, sanıklar ortasında Peker bulunmuyor.
2020 yılında Türkiye'den yasal yollarla yurtdışına çıkış yapmasından ve birinci iddianamenin hazırlamasından yaklaşık bir yıl sonra Peker hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2020/100197 numaralı belge ile soruşturma başlatıldı. Sanıkların kimileri tutuklandı lakin hala bu soruşturmada da tutuklu sanık kalmadı. Sonuçta, Peker hakkındaki soruşturma şimdi iddianame kademesine gelmedi.
Restoran zinciri sahibi Köfteci Yusuf Akkaş'ın avukatı Ali Uslu, 24 Aralık 2019 tarihli şikayet dilekçesinde şu savlarda bulundu:
“Sosyal medya üzerinden Sedat Peker'in Köfteci Yusuf'un ortağı olduğu belirtildi. Fakat Peker, bunu toplumsal medya üzerinden yaptığı açıklama ile yalanladı, ismini kullanarak Köfteci Yusuf'a yaklaşabilecek şahıslar hakkında şikayette bulunmasını tavsiye etti. Kısa müddet sonra köylüsü İsmail Gül, Yusuf Akkaş'a ulaşıp ‘Sedat Peker'in yakını olan kendisini gazeteci olarak tanıdığı Ahmet isimli şahsın Sedat Peker ismine bir ikram teslim edeceğini' söylemiş.(Yusuf Akkaş'ın sözünde geçen Sedat Peker tarafından armağan olarak gönderildiği söylenerek Ahmet Akay tarafından kendisine armağan tespih verilmesi yakınlık kurma, itimat aşılamaya' yönelik örgütsel hareket üslubu olduğu bedellendiriliyor.) Yusuf Akkaş bu teklifi çok ciddiye almadı ve gazeteci olduğunu söyleyen şahısla görüşmedi.
Daha sonra İsmail Gül, gazeteci Ahmet'i yanına alarak Yusuf Akkaş'ın Yenişehir de bulunan fabrikasına geldi. Ahmet, Sedat Peker in selamını iletip armağan olarak gönderdiğini söylediği tespihi verdi. Bu armağan verme işinden sonra Sedat Peker'in yakını olduğunu sav eden ve armağan getiren Ahmet, İsmail Gül aracılığıyla randevu talep etmiş. Fakat bu görüşme gerçekleşmemiştir. Daha sonra Ahmet, Yusuf Akkaş'ı telefonla arayıp ‘Bir hafta sonra Sedat Peker'in fabrikaya uğrayacağını' söyledi."
Pekerle facetime üzerinden görüştürüldü savı
"Belirtilen tarihte Yenişehir'de ki fabrikaya Ahmet, kendisini Erhan Kılıç olarak tanıtan ve yanlarında müdafaa olarak bulunan bireylerle geldi. Erhan Kılıç, Ahmet Bey'le yaklaşık 2 saat konuştu. Peker'in uyuşturucuyla, PKK ve PYD ile gayretini, Orhangazi ilçesinde kendilerinin güzeline gitmeyecek şeklide hareketlerde bulunan bir şahsın ayağından vurulduğunu anlattı. Direkt Yusuf Bey'e bir tehditte bulunulmadı ancak konuşmalar huzursuz etti.Bu görüşme esnasında Erhan Kılıç'ın telefonu çaldı. Sedat Peker'in aradığını söyledi ve ortamda bulunan ve Sedat Peker ismine geldiğini belirttikleri tüm örgüt üyeleri ayağa kalkarak hazırola geçip mizansen yaptı. Kılıç, Yusuf Akkaş'a, ‘Seni birazdan Sedat Peker ile görüştüreceğim' dedi. Kendi telefonundan facetime uygulaması üzerinden kendisini Sedat Peker olarak tanıtan bir şahıs ile kısa bir sesli görüşme yaptırdı. Görüştüğü şahıs güzel dileklerde bulunduktan sonra telefonu kapattı. Gelen şahıslarda meselesiz formda ayrıldı.”
Tesbihi almaya geldiler
Avukat, daha sonra bu kişilerin telefonla tacizleri sürdürdüğünü de şikayet dilekçesinde belirtti. Şüphelilerin Cumhurbaşkanı'nın da ismini kullandıklarını kaydeden Avukat, Erhan Kılıç'ın yeniden Yusuf Akkaş'ı arayıp “Yaptığınız şey hiç güzelimize gitmedi, dostluk bitti, Reis'in göndermiş olduğu tespihi almaya geliyorum” dedi. Bu görüşmenin akabinde Kılıç, adamlarıyla birlikte Akkaş'ın fabrikasına geldi. Tespih kendilerine iade edildi.
Erhan Kılıç'ın Yusuf Akkaş'a iletilmek üzere, “Onun anasını sinkaf edeceğim, bizi çakal yerine koydu. Biz kendisi ile Karadağ'da iş yapmayı teklif edecektik. 4,5 yıldır Sedat Peker'in ismini kullanıyor. Bundan sonra dostluk bitti. Gerisinde değiliz” dedi. Kılıç, Yusuf Akkaş'ın kendisini affettirmek için özür dilemek üzere Peker'in ofisine gidilmesini istedi ve cürüm duyurusuna olay şöyle yer aldı:
“Reis kabul eder ise Akkaş, onun elini öpecek. Bunu yapmaz ise Köfteci Yusuf şubelerine ‘domuz eti' sokar, ilçe tarım ve bakanlığı üzerinize salarız. Bu da yetmez bize yakın kümeler var. İki kümesi şubenize yollarım silahlarla birbirlerine girer bu işin gerisinde bizim olduğumuzu kimse anlamaz. Göreceğiniz ziyanı siz kendiniz düşünün.”
Evrakta tutuklu kimse kalamdı
Şüphelilerden Cengiz Var, örgüt yöneticilerinden Ahmet Akay'a telefonla Köfteci Yusuf'un bir şubesinde olduğunu söyledi, organize halde kendi adamlarından müşteri üzere restoranın şubesine gelen kişilerin sipariş verip domuz eti olduğunu söyleyerek kalkacaklarını, bu formda başka müşteriler üzerinde algı oluşturup müştekiyi ziyana uğratacakları, bunun planladıkları hareketin bir parçası olduğunu belirtilen iddianamede şöyle denildi:
“Telefon konuşmasında geçen Semih Çetinbaş'a, Erhan Kılıç tarafından ödenen para karşılığında ‘HürHaber' isimli,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. net. URL adresli sitede 26.12.2019 tarihli habere rastlanmış olup ekran imajı belge fezlekesinde mevcuttur.”18 sanıklı bu davanın şu anda tutuklu şüphelisi kalmadı. 2 Haziran'da Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de birinci duruşma yapılacak.