Nurgül Yeşilçay Kimdir?

Nurgül Yeşilçay Kimdir? nurgül yeşilçayın annesi nurgül yeşilçay, kimdir, hayatı, biyografisi, filmleri, ile ilgili bilgiler burada melekler 1548241544 1548241544 nurgulyesilcaykimdir5c5a699363473nurgulyesilcaykimdir5c5a699363473nurgulyesilcaykimdir5c5a699363473 Sevgili melekler, Son dönemde eşi Cem Özer'le ayrılığı ve peşinden Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can'la yaşadığı aşkla gündeme gelen Nurgül Yeşilçay'ın hayatıyla ilgili bilgileri kendi ağzından dinliyoruz ''1976 yılında İzmirde doğmuşum ama babamın Afyon fanatikliği yüzünden nüfus kağıdımda doğum yerim Afyon olarak geçer Ve hayatım her tarafında yalnızca bir kere gittiğim Afyonlu oluveririm İki tane ablamdan öğrendiğim en iyi şey okuma yazmadır 4 yaşındayken okuma, yazma, çarpım tablosu ve bilimum matematik işlemlerini öğrenmiştim Bundan nedeniyle ilkokul birinci sınıfı okumadan ikinci sınıfa geçtim (aslında üçe geçecektim ama minyon olduğum için babam istemedi) O yaşlardaki birisinin noktalama işaretlerini bile dürüst kullanarak yazabiliyor olması şaşkınlıkla karşılanmıştı Ilk taklit denemem Bakkal İsmail Amcaydı Daha Alçak dudağı aşağıda sarkıtarak konuşursan her evcilik oyununun içine İsmail Amcayı koyabilirdin o zamanlar 12 Eylül öncesi evimizi 3 kişiyle paylaşıyorduk Birisi kızdı Ortadan bölünmüş uzun güzel saçları ve iri fotoğraf makinesi vardı Onunla bizim fotoğraflarımızı çekerdi Onlara herkes anarşikler derdi Sonra bu anarşiklerin erkek olanlarından birini damın üzerinde polis öldürdü Son sözü ah anam! oldu(Ve bir yerlerde bi ananın canı yandı) Biz hiçbirşey olmamış gibi patates yemeğe devam ettik Elektriklerin bol bol kesildiği, babamın karanlıkta bize masal anlattığı dönemlerdi Keçi Kızı çok severdik Keşke şimdi de hatırlasa babam, keşke ben de hatırlasam da ışıkları söndürüp oğlum Nejat a Keçi Kızı anlatsam İlkokul 3 sınıfta girdiğim barıştırma konulu bir fotoğraf yarışmasında 3 oldum Ödül olarak fotoğraf makinesi verdiler Bu Vesile Ile resme bir süre duraklamak zorunda kaldım İlkokul çağlarında en çok noolur beş dakka daha derdim Her sabah uyanırken ve her akşam oyundan koparken Ortaokul 1 sınıfın birincil dönemleri, derslik başkanı seçimlerinde, sınıf başkanı elde etmek için bütün sınıf parmak kaldırıp, bir tek ben kaldırmadığım için derslik başkanı oldum Fakat beceremediğim için ikinci dönem değiştirildim (Hiçbir vakit iktidarı eline geçiren insan rolü oynayamadım çünkü) Lise dönemlerinde bir vakit izcilik yaptıktan daha sonra oymak başı oldum Bütün o dönemde Erzincan depremi oldu Biz yardım etmek için 8 şahsiyet bi grup durum yerine gittik Türkiyenin çok önemli bi gerçeğini, yaşanan sefaleti birebir uygun bakmak çok acı ve üzücüydü Bir gün okuldan eve gelirken gördüğüm bi tabela beni içeri taşıdı İçerde bi ressam ve resim öğrencileri vardı Ben de resim yapıyorum benimle de ilgilenir misiniz diye sordum ressama, o da resimlerini getir bi bakayım dedi ***ürdüm, beğendi ve çırak olarak işe başladım Lise döneminde 3 yıl her tarafında gittim Rakısını, boyasını, fırçasını, bezini ben alıyordum; karşılığında fotoğraf yapıp, böylece çok kayda değer sanat kitabını ödünç alıyor; ve sanatçıları öğreniyordum, anlıyordum da Anlamadığım tek şey Burası Türkiye yazan ufak bi kağıttı Ne seslenmek olduğunu sorduğumda ilerde anlarsın demişti Anladım Ilk aşk acısı bir ay boyunca yemek yemek yememek, gözyaşı dökmek, gözyaşı dökmek ve ağlamaktı İnsan birincil aşık olduğu kişiyle evlenip çoluk çocuk yapmak istiyor Ama iyi oysa bunlar son aşık olduğuna nasip oluyor Aradakilerdeyse konuşurken o raddeye ulaşmak bile Ah Belinda sendromu yaratıyor Değersiz platonik bir tiyatrocu yüzünden girdiğim kayda değer bir okuldu Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Asıl Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü Fazla konuşan, her ortamda uyarı çekmeye çalışan, bol içki bitiren öbür bir klanla aleyhinde karşıyaydım Önce garipsediğim bu klana zaman zaman uydum, ara sıra dışlandım Ve şayet üç beş kuruş kazanırım diye girdiğim İkinci Bahar dizisinde manâlı rollerden birini oynayarak, sahiden okuldaki vefat fermanımı imzaladım Fakat yılmadım 6 yıl süren bir maceradan sonra üniversite hayatım Eskişehirden, içinde diploma olan bir koliyle İstanbula taşındı Bir gün, üniversitedeyken hiç öleceğini düşünmediğimden defalarca hoyratça davrandığım bu aralar en çok özlediğim kişiden şaşılacak bir telefon aldım Annem ilk önce bir yerlerinin ağrıdığını söylüyordu Size biraz annemi anlatmam gerekiyor: Annem niyetli, güvercinlerle, köpeklerle, kedilerle konuşan, rüzgarı dinleyen, gururlu, babama fazla aşık, hükümet gibi bi kadındı Ve katiyen şikayet etmezdi Ilk kez bana bi yerlerinin ağrıdığını söylediğinde o yüzden fazla şaşırdım ve okuldan müsade istedim Tabii ki vermediler (Birilerinin birşeyleri anlaması için bazen kurban atamak gerekir) Haberi almakta gecikmedimBir hafta sonra okuldan içeri girdiğimde herkesin yüzünde mübalağa bir iyimserlik, fena gün dostu görünme hali vardı ve başım sağolsundu Hala sağ Başım İkinci Bahar, hayatımın şansı Ama Türkan Şoray, Şener Keyifli, Uğur Yücel gibi isimlerle çalışınca bir yanlamasına cool gözükmeye çalışıp, bir yanlamasına umutsuzluk içinde saçma şeyler yapıp, bildiğim her şeyi birbirine dolayıp nerden bulduk bu kızı izlenimi yaratmakta gecikmedim Neyse ama toparladım da bu günlere gelebildim Hani eski Türk filmlerinde esas kız ünlü olma yolunda bütün ufak bir adım atmıştır oysa ünlü bir prodüktörle tanışır ve fonda müzik çalarken değişmez kameranın önüne plak kapakları, film afişleri, gazete küpürlerinin yüzlercesi yağar Ve şehrin dört bir yanına asılı olan esas kızın bol makyajlı billboardlarının önünde avare avare dolaşan başlıca oğlanı görürüz… Neyse fakat benim başlıca oğlan olmasa bile esas adamım yanıbaşımda O plak kapaklarını, gazete küpürlerini, film afişlerini ise zaten biliyorsunuz'' Hoş yıldızın Cem Özer'le evliliğinden Osman Nejat adlı bir oğlu bulunuyor