Hologram
Holografi
Holoram Nedir?
Hologrofi Nedir?
Hologram Holografi Nedir?
Bir odadaki eşyalara bakar*ken yerimizi azıcık değiştirirsek gördüğümüz görüş da değişir Mesela bir noktadan baktığımızda masanın gerisinde kaldığı için görünmeyen sandalyeyi azıcık yandan çekildiği*mizde görebiliriz Ama bulunduğumuz yer*den odanın bir fotoğrafını çekersek, sadece objektifin sabit bir açı altından görebildiği nesnelerin görüntüsünü elde ederiz Yani bu resim bize odanın üçboyutlu bir görüntüsü*nü veremez Stereoskopik resim makinele*riyle derinlik duygusu yaratan kabartma fo*toğraflar çekilebilir Ama gerçek anlamda üçboyutlu fotoğrafçekme yöntemini 1948'de Macar asıllı İngiliz fizikçi Dennis Gabor (190079) bulmuş ve bu üçboyutlu fotoğraflara hologram, bulduğu yönteme de holografi adını vermiştir
Bayağı bir fotoğrafta görüntünün ayrıntıla*rını belirleyen sadece parlak ve karanlık noktaların dağılımıdır Bu parlak ve karan*lık noktaların oluşması da fotoğrafı çekilecek nesneden yansıyarak filmin sağduyu katmanı*na gelen ışığın şiddetine bağlıdır; fotoğrafta, nesnenin ışığı çok yansıtan noktaları parlak, az yansıtan noktaları da karanlık olarak beli*rir Holografi yönteminde ise yansıyan ışığın şiddetindeki bu farklılıklardan diğer ışık dal*galarının girişimi de kaydedilir Görüntünün üçboyutlu olmasını sağlayan ya da kabartma duygusunu veren de işte bu girişim olayıdır
Eğer iki ışık dalgasının tepesi üst üste binerse fotoğraf filminde aydınlık bir çizgi oluşur Buna karşılık bir dalganın yokuş*si ile değişik dalganın çukuru karşılaştığında filmde karanlık bir çizgi belirir Bu Nedenle filmin üzerinde oluşan bu girişim deseniyalnızca ışık şiddetinin dağılımını yok, nes*neye ilişkin tüm yön ve derinlik bilgilerini de taşır Fakat dağınık ve tesadüfen biçimde yayılan ışık dalgalarının girişimi de baştan savma ve tesadüfen olacağından, fotoğrafçılıkta nesne*leri neşelendirmek için yeterli olan güneş ışığı ya da flaş ışığı gibi alışılagelmiş ışık kaynaklan holog*rafi için kullanışlı değildir Bunun yerine, tek dalga boyunda (tek renkli) ve dağılmadan yayılan dar demetler halinde ışık üretebilen fazla zinde ışık kaynaklan uygulamak gerekir
Holografi yönteminin bir özelliği de fotoğ*raf makinesi kullanmaksızın görüntünün fil*me ya da diğer bir sağduyu katmana kaydedilmesidir Bunun için, ışık kaynağından meydana çıkan ışık demeti yansaydam bir aynayla ikiye bölünür Bir bölümü aynadan yansıyarak aracısız olarak resim filmine ulaşır Öbürü de aynanın içinden geçerek nesneyi aydınlattık*tan sonradan yine filmin üstüne düşer Ama nesnenin farklı alanlara yönlendirilmiş noktalarından yansıyarak ve kırılarak gelen bu ışık demeti ile doğrudan aynadan yansıyan demet filme benzer anda ulaşamayacağı için, bu iki demet arasında evre farkları ortaya çıkar
Bu ışık demetlerinin fotoğraf filmi üzerindeki girişimi, iç içe geç*miş parlak ve karanlık çizgilerden oluşan fazla kompleks bir ağ çizer Teşebbüs saçakları denen bu çizgiler ne çıplak gözle görülebilir, ne de film banyo edildiğinde bildiğimiz bir fotoğraf görüntüsü oluşturur Aslında de hologram bu aşamadayken sadece gri renktedir ve yü*zeyinde nesneye hiç benzemeyen girift çiz*gilerden başka bir şey yoktur Fakat hologramı eşfazlı bir ışıkla arkadan aydınlatıp karşıdan baktığımızda benzer nesneyi üçboyutlu olarak görürüz Dahası gözümüzü bu görüntüden ayırmadan başımızı hafifçe sağa sola çevirdi*ğimizde nesnenin görüntüdeki konumu da de*ğişir
Holografi düşüncesi 1948'de doğdu, fakat ancak laserin bulunmasından sonradan önem kazanabildi Çünkü laserden önce eşfazlı dalgalar üretebilen fazla dinç bir ışık kaynağı yoktu 1965'te ABD'de, Michigan Üniversitesi'nden Emmett N Leith ile Juris Upatnieks laser ışığından yararlanarak ilk hologramları elde ettiler Bugün mühen*dislik alanında çok değerli uygulamaları olan holografi yöntemi ileride üçboyutlu görüş oluşturan renkli televizyonların yapımında da faydalı olabilir Diğer Taraftan laser ışığı çok minicik bir noktaya odaklanabildiği için, pek fazla basılı evrak tek bir hologram üzerine kaydedi*lebilir ve böylece hologram yakın bir gelecek*te veri depolama aracı olarak mikrofilmin yerini alabilir
Holografi, lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu manzara işlemine bahşedilen addır Uzayda bir cismin varlığına ait enformasyon bize genel olarak ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır Holografi, cisimlerden gelen dal*galardaki enformasyonu belirli bir şekilde depo edip bu enformas*yonda hiçbir kayıp olmadan her yerde ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir Yunancada «holos» tüm anlamına gel*mektedir Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam enfor*masyonu yani keza genlik ayrıca evre değerlerini kaydeder İstendiğinde bu tescil ortamından orijinal dalga bitmiş elde edilir
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas*larını ortaya koymuştur Alışılagelmiş somut detektörler ve kayıt etraf*ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi*lemez Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve aşama bakı*mından ahenkli (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti yalnızca bu dalgaların teker teker şiddetlerine emrindeki olmayıp aralarındaki safha farkına da tabidir Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle*rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele*rinden önce ayrıntılarıyla çözümlenmişti Bundan sonradan fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir Resim ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından koskocoman bir fark bulunmaktadır Fo*toğraf tekniğinde, görünüm iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur Bu nok*talardan meydana çıkan dağıtılmış dalgaların meydana getirdiği tek karışık dalgaya «beden dalgası» denir Bu kompleks dalga, resim tekni*ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü yok, vücut dalgasının kendisi kaydedilir Bu kayıt uygun bir şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori*jinal cisim dalgasını bitmiş oluşturmak mümkündür
*
Holografi
Holoram Nedir?
Hologrofi Nedir?
Hologram Holografi Nedir?
Bir odadaki eşyalara bakar*ken yerimizi azıcık değiştirirsek gördüğümüz görüş da değişir Mesela bir noktadan baktığımızda masanın gerisinde kaldığı için görünmeyen sandalyeyi azıcık yandan çekildiği*mizde görebiliriz Ama bulunduğumuz yer*den odanın bir fotoğrafını çekersek, sadece objektifin sabit bir açı altından görebildiği nesnelerin görüntüsünü elde ederiz Yani bu resim bize odanın üçboyutlu bir görüntüsü*nü veremez Stereoskopik resim makinele*riyle derinlik duygusu yaratan kabartma fo*toğraflar çekilebilir Ama gerçek anlamda üçboyutlu fotoğrafçekme yöntemini 1948'de Macar asıllı İngiliz fizikçi Dennis Gabor (190079) bulmuş ve bu üçboyutlu fotoğraflara hologram, bulduğu yönteme de holografi adını vermiştir
Bayağı bir fotoğrafta görüntünün ayrıntıla*rını belirleyen sadece parlak ve karanlık noktaların dağılımıdır Bu parlak ve karan*lık noktaların oluşması da fotoğrafı çekilecek nesneden yansıyarak filmin sağduyu katmanı*na gelen ışığın şiddetine bağlıdır; fotoğrafta, nesnenin ışığı çok yansıtan noktaları parlak, az yansıtan noktaları da karanlık olarak beli*rir Holografi yönteminde ise yansıyan ışığın şiddetindeki bu farklılıklardan diğer ışık dal*galarının girişimi de kaydedilir Görüntünün üçboyutlu olmasını sağlayan ya da kabartma duygusunu veren de işte bu girişim olayıdır
Eğer iki ışık dalgasının tepesi üst üste binerse fotoğraf filminde aydınlık bir çizgi oluşur Buna karşılık bir dalganın yokuş*si ile değişik dalganın çukuru karşılaştığında filmde karanlık bir çizgi belirir Bu Nedenle filmin üzerinde oluşan bu girişim deseniyalnızca ışık şiddetinin dağılımını yok, nes*neye ilişkin tüm yön ve derinlik bilgilerini de taşır Fakat dağınık ve tesadüfen biçimde yayılan ışık dalgalarının girişimi de baştan savma ve tesadüfen olacağından, fotoğrafçılıkta nesne*leri neşelendirmek için yeterli olan güneş ışığı ya da flaş ışığı gibi alışılagelmiş ışık kaynaklan holog*rafi için kullanışlı değildir Bunun yerine, tek dalga boyunda (tek renkli) ve dağılmadan yayılan dar demetler halinde ışık üretebilen fazla zinde ışık kaynaklan uygulamak gerekir
Holografi yönteminin bir özelliği de fotoğ*raf makinesi kullanmaksızın görüntünün fil*me ya da diğer bir sağduyu katmana kaydedilmesidir Bunun için, ışık kaynağından meydana çıkan ışık demeti yansaydam bir aynayla ikiye bölünür Bir bölümü aynadan yansıyarak aracısız olarak resim filmine ulaşır Öbürü de aynanın içinden geçerek nesneyi aydınlattık*tan sonradan yine filmin üstüne düşer Ama nesnenin farklı alanlara yönlendirilmiş noktalarından yansıyarak ve kırılarak gelen bu ışık demeti ile doğrudan aynadan yansıyan demet filme benzer anda ulaşamayacağı için, bu iki demet arasında evre farkları ortaya çıkar
Bu ışık demetlerinin fotoğraf filmi üzerindeki girişimi, iç içe geç*miş parlak ve karanlık çizgilerden oluşan fazla kompleks bir ağ çizer Teşebbüs saçakları denen bu çizgiler ne çıplak gözle görülebilir, ne de film banyo edildiğinde bildiğimiz bir fotoğraf görüntüsü oluşturur Aslında de hologram bu aşamadayken sadece gri renktedir ve yü*zeyinde nesneye hiç benzemeyen girift çiz*gilerden başka bir şey yoktur Fakat hologramı eşfazlı bir ışıkla arkadan aydınlatıp karşıdan baktığımızda benzer nesneyi üçboyutlu olarak görürüz Dahası gözümüzü bu görüntüden ayırmadan başımızı hafifçe sağa sola çevirdi*ğimizde nesnenin görüntüdeki konumu da de*ğişir
Holografi düşüncesi 1948'de doğdu, fakat ancak laserin bulunmasından sonradan önem kazanabildi Çünkü laserden önce eşfazlı dalgalar üretebilen fazla dinç bir ışık kaynağı yoktu 1965'te ABD'de, Michigan Üniversitesi'nden Emmett N Leith ile Juris Upatnieks laser ışığından yararlanarak ilk hologramları elde ettiler Bugün mühen*dislik alanında çok değerli uygulamaları olan holografi yöntemi ileride üçboyutlu görüş oluşturan renkli televizyonların yapımında da faydalı olabilir Diğer Taraftan laser ışığı çok minicik bir noktaya odaklanabildiği için, pek fazla basılı evrak tek bir hologram üzerine kaydedi*lebilir ve böylece hologram yakın bir gelecek*te veri depolama aracı olarak mikrofilmin yerini alabilir
Holografi, lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu manzara işlemine bahşedilen addır Uzayda bir cismin varlığına ait enformasyon bize genel olarak ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır Holografi, cisimlerden gelen dal*galardaki enformasyonu belirli bir şekilde depo edip bu enformas*yonda hiçbir kayıp olmadan her yerde ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir Yunancada «holos» tüm anlamına gel*mektedir Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam enfor*masyonu yani keza genlik ayrıca evre değerlerini kaydeder İstendiğinde bu tescil ortamından orijinal dalga bitmiş elde edilir
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas*larını ortaya koymuştur Alışılagelmiş somut detektörler ve kayıt etraf*ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi*lemez Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve aşama bakı*mından ahenkli (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti yalnızca bu dalgaların teker teker şiddetlerine emrindeki olmayıp aralarındaki safha farkına da tabidir Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle*rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele*rinden önce ayrıntılarıyla çözümlenmişti Bundan sonradan fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir Resim ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından koskocoman bir fark bulunmaktadır Fo*toğraf tekniğinde, görünüm iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur Bu nok*talardan meydana çıkan dağıtılmış dalgaların meydana getirdiği tek karışık dalgaya «beden dalgası» denir Bu kompleks dalga, resim tekni*ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü yok, vücut dalgasının kendisi kaydedilir Bu kayıt uygun bir şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori*jinal cisim dalgasını bitmiş oluşturmak mümkündür
*