Son Konu

Fizik Nedir?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Fizik Nedir?

Kimyasal değişikliklerin dışındaki ozdeksel olayların bilimi

Bircok dillerde ceşitli yazılışlarla kullanılan fizik sozcuğu, HintAvrupa dil grubunun uremek ve olmak anlamlarını dile getiren bheukokunden turemiştir Bu kokten tureyen Yunanca phusis ozcuğu doğa anlamını dile getirir Antikcağ Yunan felsefesi, ilk doneminde, tumuyle bir fizikdoğa (Yu Phusis) felsefesidir İlk Yunan duşunurleri, klasik anlamında felsefeci ya da filozof değil, fizikcidirler (doğa bilimcisi N) Nitekim Milet felsefesine Milet fiziği de denir İlk Yunanlılar insanın ustunluğunu onun teknik emeğinde buluyorlardı

Orneğin Anaksagoras'a gore insan, elleri olduğu icin hayvanların en akıllısıdır

Thales, cağında cığır acmış bir astronomi bilginiydi; Herodotos'un anlattığına gore 285585 gunu guneş tutulacağını cok daha onceden İonialılara o bildirmişti

Anaksimandros kara ve deniz fırtınalarını gozluyor, dunya butunluğu icin ilk kez kendisinin kullandığı kozmos sozcuğuyle dile getirdiği evrensel duzeni bunlarla acıklamaya calışıyordu Doğa Ustune adlı fizik yapıtını da o yazmıştı

Anaksimenes, sozcuğun bugunku anlamında da tam bir fizikciydi; doğanın oluşumunu havanın yoğunlaşması ve seyrekleşmesiyle acıklıyor, ay tutulmasının doğru acıklamasını yapıyor, duran yıldızlar deyimini tarihte ilk kez o kullanıyordu İlginc bir deprem kuramı da ileri surmuştu

Bu ozdekcifiziksel duşunme geleneğinin sonunda Aristoteles, hicbir cismin bulunmadığı yerde zaman ve uzayın da bulunmayacağı duşuncesiyle, 20 yuzyılın Einstein'iyle birleşmektedir

Stoacıların felsefesine stoa fiziği de denir

Metafiziğin araya girmesiyle kopmuş bulunan fizikfelsefe bağı, yuzyıllarca sonra bilimsel felsefenin buyuk ustalarınca bir daha asla koparılamayacak bicimde, yeniden bağlanmıştır Somut bir doğa bilimi olan fizik, metafiziğin soyut yonteminin ağına duşerek idealsitce de yorumlanmış bulunmaktadır Bunun nedeni, cağdaş fiziğin sonsuz buyukler ve sonsuz kucukler evrenine taşarak gorulebilen'in dışına cıkmış olmasıdır Ne var ki cağdaş fizikci, gorulebilenin dışında yakaladığı bircok fiziksel verileri pratiğe vurarak denemekte ve bunlardan gorulebilen pratik sonuclar elde etmektedir Makrokozom ve mikrokozomla ilgili bilimsel verilerin teknik uygulanışı bunu her an tanıtlıyor Diyalektik bilmeyen fizikci, kuramsal verilerin pratikle olan bu bağını gozden kacırarak, orneğin unlu ve değerli fizikci Heisenberg gibi fiziğin elemanter zerresinin zaman ve mekan icinde ozdeksel bir formasyon olmayıp sadece basit bir sembol olduğunusoyleyebilir Bu, onun, diyalektik bilmediği gibi klasik felsefeyi de bilmediğini gosterir ki 19 Mayıs 1943 tarihinde Londra'da fizikcilerle felsefecilerin Felsfeyle fizik arasındaki ilişki nedir?konusunda yaptıkları tartışmalı ortak toplantıda bu nokta ozellikle belirtilmiştir Nature ergisinin 19 Haziran 1943 tarihli nushasında bu ilginc toplantının bir ozetini yazan Profesor S Stebbing şoyle demektedir: Bu soruya filozoflarla fizikcilerin verdiği karşılıklar her zaman birbirine uygun değildir Orneğin James Jeans metafiziği sadece fiziğin otesi saydığı icin materyalizmin doğru ya da yanlış olduğuna karar vermek fizikcinin işidir, der Oysa materyalizmi yadsımak idealizmi benimsemek sayıldığından fizikcinin fizikci olarak son sozu soyleyebileceği kolaylıkla savunulamaz Cunku fizikci, bu son sozu soylemeden once, filozof olmalı ve felsefesel duşuncede beceri sahibi bulunmalıdır Ote yandan bu konuya karışacak fizikci, daha onceki filozofların kesinlikle reddedilen ve curutulen hatalarından kacınmayı da becerebilmelidir Gerci insanın evrendeki yeri, eşyanın, ruhun ve maddenin niteliği ve aralarındaki ilişkiler gibi oteden beri filozofları meşgul eden buyuk sorunlar ustunde bilim adamları da pekala duşunebilirler Hatta boyle buyuk sorunlar kimi buyuk ozanların beyinlerinde de doğmuştur Fakat bu buyuk sorunların ne anlamda sorun oldukları ancak felsefesel gelişmenin son aşamasında sozkonusu edilebilir Oysa fizikciler, cok kez kestirme yolları tutarak, bildiklerinden fazlasını soylemeye eğilimlidirler Tanrıbilime karşı cıktığı ve metafizikle savaşmaya calıştığı halde gercekte tam bir metafizikci olduğu butun yapıtlarında acıkca gorulen cağımızın tutarsız duşunurlerinden Bertrand Russell, The Scientific Outlook adlı yapıtında, cağımız metafiziğinin fiziği nasıl değerlendirdiğini şoyle anlatır: Tuhaf değil mi, sıradan insanın tam bilime inanmaya başladığı şu sıralarda fizikciler bilime inanclarını yitirmeye başladılar Gencliğimde, fizikciler, fizik yasalarının cisimlerin devimleri hakkında bize tam ve gercek bir bilgi verdiğine ve fiziksel evrenin gercekten fizikcilerin denklemlerindeki gibi olduğuna inanırlardı Filozoflarsa Berkeley zamanından beri buna kuşkuyla bakarlardı Ne var ki eleştirmeleri bilimsel yontemin ayrıntıları ustunde direnerek durmadığından bilim adamları filozoflara aldırmazlardı Şimdiyse işler tersine dondu Felsefenin diktatorluk ettiği yerlerde fiziğin dili kekeliyor Fizik yasalarının ortadan kalkmasından doğan boşluğu herkesin elinden geldiği kadar doldurmasını ve bunun icin de eski inanc artıklarından yararlanmasını doğal bulurum Bilimsel inancın zayıflaması uzerine bilimden onceki boş inancların geri tepmesini bekleyebilirizbilimsel inancın neden ve nicin zayıflamakta olduğunu oğrenmek isteyenler Profesor Eddington'un (Doğa ve Fiziksel Evren)'ini okumalıdırlar Okuyucu orada fiziğin uc bolume ayrılmış olduğunu goreceklerdir Birinci bolumde klasik fiziğin butun yasaları, orneğin enerjinin ve moment'in sakımı yasasıyla genel cekim yasası vardır Butun bunlar Profesor Eddington'a gore olcme ustune saymaca yargılardan oteye gecmez Ona gore bu yasaların evrensel olduğu doğrudur, ama bir yarda'da uc ayak bulunduğu da evrenseldir Fiziğin ikinci bolumu buyuk kumeler ve olasılık yasalarıyla ilgilidir Burada şu ya da bu olayın olanaksız olduğunu değil, onun sadece olasılık dışı olduğunu oğreniriz Fiziğin en modern bolumu olan ucuncu bolum, kuvantum kuramıdır ki bu hepsinden altust edicidir, cunku bilimde şimdiye kadar guvencle inanılmış olan nedensellik yasasının gecersizliğini gosterir gibidir Sonunda Russell ne de olsa bir bilim adamı onuruyla şu sozu soylemekten kendini alamamaktadır: Dunyayı Tanrı yaratmış olabilir, ama bu onu bizim yeni baştan yaratmamıza hic de engel değildir Gercek şudur ki fizik, metafizikle hicbir zaman bağdaşamamıştır ve yapısı gereği bağdaşamaz da Doğa eytişimle işlemektedir; bundan oturudur ki, metafizikle değil, ancak ve ancak eytişimle kavranabilir Eytişimsel ozdekcilik, butunuyle, fiziğin bulgularına dayanır Gunumuz felsefesi de, ilk Yunanlılarda olduğu gibi, fizikle sıkıca bağımlıdır Daha 19 yuzyılda buyuk aşamalara ulaşan klasik fizik, gerceğin ozdek olduğunu ve ruh adı verilen inansal yetinin ozdeksel bir fonksiyondan ibaret bulunduğunu dile getirmişti Einstein'ın unlu bulguları, zaman ve mekanın, ozdek ve onun devimiyle cozulmez bağımlılığını gostererek eytişimsel ozdekciliği doğruladı ve guclendirdi Atom enerjisinin kullanılması, elektronik ve fuzeler tekniği uretim guclerine buyuk olanaklar sağladı Unlu fizikci Paul langevin diyalektiği oğrendikten sonra fiziği daha iyi anlamaya başladımdemektedir Başka bir unlu fizikcinin dediği gibi cağdaş fizik doğum yapıyor ve eytişimsel ozdekciliği doğuruyor Cağdaş felsefe anlayışı, başıboş spekulasyonlardan sıyrılmış, duşunceyi bilimsel pratikle doğrulanması halinde gecerli kılmıştır Bu demektir ki, artık, doğa bilimleriyle bağıntı kurmadan felsefe yapılamayacağı gibi felsefesiz de bilim yapılamaz Doğa ve duşunce aynı eytişimsel yasalarla işlemektedir, eytişimsel olarak işleyen doğa ve toplumu ancak eytişimsel olarak calışan duşunce kavrayabilir Mikroskopik olayların somut orneklerinin yapılamaması ve bunların doğrudan doğruya gozlenememesi onların ozdekselliğini ortadan kaldırmaz, cunku ozdeksellik onların insan bilincinden bağımsız olarak varbulunmaları demektir boylesine bir varbulunuşsa tum bilimsel gelişme ve bilimsel verilerin teknik uygulanışıyla tanıtlanmıştır Somut orneği yapılamayan ve doğrudan doğruya gozlenemeyen olayların yok, ya da ozdekdışı ruhsal ya da bilinemez sayılması idealizmin ve metafiziğin fizik alanında duştuğu en buyuk yanılgıdır Metafiziği sozde yadsıyarak yerine olguculuk gibi en koyu metafiziği koyan Fransız duşunuru Auguste Comte insanın yıldızların yapısını hicbir zaman bilemeyeceklerini kesinlikle soyluyordu, oysa olumunden hemen iki yıl sonra tayf cozumleme yontemi bulundu ve yıldızların yapısı acıklandı Duyulur bilginin olanakları elbette sınırlıdır, orneğin ışığın saniyedeki 300000 kilometrelik hızı ne algılanabilir ne de hatta tasarımlanabilir, ama bu hızın varlığı kuramsal hesaplardan ve bu hesapların pratik sonuclarından kesinlikle anlaşılır Bu hızı varsayarak yaptığımız her deney ve her arac doğru sonuc vermiş, işimize yaramıştır Varlığı tanıtlayan onun pratiği, eş deyişle kullanımıdır Varolmayan şey kullanılamaz Eğer biz herhangi bir şeyi kullanabiliyorsak o şey var demektir, var olan her şey de ozdekseldir, eş deyişle bilincimizin dışında ve bilincimizden bağımsızdır Reaktorlerde atom enerjisi uretimi, kuramsal hesaplarımızın sonucudur
 
Üst Alt