Son Konu

Burç ve Yıldız Falının Hükmü!!Günümüz ve Modern Müneccimlik

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Burç ve Yıldız Falının Hükmü

Bugün yaygın olan fal çeşitlerinden biri de, modern cahiliyyenin itibar ettiği yıldız falıdır Gökteki burçlardan yola çıkılarak yapılan bu falcılığın aslı, Sâbiîlere dayanır Sâbiîler, gök yüzünü on iki burca taksim etmişler ve eflâktengöklerden yalnız tapındıkları ve heykellerini diktikleri sebaîgezegenlerin durumlarına göre, yeryüzünde meydana gelecek olayları bildireceği iddiasıyla yıldızlarla ilgili birtakım hükümleri yazmışlardı Onların bu inançları, günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır
Dinimizin kesinlikle yasakladığı falcılık, bir çeşit gaybdan haber vermektir Halbuki, Kur'an; gaybı, Allah'tan başka hiçbir kimsenin bilemeyeceğini, peygamberlerle melekler dahi kendilerine vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açıkça bildirmektedir

De ki: 'Göklerde ve yerde olan gaybı, Allah'tan başka bilen yoktur(27Neml, 65) De ki: Size 'Allah'ın hazineleri elimdedir demiyorum, gaybı da bilmiyorum(6En'âm, 50) Eğer gaybı bilseydim, daha fazla hayır yapardım(7A'râf, 188)
ayetleri buna yeterli delildir

Kendilerine arrâf, kâhinveya medyumdenilen falcıları ve bu falcılara gidip fal açtıran, onlara inanan veya destekleyenleri Peygamberimiz, ağır bir dille kınamış, hatta küfürle nitelemiştir

Kim bir arrâfa gidip de ona bir şey sorarsa, kırk gecelik namazı kabul olmaz(Müslim, Selâm 125) Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur

(Tirmizî, Tahâret 102; İbn Mâce, Tahâret 122; Ebû Dâvud, Tıb, hadis no: 3904; Ahmed bin Hanbel, II 408)

Burç falı, insanları, doğdukları burçlara göre gruplayarak geleceğini okumaya, kaderine dair konuşmayadenir Modern cahiliyyenin yaşandığı günümüzde kendini aydın sanan birtakım gazete ve televizyon programcıları, her gün yıldız falı hurafesiyle insanların kaderi hakkında birtakım yorumlar yapmaktadırlar ki bunlar hiçbir bilimsel dayanağa sahip değildir Ayrıca bu asılsız yorumlar, okuyucuların ruhsal dengelerine olumsuz yönde etki yapmaktadır Bu bir atma, saçma ve aldatmadan ibarettir
İslam âlimleri, Sâbiîler gibi, tesiri yalnız yıldızlardan, burçlardan bilerek onlardan birtakım hükümler çıkarmaya kalkışmanın küfür ve şirk olduğunda ittifak etmişlerdir
Bunun yanında insanın, girişeceği önemli bir iş için, uzman kişilerle istişare yaptıktan sonra istihâre yapması meşrûdur, sünnettir Bunun, İslam'da yasak edilen falcılık ve kehanetle hiçbir ilgisi yoktur

“Onların çoğu, şirk koşmadan Allah'a inanmazlar (10Yûnus, 106)

Ne dersiniz, put sadece cahiliyye Araplarına mı aitti? Gök Tanrıinancı, çok eski dönemlerde mi kalmıştır, bizim bulunduğumuz yerlerden çok uzakta mıdır bu bâtıl ve ilkel şirk? Yoksa, ne yapalım, bu anlayış ve deyimler atalarımızdan bize mirastır, devam ediyor, etsin!mi denilecek?

Onlara (müşriklere): 'Allah'ın indirdiğine uyun' denildiği zaman onlar, 'hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız' dedilerYa ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?(2Bakara, 170)

Artık güneşe, aya, yıldızlara, feleğe kimsenin tapmadığı görüşüne ve bu görüşün hepimize yüklediği sorumluğa ne dersiniz? Her tarafı küfür ve şirk yangını sarmışsa, tv ile evlerimize kadar tutuşturulmaya çalışılıyorsa, hepimize düşen görevler nedir?
Haydi görev başına!

Müneccimlik ve Falcılık

Müneccimlik, gelecekte meydana gelecek, özel ve genel olaylara, yıldızlara bakarak haber vermektir Hz Peygmaber’in bu konuyla ilgili şöyle bir ikazı vardır:

“Bazı insanlar, Allah’ın nimetiyle geceyi geçiriyor, sabah olunca da, ‘bize şu yıldız sebebiyle yağmur yağdırıldı’ diyor Böyle demeleri sebebiyle onların çoğu kâfir olmuştur (Buhâri, Megazi 35; Müsned, Ahmed b Hanbel, II525) Yine bir başka hadis rivayeti de benzer bir ikazdır: “Kim yıldızlarla haber vermeye çalışırsa, sihir ile haber vermiş olur (Ebû Dâvud)

Bu hadisler, yıldızların uzaklığını, yerlerini, yörüngelerini gözlem ve araçlarla inceleyen astronomi ilmi hakkında değildir Bu ilim, ilkeleri, kuralları ve araçları olan bir ilimdir Kur’an zaten, baştan sona insanları gözleme, düşünmeye, araştırmaya ve evrenin sırlarını keşfetmeye davet etmektedir Ancak, ilimleri, gaybı biliyormuş gibi yorumlamak, insanı şirke götürür Çünkü gaybı bilen sadece Allah’tır

Gelecekte olacak şeyler hakkında bilgi sahibi olmak için başvurulan çeşitli yolların en belirginlerinden biri faldır Daha çok baht, uğur ve talihi, genel olarak da gelecekte olacak şeyleri anlamak için birtakım garip yollara başvurarak bunlardan anlam çıkarma ve kişilik okuma işine fal; bu işi yapmaya da falcılık denir Gelecek zamanda vuku bulacak olayları haber vererek gayb sırlarını bildiğini iddia edene de falcı, medyum denir

Cahiliyye Arapları, bir yolculuğa, bir savaşa, bir ticarete, evlenmeye, yahut herhangi önemli bir işe teşebbüs edecekleri zaman üç zar (veya ok) çekerler, yahut kuş uçururlardı Bu zar veya okların birinde, Rabbim emretti, yahut yapdiye emir; diğerinde Rabbim nehyettiveya yapmadiye nehy kelimeleri yazılı olurdu; biri de boş bulunurdu Birisi torbaya elini sokar, zarlardan birini çeker, emir çıkarsa yaparlar, nehy çıkarsa yapmazlar, boş çıkarsa bir daha çekerlerdi Kur'an, bunu şiddetle yasaklamıştır

Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şeytan işi birer pisliktir; bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz(5Mâide, 90)


Günümüz ve Modern Müneccimlik

Müneccimlik, sanıldığı gibi tarihe karışmış değil; sadece modernleşmiştir o kadar (Müneccim: Yıldızların hareketlerinden ahkâm çıkaran kimseye verilen addı Şimdi bu işle uğraşanlara astrolog veya medyum deniliyor Astrolog: Yıldız falına bakan kimse demektir Horoskop denilen yıldızların, burçların bulundukları yerin haritasını çıkarıp, falına bakacakları kimsenin doğum tarihleriyle kıyaslayarak geleceği gayb hakkında hüküm çıkartırlar İlmi nücum denilen bu bilime (!) şimdi astroloji denilmektedir) Eski Yıldızname'lerin yerini günlük burçlar, astrolojik hurafeler almış; müneccimin adı da astrolog veya medyum olmuştur artık

(Yıldızname: Yıldızların hareketleri ile insanların kaderi arasında var olduğu iddia edilen ilişkileri konu edinen kitap, astroloji kitabı, horoskop vb haritalar, fallar)

Günümüz ve Yıldız: Açıkça kâfir olanların yanında, nice müslümanım diyen insan, hâlâ yıldızların, burçların insan kaderinde etkili olduklarına inanmaktadır İki kişi, birbirleriyle iyi anlaşıp geçinemiyorsa suç onların değildir; sebep yıldızlardır: Yıldızları barışmıyordur da onun için Birisi, ün mü kazanmıştır, talihi açılıp meşhur mu olmuştur; öyleyse onun yıldızı parlamıştır Herkesçe sevildiği için onun yıldızı dişidir de o yüzdendir bu sempatiklik Yok, itibardan düşer, ününü yitirerek eski şöhreti kalmazsa, sebep; onun yıldızı sönmüştür Artık o yıldızı düşük biridir Biri ölünce, onun yaşayında etkili olan yıldızı, onu terkederek başka diyara göçtüğü için o ölmüştür O zaman bir yıldız kaydı denilir Müneccimin, kâhinin; geleceği (her şeyi değilse bile, çok şeyi) bileceğine hâlâ inanılır ki, gelecekle ilgili değerlendirmelerde bulunanlara sen müneccim misin, nereden biliyorsun, diye sorulur; 'adam sanki kâhin' denilir

Yine, bu sapık düşünceye göre yıldızlar konuşur, vahyeder; onların rasülleri elçileri ise astrologlar, medyumlar ve cincilerdir Yıldızların konuşma dilini anlayan bu sivri akıllılar, bu mesajları yıldızınız diyor ki, burcunuzun durumuna göre başınıza şu, şu gelecekdiye insanlara para karşılığı tebliğ edilir ki, bu mesaja göre bilinçlensinler ve ona göre davransınlar

Haberden, fikirden daha çok magazine yer veren, yani hangi sanatçı(!)nın karnı ağrıdığından, hangisinin ayakkabısın ne renk olduğundan bahsedip dört bir yanından resimleyen gazeteler, bir bahane bulup uydurup çektikleri resim için yazacakları yazılarda bu iffetsizleri topluma örnek olarak lanse etmeye çalışırlar Tabii televizyonların nice programında da göstere göstere ve haramları cilalayarak bu meşhur edilen sanatçılar konu edilirken onlar yere sığdırılamaz, göklere çıkarılır Onlara yeryüzünde benzeyen eş varlıklar bulunamaz Yıldızdır onlar, stardır, sanat güneşidir Bu sıfatlar, gök cisimlerine tapan topluluklardan miras kalan isimlendirmelerdir

Günümüz ve Felek: Felek: Gök, gökyüzü, sema, her gezegene mahsus gök tabakası, yörünge gibi anlamlara gelir Çoğulu eflâktır Felekiyat: Gök bilgisi, astronomi ilmi demektir Felekî: Felekle alakalı, yani astronomi ile ilgili anlamına gelir Felekiyun: Astronomigök bilimi ile uğraşanlar demektir Kur'an'da felek kelimesi, iki yerde geçer Bu iki ayette felek; küre, yörünge anlamında kullanılır

Ne güneşin aya erişmesi kendine yaraşır, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir Hepsi bir felekte (yörüngede) yüzmektedir(36Yâsin, 40) O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır Her biri bir felekte yörüngede yüzmektedir(21Enbiyâ, 33)

Şimdiki bilim açısından geçersiz olan ve bizim açımızdan da bâtıl görüşe, Batlamyus teorisine göre, bütün felekleri saran en büyük ve en yüksek feleğe, Atlas feleği denir Atlas feleği dönerken diğer sekiz feleği de kendi istikametinde dönmeye zorlar Bu dönüş büyük bir özellik taşır İnsanların talihleri, refah ve mutlulukları üzerinde değişken ve aksi durumlar ortaya koyar İşte felekler üzerine şikâyetin arka planında bu anlayış vardır Eski zamanlardaki bâtıl inanışa göre, güneş feleğin ve göğün sultanıdır Diğer gezegenler de onun çevresinde birer vazife ve hizmet görürler Buna göre ay vezir, Utarid kâtip, Merih başkumandan, Müşteri kadı, Zühal bekçi, Zühre de çalgıcıdır İlk yedi felekteki gezegen yıldızların insanlar üzerinde hayırlı ve hayırsız tesirleri olur Bu tesirler, o yıldızın etkisinde doğan kişiler üzerinde değişik haller ortaya koyar Mesela Merih ile Zuhal uğursuz, Güneş ile Müşteri uğurlu yıldızlardır Diğerleri ise bazen uğurlu, bazen uğursuz olurlar Bu bâtıl inanca göre bu yıldızların yeryüzüne hakim oldukları aylar, günler ve saatler vardır Uğurlu saatler ve uğursuz saatler, böylece insanlar ve onların üzerinde etkili olurlar İnsanlar da bu saatlerde başlarına gelenler için şikâyet eder veya memnuniyet bildirirler

Yıldızların insanın kaderine hakim oldukları inancı, feleğin kader manasını kazanmasına yol açmıştır Araplar, bu anlamda feleğe dehr, İranlılar çarh derler Bu felek teorisinin, gök cisimleri ve gök hadiselerinin insanın kaderine hakim olduğu anlayışı ile birlikte eski bâtıl dinlerde de büyük bir yer ayrıldığını görüyoruz İslam kaynaklarının haber verdiği Sabiîler (Yıldıza tapanlar) bunlardır Yıldızların kimi uğurlu, kimi uğursuzdur Yıldızların her biri belli günlere ve saatlere hakimdir İlmi nücum veya yıldız falı ile uğraşanlar, insanın doğduğu gündeki yıldızların veya burçların durumuna bakarak insanın sağlığını, ahlakını, başarı derecesini, kısaca kader ve talihini keşfetmeye çalışırlar

Edebiyatta felek, daha çok şikâyet yerine kullanılır Edebiyatın feleğe karşı tutumu olumsuzdur Çünkü felek, kıyıcı, zalim ve hilekârdır Sözüne güven olmaz Kimse onun elinden aman bulmamıştır Aşığı sevgilisinden ayıran, insanı mihnete gark eden, tam amacına ulaşacağı sırada talihini ters çeviren felektir

İlkel bâtıl dinlerden, bâtıl inanışlardan, mitolojiden ve efsanelerden kaynaklanarak halk muhayyilesinde oluşan felekkader münasebeti, feleğin halk arasında kambur felek, ***** felek
gibi tabirlerle anılmasına, feleğin çemberinden geçmiş gibi deyimlerin oluşmasına sebep olmuştur Rüzgâr gülü'ne eskiden çarkı felek denirdi Şimdi bu ad, daha çok kumar oynamak için döndürülen yuvarlak masaya denmektedir

Duymuşsunuzdur, nice insan, şartlar uygun gidersa, bir terslik çıkmazsa anlamında felek yâr olursa der Güzel, keyifli (daha çok da haram eğlencelerle) bir gece veya gün geçirirse felekten kâm aldığını söyler; veya anlayışına göre felekten bir gece (gün) çalmıştır Haksızlığa, zulme, felakete uğradıysa, feleğin sillesini yemiştir Talihsizlikten yakınıyorsa, bunu feleğe küsmekle ifadelendirir Kendi tecrübeleri ile hayatın iyi ve kötü yönlerini bilen ve her işin altından kalkanlara feleğin çemberinden geçmiş denir Bahtsız kimselere felek düşkünü dendiği olur Dönek, sözünde durmayan anlamında felek meşrep denilir Şaşkınlıktan veya korkudan ne yapacağını bilemez hale gelen insan da feleğini şaşıran kimsedir Ters döndüğü için, bu kadar kutsal gücü olduğu halde ***** felektir; gök kubbesinin yuvarlaklığından dolayı da kambur felektir İstediğine istediğini yapar bu felek: Ah bu kambur felek; kimine karpuz yedirir, kimine kelek! Kimine ceket giydirir, kimine yelek!

Kavramlar
 
Üst Alt