Fen ve Teknolojinin Önemi,
Fen ve Teknolojinin ülke ekonomisine katkısı,
Fen ve Teknolojinin ekonomiye katkısı
Fen ve Teknolojinin Hayatımızdaki Önemi
Aralıksız değişim ve gelişim içinde yer alan dünya, yeniliklerin ve gelişmelerin farkında olan, bu gelişmelere kendisinin nasıl katkı maddesi sağlayacağını düşünen ve bunu uygulamaya geçirebilen bireylere ihtiyaç duymaktadır Günümüzde bireylerden, data tüketmekten çok data üretmeleri beklenmektedir Modern dünyanın kabul ettiği kişi, bilgiyi yorumlayan, sorgulayan ve zamanı gelince kullanabilenlerdir
Eğitimin yeni hedefi; bilgiyi nasıl ve nerede kullanacağını haberdar olan, kendi öğrenme yöntemlerini tanıyıp etkili bir biçimde kullanan ve yeni bilgiler üretmede önceki bilgilerinden yararlanan bir insan modeli yaratmaktır (Abbott, 1999)
Geleneksel öğretim yöntemleri, öğrenciye bilgiyi doğrudan doğruya aktarmacı bir yol izler Bu da öğrencileri aktarılan bilgiyi ezberlemeye yöneltir Keza geleneksel yöntemler, öğretilen konularla ilgili öğrencinin düşüncelerini, alaka ve yeteneklerini göz ardı eder Öğrenciyi tanımayı, onun ihtiyaçlarına cevap vermeyi dikkate almaz (Küçükahmet, 2004)
Ancak;
Çocuk doğduğu andan itibaren çevresinde olan değişimleri ayrım eder ve kendince talimatlar yapar Çocuklar ne oldu?, nasıl oldu?, neden oldu? bilmek isterler ve çevreleriyle ilgili merakları vardır Uçurtma nasıl uçuyor, gemiler nasıl yüzüyor, gökkuşağı nasıl meydana geliyor, uzayda insan nasıl yürüyor öğrenmek isterler Oyuncakları söker, onların nasıl çalıştığını araştırır, anlamaya çalışırlar ve çalışırken saatler geçirirler, incelemekten araştırmaktan yorulmazlar Bir konuyu öğrendikçe o konuyla ilgili yeni sorular sorarlar (Gürdal, 1992)
Çocukluktan başlayarak gelen fene karşısında merak, fen konularının öğrencilere bilimsel bilgiyi günlük hayattaki yaşantısında uygulamasına fırsat atamak ve öğrendiklerini zihninde yapılandırarak daha kalıcı bir öğrenmeye zemin hazırlayarak etkin bir yöntemle öğretilmesi gereksinimini doğurmuştur Bunu temel alan bir öğretme yöntemi olan Öğrenme Döngüsü Modelinin fen derslerinde bilhassa laboratuar çalışmalarında uygulanması etkin bir öğrenme gerçekleştirmek için öğrencilere yardımcı olacaktır
Piagetin öğrenme kuramına dayanan yöntemlerden biri olan Öğrenme Döngüsü Modeli (L3) araştırma, kavramları yorumlama ve kavramları uygulama edinmek üzere üç aşamadan oluşmaktadır Öğrenme halkasının bu üç aşaması, Piaget (1970)in öğrenme teorisindeki, özümleme (asimilasyon), sıralama (accomodation) ve armoni sağlama (adaptation) aşamalarına karşılık kazanç
Araştırma aşamasında, öğrenciler ihtiyacı olan bilgiyi oluşturmak için meraklı bir şekilde araştırma yaparlar ve araştırma her tarafında topladıkları bilgilerle, kavramları çözümleme ve incelenenleri yapmaya çalışmakla uğraşırlar (Abraham ve Renner, 1986) Bu evre Piagetin özümleme aşamasına karşılık gelir
Kavramların tanımlanması aşamasında, öğrenciler, araştırma aşaması her tarafında topladıkları bilgileri paylaşır ve tartışırlar Öğrenciler araştırma aşamasında topladıkları bilgilerle problemin kökenini, yeni kavramlara niçin ihtiyaç olduğunu öğrenirler ve deneyim sahibi olurlar (Marek, Eubanks ve Gallaher, 1990) Bu faz Piagetin yatırma aşamasına karşılıktır
Kavramları kullanım aşamasında ise, öğrenci öğrendiği kavramları yeni durumlara uygular, jurnal tecrübeler kullanılarak öğrencilerin anlama ve hatırda kalma sürelerini uzatmalarına yardımcı olunur (Marek ve Cavallo, 1997, Akt: Scolavino, 2002) Bu safha Piagetin uyarlama aşamasına karşılık gelmektedir
Atkins ve Karplusun 1960lı yılların başında Fen Öğretim Programı çalışmalarını geliştirirken oluşturdukları öğrenme döngüsü (learning cycle), yıllar her tarafında fen bilgisi öğretiminin uygulamalarında yer almıştır Öğrenme döngüsü modeli ile ilgili yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde; çalışmaların özellikle fen bilimleri ve matematik alanlarında yoğunlaştığı görülmektedir Sosyal bilimlerde yapılan çalışmalar daha azdır Burada özellikle fizikle ilgili yapılan bazı çalışmalar yer almaktadır Bu çalışmalar; Stephan, Dyche ve Beiswenger (1988) yüzme batma; Klindienst (1993) Elektrik; Saunders ve Stringham (1998) yalıtkanlar; Beisenherz, Dantonio & Richardson (2001) Bernoulli prensipleri; Nuhoğlu (2004), elektrik ve manyetizma, biçiminde özetlenebilir
Yapılan bu incelemeler, Öğrenme Döngüsü Modelinin; aşağıdaki özelliklerini vurgulamaktadır
Öğrenme Döngüsü;
* Hoca adaylarının araştırma, keşfetme, sorgulama ve marifetli düşünme becerilerini geliştirmelerine fırsat tanır
* Hoca adaylarının araştırma ve sorgulama yoluyla, yeni kavramları zihninde önceden yer edinen bilgilerle bağdaştırıp yeni durumlara uygulamasını sağlar
* Hoca adaylarının fen kavramlarını anlamlandırma ve zihinlerinde yapılandırmaları için çevrelerine meraklı gözlerle bakarak, çevresinde gerçekleşen olayları fen kavramlarıyla ilişkilendirmeye ve bunu da derslik ortamına taşımayı öğretir
Özet Çıkarmak icabında; Öğrenme Döngüsü fen kavramlarını zihinlerinde yapılandırmak suretiyle, hayata aktarma noktasında araştırma, keşfetme ve sorgulamayı içeren daimi ve faal bir öğrenme ortamı sağlar *
Fen ve Teknolojinin ülke ekonomisine katkısı,
Fen ve Teknolojinin ekonomiye katkısı
Fen ve Teknolojinin Hayatımızdaki Önemi
Aralıksız değişim ve gelişim içinde yer alan dünya, yeniliklerin ve gelişmelerin farkında olan, bu gelişmelere kendisinin nasıl katkı maddesi sağlayacağını düşünen ve bunu uygulamaya geçirebilen bireylere ihtiyaç duymaktadır Günümüzde bireylerden, data tüketmekten çok data üretmeleri beklenmektedir Modern dünyanın kabul ettiği kişi, bilgiyi yorumlayan, sorgulayan ve zamanı gelince kullanabilenlerdir
Eğitimin yeni hedefi; bilgiyi nasıl ve nerede kullanacağını haberdar olan, kendi öğrenme yöntemlerini tanıyıp etkili bir biçimde kullanan ve yeni bilgiler üretmede önceki bilgilerinden yararlanan bir insan modeli yaratmaktır (Abbott, 1999)
Geleneksel öğretim yöntemleri, öğrenciye bilgiyi doğrudan doğruya aktarmacı bir yol izler Bu da öğrencileri aktarılan bilgiyi ezberlemeye yöneltir Keza geleneksel yöntemler, öğretilen konularla ilgili öğrencinin düşüncelerini, alaka ve yeteneklerini göz ardı eder Öğrenciyi tanımayı, onun ihtiyaçlarına cevap vermeyi dikkate almaz (Küçükahmet, 2004)
Ancak;
Çocuk doğduğu andan itibaren çevresinde olan değişimleri ayrım eder ve kendince talimatlar yapar Çocuklar ne oldu?, nasıl oldu?, neden oldu? bilmek isterler ve çevreleriyle ilgili merakları vardır Uçurtma nasıl uçuyor, gemiler nasıl yüzüyor, gökkuşağı nasıl meydana geliyor, uzayda insan nasıl yürüyor öğrenmek isterler Oyuncakları söker, onların nasıl çalıştığını araştırır, anlamaya çalışırlar ve çalışırken saatler geçirirler, incelemekten araştırmaktan yorulmazlar Bir konuyu öğrendikçe o konuyla ilgili yeni sorular sorarlar (Gürdal, 1992)
Çocukluktan başlayarak gelen fene karşısında merak, fen konularının öğrencilere bilimsel bilgiyi günlük hayattaki yaşantısında uygulamasına fırsat atamak ve öğrendiklerini zihninde yapılandırarak daha kalıcı bir öğrenmeye zemin hazırlayarak etkin bir yöntemle öğretilmesi gereksinimini doğurmuştur Bunu temel alan bir öğretme yöntemi olan Öğrenme Döngüsü Modelinin fen derslerinde bilhassa laboratuar çalışmalarında uygulanması etkin bir öğrenme gerçekleştirmek için öğrencilere yardımcı olacaktır
Piagetin öğrenme kuramına dayanan yöntemlerden biri olan Öğrenme Döngüsü Modeli (L3) araştırma, kavramları yorumlama ve kavramları uygulama edinmek üzere üç aşamadan oluşmaktadır Öğrenme halkasının bu üç aşaması, Piaget (1970)in öğrenme teorisindeki, özümleme (asimilasyon), sıralama (accomodation) ve armoni sağlama (adaptation) aşamalarına karşılık kazanç
Araştırma aşamasında, öğrenciler ihtiyacı olan bilgiyi oluşturmak için meraklı bir şekilde araştırma yaparlar ve araştırma her tarafında topladıkları bilgilerle, kavramları çözümleme ve incelenenleri yapmaya çalışmakla uğraşırlar (Abraham ve Renner, 1986) Bu evre Piagetin özümleme aşamasına karşılık gelir
Kavramların tanımlanması aşamasında, öğrenciler, araştırma aşaması her tarafında topladıkları bilgileri paylaşır ve tartışırlar Öğrenciler araştırma aşamasında topladıkları bilgilerle problemin kökenini, yeni kavramlara niçin ihtiyaç olduğunu öğrenirler ve deneyim sahibi olurlar (Marek, Eubanks ve Gallaher, 1990) Bu faz Piagetin yatırma aşamasına karşılıktır
Kavramları kullanım aşamasında ise, öğrenci öğrendiği kavramları yeni durumlara uygular, jurnal tecrübeler kullanılarak öğrencilerin anlama ve hatırda kalma sürelerini uzatmalarına yardımcı olunur (Marek ve Cavallo, 1997, Akt: Scolavino, 2002) Bu safha Piagetin uyarlama aşamasına karşılık gelmektedir
Atkins ve Karplusun 1960lı yılların başında Fen Öğretim Programı çalışmalarını geliştirirken oluşturdukları öğrenme döngüsü (learning cycle), yıllar her tarafında fen bilgisi öğretiminin uygulamalarında yer almıştır Öğrenme döngüsü modeli ile ilgili yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde; çalışmaların özellikle fen bilimleri ve matematik alanlarında yoğunlaştığı görülmektedir Sosyal bilimlerde yapılan çalışmalar daha azdır Burada özellikle fizikle ilgili yapılan bazı çalışmalar yer almaktadır Bu çalışmalar; Stephan, Dyche ve Beiswenger (1988) yüzme batma; Klindienst (1993) Elektrik; Saunders ve Stringham (1998) yalıtkanlar; Beisenherz, Dantonio & Richardson (2001) Bernoulli prensipleri; Nuhoğlu (2004), elektrik ve manyetizma, biçiminde özetlenebilir
Yapılan bu incelemeler, Öğrenme Döngüsü Modelinin; aşağıdaki özelliklerini vurgulamaktadır
Öğrenme Döngüsü;
* Hoca adaylarının araştırma, keşfetme, sorgulama ve marifetli düşünme becerilerini geliştirmelerine fırsat tanır
* Hoca adaylarının araştırma ve sorgulama yoluyla, yeni kavramları zihninde önceden yer edinen bilgilerle bağdaştırıp yeni durumlara uygulamasını sağlar
* Hoca adaylarının fen kavramlarını anlamlandırma ve zihinlerinde yapılandırmaları için çevrelerine meraklı gözlerle bakarak, çevresinde gerçekleşen olayları fen kavramlarıyla ilişkilendirmeye ve bunu da derslik ortamına taşımayı öğretir
Özet Çıkarmak icabında; Öğrenme Döngüsü fen kavramlarını zihinlerinde yapılandırmak suretiyle, hayata aktarma noktasında araştırma, keşfetme ve sorgulamayı içeren daimi ve faal bir öğrenme ortamı sağlar *