Son Konu

Ataturk'un Dine Verdiği Onem

Welcome! You have been invited by osmanke to join our community. Please click here to register.

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ataturk'un Dine Bakışı,
Ataturk'un Dine ve Bilimselliğe Verdiği Onem,
Ataturk'un Dine Verdiği Onem

Ataturk, dinin gercek manada anlaşılmasını istiyordu O, dini, toplum hayatında
gerekli bir durum olarak gormuştur “Din luzumlu bir muessesedir Dinsiz milletlerin
devamına imkan yoktur Yalnız şurası vardır ki, din, Allah ile kul arasında bir bağlılıktır
(AtaturkculukAtaturk ’un Goruş ve Direktişeri1453) Ataturk, laiklik anlayışı ile din
ve devlet işlerini hem birbirinden ayırmış, hem de laikliğin gereği olarak din ve vicdan
hurriyetini korumuştur Bu yuzden din işlerinin daha sağlıklı ve ehil kimseler
tarafından yurutulmesi icin Diyanet İşleri Başkanlığı ’nı kurdurmuştur
Ataturk, Kur ’an ’a olan bağlılığını onu ‘Kitabı Ekmel ’ yani (En Mukemmel Kitap)
diye tanımlayarak dile getiriyordu (Prof Enver Ziya Karal, Ataturk ’ten Duşunceler, İş
Bankası Yayınları, 1969 (Anmet Gurtaş, s 39) Dolmabahce Sarayı ve Cankaya Koşku ’ne
hafızları cağırtarak sık sık Kur ’an okutmuş, ayetler uzerinde sohbetler etmiş, hafızlarla
meal ve tefsir konularında fikir alış verişinde bulunmuştu Ataturk ozel sohbetlerinde
pek cok kez dindar olmanın gerekliliğinden, Peygamber Efendimiz ’in hayatından,
Asrı Saadet ve Hulefayı Raşidin (dort halife) donemlerinden, dinimizin yuceliğinden,
Allah ’ın kudretinden soz etmiştir İslam ’ın son ve mukemmel din, Peygamberimiz
(sav) ’in de son peygamber olduğunu her fırsatta vurgulayan Ataturk, Turk milletine de
dindar olmayı, dinini oğrenmeyi oğutlemiştir

Ataturk, dinimizin akıl ve mantığa uygun olduğunu da aşağıdaki sozleriyle belirtmiştir:
“Bilhassa bizim dinimiz icin herkesin elinde bir olcu vardır Bu olcu ile hangi şeyin bu
dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz Hangi şey ki akla, mantığa
halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur Bir şey akıl ve
mantığa, milletin menfaatine, İslam ’ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın O şey
dinidir Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mukemmel
olmazdı, son din olmazdı (Ataturk ’un Soylev ve Demecleri II, 1923, s 127) İslam
dininin yuceliğini vurgulayan Ataturk, “Din vardır ve gereklidir Temeli cok sağlam bir
dinimiz var Malzemesi iyi, fakat bina, uzun asırlardır ihmale uğramış Harclar
dokuldukce yeni harc yapıp binayı takviye etmek gereği duyulmamış Aksine olarak,
bircok yabancı unsur, binayı daha fazla hırpalamış demiştir Ataturk, dinin ozu ile
tarih boyunca dinin icine girmiş ve gelenekselleşmiş olan yanlış uygulamaları,
eklemeleri ve hurafeleri, birbirinden ayırmaktadır Ona gore dinin temelinde var olan
canlı, yaratıcı ve dinamik karakter, zaman icersinde oluşan din dışı uygulamalarla
karışmış, hangisinin din, hangisinin ise din dışı olduğu belirsiz bir hale gelmiştir
Ataturk, dinin ozu ile tarih boyunca oluşan bu geleneksel yorumların birbirinden
ayrılmasını, dinin gercek yonunun ortaya cıkarılmasının istemektedir Cunku kullanılan
bir bina nasıl eskir ve yıpranırsa; yaşanılan din de icine hurafelerin karışmasıyla bozulur
İşte Ataturk ileri goruşluluğu sayesinde bunu gormuştur

Ataturk; Peygamber Efendimizi cok iyi tanımış, onun ustun ozelliklerini ceşitli
vesilelerle anlatmıştır: “O, Allah ’ın birinci ve en buyuk kuludur O ’nun izinde bugun
milyonlarca insan yuruyor Benim, senin adın silinir; fakat sonsuza kadar o, olumsuzdur
( Dr Utkan Kocaturk, Ataturk ’un Fikir ve Duşunceleri; Ataturk ve Din Eğitimi,
A Gurtaş, s 26) “Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim
olmalıdır Bu kucuk harbte bile askeri dehası kadar siyasi goruşuyle de yukselen bir
insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih calışmamıza
katılamazlar Hz Muhammed (sav) bu harb sonunda cevresindekilerin direnmelerini
yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, galip duşmanı takibe kalkışmamış
olsaydı, bugun yeryuzunde Muslumanlık diye bir varlık gorulemezdi(fiemsettin
Gunaltay, Ulku Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 100, 1945, s 3)

Ataturk dine onem vermiş, milletin manevi değerlerine saygılı olmuştur 7 fiubat
1923 ’te Balıkesir Zağanos Paşa Camii ’nde Turkce olarak bir hutbe okumuştur
Hutbenin başlangıc kısmı şoyledir: “Ey millet Allah birdir, şanı buyuktur Allah ’ın
selameti, sevgisi uzerine olsun Peygamber Efendimiz Hazretleri, Allah tarafından
insanlara dini gercekleri duyurmaya memur ve elci olarak secilmiştir Koyduğu esas
kanunlar, hepimizce bilinmektedir ki, Yuce Kur ’an ’daki ayetlerdir Cunku, hakikate
uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi ve tabii kanunlar arasında celişki olması gerekirdi
Cunku butun yaratılış kanunlarını yapan Cenabı Hakk ’tır (Sadi Borak, Ataturk ve
Din, s29)

Ataturk ’un hayatı incelendiğinde, son derece onemli bir manzara ile karşılaşırız
Bir kere o, yaşadığı devrin din kulturune oldukca ust seviyede sahip Musluman,
mutedeyyin bir anababadan dunyaya gelmiş biridir İlk dini bilgilerini de onlardan
bilhassa annesinden almış ve onun tarafından yetiştirilmiştir Annesi Zubeyde Hanım,
onu, geleneklere uygun olarak ilahilerle, yani Amin Alayı ile mahalle mektebine
başlatmıştır İlkoğrenimini gorduğu fiemsi Efendi Mektebi ve daha sonra devam ettiği
Selanik Mulkiye İdadisi, devrinin şartları icinde ciddi dini bilgiler veren oğretim
kuruluşlarıydı Hatta daha sonra girdiği Selanik Askeri Ruştiyesi de, Manastır Askeri
İdadisi de, programlarında aynı ciddiyet ve seviyede din kulturu veren muesseselerdi
Onun Kur ’anı Kerimi anlayacak kadar Arapca bildiği de goz onunde bulundurulursa
dini konulardaki uzmanlığı daha da iyi anlaşılmış olur

Ataturk, İslam ’a ictenlikle bağlıdır ve dinin ozgun haliyle korunup yaşanılmasını
istemektedir İslam ’ın akıl, ilim, fen ve mantık dini olduğunu, insanlara ve milletlere
kimlik ve kişilikleriyle yaşama anlayışı telkin ettiğini belirtmektedir Bu sebeple, Turk
Milleti ’nin dinini oğrenmesi ve daha dindar olması gerektiğini soylemektedir
Cumhuriyetin ilanından hemen sonraları Kur ’anı Kerim ’in Turkce tercumesi ve
tefsiri uzerinde buyuk bir yarış ve faaliyet gorulmektedir Ataturk, 1930 yılında,
Muslumanlar dinlerini doğru oğrensinler diye, Kur ’an ’ı Turkceye, yeni harşerle
tercume ettirmiş ve ayrıca, Hz Peygamber ’in hayatıyla ilgili bir kitabı cevirtmiştir
(Ataturk ’un Soylev ve Demecleri, III, s85)

Hadimli Mehmet Vehbi Efendi ’nin “Hulasat ’ulBeyan fi Tefsiri ’lKur ’an isimli
eseri ile Muhammed Hamdi Yazır ’ın “Hak Dini Kur ’an Dili: Yeni Mealli Turkce
Tefsir isimli eseri de dahil olmak uzere, Cumhuriyetin ilk onbeş yılında, Kur ’anı
Kerim ’in tercume ve tefsirine dair yazılıp neşredilen eser sayısı dokuza varmaktadır
(Osman Ergin, Turk Maarif Tarihi, 519281931)

Bunlardan Elmalılı Hoca ’nın tefsirini, Buyuk Millet Meclisi ’nin kararı ile ve
Diyanet İşleri Başkanlığı ’nın butcesine konulan tahsisatla yazdırıldığını, başlangıcta
mealin Mehmet Akif Bey merhum tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, fakat
Mehmet Akif Bey ’in bilahare bu gorevi bırakıp, aldığı avansı da iade etmesi uzerine,
hem mealin, hem de tefsirin Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Hoca tarafından
yapıldığı bilinmektedir (Ahmet Gurtaş, Ataturk ve Din Eğitimi, Ankara1997, s39)
Ataturk, Kur ’anı Kerimin Turkceye cevrilmesinin gerekcesi konusunda şoyle
diyordu: “Turkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar, bunun icin Kur ’an Turkce
olmalıdır (Osman Ergin, age, s, 51957)

Ataturk ’un Kur ’anı Kerim ’e karşı ilgisi, sadece onun Turkceye cevrilmesi ve
camilerde Turkcesinin de acıklanması konularına munhasır değildir O, Kur ’anı
Kerim ’in nazmı celilini de daima zevkle ve huşu ile dinlemiştir Bilhasa Ramazan
aylarında buna ozen gosterirdi Bu konuda Hafız Yaşar Okur şoyle diyor:
“Ramazanların Atam icin cok buyuk bir onemi vardı Ramazan gelir gelmez incesaz
heyeti Cankaya Koşku ’ne giremezdi Kandil geceleri de saz caldırmazlardı Sadece
beni huzurlarına cağırır, Kur ’anı Kerim ’den bazı sureler okuturlardı Ben okurken
gozleri bir noktaya takılır, derin bir huşu ile dinlerlerdi Ruhen cok mutelezziz olduğu
her halinden anlaşılırdı

Ramazanlarda bir ay muddetle Hacı Bayramı Veli ve Zincirlikuyu camilerinde
şehitlerimizin ruhuna hatmi şerif okumamı emrederlerdi Buyuk Ataturk bir cok
vesilelerle şoyle demiştir: “Mukaddes mihrabı, cehlin elinden alıp ehlinin eline vermek
zamanı gelmiştir

Bunu, dini davranışlarına daima dustur yapmışlardır Peygamber Efendimizden de
buyuk takdirle bahsederlerdi O devirler icin hep “Hz Peygamber ’in zamanı
saadetlerinde diye saygı kelimeleri kullanırlardı Ayrıca Peygamber Efendimizin
dirayetli bir devlet adamı, iyi bir başkumandan olduğunu da sık sık tekrarlardı
(Gotthart Jaschke, “Yeni Turkiye ’de Kur ’anı Kerim Kursları, (Tercume: Nimet
Arsan), İslam Tetkikleri Enstitusu Dergisi, cilt:5, cuz:l4, İstanbııl1973, s62)

Ataturk'un Dine Verdiği Onem
kaynak: dinibilcom
 
Üst Alt