Son Konu

Geçmişten Günümüze Işığın Gelişimi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Geçmişten Günümüze Işığın Gelişimi nedir
Işığın Gelişimi hakkında data
eçmişten günümüze ışık kaynaklarının gelişimi nedir?



Işık öyle bir konu oysa çok eski çağlardan beri ışık nedir sorusu üstüne düşünülmüş, fikir yapılmış ve deneyler yapılarak karakteri hakkında veri sahibi olunmaya çalışılmıştır Ve nispeten başarılı da olmuşlardır Bugün ışık hala bütün olarak anlaşılamamakla beraber merakımızı giderecek birçok sorunun cevabını bulduğumuz ışık çalışmaları uzun bir serüven sonucu ortaya çıkmıştır Önceleri; Antik çağda, Yunanlılar zamanında, gözün, bakılan cisme doğru ışık ışınları yaydığı düşünülürdü, Epikür görüntünün gözden kaynaklanan resimlerden oluştuğunu ileri sürmüş, Platon ışığın bakılan cisimlerden göze geldiğini bahis etmişti Daha garip görüşler de mevcuttu; bunlar arasında, gözden fırlayan parçacıklar ile görme sağlandığı düşüncesi de mevcuttu

Işık hakkında deneylere dayalı ilk çalışmayı Ptolemy(90168) yapmıştır Ve bugün hala geçerli olan ilk kırılma yasasını bulmuştur Bu düşünceler Antik çağdan 17 yy değin uzanan düşünceleridir bu vesileyle 721 yılında Horasan ’ın başkenti Tus ’ta dünyaya gelen Cabir Bin Hayyan “Üstatlar Üstadı adlı Türk alimi Avrupa ’da atomun bulunmasından 1000 sene önce atomu bulmuş ve atom bombası fikrini ilk kez ortaya atan Türk alimi olarak tarihe geçmiştir MS 1000 yıllarında İbni Heysem ( El Hazen) optik konusunda çoğu egzersiz yapmış, ışığın yansıma kanunlarını bulmuş, kırılma yasasını geometrik olarak ifade etmiş ve ışığın sonlu bir hıza sahip olduğunu söylemiştir1236 yılında İran da dünyaya gelen tıp, felsefe ve fizik alimi Kutbettin Şirazi gökkuşağının nedenini ve oluşumunu ifade eden birincil alim olmuştur17yy ın ilk çeyreğinde 1675 yılında başta Danimarkalı astronom Römer ışığın hızı konusuna eğildiJüpiter ’in bir uydusunun gezegen ardından kalma süresini hesaplamakta olan Römer, bu sürenin gezegenin dünyaya uzaklığı arttığında fazlalaştığını farketti ve bunun ışığın daha çok yol katetmesi ile ilgili olduğunu düşünerek ışığın hızı konusuna dikkati çekti


Newton 1704 ’de ışık deneyleri ile ilgili çalışmalarını yazdığı ‘Optics ’ kitabını yayımladı Newton ilk olarak beyaz ışığın renklere ayrıştığını buldu Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şöyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği değin minik yerlerden sızabildiğine göre bu pekte makul olmayan sayılmazdı Newton çağının sözü geçen bilim olduğu için öteki bilim adamlarının da ışık ile ilgili düşünceleri Newton ‘un düşüncesi yönümdeydi Fakat bu vesileyle, Hollanda ’da Cristian Huygens bir kuram geliştiriyordu ve birincil bilimcilerin aksine ışığın parçalardan yok dalgalardan meydana geldiğini öne sürüyordu O dönemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu için yayılması bir ortama gereksinim duyulmuştu ve buna tutsak adı verildi Esir çok ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını sağlayan bir ortam olarak tanımlanmıştı, bu madde bütün uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu etraf ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu betimleme dalga modeli için şarttı

O dönemde işe de yaradı sahiden Oysa tahmin edileceği üzere esirin varlığı bütün çalışmalara karşın kanıt edilemedi Yani varlığı veya yokluğu kanıt edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli için esir de gerekmiyordu Ama Huygens ’in çalışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık düz gidiyor ve köşeleri dönmüyordu Ve esir Huygens ’in açıklayamadığı için çalışmalarına gölge düşüren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık için kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir varsayım geliştirmişti Newton ’un parçacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda bütün ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı

Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şöyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği dek ufak yerlerden sızabildiğine tarafından bu pekte lâf anlamaz sayılmazdı Newton çağının sözü geçen bilim olduğu için öteki bilim adamlarının da ışık ile ilgili düşünceleri Newton ‘un düşüncesi yönümdeydi Ama giderken, Hollanda ’da Cristian Huygens bir kuram geliştiriyordu ve birincil bilimcilerin aksine ışığın parçalardan değil dalgalardan meydana geldiğini öne sürüyordu O dönemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu için yayılması bir ortama gereksinim duyulmuştu ve buna esir adı verildi Tutsak fazla ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını karşılayan bir etraf olarak tanımlanmıştı, bu madde tüm uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu etraf ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu tarif dalga modeli için şarttı

O dönemde işe de yaradı fiilen Oysa varsayım edileceği üzere esirin varlığı bütün çalışmalara rağmen ispat edilemedi Yani varlığı veya yokluğu kanıt edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli için esir de gerekmiyordu Fakat Huygens ’in çalışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık düz gidiyor ve köşeleri dönmüyordu Ve esir Huygens ’in açıklayamadığı için çalışmalarına gölge düşüren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık için kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir tahmin geliştirmişti Newton ’un parçacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda bütün ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı

seçme parça *
 
Üst Alt