Bahis bağımsız oyunlar olduğunda Devolver Digital’a olan itimadım tam. Artık bu itimattan ötürü mı yoksa oyunun Switch’e çok yakışacağını düşündüğümden mi bilemiyorum gelgelelim My Friend Pedro’yu uzun bir vadedir takip ediyordum. My Friend Pedro aslında kendisi ile birebir ismi taşıyan ve 2014 yılında yayınlanmış olup yalnızca web üzerinden oynanabilen, son aşama ufak çaplı bir oyunun tekrar imalatı. Bu eski oyunun, her ne kadar büyük olmasa dahi bir hayran kitlesi de bulunmakta. Yanı gelmişken meraklıları için belirtelim, yeni oyunun ismi Switch’de ve kimi asıllarda My Friend Pedro olarak değil, My Friend Pedro: Blood Bullets Bananas olarak geçiyor. Bu durumun nedeni ise muhtemelen Devolver Digital’ın bahsi geçen bu iki oyunun karıştırılmasını istemiyor oluşu.
Pedro’nun çok da yeterli bir arkadaş olduğu söylenemez. Çünkü kendisi, denetim ettiğimiz maskeli kahramanı daima diğerlerini öldürmesi için gaza getiren bir muz. Evet, arkadaşımız Pedro bir muz. Devolver Digital oyunlarına has mizah anlayışı My Friend Pedro’da da devam ediyor. Her ne kadar son aşama kan ve şiddet içeren bir oyun da olsa, My Friend Pedro’yu ve hikayesini ciddiye almak pek de mümkün değil. Oyundan çok uygun bir hikaye de beklemeyin. Yapmanız gereken tek şey, önünüze çıkan herkesi öldürüp birer birer tüm kısımları bitirmek.
Hepimiz Meczup Doğarız
My Friend Pedro saf bir aksiyon oyunu olarak başlasa da, ileriki kısımlarda platform öğeleri de oyuna dahil olmaya başlıyor. Bu durum da oyunun kendini tekrar etmesini engelleyip, daha derin bir oynanış sunmasına ekte bulunuyor. Yeniden de oyunun kalbini aksiyon öğelerinin oluşturduğunu söylemeliyim. My Friend Pedro her ne kadar iki boyutlu bir oyun da olsa, vakti yavaşlatma mekaniğinin üzerine kurulmuş aksiyonu ile akıllara elbette Max Payne’i getiriyor. Oyun, Max Payne’den aldığı oynanış mekaniklerini ise son radde akıllıca bir biçimde kullanıyor.
Denetimlere alışması biraz vakit da alsa, her şey tam da olması gerektiği üzere. Birinci başlarda istediklerinizi yapmakta biraz zorlanacak dahi olsanız mutlaka pes etmeyin. Oyunda biraz ilerledikten sonra neler yapabildiğinizi görünce çok şaşıracaksınız. Oyunun keskin denetimleri sayesinde kısa bir mühlet içerisinde birbirinden farklı silahlar ile, birbirinden çılgın hareketler yaparak düşmanlarınızı alt etmeye başlayacaksınız.
Oyunu tamamlamak yalnızca birkaç saatinizi alacak. Devolver Digital’ın dağıtımcılığını üstlendiği öbür birçok oyun üzere, My Friend Pedro da son radde kısa bir oyun. Fakat çeşitli zorluk seçeneklerinin yanı sıra, kısımları ne kadar süratli ve yaratıcı bir biçimde bitirdiğinize nazaran işleyen bir puanlama sistemi ile skor tabelasının bulunması oyunun ömrünü uzatıyor.
Fizik motoru çok başarılı bir biçimde çalışıyor lakin çok da gerçekçi etkileşimler beklemeyin. Animasyonları da gereğince yeterli ya da gerçekçi bulduğumu söyleyemeyeceğim lakin kendini ciddiye alan bir oyun olmadığı için bu durum göze batmıyor. Her ne kadar çizgi roman estetiğini benimsiyor olsa da My Friend Pedro’nun sanatsal dizaynını hiç de etkileyici bulmadım. Oyun ziyadesiyle çiğ görünüyor. Maatteessüf bu durum grafikler için de tasdikli. My Friend Pedro’nun görselliği ile beni Switch’in küçük ekranında dahi etkileyememiş olması üzücü. Müzikleri ve ses dizaynını ise yerinde bulmama karşın, Devolver Digital’ın portföyündeki gayri oyunlarla kıyaslandığında pek de akılda kalıcı oldukları söylenemez.
Kimilerimiz Divane Kalırız
Her ne kadar ardında ufak bir ekip ve Devolver Digital da olsa, esasında tek bir kişinin ürünü My Friend Pedro. Victor Argen oyunun dizaynından, kodlanmasına kadar her şeyi ile kendisi ilgilenmiş. Bu durumun negatif tesirlerini devir hengam hissetseniz de, aldığınız keyif oyunun eksik yanlarını görmezden gelmenizi sağlıyor. Şayet âlâ bir hikaye aramıyor ve kusurlarını görmezden gelmeyi başarabileceğinize inanıyorsanız, My Friend Pedro iki boyutlu bir aksiyon oyunundan beklediğiniz her şeyi size ziyadesiyle verecektir.